iltasyazilim
FD Üye
Minyatür
Minyatür, başlıca el yazması kitaplara çok ince işlenen, ufak ve iki boyutlu olarak resimlenen sanatın adıdır Kelimenin terminolojisine indiğimiz süre, miniatura adlı tezhipten bu ismi alarak ‘ ’sülüğenle boyanmış ’ ’ anlamını taşırken, daha sonraki yıllarda minor kelimesinin etkisinde kalarak ‘ ’küçük fotoğraf ’ ’ anlamını kazanarak ahali kadar da bu şekilde benimsendiği görülmüştürMinyatür daha çok İslam sanatında kendine yer bulmuştur İslam sanatında minyatüre tasvir, minyatür sanatçısına ise musavvir yahut nakkaş denmiştir Minik boyutlu resimler olduğu için nakış sözcüğü minyatürle daha fazla bağdaştırılmakta, Osmanlı Devleti döneminde ise nakışın yanında tasvir, sebih, tarrahi, nigar, külüstür, suret, meclis gibi isimlerle de tanımlandırmışlardır
TARİHÇE
Minyatür fotoğraf sanatı bir çok toplumun kültürel etkilerini taşımaktadır Sasaniler, İran, Mezopotamya, Mısır, Bizans, Roma, Orta Asya ’da Uygurlar ve Mani, Uzakdoğuda Çin ve Hint, Anadolu ’ya gelindiğinde ise Osmanlı Devleti minyatür sanatına olan anlayışları etkilemiştir Bunlara özet olarak bakacak olursak;İslam minyatürlerinin en eski örnekleri 12 ve 13yy ’da karşımıza çıkmaktadır İran ’da rahiplerin elinde yer alan minyatürlü yazmalar çoğu nakkaşa ilham kaynağı olmuştur Bunun yanına Maniheizm ’in de minyatür sanatını etkilediği bilinmektedir 1923 yılında Maniheist Uygur minyatürleri, kompozisyon anlayışı ve figür tipleri açısından Selçuklu minyatürlerinin öncüleri sayılmaktadır Selçuklu minyatürleri ise İran ’dan Mezopotamyaya, Suriye ve Anadolu ’ya yayılmasıyla birincil Türkİslam minyatür sanatının doğmasına sebep olmuştur Bugüne ulaşan en eski örnekler, Dioskorides ’in şifalı otlar hakkında yazmış olduğu bir yazmadırBizans minyatürlerine baktığımızda ise en erkeni 11yy ’a aittir Bizans fotoğraf sanatının üslupsal olarak etkilediği düşünülen bir örnek, Kitabü ’l Baytara ’dır Keza 13yy başlarında hazırlanan Varaka ve Gülşah adlı bir minyatür yazmada görülen minai tekniğinin kullanılması ve figür tipleri Selçuklu üslubunun örneklerindenken, Bizans sanatının etkilerini taşıyan IIIKeyhusrev ’e ithaf edilmiş Nasreddin Sivasi ’nin tezkiresi de önemli eserlerdendirNeredeyse her toplumda karşımıza çıkan minyatür resimlerden İlhanlı Minyatürleri, Timur Minyatürleri, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmen Minyatürleri, Safavi Minyatürleri, Tebriz ve İsfahan minyatürleri, Özbek Minyatürleri, MüslümanHint Minyatürleri manâlı eserler vererek bu sanatın bugünki şeklini almasına muavin olmuşlardırOsmanlı minyatürleri ise epeyce önemlidir Bu dönemde minyatür sanatı az kalsın altın çağını yaşamıştır Osmanlı minyatürlerinin en erken örnekleri, Edirne ’de 15yy ’da karşımıza çıkmaktadır Bunlar Külliyyatı Katibi ve Ahmedi ’nin İskendernamesi ’dir İstanbul ’un fethinden sonra ise sanatsal kimliği ile de aşina Fatih Sultan Mehmed kendi portresini İtalyan sanatkâr Gentile Bellini ’ye yaptırmış ve bu dairesel kemer içindeki yağlı boya portre fotoğraf Osmanlının nakkaşlarını etkilemiştir Artık