iltasyazilim
FD Üye
Mezar bir tarihtir Mezar bir kitaptır Mezar bir ibret levhasıdır Yeter ki insan, gönlünün gözüyle bakabilsin, ruhuyla idrak edebilsin kabirleri Mezar terbiye ocağı, mezar muhasebe mekanıdır Mezarlar vahiy ölçüsüyle ve ötenin hesabıyla isabetli kararların alınabileceği, ince duyguların Kuran ve sünnet ile değerlendirileceği berrak yerlerdirAnlamını ve yaşama gayesini yitiren kentlerin ve insanların yanında,
en diri,
en canlı,
en anlamlı şehirlerdir mezarlar
Mezarlar diri, mezarlar canlıdır
Özünden ve özümüzden bakınca mezarlara, susarak anlatımın en mükemmel noktasını görürüz Hele siz bir gidin oraya ve tanışmaya çalışın oradakilerle ve birbir dinleyin özgeçmişlerini Ağaçları sizlere nasihat eder, taşları bile nasihat eder mezarların
Eğilin eğilin de ruhunuzun haskulağıyla bir dinleyin gelen sesleri
Her kulak öze nisbetince birşeyler duyacaktır orada Bakmasını bilen gözler, işitmesini bilen kulaklar neler görmez, neler işitmez ki mezarlarda
Şimdi ada:2, parsel:1008 'de bulunan kabrin başındayız
Namık oğlu, Hatice eşi Hasan ŞenolDoğum:1938 ölüm:1984
Herhalde yakında ziyaretçisi gelmiş, üzerine konan çiçekler henüz kurumamışKabrin başucunda iki tane buruşmuş, burun veya gözyaşı silinmiş kağıt mendiller, kimbilir hangi duyguların anlatımını yansıtıyor?
Kabrin üzerine şimdilik topraktan başka ağırlık konmamış Siparişleri verilmiş, yakında mermerlenecekmişMezarın mermerleneceğini ben duydum ben duydum ama kendisi biliyor muydu? Mezarın mermerle kaplatılacağını bilse sevinirmiydi? Mermersiz mezarlara bakarak, kendisine yapılacak mermerli mezar ile gururlanırmıydı? Kendisine haber vereyim düşüncesiyle;
Mezarın mermerle kaplatılacakmışdiye fısıldadım
Git işine be adam, bana ne mermerdenhaykırışı sanki iç dünyamda yankılandı
Mezarı mermer kaplanmış veya kaplanmamış O'na ne faydası vardı? Peki bu mezarları mermerle kaplatanlar, bunu kimin için yapıyorlardı?
Sorumdaki saflığıma kendim de gülümsedimKimin için yaptıkları, kimin için yapacakları belli değil miydi?
'Elalem ne der' endişesiyle kendi itibarları, kendi şanları kendi şerefleri için yaptırmıyorlarmıydı? Bunlar hem toprağın üstünden hem de toprağın altından gafil kimseler değil miydi?
Şimdilik sade bir görünümde olan toprağa tekrar terar baktım İzmir'in bayındır kazasında 1938 yılında doğan Hasan Şenol, ailesiyle beraber sekiz yaşındayken İzmir'e yerleşmiş Ortaokul mezunu olan meyyit, Diyarbakır'da askerliğini yapıp 1963 yılında evlenmiş Kürtaj silahıyla kaç çocuğunu, hangi suçtan dolayı öldürdüğünü veya öldürttüğünü siz sormayın Çünkü biliyorsunuz ki bunu Rabbimiz soracak
Bir yolsuzluk iddiasıyla çalıştığı bankadan atılan Hasan Şenol, bulunduğu mahallede bir kahvehane açarak yaşamını sürdürmüş Değişik kesimlerden insanlarla karşılaşıp, onlarla çeşitli mevzularda konuşan Hasan Şenol, çenesi laf eden, bulunduğu konumda kendisini haklı görüp, haklı çıkaran bir mizaca sahip birisi
Kahvehanede kumar oymatıp, içki içirmesine rağmen müslümanlığına toz kondurmaz ve kalbinin temizliğini her fırsatta dile getirirdi Bağkur emekliliğine dört yıl kala karşılaştığı müslüman tipli insanlara, Emekli olduktan sonra bu işlere tövbe edip namaza başlayacağımderdi
Ancak ne olduysa, 1984'ün nisan ayının ilk haftası oldu
Eski bir dostuyla, kahvede masanın kenarında içki içmekteyken, hesap yüzüden çıkan bir tartışmada araya girmiş ve dört yerinden bıçaklanmıştı
Hastaneye kanlar içinde götürülürken ölümün soğuk çehresiyle karşılaşıyor, yaşantısının muhasebesini yaparken haklı bir telaşa kapılıyordu
Şimdi ölmenin sırası mıydı !
