nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Mihail Bakunin, Mihail Bakunin Kimdir, Mihail Bakunin felsefesi, Mihail Bakunin düşüncesi, Mihail Bakunin hakkında bilgi
Mihail Bakunin Kimdir?
Mihail Aleksandroviç Bakunin (30 Mayıs 1814 – 13 Haziran 1876) ünlü bir Rus anarşisttir Anarşist düşünürlerin birincil kuşağının temsilcilerindendir ve “anarşizmin babaları olarak anılan düşünürlerden biridir
Mihail Bakunin Hayatı
Bakunin Moskova'nın kuzeybatısında, Torzok ve Kuvşinovo arasındaki Piramukhino köyündeki asilzade bir ailenin çocuğudur 14 yaşındayken Topçuluk Üniversitesinde askeri eğitim aldığı St Petersburg'a gitti Eğitimi 1832 yılında tamamlandı ve Rusya İmparatorluk Muhafız Alayı'na düşük rütbeli bir subay olarak atandı ve Minsk'e, Gardinas'a, Litvanya'ya (artık Belarus) gönderildi Babası Bakunin'in askeri veya sivil göreve devam etmesini istiyorduysa da, o 1835 yılında ikisini de terk ederek, felsefe okumayı umut ettiği Moskova'ya geçti
Bakunin Moskova'da eski üniversitelilerden oluşan bir grupla arkadaşlık kurdu ve ardındaki sistemli bir idealist felsefe çalışmasına başladı Bilhassa de Schelling, Fichte ve Hegel'e yoğunlaştı Başından beri o ve arkadaşları çalışmalarını, o dönem modern bilimin başkenti sanılan Berlin'e bir gezi yaparak tamamlamak istiyorlardı Bakunin'in ailesi bu yolculuğun masraflarını karşılamayı reddetti; lakin sonunda yumuşadılar ve 1840 yılında yolculuğa çıktı
O sıralar Bakunin'in planı üniversitede profesör olmaktı (arkadaşlarının deyimiyle “doğruluğun rahibi) Fakat daha sonra “Sol Hegelciler adı bahşedilen radikal öğrencilerle karşılaştı ve onlara katıldı Berlin'deki sosyalist harekete dahil oldu Buradan Proudhon ve George Sand'le karşılaşacağı, Polonyalı sürgünlerin lideriyle tanıştırılacağı Paris'e geçti Paris'ten İsviçre'ye gezi etti Burada bir zaman kalarak sosyalist hareketlerde etkin olarak bulundu
İsviçre'deyken, Bakunin Rusya hükümeti göre Rusya'ya çağrıldı ve çağrıyı reddetmesi üstüne mallarına el konuldu 1848 yılında Paris'e döndüğünde, Rusya'ya karşısında ateşli bir hamle başlattı ve bu Bakunin'in Fransa'dan sürülmesine niçin oldu 1848'in devrimci hareketleri kendisine demokratik ajitasyon yapan köktenci bir kampanyaya katılma fırsatını verdi ve 1849 Mayısındaki Dresden ayaklanmasına katılması nedeniyle tutuklandı ve vefat cezasına çarptırıldı aynı zamanda idam hükmü ömür boyu hapse çevrildi ve Rus yetkililere teslim edildi Hapsedildi ve 1855 yılında doğu Sibirya'ya gönderildi
Bakunin Amur bölgesine gitmek için müsade talep etti ve buradan kaçmayı başararak Japonya'ya, peşinde da 1861 yılında Amerika Birleşik devletlerinden İngiltere'ye geçti Geri kalan yaşamını batı Avrupa'da, bilhassa de İsviçre'de sürgünde geçirdi 1869 yılında Sosyal Demokratik Birliği kurdu bununla beraber Birinci Enternasyonal'in uluslar arası bir organizasyon olduğu ve sadece ulusal organizasyonların üyeliğe kabul edildiği bahanesiyle Bakunin'in kurduğu birlik Birinci Enternasyonal'e alınmadı Oluşturulduğu yıl dağılan bu birliği yaratıcı değişik gruplar sonra Enternasyonal'e ayrı olarak katıldılar
1870 yılında Bakunin Lyons'taki başarısız bir ayaklanmaya liderlik etti Isyan sonradan Paris Komünü için misal teşkil etti Karl Marx ve Friedrich Engels sonra bu komünü onayladılar ve onu proletarya diktatörlüğünün bir örneği olarak tanımladılar; bununla beraber Marx Lyons'taki ayaklanmanın erken ve maceracı bir ayaklanma olduğu görüşündeydi Çünkü başarısızlıkla sonuçlanmıştı bununla beraber da Bakunin'in etkinliğinde olması böyle bir değerlendirmeyi getirebilirdi
