iltasyazilim
FD Üye
miraç gecesinde ne oldu, miraç gecesi nedir, miraç gecesi ne olmuştur ?
Miraç nasıl oldu
Miraç, Receb ayının 27 Gecesi Yüce Rabbimizin daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın Mescidi Haramdan Mescidi Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescidi Haramdan (Mekke'den), Mescidi Aksâ'ya (Kudüs'e) soy benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, daha sonra Mescidi Aksâ'ya geldi Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı Miraçını kutladılar Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu
Bir rivayette Hz İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı Ve bugün Kubbetü'sSahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi
Semanın bütün tabakalarına uğradı Sırasıyla yedi sema tabakalarında yer alan Hz Adem, Hz Yahya ve Hz Îsa, Hz Yusuf, Hz İdris, Hz Harun, Hz Musa ve Hz İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine Güzel geldin dediler, tebrik ettiler
Bundan Sonradan Hz Cebrail ile birlikte imkân ile vücub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'lmüntehâ'ya geldiler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi dar, ikisi açıktan akan (Nil, Fırat) dört dere gördü Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'lMa'mur'u ziyaret etti
Hz Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile vakit ve mekândan münezzeh (uzakta) olan Cenabı Hakkın cemaliyle müşerref oldu
Süleyman Çelebi'nin dediği gibi;
Aşikâre fark etti Rabbü'lizzetiÂhirette öyle görür ümmeti İnşaallah
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz Musa ile karşılaştı, Allah ümmetine neyi farz kıldı? diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam 50 zaman namaz buyurdu
Hz Musa'nın, Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez demesi üstüne, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, beş sefer Cenabı Hakka niyazda bulundu, her seferinde 10 zaman indi, sonunda beş vakitte karar kıldı
sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, fark etti, Mekke'ye döndü
Sabahtan olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı Onlar Peygamberimizden kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi Kureyşliler derhal kafileleri yerine getirmek için Mekke dışına çıktılar Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, fakat iman nasip olmadı
Lakin gerçi Peygamberimizden tekrar tekrar Miraça çıktığına dair kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescidi Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, Bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir? diye itiraz ettiler, peşinde da Mescidi Aksâ'yı görmüş olanlar, Mescidi Aksâ'yı bize anlatır mısın? diye Peygamberimize soru yönelttiler
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:
Onların yalanlamalarından ve sorularından fazla sıkıldım Hatta o ana değin böylece bir bıkkınlık hiç çekmemiştim Derken Cenabı Hak ansızın Beytü'lMakdis'i bana gösterdi Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim Hatta bana, Beytü'lMakdis'in kaç kapısı var? diye sordular Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım Beytü'lMakdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım
Bunun üzerine müşrikler:
Vallahi dos doğru betimleme ettin dediler, fakat yine de iman etmediler
O esnada Hz Ebû Bekir çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler Hz Ebû Bekir, Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur diyerek derhal onay etti ve bundan sonradan Hz Ebû Bekir Sıddîk, çekinmeden inanan ünvanını aldı
Peygamberimiz niçin miraca çıktı?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır Biri, bir vatandaşla telefon ederek minik bir meseleyi görüşmesi Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır
Bu örnekte olduğu gibi Cenabı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması Cenabı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir
Lakin Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üstünde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, tüm varlıkların Yaratıcısı olarak Cenabı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür
Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenabı Hakkın huzuruna çıktı, öncelikle halk müziği edinmek üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) talep etti Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir Diğeri de Cenabı Hakkın biz kullarından istediklerini, dikte ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir İbadetlerin özü ve esası olan beş süre namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi
Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?
Soru: Bize herşeyden daha yakın olan Cenabı Hakka binlerce yıllık mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne demektir?
Cenabı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, fakat herşey O na baki şekilde uzaktır
Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna aracılığıyla bizimle konuşabilir
dahası biz bir değişiklik ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz Oysa güneş bize 150 milyon km uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız Güneşe bir derece yakınlaşmak için oysa Ay kadar gelişmek gerekli Bu da olası değildir
Bu misalde olduğu gibi, hakiki anlamda Cenabı Hak herşeye yakındır, ama herşey ona ebedi derece uzaktır Oysa Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenabı Hakkın lütfuyla aniden binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır
Bir insan nasıl göklere çıkabilir?