Daha tevbe edecek, içkiyi ve kumarı bırakacaktı Bu halde, üstelik içkiliyken nasıl kabre girecek, hangi yüzle Allah'ın huzuruna çıkacaktı?
Kızı aklına geldi: Keşke manken olmasına izin vermeseydimdiye geçirdi içinden Sahi ya ! Manken olmasına, orasını burasını açmasına, elalemin erkeklerine teşhir etmesine neden izin vermişti ki? Dilinin ucuna gelen '(editlendi)!' ifadesini, köpek dişleriyle ısırıp, azı dişleriyle öğütmek istedi
Oğlu aklına gelince sanki beşinci, altıncı, yedinci bıçak darbesini yemişti Sövdü, küfretti Kendisinin yetiştirmediği, kendisinin terbiye vermediği oğluna bir daha bir daha küfretti
Tekrar kendine döndüÖlmemeliydiNe yapıp edip ölmemeliydi
'Kurtulursam ilk işim namaza başlamak diye geçirdi içinden Namaza başlamak için bu dört seneyi de nereden çıkartmıştı ki? İnsan bu dört sene yaşayacağı ne malum?
Ya hemen ölürse!
Ya hemen ölürsem!
Yok yok ölmemeliyim, ağzım da leş gibi rakı kokuyor
Başını tutan adamın sesini duydu:'Birader hızlı sür adam ölecekÇok kan kaybediyor
Kim ölecek?Ben mi, ben mi öleceğim !?? Ben ölmemeliyim, ben yaşamalıyım Çünkü ben tevbe edeceğim, çünkü ben namaz kılacağım, çünkü ben hıkkkhıkkkben ölmemeliyim, ölmeyeceğim, ölmeyeceğimİçkili halde hiç ölünür mü? Keşke içmesedim, keşke namaz kılsaydım, keşke
Kardeşim hızlı gitmene gerek yok, öldü adamcağız
Bu özgeçmiş ile Hasan Şenol'un kabrine tekrar tekrar bakıyoruz ve 'keşke' hayırışlarının aynı dirilik ve aynı canlılıkla tekrarlandığını görüyoruz:
Keşkekeşkekeşke
Muammer Özkan
en diri,
en canlı,
en anlamlı şehirlerdir mezarlar
Mezarlar diri, mezarlar canlıdır
Özünden ve özümüzden bakınca mezarlara, susarak anlatımın en mükemmel noktasını görürüz Hele siz bir gidin oraya ve tanışmaya çalışın oradakilerle ve birbir dinleyin özgeçmişlerini Ağaçları sizlere nasihat eder, taşları bile nasihat eder mezarların
Eğilin eğilin de ruhunuzun haskulağıyla bir dinleyin gelen sesleri
Her kulak öze nisbetince birşeyler duyacaktır orada Bakmasını bilen gözler, işitmesini bilen kulaklar neler görmez, neler işitmez ki mezarlarda
Şimdi ada:2, parsel:1008 'de bulunan kabrin başındayız
Namık oğlu, Hatice eşi Hasan ŞenolDoğum:1938 ölüm:1984
Herhalde yakında ziyaretçisi gelmiş, üzerine konan çiçekler henüz kurumamışKabrin başucunda iki tane buruşmuş, burun veya gözyaşı silinmiş kağıt mendiller, kimbilir hangi duyguların anlatımını yansıtıyor?
Kabrin üzerine şimdilik topraktan başka ağırlık konmamış Siparişleri verilmiş, yakında mermerlenecekmişMezarın mermerleneceğini ben duydum ben duydum ama kendisi biliyor muydu? Mezarın mermerle kaplatılacağını bilse sevinirmiydi? Mermersiz mezarlara bakarak, kendisine yapılacak mermerli mezar ile gururlanırmıydı? Kendisine haber vereyim düşüncesiyle;
Mezarın mermerle kaplatılacakmışdiye fısıldadım
Git işine be adam, bana ne mermerdenhaykırışı sanki iç dünyamda yankılandı
Mezarı mermer kaplanmış veya kaplanmamış O'na ne faydası vardı? Peki bu mezarları mermerle kaplatanlar, bunu kimin için yapıyorlardı?