Bakunin'in 1872'deki Lahey Kongresi'nde Marx'ın üstün gelmesiyle Enternasyonal'den tasfiye edilmesi, Marksist düşüncenin devletin nihai çözülmesinden önce kurulmasını öngördüğü emekçi devleti görüşü ile Bakunin'in böyle bir ara basamağa lüzum olmadığına dair görüşü arasındaki uyuşmazlığın açık bir temsili oldu Marx'ın (dehasını kabul ederek) yaptığı sınıf çözümlemesini ve kapitalizme ilişkin öne sürdüğü hesaplı teorilerini kabul etmekle birlikte, Devlet ve Otorite hakkındaki görüşlerini de son derece aciz, beceriksiz buluyordu Marx'ın aşağılayıcı ve kibirli olduğunu ve yöntemlerinin komünist devrimi tehlikeye atacağını düşünüyordu Bakunin Yahudi kökenli olduğu için Marx'a saldırarak antisemitist olduğunu da açığa vurdu diyenlerde vardır Fakat acayip olan Marx'ın redaktörlüğünü yaptığı Neue Rheinische Zeitung'da Bakunin'in Rus ajanı olduğunu bahis eden bir haberin ciddi imiş gibi yayınlanması ve Avrupada tüm kent soylu basınının ve bunlara etken yahudi kökenlilerin bu sözde haberi sık sık tekrarlamaları karşısında Bakunin antisemitist sayılabilecek ifadeler de kullanmıştır Bu haber özellikle Marx'a çok yakın Utin (sonradan çardan özür dilemiş ve rusyada yaşamasına izin verilmiştir) göre kesintisiz gündemde tutulmuştur
Bakunin 1873 yılında Lugano'da bir köşeye çekildi ve 13 Haziran 1876'da Bern'de öldü
Politika Üstüne Görüşleri
Bakunin hangi isim veya biçim altında olursa olsun, Tanrı da dahil olmak üzere tüm dış otorite sistemlerini reddediyordu Ölümünden sonra 1882 yılında basılan Tanrı ve Devlet adlı eserinde şöyle yazıyordu:
İnsanın özgürleşmesi yalnızca buna bağlıdır, çünkü o doğanın yasalarına itaat eder; onlar insana dışarıdan insani ya da ilahi, kolektif veya kişisel her ne olursa olsun herhangi bir tanıdık olmayan irade göre empoze edildiği için değil, kendisi onları böyle kavradığı için
Bu Nedenle doğa kanunlarının farkına her insan kendisi varır Bakunin'in zihin yürütmesi sonunda bu kanunların kendi doğasının kanunları olduğu için, bireyin bunlara uymaktan diğer çaresinin olmadığı ve böylece politik organizasyonların, yönetimlerin ve yasaların anında yok olacağı düşüncesine varır
Bakunin aynı şekilde herhangi bir ayrıcalıklı konumu ya da sınıfı reddetmiştir Çünkü bu ayrıcalığın acayipliğidir ve her imtiyazlı konum insanın kalbini ve zihnini öldürür Ayrıcalıklı insan, politik veya hesaplı fark etmez, zihnen ve kalben bozulmuş insandır
Bakunin'in devrimci programını gerçekleştirme yöntemleri de onun prensiplerinden daha eksik manalı değildir Bakunin'in tanımladığı gibi, bir devrimci özel bir alaka veya duyguya müsade vermeyen, din, yurtseverlik ya da etik konusunda, onu kelimenin her anlamıyla varolan toplumu altüst etme görevinden saptıracak hiçbir kesin olmama taşımayan, sadık bir insan olmalıdır
Mikhail Bakunin ve Karl Marx arasındaki uyuşmazlık, anarşizm yanlısı olma ve Marksizm arasındaki farklılığa ışık miktar: Anarşistler ve Marksistler benzer iki taraflı hedefi (sosyal sınıfların ve devletin olmadığı hür, eşit bir toplumun yaratılması) paylaşmakla birlikte, bu hedefe nasıl ulaşılacağı konusunda büyük anlaşmazlıklar yaşarlar Anarşistler sınıfsız, devletsiz topluma devlet aygıtı yoluyla değil emekçilerin özyönetim organları aracılığıyla ve proleterya diktatörlüğü gibi bir geçiş aşaması olmadan geçilmesi gerekliliğine inanırlar Anarşistlere göre iktidar yozlaştırır Marksistler böyle bir şeyin imkansız olduğuna ve anarşistlerin çok idealist olduğuna inanırlar Devlet aygıtını yok etmeyi yok ele geçirmeyi amaçlarlar Marksistler sınıfsız ve devletsiz topluma, devlet aygıtının ve planlı ekonominin olduğu sosyalizm adı verilen aşamalı bir geçiş ön görürler
