nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Mevlananın evrensel sevgi anlayışı,Mevlananın evrensel sevgi anlayışı nedir,
Mevlananın sevgi anlayışı,Mevlananın evrensel sevgi anlayışı hakkında,
Mevlana ’nın bu harikulade ve engin mücadelesi nedeniyle, Anadolu insanı ona büyük sevgi, hürmet beslemiş ve düşüncelerini benimsemiştir Onun ölümünden takriben 700 sene geçmesine karşın onun düşünceleri hala Anadolu halkının ilgi ve sevgisini çekmeye devam etmektedir
Mevlana ’nın sevgi ve hoşgörüsü, yaşadığı günden bugüne, yalnız Türk halkının yok, dağıtılmış din ve kültürden olan tüm dünya insanlarının alaka odağı olmaya devam etmektedir Nitekim İrene Melikoff: “Mevlana ’nın eserlerini dünya milletleri kendi dillerine çevirip okusalar, dünyada kötülük, harp, kin, dehşet diye bir şey kalmaz demiştir şu anda Hollanda ’da, Almanya ’da Mesnevi okunmakta, sema gösterileri düzenlenmektedir Arayış içerisindeki Batılılar Mevlana ile huzur bulmaktadırlar Mevlana ’nın çekim gücü insanları çekmeye devam etmektedir Sadece Batıda mı? Elbette hayır İran ’da, Suriye ’de, Pakistan ’da, Afganistan ’da Hz Mevlana ’nın eserleri okunmakta ve yaşam tarzı kabul görmektedir
Mevlana ’nın insan sevgisi Kur ’an ’a ve peygamberimize dayanmaktadır Peygamberimiz bir hadisinde “Allah güzeldir, güzelliği sever, gurur ise Hakkı reddetmek ve insanları hor görmektir buyurmuştur İşte Mevlana ’nın sevgi ve hoşgörüsünde yatan temel prensip budur
Mevlana ’ya kadar sevgi ve şımartma insanlık vasıflarındandır Eşrefi mahlukat, emri Mevlana ’da yaşam bulur Hayvanın bu kavramlardan haberi olmadığı gibi, bu duyguları yaşaması imkânsızdır O bu konudaki düşüncelerini şöyle açıklama etmiştir:
Sen âşık olmadıysan, sevgi nedir, bilmiyorsan; Yürü git, ot otla; eşeksin sen(Mektuplar:95)
Aşk, büyükler için bal, çocuklar için süttür Aşk her gemiyi batıran istiap fazlası son yüktür (Mesnevi VI: 4032)
Nur ve kemal, helal lokmadan doğar İlim ve hikmet, aşk ve acıma helal lokma ile olur (Mesnevi I:1707)
Mevlana ’ya kadar sevgi, muhabbet, dünyanın yaratılış sebebidir Fiilen bu sufizmin esas hareket tarzını da oluşturur Allah evreni sevgi yüzünden yaratmıştır Nasıl ki, çocuğun bedeni sütsüz yaşayıp gelişemezse, ruhu da sevgisiz var olamaz Yetişkinler içinse sevgi, bal gibi fazla tatlı bir şeydir Yeniden Mevlana ’ya göre, gerçek sevgi, muhabbet karşılıksız sevgidir, sevdiğin kişinin seni sevip sevmemesi kayda değer değildir
İnsan yeryüzünde Allah ’ın halifesidir Mevlana bu derin Kur ’ani kavramı o kadar güzel işler oysa: “Dağ, taş, su, ateş, yel bile insana secde etmededir Birkaç lüzumsuz münafık secde etmemiş noksan mı kazanç insana(Fihi Mafih:226)
Mevlana ’nın sevgi anlayışı Yunus ’un sevgi anlayışı ile örtüşür Yunus, Yaratılanı sev, Yaratandan ötürü diyor Mevlana ’da benzer inci çizgiyi topluma aktarıyor Allah insanı yaratıp ona ruhundan üfürdüğü için insan da Allah ’tan bir eser taşımaktadır ve dolayısıyla onun yeryüzünde temsilcisidir O sebeple Mevlana ’nın nazarında kim olursa olsun, ister dinli ister dinsiz, ister kadın ister erkek, ister varlıklı isterse fakir olsun hepsi hürmet değerdir Tüm insanları bir gözle görmek ve ona saygı duymak gerekir Keza insanlardan şikâyet etmek de dürüst değildir Çünkü Mevlana ’ya tarafından, “Yaratıktan şikâyet, Yaratandan şikâyettir(Mektuplar:136)