Sorumdaki saflığıma kendim de gülümsedimKimin için yaptıkları, kimin için yapacakları belli değil miydi?
'Elalem ne der' endişesiyle kendi itibarları, kendi şanları kendi şerefleri için yaptırmıyorlarmıydı? Bunlar hem toprağın üstünden hem de toprağın altından gafil kimseler değil miydi?
Şimdilik sade bir görünümde olan toprağa tekrar terar baktım İzmir'in bayındır kazasında 1938 yılında doğan Hasan Şenol, ailesiyle beraber sekiz yaşındayken İzmir'e yerleşmiş Ortaokul mezunu olan meyyit, Diyarbakır'da askerliğini yapıp 1963 yılında evlenmiş Kürtaj silahıyla kaç çocuğunu, hangi suçtan dolayı öldürdüğünü veya öldürttüğünü siz sormayın Çünkü biliyorsunuz ki bunu Rabbimiz soracak
Bir yolsuzluk iddiasıyla çalıştığı bankadan atılan Hasan Şenol, bulunduğu mahallede bir kahvehane açarak yaşamını sürdürmüş Değişik kesimlerden insanlarla karşılaşıp, onlarla çeşitli mevzularda konuşan Hasan Şenol, çenesi laf eden, bulunduğu konumda kendisini haklı görüp, haklı çıkaran bir mizaca sahip birisi
Kahvehanede kumar oymatıp, içki içirmesine rağmen müslümanlığına toz kondurmaz ve kalbinin temizliğini her fırsatta dile getirirdi Bağkur emekliliğine dört yıl kala karşılaştığı müslüman tipli insanlara, Emekli olduktan sonra bu işlere tövbe edip namaza başlayacağımderdi
Ancak ne olduysa, 1984'ün nisan ayının ilk haftası oldu
Eski bir dostuyla, kahvede masanın kenarında içki içmekteyken, hesap yüzüden çıkan bir tartışmada araya girmiş ve dört yerinden bıçaklanmıştı
Hastaneye kanlar içinde götürülürken ölümün soğuk çehresiyle karşılaşıyor, yaşantısının muhasebesini yaparken haklı bir telaşa kapılıyordu
Şimdi ölmenin sırası mıydı !
Daha tevbe edecek, içkiyi ve kumarı bırakacaktı Bu halde, üstelik içkiliyken nasıl kabre girecek, hangi yüzle Allah'ın huzuruna çıkacaktı?
Kızı aklına geldi: Keşke manken olmasına izin vermeseydimdiye geçirdi içinden Sahi ya ! Manken olmasına, orasını burasını açmasına, elalemin erkeklerine teşhir etmesine neden izin vermişti ki? Dilinin ucuna gelen '(editlendi)!' ifadesini, köpek dişleriyle ısırıp, azı dişleriyle öğütmek istedi
Oğlu aklına gelince sanki beşinci, altıncı, yedinci bıçak darbesini yemişti Sövdü, küfretti Kendisinin yetiştirmediği, kendisinin terbiye vermediği oğluna bir daha bir daha küfretti
Tekrar kendine döndüÖlmemeliydiNe yapıp edip ölmemeliydi
'Kurtulursam ilk işim namaza başlamak diye geçirdi içinden Namaza başlamak için bu dört seneyi de nereden çıkartmıştı ki? İnsan bu dört sene yaşayacağı ne malum?
Ya hemen ölürse!
Ya hemen ölürsem!
Yok yok ölmemeliyim, ağzım da leş gibi rakı kokuyor
Başını tutan adamın sesini duydu:'Birader hızlı sür adam ölecekÇok kan kaybediyor
Kim ölecek?Ben mi, ben mi öleceğim !?? Ben ölmemeliyim, ben yaşamalıyım Çünkü ben tevbe edeceğim, çünkü ben namaz kılacağım, çünkü ben hıkkkhıkkkben ölmemeliyim, ölmeyeceğim, ölmeyeceğimİçkili halde hiç ölünür mü? Keşke içmesedim, keşke namaz kılsaydım, keşke
Kardeşim hızlı gitmene gerek yok, öldü adamcağız
Bu özgeçmiş ile Hasan Şenol'un kabrine tekrar tekrar bakıyoruz ve 'keşke' hayırışlarının aynı dirilik ve aynı canlılıkla tekrarlandığını görüyoruz:
Keşkekeşkekeşke
Muammer Özkan
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.