AntiSemitizm
Bakunin'in çoğu antisemitik bayağı sözü baştan ettiği bilinir Örneğin Yahudileri şöyle tanımlar: “sömürgeci bir mezhep, parazit insanlar, sadece ulusal sınırların ötesinde yok, aynı zamanda bütün politik manzara farklılıklarının ötesinde sıkıca ve candan birbirine bağlanmış homurdanan tek bir asalak… Yahudilerin milli karakterlerinin esas özelliğini oluşturan ticari hırsları vardır bununla birlikte Samiler hakkında mı yahut pratikteki Yahudilikten mi bahsettiği açık değildir Fakat Bakunin'in yaşamı her tarafında bütün dinleri eleştirdiği, onun vaktinde Hıristiyanlık ve Yahudiliğin Avrupa'da fazla başat olduğu dikkate alınmalıdır Bakunin'in antisemitizmi başlıca olduğu gibi, Yahudilerin Avrupa kapitalizminin ve politikasının yönlendiricisi olduğu görüşüne dayanır Karl Marx'la yaptığı bir polemiğin bir kısmını oluşturan şu sözü, Bakunin'in Avrupa'daki Musevileri nasıl algıladığını gösterir:
“Bu Yahudi dünyası bugün başlıca Marx'ın ve Rothschild'in komutası altındadır Ben eminim ancak bir taraftan Rothschildler Marx'ın faziletlerini takdir ediyorlar, dahası da Marx Rothschildler'e karşı içgüdüsel bir yakın olma ve büyük saygı besliyor Bu acayip görünebilir Komünizm ve yüksek finans aralarında nasıl bir iki taraflı nokta olabilir? Ho ho! Marx'ın komünizmi zinde bir devlet merkeziyetçiliği istiyor ve bunun olduğu yerde – insanların emeği üzerine spekülasyonlar yapan – parazit Yahudi milleti daima varoluşunun anlamını bulacaktır… Polemique contre les Juifs, 1872 *
Mihail Bakunin Kimdir?
Mihail Aleksandroviç Bakunin (30 Mayıs 1814 – 13 Haziran 1876) ünlü bir Rus anarşisttir Anarşist düşünürlerin birincil kuşağının temsilcilerindendir ve “anarşizmin babaları olarak anılan düşünürlerden biridir
Mihail Bakunin Hayatı
Bakunin Moskova'nın kuzeybatısında, Torzok ve Kuvşinovo arasındaki Piramukhino köyündeki asilzade bir ailenin çocuğudur 14 yaşındayken Topçuluk Üniversitesinde askeri eğitim aldığı St Petersburg'a gitti Eğitimi 1832 yılında tamamlandı ve Rusya İmparatorluk Muhafız Alayı'na düşük rütbeli bir subay olarak atandı ve Minsk'e, Gardinas'a, Litvanya'ya (artık Belarus) gönderildi Babası Bakunin'in askeri veya sivil göreve devam etmesini istiyorduysa da, o 1835 yılında ikisini de terk ederek, felsefe okumayı umut ettiği Moskova'ya geçti
Bakunin Moskova'da eski üniversitelilerden oluşan bir grupla arkadaşlık kurdu ve ardındaki sistemli bir idealist felsefe çalışmasına başladı Bilhassa de Schelling, Fichte ve Hegel'e yoğunlaştı Başından beri o ve arkadaşları çalışmalarını, o dönem modern bilimin başkenti sanılan Berlin'e bir gezi yaparak tamamlamak istiyorlardı Bakunin'in ailesi bu yolculuğun masraflarını karşılamayı reddetti; lakin sonunda yumuşadılar ve 1840 yılında yolculuğa çıktı
O sıralar Bakunin'in planı üniversitede profesör olmaktı (arkadaşlarının deyimiyle “doğruluğun rahibi) Fakat daha sonra “Sol Hegelciler adı bahşedilen radikal öğrencilerle karşılaştı ve onlara katıldı Berlin'deki sosyalist harekete dahil oldu Buradan Proudhon ve George Sand'le karşılaşacağı, Polonyalı sürgünlerin lideriyle tanıştırılacağı Paris'e geçti Paris'ten İsviçre'ye gezi etti Burada bir zaman kalarak sosyalist hareketlerde etkin olarak bulundu