üslupsal farklılıklar baş göstermiş, bilhassa Sinan Bey ile Şiblizade Ahmed üsluplarını değiştirmişlerdirIIBayezid döneminde ise edebi konuların ağırlıkta olduğu minyatürler yalnızca Türkmen üslubuyla yok Batı sanatının da etkilerini taşımaktadır Buna misal olarak Kelile ve Dimne yazması gösterilebilirYavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise bundan böyle minyatür sanatında kendine özgü bir üslubun doğduğu görülmektedir Ali Şir Nevai ’nin Divanı, Arifi ’nin Guy u Çevganı ve Selimname gibi tarihi konulu eserler misal gösterilebilir Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Matrakçı Nasuh ’un figürsüz manzaralar ve topografik kent minyatürleri oldukça önemlidir Buna bir örnek olarak padişahın Irak Seferi ’ni anlattığı Mecmuai Menazil misal gösterilebilirSultan IAhmed döneminde tek yapraklı olan bu minyatürlerin bundan böyle bir el yazması albüm şeklinde toplandığı görülmektedir Kalender Paşa ’nın IAhmed Albümü buna örnektir 18 ve 19yy ’a gelindiğinde ise minyatür resim sanatının geldiği ebat şaşırtıcıdır Bu dönemde hazırlanan giysi albümleri ve sefaretname türündeki eserler de üç boyutlu bir anlatım görülmektedir Bundan Böyle minyatür resimlerinde de derinlik algısı oluşturulmaya başlanmış olup, yağlı boya ve sulu badana gibi malzemelerin kullanılmaya başlandığı kağıt üzerine tempera gibi tekniklerin kullanıldığı bir dönemdir Tuval resimleri doğmuş, bu da geleneksel Osmanlı minyatürlerinin sonunun gelmesine neden olmuştur
MİNYATÜR SANATINDA ARAÇ GEREÇ KULLANIMI
Yüzyıllar boyunca her toplumda başvuru formu şekli olarak şansın dönmesi bildiren minyatür sanatında, boyalalar daha çok topraktan üretilmiştir Renkleri tekrar tekrar uygulamak için boyalar su ile inceltilirken, daha fazla parlaklık kazanmak için ise boyaların içlerine yumurta sarısı katılmıştır 18yy ’a gelindiğinde ise yumursa sarısının yerini tutkalın aldığı görülmektedir Osmanlı Devletinde boyaların yanı sıra minyatürlerde bilhassa padişaha yapılan özel albümlerde altın ve gümüş kullanımı da çoğunlukla karşımıza çıkmaktadırİnce ince işlendiğinden ötürü minyatür resimlerinde kullanılan fırçalar da özel olarak imal edilmekteydi Tüy kalem adını verdikleri fırçaları, üç aylık beyaz kedilerin ense tüylerinden yaptıkları bilinmektedir Bu tüyleri tekrar fazla ince olan bir ibrişimle bağlayarak bu kısım kuvvetli bir tutkal ile tutturulur ve son olarak güvercinin kanadından çıkardıkları ve hazırlanmış ettikleri kalemlerin içine yerleştirilirdi Bunun yanı sıra bazı toplumlarda samur fırça kullanımı da görülmüştürMinyatür resimler çoğunlukla tercih edilen kağıt kullanımından diğer kitap kapakları, papirüs, parşömen kâğıdı, fildişi, ahşap gibi malzemelerde de karşımıza çıkmaktadır Kullanılan kağıtlar ise yeniden özel bir imalatın sonucu olan yumurtalı yahut aharlı kağıtlardır Yapılan resmin çizgisel ve görsel açıdan en iyi gösterecek şekilde hazırlanan bu kağıtların üzeri arapzamkı ile karıştırılmış üstübeç sürülmekteydi Renklere şeffaflık kazandırmak için ise bu yüzeye bir katta altın tozu sürüldüğü bilinmektedir *
