Stillwater
FD Üye
Bu konuda Mezheplere göre İlahi Kitaplar hakkında bilgiler vereceğiz. İslam dininde İlahi kitaplar Allah sözü olmak bakımından aralarında farklılık bulunmamasına rağmen, hacimleri hitap ettikleri toplumun büyüklüğüne göre, suhuf kitap olmak üzere 2’ye ayrılırlar.
Hz. Adem’e 10 sayfa,
Hz. Şît’e 50 sayfa,
Hz. İdrîs’e 30 sayfa,
Hz. İbrahim’e 10 sayfa (bk. Süyutî, ed-Dürrü’l-mensur, VIII, 489; Alusi, Ruhu’l-meani, XV, 141-142). Bugün bu sayfalardan elimizde hiçbir şey yoktur.
Suhufa göre hacimli kitap şeklinde olan evrensel mesajlar içeren ilahi kitaplar ise Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an olmak üzere dört tanedir.
b) Tevrat: Tevrat İbranice bir kelime olup “kanun, şeriat öğreti” manasına gelir. Hz. Musa’ya indirilmiştir. Tevrat’a Ahd-i Atik ve Ahd-i Kadîm de (Eski Ahit) denilir. Tevrat’ın aslının Allah kelamı ve peygamberine indirdiği kutsal kitab olduğuna inanmak her müslümana farzdır inkar etmek kişiyi küfre düşürür. Kur’an-ı Kerim’de Tevrat’ın Allah’ın kutsal kitaplarından olduğu açıklanmıştır: “Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat’ı indirdik…” (el-Maide 5/44).
Tevrat Hz. Musa vasıtasıyla İsrailoğulları’na gönderilmiştir.Onlar tarihte yaşadıkları sürgün ve esirlik dönemlerinde Tevrat’ın Allah’tan gelen halini koruyamamışlardır. Tevrat’ın asıl nüshası kaybolunca, yahudi din bilginleri tarafından kaleme alınan Tevrat nüshaları ortaya çıkmıştır. Bugün elde olan Tevrat bütünüyle ilahi kitap olma özelliğini kaybetmiştir.
c) Zebur: Kelime olarak “yazılı şey kitap” manasına gelen Zebur, Hz. Davud’a indirilmiş ilahi kitabın ismidir.Kur’an’da şöyle buyurulur: “…Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davud’a da Zebur’u verdik” (el-İsra 17/55).
Zebur, ilahi kitapların en küçüğü olup, yeni islam dini hükümleri getirmemiştir. Bugün mevcut olan Zebur nüshaları, söyleyiş ve ilahilerden, Allah’a övgü hikmetli sözlerden ve birtakım nasihatlardan meydana gelmiştir.
d) İncil: İncil “müjde, talim ve öğretici” manasına gelir. Hz. İsa aracılığıyla İsrailoğulları’na indirilmiştir: “Kendinden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerinde, Meryem oğlu Îsâ’yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nur bulunmak, önündeki Tevrat’ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil’i verdik” (el-Maide 5/46).
İncil’e, Allah’tan Hz. İsa’ya indirildiği haliyle inanmak imanın gereklerindendir. Bugün İncil’in orijinal metni de diğer bozulmuş kitaplar gibi yoktur. Bozulmuş insanlar tarafından müdahaleye maruz kalmış şekli vardır.
Bir müslümana kutsal kitaplarda bulunan hususun haber verilmesi halinde; eğer bu husus, Kur’an ve sahih hadislerdeki bilgilere uygunsa kabul edilir. Ayet hadislere aykırı ise reddedilir. Ayet ve hadislerde hiç bahsedilmiyor İslam’ın prensiplerine de zıt düşmüyorsa Hz. Peygamber’in bu tavsiyesi doğrultusunda hareket edilir: “Ehl-i kitabı tasdik de etmeyin, tekzip de (yalanlamayın). Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e… indirilene inandık deyin” (Buhari, “Tefsir”, sure: 2/11; “İ`tisam”, 25).
e) Kur’an: Allah tarafından gelen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an-ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e indirilmiştir. Sözlükte “toplamak, okumak, bir araya getirmek” manasına gelen Kur’an terim olarak şöyle tarif edilir: “Hazreti Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı, Peygamberimiz’den bize tevatür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı ilahi kelamdır”.