İsviçre'deyken, Bakunin Rusya hükümeti göre Rusya'ya çağrıldı ve çağrıyı reddetmesi üstüne mallarına el konuldu 1848 yılında Paris'e döndüğünde, Rusya'ya karşısında ateşli bir hamle başlattı ve bu Bakunin'in Fransa'dan sürülmesine niçin oldu 1848'in devrimci hareketleri kendisine demokratik ajitasyon yapan köktenci bir kampanyaya katılma fırsatını verdi ve 1849 Mayısındaki Dresden ayaklanmasına katılması nedeniyle tutuklandı ve vefat cezasına çarptırıldı aynı zamanda idam hükmü ömür boyu hapse çevrildi ve Rus yetkililere teslim edildi Hapsedildi ve 1855 yılında doğu Sibirya'ya gönderildi
Bakunin Amur bölgesine gitmek için müsade talep etti ve buradan kaçmayı başararak Japonya'ya, peşinde da 1861 yılında Amerika Birleşik devletlerinden İngiltere'ye geçti Geri kalan yaşamını batı Avrupa'da, bilhassa de İsviçre'de sürgünde geçirdi 1869 yılında Sosyal Demokratik Birliği kurdu bununla beraber Birinci Enternasyonal'in uluslar arası bir organizasyon olduğu ve sadece ulusal organizasyonların üyeliğe kabul edildiği bahanesiyle Bakunin'in kurduğu birlik Birinci Enternasyonal'e alınmadı Oluşturulduğu yıl dağılan bu birliği yaratıcı değişik gruplar sonra Enternasyonal'e ayrı olarak katıldılar
1870 yılında Bakunin Lyons'taki başarısız bir ayaklanmaya liderlik etti Isyan sonradan Paris Komünü için misal teşkil etti Karl Marx ve Friedrich Engels sonra bu komünü onayladılar ve onu proletarya diktatörlüğünün bir örneği olarak tanımladılar; bununla beraber Marx Lyons'taki ayaklanmanın erken ve maceracı bir ayaklanma olduğu görüşündeydi Çünkü başarısızlıkla sonuçlanmıştı bununla beraber da Bakunin'in etkinliğinde olması böyle bir değerlendirmeyi getirebilirdi
Bakunin'in 1872'deki Lahey Kongresi'nde Marx'ın üstün gelmesiyle Enternasyonal'den tasfiye edilmesi, Marksist düşüncenin devletin nihai çözülmesinden önce kurulmasını öngördüğü emekçi devleti görüşü ile Bakunin'in böyle bir ara basamağa lüzum olmadığına dair görüşü arasındaki uyuşmazlığın açık bir temsili oldu Marx'ın (dehasını kabul ederek) yaptığı sınıf çözümlemesini ve kapitalizme ilişkin öne sürdüğü hesaplı teorilerini kabul etmekle birlikte, Devlet ve Otorite hakkındaki görüşlerini de son derece aciz, beceriksiz buluyordu Marx'ın aşağılayıcı ve kibirli olduğunu ve yöntemlerinin komünist devrimi tehlikeye atacağını düşünüyordu Bakunin Yahudi kökenli olduğu için Marx'a saldırarak antisemitist olduğunu da açığa vurdu diyenlerde vardır Fakat acayip olan Marx'ın redaktörlüğünü yaptığı Neue Rheinische Zeitung'da Bakunin'in Rus ajanı olduğunu bahis eden bir haberin ciddi imiş gibi yayınlanması ve Avrupada tüm kent soylu basınının ve bunlara etken yahudi kökenlilerin bu sözde haberi sık sık tekrarlamaları karşısında Bakunin antisemitist sayılabilecek ifadeler de kullanmıştır Bu haber özellikle Marx'a çok yakın Utin (sonradan çardan özür dilemiş ve rusyada yaşamasına izin verilmiştir) göre kesintisiz gündemde tutulmuştur
Bakunin 1873 yılında Lugano'da bir köşeye çekildi ve 13 Haziran 1876'da Bern'de öldü
Politika Üstüne Görüşleri
Bakunin hangi isim veya biçim altında olursa olsun, Tanrı da dahil olmak üzere tüm dış otorite sistemlerini reddediyordu Ölümünden sonra 1882 yılında basılan Tanrı ve Devlet adlı eserinde şöyle yazıyordu:
İnsanın özgürleşmesi yalnızca buna bağlıdır, çünkü o doğanın yasalarına itaat eder; onlar insana dışarıdan insani ya da ilahi, kolektif veya kişisel her ne olursa olsun herhangi bir tanıdık olmayan irade göre empoze edildiği için değil, kendisi onları böyle kavradığı için