Minyatür, başlıca el yazması kitaplara çok ince işlenen, ufak ve iki boyutlu olarak resimlenen sanatın adıdır Kelimenin terminolojisine indiğimiz süre, miniatura adlı tezhipten bu ismi alarak ‘ ’sülüğenle boyanmış ’ ’ anlamını taşırken, daha sonraki yıllarda minor kelimesinin etkisinde kalarak ‘ ’küçük fotoğraf ’ ’ anlamını kazanarak ahali kadar da bu şekilde benimsendiği görülmüştürMinyatür daha çok İslam sanatında kendine yer bulmuştur İslam sanatında minyatüre tasvir, minyatür sanatçısına ise musavvir yahut nakkaş denmiştir Minik boyutlu resimler olduğu için nakış sözcüğü minyatürle daha fazla bağdaştırılmakta, Osmanlı Devleti döneminde ise nakışın yanında tasvir, sebih, tarrahi, nigar, külüstür, suret, meclis gibi isimlerle de tanımlandırmışlardır
TARİHÇE
Minyatür fotoğraf sanatı bir çok toplumun kültürel etkilerini taşımaktadır Sasaniler, İran, Mezopotamya, Mısır, Bizans, Roma, Orta Asya ’da Uygurlar ve Mani, Uzakdoğuda Çin ve Hint, Anadolu ’ya gelindiğinde ise Osmanlı Devleti minyatür sanatına olan anlayışları etkilemiştir Bunlara özet olarak bakacak olursak;İslam minyatürlerinin en eski örnekleri 12 ve 13yy ’da karşımıza çıkmaktadır İran ’da rahiplerin elinde yer alan minyatürlü yazmalar çoğu nakkaşa ilham kaynağı olmuştur Bunun yanına Maniheizm ’in de minyatür sanatını etkilediği bilinmektedir 1923 yılında Maniheist Uygur minyatürleri, kompozisyon anlayışı ve figür tipleri açısından Selçuklu minyatürlerinin öncüleri sayılmaktadır Selçuklu minyatürleri ise İran ’dan Mezopotamyaya, Suriye ve Anadolu ’ya yayılmasıyla birincil Türkİslam minyatür sanatının doğmasına sebep olmuştur Bugüne ulaşan en eski örnekler, Dioskorides ’in şifalı otlar hakkında yazmış olduğu bir yazmadırBizans minyatürlerine baktığımızda ise en erkeni 11yy ’a aittir Bizans fotoğraf sanatının üslupsal olarak etkilediği düşünülen bir örnek, Kitabü ’l Baytara ’dır Keza 13yy başlarında hazırlanan Varaka ve Gülşah adlı bir minyatür yazmada görülen minai tekniğinin kullanılması ve figür tipleri Selçuklu üslubunun örneklerindenken, Bizans sanatının etkilerini taşıyan IIIKeyhusrev ’e ithaf edilmiş Nasreddin Sivasi ’nin tezkiresi de önemli eserlerdendirNeredeyse her toplumda karşımıza çıkan minyatür resimlerden İlhanlı Minyatürleri, Timur Minyatürleri, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmen Minyatürleri, Safavi Minyatürleri, Tebriz ve İsfahan minyatürleri, Özbek Minyatürleri, MüslümanHint Minyatürleri manâlı eserler vererek bu sanatın bugünki şeklini almasına muavin olmuşlardırOsmanlı minyatürleri ise epeyce önemlidir Bu dönemde minyatür sanatı az kalsın altın çağını yaşamıştır Osmanlı minyatürlerinin en erken örnekleri, Edirne ’de 15yy ’da karşımıza çıkmaktadır Bunlar Külliyyatı Katibi ve Ahmedi ’nin İskendernamesi ’dir İstanbul ’un fethinden sonra ise sanatsal kimliği ile de aşina Fatih Sultan Mehmed kendi portresini İtalyan sanatkâr Gentile Bellini ’ye yaptırmış ve bu dairesel kemer içindeki yağlı boya portre fotoğraf Osmanlının nakkaşlarını etkilemiştir Artık üslupsal