“Peygambere indirilen” derken Hazreti Muhammed efendimiz kastedilmektedir. “Tevatür yoluyla nakledilmiş olan” derken, her devirde yalan üzerine birleşmelerini aklın imkansız gördüğü topluluk tarafından nakledildiği nesilden nesile geçtiği için Allah’a ait oluşunun kesinliği ifade edilmektedir. “Okunmasıyla ibadet edilen” derken okumanın ibadet olduğuna, namaz ibadetinde vahy edilen metnin okunması gerektiğine Kur’an tercümelerinin namazda okunmasının caiz ve geçerli olmadığına işaret edilmektedir.
Peygamberler vahiy durumunda kendilerine gelen kitapları ezberleyip zamanın şartlarına göre yazıp veya yazdırarak kitap haline getirmişlerdi. Bu kitaplar tamamen vahiye dayanırlar.
Suhuf (Sayfalar)
Yüce Allah´ın kimi Peygamberlere gönderdiği sayfalar halindeki küçük kitaplara Suhuf denir.
Allah´u Teala, Peygamberlere gönderdiği kitaplar az çok, küçük veya büyük olabilir. Yüce Rabbimiz her millete kitap ve Peygamber göndermiştir. Kendisine kitap verilen Peygamberler olduğu gibi, verilmeyenler de vardır. Kendisine kitap verilmeyen Peygamber, önceki Peygamber´in kitabıyla hükmedip insanları Allah yoluna çağırmışlardı.
Bu kitaplar bir kaç sayfa veya daha fazla olarak birer kitap haline gelecek şekilde gönderilmiştir.
Suhuflar sırası ile şu peygamberlere gönderilmiştir:
Hanefi Mezhebinde İlahi Kitaplar
a) Suhuf: Sahife kelimesinin çoğulu suhuf, dar bir çevrede, küçük topluluklara, ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde indirilen birkaç sayfadan oluşmuş küçük kitap ve de risalelere denir. Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim ve Musa’ya indirilen sayfalardan bahseden iki ayet vardır (en-Necm 53/36-37; el-A`la 87/14-19). Kur’an’da mütevatir hadislerde suhuf ile alakalı bilgi bulunmamaktadır. Ebu Zer’den rivayet edilen zayıf hadise göre sayfaların sayısı 100 olup şu peygamberlere indirilmiştir:Hz. Adem’e 10 sayfa,
Hz. Şît’e 50 sayfa,
Hz. İdrîs’e 30 sayfa,
Hz. İbrahim’e 10 sayfa (bk. Süyutî, ed-Dürrü’l-mensur, VIII, 489; Alusi, Ruhu’l-meani, XV, 141-142). Bugün bu sayfalardan elimizde hiçbir şey yoktur.
Suhufa göre hacimli kitap şeklinde olan evrensel mesajlar içeren ilahi kitaplar ise Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an olmak üzere dört tanedir.
b) Tevrat: Tevrat İbranice bir kelime olup “kanun, şeriat öğreti” manasına gelir. Hz. Musa’ya indirilmiştir. Tevrat’a Ahd-i Atik ve Ahd-i Kadîm de (Eski Ahit) denilir. Tevrat’ın aslının Allah kelamı ve peygamberine indirdiği kutsal kitab olduğuna inanmak her müslümana farzdır inkar etmek kişiyi küfre düşürür. Kur’an-ı Kerim’de Tevrat’ın Allah’ın kutsal kitaplarından olduğu açıklanmıştır: “Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat’ı indirdik…” (el-Maide 5/44).
Tevrat Hz. Musa vasıtasıyla İsrailoğulları’na gönderilmiştir.Onlar tarihte yaşadıkları sürgün ve esirlik dönemlerinde Tevrat’ın Allah’tan gelen halini koruyamamışlardır. Tevrat’ın asıl nüshası kaybolunca, yahudi din bilginleri tarafından kaleme alınan Tevrat nüshaları ortaya çıkmıştır. Bugün elde olan Tevrat bütünüyle ilahi kitap olma özelliğini kaybetmiştir.
c) Zebur: Kelime olarak “yazılı şey kitap” manasına gelen Zebur, Hz. Davud’a indirilmiş ilahi kitabın ismidir.Kur’an’da şöyle buyurulur: “…Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davud’a da Zebur’u verdik” (el-İsra 17/55).