Mevlana ’ya tarafından insan yalnızca dışını değil ondan daha fazla içini temiz tutmalıdır Fakat o zaman olgun bir insan olabilir Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol, hayat tarzı ola ki de günümüzde en çok aranan haslet haline gelmiştir O bu konuda şunları söylemiştir: “Allah, sizin şekillerinize ve amellerinize bakmaz, kalbinize ve niyetlerinize bakar
Mevlana insanları iyifena diye ayırmamakla birlikte insanın kötü taraflarından da bahseder “İnsan tabaklanmış deri gibidir; rutubetten bozulur, yavaş yavaş kokar(Mesnevi IV: 104) “Sende nemrutluk var, ateşe atılma, atılacaksan da önce İbrahim ol(Mesnevi I:1606) Şu halde insan, doğuştan iyi ve kötü meziyetleri potansiyel olarak bünyesinde taşır Eğer onu eğitirsen topluma ve insanlığa yardımsever yapabilirsin
Mevlana, hamdım, piştim, yandım, diyerek bir insanın hayatında hangi aşamalardan geçmesi gerektiğini veciz bir şekilde ifade etmiştir Olgunlaşmak için insan hayatta bıkkınlık ve ızdırap çekmelidir Bu sayede nefsine hakım olmasını öğrenerek diğer insanlarla iyi geçinebilen düzenli bir birey haline gelebilir
Mevlana eserlerinde insanın eğitimini ele almış ve hayatı baştan başa insanların eğitilmesi için uğraş etmiştir Mevlana diyor ancak, “Allah sevgisi ilimle elde edilir, ilimden nasibi olmayanlar ve akılsızlar su sevgiden mahrumdur diyerek sevgiyi, akılla temellendirmiştir Yani aklı ve bilimi olmayanın sevgisi de olamaz Gerçekten de ileri derecede ruhsal rahatsızlığa maruz kalan ahali, hiçbir şeye alaka ve sevgi duymazlar
Bugün toplumumuzda, millet arasında sevgi ve müsamaha eksikliği bulunduğunu görüyoruz Hemencecik bütün anlaşmazlıklar; sevgi, müşterek kavrayış ile sona erdirilebilir Yeter ama, birbirimizi gerçekten ve gönülden, karşılıksız olarak sevelim ve birbirimize zevk ile yaklaşabilelim 700–800 yıl önce toplumumuz Hz Mevlana ile nasıl kimlik bulmuşsa, günümüzde de toplumumuzun onun hoşgörüsüne, sevgisine ihtiyacı var *
Mevlananın sevgi anlayışı,Mevlananın evrensel sevgi anlayışı hakkında,
Mevlana ’nın bu harikulade ve engin mücadelesi nedeniyle, Anadolu insanı ona büyük sevgi, hürmet beslemiş ve düşüncelerini benimsemiştir Onun ölümünden takriben 700 sene geçmesine karşın onun düşünceleri hala Anadolu halkının ilgi ve sevgisini çekmeye devam etmektedir
Mevlana ’nın sevgi ve hoşgörüsü, yaşadığı günden bugüne, yalnız Türk halkının yok, dağıtılmış din ve kültürden olan tüm dünya insanlarının alaka odağı olmaya devam etmektedir Nitekim İrene Melikoff: “Mevlana ’nın eserlerini dünya milletleri kendi dillerine çevirip okusalar, dünyada kötülük, harp, kin, dehşet diye bir şey kalmaz demiştir şu anda Hollanda ’da, Almanya ’da Mesnevi okunmakta, sema gösterileri düzenlenmektedir Arayış içerisindeki Batılılar Mevlana ile huzur bulmaktadırlar Mevlana ’nın çekim gücü insanları çekmeye devam etmektedir Sadece Batıda mı? Elbette hayır İran ’da, Suriye ’de, Pakistan ’da, Afganistan ’da Hz Mevlana ’nın eserleri okunmakta ve yaşam tarzı kabul görmektedir
Mevlana ’nın insan sevgisi Kur ’an ’a ve peygamberimize dayanmaktadır Peygamberimiz bir hadisinde “Allah güzeldir, güzelliği sever, gurur ise Hakkı reddetmek ve insanları hor görmektir buyurmuştur İşte Mevlana ’nın sevgi ve hoşgörüsünde yatan temel prensip budur
Mevlana ’ya kadar sevgi ve şımartma insanlık vasıflarındandır Eşrefi mahlukat, emri Mevlana ’da yaşam bulur Hayvanın bu kavramlardan haberi olmadığı gibi, bu duyguları yaşaması imkânsızdır O bu konudaki düşüncelerini şöyle açıklama etmiştir:
Sen âşık olmadıysan, sevgi nedir, bilmiyorsan; Yürü git, ot otla; eşeksin sen(Mektuplar:95)