farklılıklar baş göstermiş, bilhassa Sinan Bey ile Şiblizade Ahmed üsluplarını değiştirmişlerdirIIBayezid döneminde ise edebi konuların ağırlıkta olduğu minyatürler yalnızca Türkmen üslubuyla yok Batı sanatının da etkilerini taşımaktadır Buna misal olarak Kelile ve Dimne yazması gösterilebilirYavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise bundan böyle minyatür sanatında kendine özgü bir üslubun doğduğu görülmektedir Ali Şir Nevai ’nin Divanı, Arifi ’nin Guy u Çevganı ve Selimname gibi tarihi konulu eserler misal gösterilebilir Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Matrakçı Nasuh ’un figürsüz manzaralar ve topografik kent minyatürleri oldukça önemlidir Buna bir örnek olarak padişahın Irak Seferi ’ni anlattığı Mecmuai Menazil misal gösterilebilirSultan IAhmed döneminde tek yapraklı olan bu minyatürlerin bundan böyle bir el yazması albüm şeklinde toplandığı görülmektedir Kalender Paşa ’nın IAhmed Albümü buna örnektir 18 ve 19yy ’a gelindiğinde ise minyatür resim sanatının geldiği ebat şaşırtıcıdır Bu dönemde hazırlanan giysi albümleri ve sefaretname türündeki eserler de üç boyutlu bir anlatım görülmektedir Bundan Böyle minyatür resimlerinde de derinlik algısı oluşturulmaya başlanmış olup, yağlı boya ve sulu badana gibi malzemelerin kullanılmaya başlandığı kağıt üzerine tempera gibi tekniklerin kullanıldığı bir dönemdir Tuval resimleri doğmuş, bu da geleneksel Osmanlı minyatürlerinin sonunun gelmesine neden olmuştur
MİNYATÜR SANATINDA ARAÇ GEREÇ KULLANIMI
Yüzyıllar boyunca her toplumda başvuru formu şekli olarak şansın dönmesi bildiren minyatür sanatında, boyalalar daha çok topraktan üretilmiştir Renkleri tekrar tekrar uygulamak için boyalar su ile inceltilirken, daha fazla parlaklık kazanmak için ise boyaların içlerine yumurta sarısı katılmıştır 18yy ’a gelindiğinde ise yumursa sarısının yerini tutkalın aldığı görülmektedir Osmanlı Devletinde boyaların yanı sıra minyatürlerde bilhassa padişaha yapılan özel albümlerde altın ve gümüş kullanımı da çoğunlukla karşımıza çıkmaktadırİnce ince işlendiğinden ötürü minyatür resimlerinde kullanılan fırçalar da özel olarak imal edilmekteydi Tüy kalem adını verdikleri fırçaları, üç aylık beyaz kedilerin ense tüylerinden yaptıkları bilinmektedir Bu tüyleri tekrar fazla ince olan bir ibrişimle bağlayarak bu kısım kuvvetli bir tutkal ile tutturulur ve son olarak güvercinin kanadından çıkardıkları ve hazırlanmış ettikleri kalemlerin içine yerleştirilirdi Bunun yanı sıra bazı toplumlarda samur fırça kullanımı da görülmüştürMinyatür resimler çoğunlukla tercih edilen kağıt kullanımından diğer kitap kapakları, papirüs, parşömen kâğıdı, fildişi, ahşap gibi malzemelerde de karşımıza çıkmaktadır Kullanılan kağıtlar ise yeniden özel bir imalatın sonucu olan yumurtalı yahut aharlı kağıtlardır Yapılan resmin çizgisel ve görsel açıdan en iyi gösterecek şekilde hazırlanan bu kağıtların üzeri arapzamkı ile karıştırılmış üstübeç sürülmekteydi Renklere şeffaflık kazandırmak için ise bu yüzeye bir katta altın tozu sürüldüğü bilinmektedir *