Zebur, ilahi kitapların en küçüğü olup, yeni islam dini hükümleri getirmemiştir. Bugün mevcut olan Zebur nüshaları, söyleyiş ve ilahilerden, Allah’a övgü hikmetli sözlerden ve birtakım nasihatlardan meydana gelmiştir.
d) İncil: İncil “müjde, talim ve öğretici” manasına gelir. Hz. İsa aracılığıyla İsrailoğulları’na indirilmiştir: “Kendinden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerinde, Meryem oğlu Îsâ’yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nur bulunmak, önündeki Tevrat’ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil’i verdik” (el-Maide 5/46).
İncil’e, Allah’tan Hz. İsa’ya indirildiği haliyle inanmak imanın gereklerindendir. Bugün İncil’in orijinal metni de diğer bozulmuş kitaplar gibi yoktur. Bozulmuş insanlar tarafından müdahaleye maruz kalmış şekli vardır.
Bir müslümana kutsal kitaplarda bulunan hususun haber verilmesi halinde; eğer bu husus, Kur’an ve sahih hadislerdeki bilgilere uygunsa kabul edilir. Ayet hadislere aykırı ise reddedilir. Ayet ve hadislerde hiç bahsedilmiyor İslam’ın prensiplerine de zıt düşmüyorsa Hz. Peygamber’in bu tavsiyesi doğrultusunda hareket edilir: “Ehl-i kitabı tasdik de etmeyin, tekzip de (yalanlamayın). Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e… indirilene inandık deyin” (Buhari, “Tefsir”, sure: 2/11; “İ`tisam”, 25).
e) Kur’an: Allah tarafından gelen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an-ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e indirilmiştir. Sözlükte “toplamak, okumak, bir araya getirmek” manasına gelen Kur’an terim olarak şöyle tarif edilir: “Hazreti Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı, Peygamberimiz’den bize tevatür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı ilahi kelamdır”.
“Peygambere indirilen” derken Hazreti Muhammed efendimiz kastedilmektedir. “Tevatür yoluyla nakledilmiş olan” derken, her devirde yalan üzerine birleşmelerini aklın imkansız gördüğü topluluk tarafından nakledildiği nesilden nesile geçtiği için Allah’a ait oluşunun kesinliği ifade edilmektedir. “Okunmasıyla ibadet edilen” derken okumanın ibadet olduğuna, namaz ibadetinde vahy edilen metnin okunması gerektiğine Kur’an tercümelerinin namazda okunmasının caiz ve geçerli olmadığına işaret edilmektedir.
Şafi Mezhebinde İlahi Kitaplar
İslam dininde Her Müslüman, ilahi kitapların tümüne inanmakla sorumludur. Allah´ın gönderdiği kitapların bir tanesini inkar eden kafir olur.Peygamberler vahiy durumunda kendilerine gelen kitapları ezberleyip zamanın şartlarına göre yazıp veya yazdırarak kitap haline getirmişlerdi. Bu kitaplar tamamen vahiye dayanırlar.
Suhuf (Sayfalar)
Yüce Allah´ın kimi Peygamberlere gönderdiği sayfalar halindeki küçük kitaplara Suhuf denir.
Allah´u Teala, Peygamberlere gönderdiği kitaplar az çok, küçük veya büyük olabilir. Yüce Rabbimiz her millete kitap ve Peygamber göndermiştir. Kendisine kitap verilen Peygamberler olduğu gibi, verilmeyenler de vardır. Kendisine kitap verilmeyen Peygamber, önceki Peygamber´in kitabıyla hükmedip insanları Allah yoluna çağırmışlardı.
Bu kitaplar bir kaç sayfa veya daha fazla olarak birer kitap haline gelecek şekilde gönderilmiştir.
Suhuflar sırası ile şu peygamberlere gönderilmiştir: