iltasyazilim
FD Üye
İslam'da milliyetçilik anlayışı, kavramı tamamen reddedilmiş midir Yoksa meşru olan ve olmayan diye iki sınıfa ayırabilir miyiz Mesela kişinin kendi MİLLETİNİ müslüman olan başka bir MİLLETTEN daha fazla sevmesinde ya da hemşehrilik açısından ise hemşehrisini diğer yöre insanlarından ayrıcalıklı göstermesinde dinen bir mahzur var mıdır
Cevap:
İslâmın mensuplarını dâvet ettiği câmia (ümmet) gerçekleştiği takdirde hiçbir müslüman fert ve gurup bu câmianın dışında kalmayacak, ona dahil olacaktır Milliyet ve milliyetçilik bu câmianın dışında kalmaya ittiği ve sebep olduğu zaman İslâm yönünden meşruiyyetini kaybeder Böyle bir câmia fiilen gerçekleşmemiş veya bozulmuş olursa müslümanların guruplar (bu arada kavimler, bu mânâda uluslar) halinde birlikler, toplum yapıları oluşturmaları birlik ve değerlerini korumak için gerekli tedbirleri almaları tabiî ve zaruridir Bu zaruretle karşı karşıya bulunan gurup (topluluk, toplum) bugün anlaşılan mânada bir ulusmillet ise milliyetin temel unsuru (kimliğin belirleyici öğesi) İslâm olacaktır Toplum, mevcut yapısını tarihi bir zaruret ve ârıza olarak görecek, imkânların elverdiği ölçüde ümmet yapısına geçmeyi, bu yapıda birleşmeyi amaç edinecektir Bu kayıt ve şartlar içinde ve bu mânada bir milliyet ve milliyetçilik meşrûdur ve günümüzde zaruridir
Bugün dünyada elliden fazla İslâm ülkesi vardır ve müslümanların kimlikleri üç unsurdan oluşmaktadır: Dini, kavmiyeti ve ülkesi Günümüzde bir müslüman T C vatandaşı, müslüman, Türk, İran İ C vatandaşı, müslüman, Farısî, ABD vatandaşı, müslüman, zencişeklinde tanımlanmaktadır Müslüman hangi ülkenin vatandaşı ve hangi kavmin, etnik gurubun mensubu olursa olsun her şeyden önce müslümandır, sonra bir ülkenin vatandaşıdır, sonra da bir etnik gurubun mensûbudur Bu sıra bozulmadığı, her bir unsurun hakkı verildiği, amaç bölünme değil, bütünleşme olduğu müddetçe müslümanlar arasında kimlik farkı kısmen tabiî ve kısmen zaruri olarak meşrûdur, zararsızdır, faydalıdır, Kur'an'da yer alan tanışmanız, tanımlanabilmeniz için sizi guruplara ayırdıkbuyruğuna uygundur
Gerçeğe (vakıaya), bilime ve dine göre insanların tamamı tek bir ırka, etnik ve kültürel kökene dayanmıyorlar; inancımıza göre bir ana ve babadan türemiş olmalarına rağmen, çeşitli sebeplerle sosyal, kültürel ve etnik guruplar oluşmuş, ortaya halk deyişiyle yetmiş iki buçuk milletçıkmıştır Kur'an dilinde bu guruplara kavm, şu'ûb ve kabâildeniyor Allah, yarattığı insanları kavim, şuûb ve kabâil olarak farklı kılmasını te'ârufhikmetine bağlıyor Teâruf kelimesi irfan ve marifetkelimeleriyle aynı kökte birleşiyor Buna göre bir kabile, kavim, ümmetdeğil, birden fazlası vardır ve bu farklılığın hikmeti, sebebi fert ve topluluk olarak insanların tanınmasını, gerektiğinde birbirinden ayırılmasını, bütün insanlığa ait kültür ve medeniyetlerin farklı renklerinin ve şekillerinin oluşmasını, Allah'ın en büyük eseri olan insanlığın bütün marifetini ortaya koymak üzere yarışmasınısağlamaktır Kur'an'da millet, bir dine bağlı insan topluluğu, bir insan topluluğunu çerçevesine alması bakımından din manasında kullanılıyor Etnik ve kültürel farklılıklar ise daha ziyade kavm kelimesiyle ifade ediliyor Ümmet kelimesi de bir din üzerinde birleşen, aralarında ortak inanç ve değerlerin bulunduğu, birlik ve beraberlik içinde yaşayan bireylerden oluşan toplulukmanasında kullanılıyor (Kur'an'da bu kelimenin başka manalarda da kullanıldığı olmuştur)
