iltasyazilim
FD Üye
minyatür sanatının önemi nedir
Yazmalarda kullanılan kırmızı madde; suluboya ile yapılan minik, renkli resimler Nakış resim
İtalyanca Minyaturadan gelmedir Vaktiyle buna Hurdenakış(minik şekilresim) denilir Kağıt ve defterleri süsler
Metal, cam, porselen, ahşap, deri, çini üstüne yapılan örnekleri boldur Farklı Alanlara Yönlendirilmiş renkteki boyaların yanı sıra altın mürekkebi de bol miktarda kullanılır Aharlı yüzeylere uygulanan bu ince sanatta üstad, önceleri yapacağı tasvirin ve manzaranın genel çizgilerini yaş bir fırça ile kesin ederdi Sonradan yeniden fırça ile kırmızı ve siyah boyalarını çeker, öğrenciler üstadlarının bu eserini, ince ceylan derisi vasıtasıyla silmek suretiyle kağıda aktarırlardı Bundan sonradan minik ve tel fırçalarla son derece ince ezilmiş ve koyu haldeki boyalar uygulanırdı Şişkin sergilemek istenilen boyaların zamkı azıcık fazla katılırdı
Selçuklular minyatür sanatına da büyük ağırlık vermiş, değerinde kazandırmışlardır Büyük Selçuklular'dan sonra Mezopotamya, Suriye, Anadolu Selçukluları da bu değeri sürdürmüşlerdir Bağdat'tan, Anadolu'nun ortalarına dek genişleyen tatbik alanında, Konya, Diyarbakır, Musul ve Bağdat gibi şehirler, bu dönem minyatür sanatının korunduğu, gelişip güzelleşmesine yardım verildiği önemli sanat merkezleridir Dini eserlerin yanı sıra; tıp, gökbilim, botanik, mekanik gibi müspet derecede faydalanılmıştır Mesnevi ve öykü türünde yazınsal, tasavvufi eserler resimlenilmiştir Selçuklu minyatürlerinin keskin özellikleri aralarında, İslami düşünceye uygun görünmeyen bir üslubun hakim oluşu, figürlerin yer aldığı yerlerin sembolikliği, zeminin kırmızı, mavi renklerle boyanması, bu dönemde sık görülen belirlenmiş motiflerin kullanılmış olması gibi vasıfları sayabiliriz
Minyatür tarihinde, İlhanlıMoğol döneminde Tebriz okuluve Şiraz okulu; Celayirler döneminde Tebriz ve Bağdat okulları, Muzaferiler zamanında; Şiraz okulu, Timurlar'da; Şiraz okulu, Herat okulu, Karakoyunlu Türkmenleri döneminde; Şiraz ve Tebriz okulları, Safeviler döneminde; Tebriz, Kavin, Isfahan, Şiraz okulları, Özbek döneminde Buhara okulu, Osmanlı döneminde Saray okulları, Bağdat okulugibi dağıtılmış stil, söylev ve üsluplar vardır
Selçuklular'da olduğu gibi Osmanlılarda da bu sanat çok yüksek düzeyde idi Fatih Sultan Mehmet, kitap minyatürcülüğüne son derece bedel vermiştir Çoğu ilim, zihin ve sanat eserleri minyatürlerle ayrıca süslenilmiş, hem de okuyucusuna daha etkili bilgiler verilmesi sağlanılmıştır Minyatür, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde de yaygın bir sanat dalıdır Avrupalıların kendilerine ait tarzları bulunmaktadır *
Yazmalarda kullanılan kırmızı madde; suluboya ile yapılan minik, renkli resimler Nakış resim
İtalyanca Minyaturadan gelmedir Vaktiyle buna Hurdenakış(minik şekilresim) denilir Kağıt ve defterleri süsler
Metal, cam, porselen, ahşap, deri, çini üstüne yapılan örnekleri boldur Farklı Alanlara Yönlendirilmiş renkteki boyaların yanı sıra altın mürekkebi de bol miktarda kullanılır Aharlı yüzeylere uygulanan bu ince sanatta üstad, önceleri yapacağı tasvirin ve manzaranın genel çizgilerini yaş bir fırça ile kesin ederdi Sonradan yeniden fırça ile kırmızı ve siyah boyalarını çeker, öğrenciler üstadlarının bu eserini, ince ceylan derisi vasıtasıyla silmek suretiyle kağıda aktarırlardı Bundan sonradan minik ve tel fırçalarla son derece ince ezilmiş ve koyu haldeki boyalar uygulanırdı Şişkin sergilemek istenilen boyaların zamkı azıcık fazla katılırdı
Selçuklular minyatür sanatına da büyük ağırlık vermiş, değerinde kazandırmışlardır Büyük Selçuklular'dan sonra Mezopotamya, Suriye, Anadolu Selçukluları da bu değeri sürdürmüşlerdir Bağdat'tan, Anadolu'nun ortalarına dek genişleyen tatbik alanında, Konya, Diyarbakır, Musul ve Bağdat gibi şehirler, bu dönem minyatür sanatının korunduğu, gelişip güzelleşmesine yardım verildiği önemli sanat merkezleridir Dini eserlerin yanı sıra; tıp, gökbilim, botanik, mekanik gibi müspet derecede faydalanılmıştır Mesnevi ve öykü türünde yazınsal, tasavvufi eserler resimlenilmiştir Selçuklu minyatürlerinin keskin özellikleri aralarında, İslami düşünceye uygun görünmeyen bir üslubun hakim oluşu, figürlerin yer aldığı yerlerin sembolikliği, zeminin kırmızı, mavi renklerle boyanması, bu dönemde sık görülen belirlenmiş motiflerin kullanılmış olması gibi vasıfları sayabiliriz
Minyatür tarihinde, İlhanlıMoğol döneminde Tebriz okuluve Şiraz okulu; Celayirler döneminde Tebriz ve Bağdat okulları, Muzaferiler zamanında; Şiraz okulu, Timurlar'da; Şiraz okulu, Herat okulu, Karakoyunlu Türkmenleri döneminde; Şiraz ve Tebriz okulları, Safeviler döneminde; Tebriz, Kavin, Isfahan, Şiraz okulları, Özbek döneminde Buhara okulu, Osmanlı döneminde Saray okulları, Bağdat okulugibi dağıtılmış stil, söylev ve üsluplar vardır
Selçuklular'da olduğu gibi Osmanlılarda da bu sanat çok yüksek düzeyde idi Fatih Sultan Mehmet, kitap minyatürcülüğüne son derece bedel vermiştir Çoğu ilim, zihin ve sanat eserleri minyatürlerle ayrıca süslenilmiş, hem de okuyucusuna daha etkili bilgiler verilmesi sağlanılmıştır Minyatür, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde de yaygın bir sanat dalıdır Avrupalıların kendilerine ait tarzları bulunmaktadır *