Aşk, büyükler için bal, çocuklar için süttür Aşk her gemiyi batıran istiap fazlası son yüktür (Mesnevi VI: 4032)
Nur ve kemal, helal lokmadan doğar İlim ve hikmet, aşk ve acıma helal lokma ile olur (Mesnevi I:1707)
Mevlana ’ya kadar sevgi, muhabbet, dünyanın yaratılış sebebidir Fiilen bu sufizmin esas hareket tarzını da oluşturur Allah evreni sevgi yüzünden yaratmıştır Nasıl ki, çocuğun bedeni sütsüz yaşayıp gelişemezse, ruhu da sevgisiz var olamaz Yetişkinler içinse sevgi, bal gibi fazla tatlı bir şeydir Yeniden Mevlana ’ya göre, gerçek sevgi, muhabbet karşılıksız sevgidir, sevdiğin kişinin seni sevip sevmemesi kayda değer değildir
İnsan yeryüzünde Allah ’ın halifesidir Mevlana bu derin Kur ’ani kavramı o kadar güzel işler oysa: “Dağ, taş, su, ateş, yel bile insana secde etmededir Birkaç lüzumsuz münafık secde etmemiş noksan mı kazanç insana(Fihi Mafih:226)
Mevlana ’nın sevgi anlayışı Yunus ’un sevgi anlayışı ile örtüşür Yunus, Yaratılanı sev, Yaratandan ötürü diyor Mevlana ’da benzer inci çizgiyi topluma aktarıyor Allah insanı yaratıp ona ruhundan üfürdüğü için insan da Allah ’tan bir eser taşımaktadır ve dolayısıyla onun yeryüzünde temsilcisidir O sebeple Mevlana ’nın nazarında kim olursa olsun, ister dinli ister dinsiz, ister kadın ister erkek, ister varlıklı isterse fakir olsun hepsi hürmet değerdir Tüm insanları bir gözle görmek ve ona saygı duymak gerekir Keza insanlardan şikâyet etmek de dürüst değildir Çünkü Mevlana ’ya tarafından, “Yaratıktan şikâyet, Yaratandan şikâyettir(Mektuplar:136)
Mevlana ’ya tarafından insan yalnızca dışını değil ondan daha fazla içini temiz tutmalıdır Fakat o zaman olgun bir insan olabilir Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol, hayat tarzı ola ki de günümüzde en çok aranan haslet haline gelmiştir O bu konuda şunları söylemiştir: “Allah, sizin şekillerinize ve amellerinize bakmaz, kalbinize ve niyetlerinize bakar
Mevlana insanları iyifena diye ayırmamakla birlikte insanın kötü taraflarından da bahseder “İnsan tabaklanmış deri gibidir; rutubetten bozulur, yavaş yavaş kokar(Mesnevi IV: 104) “Sende nemrutluk var, ateşe atılma, atılacaksan da önce İbrahim ol(Mesnevi I:1606) Şu halde insan, doğuştan iyi ve kötü meziyetleri potansiyel olarak bünyesinde taşır Eğer onu eğitirsen topluma ve insanlığa yardımsever yapabilirsin
Mevlana, hamdım, piştim, yandım, diyerek bir insanın hayatında hangi aşamalardan geçmesi gerektiğini veciz bir şekilde ifade etmiştir Olgunlaşmak için insan hayatta bıkkınlık ve ızdırap çekmelidir Bu sayede nefsine hakım olmasını öğrenerek diğer insanlarla iyi geçinebilen düzenli bir birey haline gelebilir
Mevlana eserlerinde insanın eğitimini ele almış ve hayatı baştan başa insanların eğitilmesi için uğraş etmiştir Mevlana diyor ancak, “Allah sevgisi ilimle elde edilir, ilimden nasibi olmayanlar ve akılsızlar su sevgiden mahrumdur diyerek sevgiyi, akılla temellendirmiştir Yani aklı ve bilimi olmayanın sevgisi de olamaz Gerçekten de ileri derecede ruhsal rahatsızlığa maruz kalan ahali, hiçbir şeye alaka ve sevgi duymazlar
Bugün toplumumuzda, millet arasında sevgi ve müsamaha eksikliği bulunduğunu görüyoruz Hemencecik bütün anlaşmazlıklar; sevgi, müşterek kavrayış ile sona erdirilebilir Yeter ama, birbirimizi gerçekten ve gönülden, karşılıksız olarak sevelim ve birbirimize zevk ile yaklaşabilelim 700–800 yıl önce toplumumuz Hz Mevlana ile nasıl kimlik bulmuşsa, günümüzde de toplumumuzun onun hoşgörüsüne, sevgisine ihtiyacı var *