İnsanların farklı etnik ve kültürel aidiyetlerinin bulunduğu tabîî (yaratılış gereği) bir gerçek olduğuna göre dinin bunu reddetmesi düşünülemez Dinin reddettiği ırkçılık (kavmiyet), kendi kavmini, bu manada milletini, dine ve evrensel değerlere göre değil de sübjektif ve hissî değerlendirmeye göre üstün bilmek, başkalarını hor görmek ve egoizme saparak ötekilerezulmetmek, hak ve hukuku çiğnemektir Eğer buna birileri milliyetçilik diyorsa, bu manada bir milliyetçilik de İslam'a aykırı düşer
Bir fert veya topluluk kendini mesela kürdüm, müslümanım, filan yerliyim, filan ülkenin vatandaşıyımdiye tanımlayabilir Kendini böyle tanımlayan bir fert ve gurup, bizi biz yapan kürtlüğümüz ve müslümanlığımızdırda diyebilir; evet o gurubu diğerlerinden ayıran iki önemli özellik bunlardır Buraya kadar dine aykırı hiçbir nokta yoktur Ama ben Kürt, Türk, Arap, Farsî, İngilizolduğum için başkalarından üstünüm, ben imtiyazlıyımderse İslam'a aykırı bir değerlendirme yapmış olur
Müslüman kavimlerden biri de Türkler'dir Bu kavim (bu manada millet) bin yıldan fazla bir zamandan beri müslümandır Kendini tanımlarken de yalnızca Muhammed ümmetindenim, müslümanımdememiş, bunlara ek olarak Karahanlı, Selçuklu, Osmanlıda demiştir; evet mesela Osmanlıyı başkalarından ayıran iki önemli özellik müslümanlığı ve Osmanlı Türküoluşudur Türklük gövde, müslümanlık inanç, ruh ve düşüncegibidir; böyle bir tanımlama gerçeğe de dine de uygundur Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı ve diğerlerini birleştiren unsur dindir, müslümanlıktır; farklı olan özellik dine aykırı bir değerlendirmeye ve uygulamaya tabi tutulmadıkça ortada bir problem de yoktur, olmamalıdır Bugün Türkiye'de yaşayan insanların kahir çoğunluğu Türk olduğu için (az çoğa tabidir kuralına göre) milletin adına Türk, ülkenin adına da Türkiye demek sakıncalı değildir ve tefrika konusu yapılmamalıdır; ama bu, milletin bütün fertlerine Türk deme sonucunu da doğurmaz
İnsanın iyi bir müslüman olabilmesi için etnik aidiyetinden uzaklaşması, sıyrılması gerekmez, bu aidiyet içinde iyi bir müslüman olabilmek için başkalarıyla yarışması gerekir; bu şuur ve yarış, adı ne olursa olsun İslam'a aykırı değildir
ESKİ İLAHİYAT PROFESÖRÜ HAYRETTİN KARAMAN HOCAMIZDAN ALINTIDIR
SAYGILAR
Cevap:
İslâmın mensuplarını dâvet ettiği câmia (ümmet) gerçekleştiği takdirde hiçbir müslüman fert ve gurup bu câmianın dışında kalmayacak, ona dahil olacaktır Milliyet ve milliyetçilik bu câmianın dışında kalmaya ittiği ve sebep olduğu zaman İslâm yönünden meşruiyyetini kaybeder Böyle bir câmia fiilen gerçekleşmemiş veya bozulmuş olursa müslümanların guruplar (bu arada kavimler, bu mânâda uluslar) halinde birlikler, toplum yapıları oluşturmaları birlik ve değerlerini korumak için gerekli tedbirleri almaları tabiî ve zaruridir Bu zaruretle karşı karşıya bulunan gurup (topluluk, toplum) bugün anlaşılan mânada bir ulusmillet ise milliyetin temel unsuru (kimliğin belirleyici öğesi) İslâm olacaktır Toplum, mevcut yapısını tarihi bir zaruret ve ârıza olarak görecek, imkânların elverdiği ölçüde ümmet yapısına geçmeyi, bu yapıda birleşmeyi amaç edinecektir Bu kayıt ve şartlar içinde ve bu mânada bir milliyet ve milliyetçilik meşrûdur ve günümüzde zaruridir
Bugün dünyada elliden fazla İslâm ülkesi vardır ve müslümanların kimlikleri üç unsurdan oluşmaktadır: Dini, kavmiyeti ve ülkesi Günümüzde bir müslüman T C vatandaşı, müslüman, Türk, İran İ C vatandaşı, müslüman, Farısî, ABD vatandaşı, müslüman, zencişeklinde tanımlanmaktadır Müslüman hangi ülkenin vatandaşı ve hangi kavmin, etnik gurubun mensubu olursa olsun her şeyden önce müslümandır, sonra bir ülkenin vatandaşıdır, sonra da bir etnik gurubun mensûbudur Bu sıra bozulmadığı, her bir unsurun hakkı verildiği, amaç bölünme değil, bütünleşme olduğu müddetçe müslümanlar arasında kimlik farkı kısmen tabiî ve kısmen zaruri olarak meşrûdur, zararsızdır, faydalıdır, Kur'an'da yer alan tanışmanız, tanımlanabilmeniz için sizi guruplara ayırdıkbuyruğuna uygundur
