Milli Eğitim'de Tartışılan Atama: 'Cemaat ve Vakıflar Nazif Yılmaz'ı İstiyoruz' Demiş!

Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz'ın Milli Eğitim Bakan Yardımcısı yapılması tartışmaları da beraberinde getirdi. İddialara göre Yılmaz'ın atamasında cemaat ve dini vakıfların doğrudan etkisi var.




Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Ocak'ta Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili'yi görevden alarak yerine Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz'ı atadı.



Hafızlıktan Milli Eğitim’in tepesine



Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra tasavvuf üzerine yüksek lisans ve din eğitimi alanında doktora yapan, 1993 yılından itibaren de Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çeşitli görevlerde bulunan Yılmaz, ömrünü tam anlamıyla dini eğitim ile geçirmiş bir isim.

Basında yer alan haberlere göre Yılmaz, AKP'ye yakın ENSAR, TÜGVA ve İlim Yayma Vakfı gibi vakıflarla da son derece yakın ilişki içinde.

"Atamada cemaat ve tarikatların baskısı oldu mu?"



Yılmaz'ın bakan yardımcılığı görevi tartışmaları da beraberinde getirdi. 

Atama kararını Gerçek Gündem’e değerlendiren Eğitim Uzmanı Ali Taştan, 'Eğitimde son yıllarda artan dinselleşmesinin bir yansıması. Milli Eğitim politikaları cemaat ve tarikatlara teslim edilmişti. Artık Bakan Yardımcısı düzeyinde temsil edilecekler' şeklinde yorumladı. 

Taştan, Yılmaz'ın Bakan Yardımcısı yapılmasının ardından bazı soruların yanıt beklediğini belirterek 'Din Öğretimi Genel Müdürlüğünde nasıl bir başarısı oldu da Bakan Yardımcısı yapıldı? Yılmaz'ın terfisi için bazı cemaat ve tarikatların baskısı oldu mu? Yakın ilişkide olduğu sivil toplum kuruluşlarının bu terfide katkıları var mı?' diye sordu.

"Bilal Erdoğan bakan olsa ancak bu kadar olurdu dediler"



Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü 'İmam hatibe gitmeyen ölsün mü!' başlıklı köşe yazısında Yılmaz'ın atanmasıyla ilgili bazı detaylara yer verdi. 

Milli Eğitim'in artık resmen dinci vakıfların, tarikat ve cemaatlerin elinde olduğunu belirten Terkoğlu, 'Milli Eğitim kulislerinde bu atamanın anlamını soruşturdum' diyerek şunları yazdı:

'Bilal Erdoğan bakan olsa ancak bu kadar olurdu” dediler. Hayır kastettikleri sadece Bilal Erdoğan bağlantılı vakıfların Milli Eğitim’i yönetir hale gelmesi değil. Nazif Yılmaz, Bilal Erdoğan’ın doğrudan tanıdığı, bildiği, desteklediği bir isimmiş.

Anlatılana göre TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İlim Yayma Cemiyeti ve Cihannüma dernekleri bir süredir okullarda dini eğitimde yaşananlardan şikâyet ediyor, kulis yapıyorlardı. “Bizim için okullardaki dini eğitim önemli” diyen vakıf temsilcileri Bilal Erdoğan’la bir araya geldi. Uzun yıllardır Milli Eğitim’de din öğretiminde çalışan Nazif Yılmaz’ın Bilgili’nin yerine getirilmesini istiyorlardı. Ardından Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile görüşerek onu da ikna ettiler. Son olarak vakıf temsilcileri, bizzat Cumhurbaşkanı ile görüşerek, “Dini eğitim ile ilgili problemler yaşıyoruz, Nazif Yılmaz’ı istiyoruz” dediler. Erdoğan’ın da olumlu bakması üzerine, atama gerçekleşti. Böylece her kesimin çocuğunu eğitmekle görevli Milli Eğitim, bir grubun amaçlarına teslim edildi.'

Terkoğlu, 2014’te Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne getirilen Yılmaz'ın 8 yıllık görev süresi boyunca eğitimi imam hatipleştirmek, diğerlerini “ötekileştirmek” için çalıştığını yazdı.

Terkoğlu, Nazif Yılmaz'ın “Türkçe öldü” diyerek imam hatiplerde Türkçe konuşmayı yasaklamayı öneren isim olduğunu da belirtti.

Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.