Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Vaka sayısında çok fazla bir artış yaşanmazsa biz tereddütsüz olarak 6 Eylül'den itibaren okullara öğrencilerin gelmesini bekliyoruz" dedi.
Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, katıldığı televizyon programında açıklamalarda bulundu. Yüz yüze eğitimin başlayacağı tarihi açıklayan Selçuk şu tabirleri kullandı:
"Türkiye ve dünyadaki gidişe bakıyoruz. Denetim artmaya başladı. Varyantlarla ilgili farklı tahlil senaryoları başladı. Türkiye’de de denetim edilebilir seviyede."
Selçuk, açıklamasının devamında şu sözlere yer verdi:
Tereddütsüz Eylül’de başlayacak üzere yönetiyoruz. 31 Ağustos’ta öğretmenlerin, 6 Eylül’den itibaren de öğrencilerin gelmesini bekliyoruz.
Öğretmenlerimizle her görüşmemde şunu söylüyorum, ne olur birinci ders matematik, fizik demeyin. Bunu şundan ötürü istiyorum. Benim arkadaşlarımla konuşurken şunu söylerim.
Sınıftaki çocukların gözünüze gözünüz değmeden, kalbine ılık ılık akmadan derse başlamayın. Evvel hemhal olalım. Sohbet edelim. Konuşalım.
Bunu salgından bağımsız istiyorum. Bu öğretim yılının tümünü güçlendirir. Aslolan öğretmen ile öğrenci açısından şefkat bağıdır. Bu kanalı açmadan ders öğretemezsiniz. Birden teğe akademik şokla müsabakalarını istemiyoruz.
Çocukların motivasyonu, beklentisi, toplumsal duygusal özellikleri salgın periyodunda farklılaştı. Gelir dağılımı düştüğünde öz idarenin yükseldiğini, gelir dağılımı yükseldiğinde öz idarenin düştüğünü görüyoruz.
Hangi çocukların neye muhtaçlığı var diye rehberlik notları, görüntüler hazırladık. Hangi dilimde toplumsal duygusal eksiklikler var, bunları tespit ettik.
Bizim birinci sayılar yüzde 15 civarında öğretmenimiz aşıya gelmedi. Zamanlama, lojistik nedenler olabilir. Yaptırmak istemeyebilir. Bu mevzuyla detaylı tahlil şimdi bitmedi.
Bizim ‘aşı olmayan öğretmenin eğitim, öğretim yapması kelam konusu olamaz’ diye bir yaklaşımımız hukuksal olarak olamaz.
Biz de gerekirse teğe bir konuşur, dertleşiriz. Hiçbir öğretmenimiz hiçbir çocuğu riske atacak bir tercihte bulunmaz.