Gerçeğe (vakıaya), bilime ve dine göre insanların tamamı tek bir ırka, etnik ve kültürel kökene dayanmıyorlar; inancımıza göre bir ana ve babadan türemiş olmalarına rağmen, çeşitli sebeplerle sosyal, kültürel ve etnik guruplar oluşmuş, ortaya halk deyişiyle yetmiş iki buçuk milletçıkmıştır Kur'an dilinde bu guruplara kavm, şu'ûb ve kabâildeniyor Allah, yarattığı insanları kavim, şuûb ve kabâil olarak farklı kılmasını te'ârufhikmetine bağlıyor Teâruf kelimesi irfan ve marifetkelimeleriyle aynı kökte birleşiyor Buna göre bir kabile, kavim, ümmetdeğil, birden fazlası vardır ve bu farklılığın hikmeti, sebebi fert ve topluluk olarak insanların tanınmasını, gerektiğinde birbirinden ayırılmasını, bütün insanlığa ait kültür ve medeniyetlerin farklı renklerinin ve şekillerinin oluşmasını, Allah'ın en büyük eseri olan insanlığın bütün marifetini ortaya koymak üzere yarışmasınısağlamaktır Kur'an'da millet, bir dine bağlı insan topluluğu, bir insan topluluğunu çerçevesine alması bakımından din manasında kullanılıyor Etnik ve kültürel farklılıklar ise daha ziyade kavm kelimesiyle ifade ediliyor Ümmet kelimesi de bir din üzerinde birleşen, aralarında ortak inanç ve değerlerin bulunduğu, birlik ve beraberlik içinde yaşayan bireylerden oluşan toplulukmanasında kullanılıyor (Kur'an'da bu kelimenin başka manalarda da kullanıldığı olmuştur)
İnsanların farklı etnik ve kültürel aidiyetlerinin bulunduğu tabîî (yaratılış gereği) bir gerçek olduğuna göre dinin bunu reddetmesi düşünülemez Dinin reddettiği ırkçılık (kavmiyet), kendi kavmini, bu manada milletini, dine ve evrensel değerlere göre değil de sübjektif ve hissî değerlendirmeye göre üstün bilmek, başkalarını hor görmek ve egoizme saparak ötekilerezulmetmek, hak ve hukuku çiğnemektir Eğer buna birileri milliyetçilik diyorsa, bu manada bir milliyetçilik de İslam'a aykırı düşer
Bir fert veya topluluk kendini mesela kürdüm, müslümanım, filan yerliyim, filan ülkenin vatandaşıyımdiye tanımlayabilir Kendini böyle tanımlayan bir fert ve gurup, bizi biz yapan kürtlüğümüz ve müslümanlığımızdırda diyebilir; evet o gurubu diğerlerinden ayıran iki önemli özellik bunlardır Buraya kadar dine aykırı hiçbir nokta yoktur Ama ben Kürt, Türk, Arap, Farsî, İngilizolduğum için başkalarından üstünüm, ben imtiyazlıyımderse İslam'a aykırı bir değerlendirme yapmış olur
Müslüman kavimlerden biri de Türkler'dir Bu kavim (bu manada millet) bin yıldan fazla bir zamandan beri müslümandır Kendini tanımlarken de yalnızca Muhammed ümmetindenim, müslümanımdememiş, bunlara ek olarak Karahanlı, Selçuklu, Osmanlıda demiştir; evet mesela Osmanlıyı başkalarından ayıran iki önemli özellik müslümanlığı ve Osmanlı Türküoluşudur Türklük gövde, müslümanlık inanç, ruh ve düşüncegibidir; böyle bir tanımlama gerçeğe de dine de uygundur Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı ve diğerlerini birleştiren unsur dindir, müslümanlıktır; farklı olan özellik dine aykırı bir değerlendirmeye ve uygulamaya tabi tutulmadıkça ortada bir problem de yoktur, olmamalıdır Bugün Türkiye'de yaşayan insanların kahir çoğunluğu Türk olduğu için (az çoğa tabidir kuralına göre) milletin adına Türk, ülkenin adına da Türkiye demek sakıncalı değildir ve tefrika konusu yapılmamalıdır; ama bu, milletin bütün fertlerine Türk deme sonucunu da doğurmaz
İnsanın iyi bir müslüman olabilmesi için etnik aidiyetinden uzaklaşması, sıyrılması gerekmez, bu aidiyet içinde iyi bir müslüman olabilmek için başkalarıyla yarışması gerekir; bu şuur ve yarış, adı ne olursa olsun İslam'a aykırı değildir
ESKİ İLAHİYAT PROFESÖRÜ HAYRETTİN KARAMAN HOCAMIZDAN ALINTIDIR
SAYGILAR