Bu Nedenle doğa kanunlarının farkına her insan kendisi varır Bakunin'in zihin yürütmesi sonunda bu kanunların kendi doğasının kanunları olduğu için, bireyin bunlara uymaktan diğer çaresinin olmadığı ve böylece politik organizasyonların, yönetimlerin ve yasaların anında yok olacağı düşüncesine varır
Bakunin aynı şekilde herhangi bir ayrıcalıklı konumu ya da sınıfı reddetmiştir Çünkü bu ayrıcalığın acayipliğidir ve her imtiyazlı konum insanın kalbini ve zihnini öldürür Ayrıcalıklı insan, politik veya hesaplı fark etmez, zihnen ve kalben bozulmuş insandır
Bakunin'in devrimci programını gerçekleştirme yöntemleri de onun prensiplerinden daha eksik manalı değildir Bakunin'in tanımladığı gibi, bir devrimci özel bir alaka veya duyguya müsade vermeyen, din, yurtseverlik ya da etik konusunda, onu kelimenin her anlamıyla varolan toplumu altüst etme görevinden saptıracak hiçbir kesin olmama taşımayan, sadık bir insan olmalıdır
Mikhail Bakunin ve Karl Marx arasındaki uyuşmazlık, anarşizm yanlısı olma ve Marksizm arasındaki farklılığa ışık miktar: Anarşistler ve Marksistler benzer iki taraflı hedefi (sosyal sınıfların ve devletin olmadığı hür, eşit bir toplumun yaratılması) paylaşmakla birlikte, bu hedefe nasıl ulaşılacağı konusunda büyük anlaşmazlıklar yaşarlar Anarşistler sınıfsız, devletsiz topluma devlet aygıtı yoluyla değil emekçilerin özyönetim organları aracılığıyla ve proleterya diktatörlüğü gibi bir geçiş aşaması olmadan geçilmesi gerekliliğine inanırlar Anarşistlere göre iktidar yozlaştırır Marksistler böyle bir şeyin imkansız olduğuna ve anarşistlerin çok idealist olduğuna inanırlar Devlet aygıtını yok etmeyi yok ele geçirmeyi amaçlarlar Marksistler sınıfsız ve devletsiz topluma, devlet aygıtının ve planlı ekonominin olduğu sosyalizm adı verilen aşamalı bir geçiş ön görürler
AntiSemitizm
Bakunin'in çoğu antisemitik bayağı sözü baştan ettiği bilinir Örneğin Yahudileri şöyle tanımlar: “sömürgeci bir mezhep, parazit insanlar, sadece ulusal sınırların ötesinde yok, aynı zamanda bütün politik manzara farklılıklarının ötesinde sıkıca ve candan birbirine bağlanmış homurdanan tek bir asalak… Yahudilerin milli karakterlerinin esas özelliğini oluşturan ticari hırsları vardır bununla birlikte Samiler hakkında mı yahut pratikteki Yahudilikten mi bahsettiği açık değildir Fakat Bakunin'in yaşamı her tarafında bütün dinleri eleştirdiği, onun vaktinde Hıristiyanlık ve Yahudiliğin Avrupa'da fazla başat olduğu dikkate alınmalıdır Bakunin'in antisemitizmi başlıca olduğu gibi, Yahudilerin Avrupa kapitalizminin ve politikasının yönlendiricisi olduğu görüşüne dayanır Karl Marx'la yaptığı bir polemiğin bir kısmını oluşturan şu sözü, Bakunin'in Avrupa'daki Musevileri nasıl algıladığını gösterir:
“Bu Yahudi dünyası bugün başlıca Marx'ın ve Rothschild'in komutası altındadır Ben eminim ancak bir taraftan Rothschildler Marx'ın faziletlerini takdir ediyorlar, dahası da Marx Rothschildler'e karşı içgüdüsel bir yakın olma ve büyük saygı besliyor Bu acayip görünebilir Komünizm ve yüksek finans aralarında nasıl bir iki taraflı nokta olabilir? Ho ho! Marx'ın komünizmi zinde bir devlet merkeziyetçiliği istiyor ve bunun olduğu yerde – insanların emeği üzerine spekülasyonlar yapan – parazit Yahudi milleti daima varoluşunun anlamını bulacaktır… Polemique contre les Juifs, 1872 *