Soru: Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak oysa 1015 bin metre yukarı çıkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?
Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin yıllık mesafeyi bir senede alır Bu koskocaman hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arşı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır ceset olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini yıldırım gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
Peygamberimiz yalnızca ruhuyla gitse olmaz mıydı?
Soru: Öyleyse ise niçin Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?
Cenabı Hak görünen ve soyut âlemlerdeki güzellikleri uygulamak için, âlem fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini uygulamak için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara gösteri etmesi gayet makuldür Yalnızca ruhu ve kalbi ile değil, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir
Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan kutsal bedenini Arşa dek çıkarması düşünce ve hikmet gereğidir
Zaten Cenabı Adalet Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara gövde kaynaklık etmektedir
O Kadar ise bu kutsal karoser ruha arkadaşlık edecektir Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'lMüntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ kendisidir
Peygamberimiz Miraça yalnızca ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor
Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?
Soru: Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen olası müdür?
Cenabı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi bambaşka farklıdır Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden bütünüyle farklıdır Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır Meselâ ışığın hızı 300000 kmsn iken sesin hızı 360 kmsn'dır
Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna yan olması, ruh hızında hareketi nasıl akla zıt gelebilir?
Tekrar bir insan on dakika uyusa bir takım olur ama, bir yıllık meslek görebilir Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, belki daha fazla bir vakit gerekir
Demek ancak bir süre dilimi iki kişiye göre değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi tüm kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir
Miraçın benzeri bir olay var mıdır?
Soru: Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür Fakat her olası gerçekleşmiyor Bunun bir güya var mı fakat kabul edelim?
Miraçın fazla örnekleri vardır:
Bir insan, gözüyle bir saniyede Neptün gezegenine çıkabilir
Bir bilim adamı, astronomi kanunlarına binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir
İman sahibi her insan, namazın hareketlerine düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî huzura girebilir
Kalb gözü açık bir veli, İlâhî sırlara kırk günde ulaşabilir Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmamı Rabbanî gibi bir takım evliyanın bir dakikada Arşı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor
Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler aniden yerden Arşa, Arştan yeryüzüne gidip geliyorlar
Cennette, Cennet ehli mü'minler, Cennet bahçelerine kısa bir zamanda çıkabiliyorlar
Bu kadar örnekler gösteriyor fakat, tüm evliyanın sultanı, bütün mü'minlerin imamı, tüm Cennet ehlinin reisi ve tüm meleklerin makbulü olan Resuli Ekrem Efendimizin bir anda Miraça çıkması, dönmesi, tüm yüce âlemleri gezip görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir
Miraçla gelen hediyeler
Birincisi: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini gözleriyle fark etti i, Cenneti, âhireti, hattâ Cenabı Hakkın cemâlini gözleriyle müşahede etti Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir hilafı, huysuz beyanı olmayan o ulu insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: Sizin inandığınız, melekleri, âhireti, Rabbinizin Nur cemâlini kişisel olarak gördüm; bu iman esasları vardır, mevcuttur; tereddüt ve değişkenlik etmeyiniz Bu Nedenle mü'minler ebedi bir imana ermenin saadetine kavuştular
İkincisi: İnsan herşeyi merak ediyor Ayda yaşam var mı, değil mu diye araştırıyor Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ama bir sinek dek yer kaplıyor
Mü'minler merak ediyorlar Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da direkt Rabbimizle muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydık derken, İki Kâinat Serveri yetmiş bin perde ardından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti Bu armağan ilk kez namaz almak üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir
Üçüncüsü: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin anahtarını alıp getirmiş, cinlere ve insanlara hediye etmiştir Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş, sonsuz saadetin varlığını müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir Böylece fakat, bir adama idam edileceği anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne değin sevinir
Böylece de tüm cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu sevinç ne kadar kayda değer ve değerlidir
Dördüncüsü: Peygamber Efendimiz Miraçta Cenabı Hakkın cemalini görme nimetini tattı Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı müjdesini verdi Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız, Rabbinizi de o kadar Cennette anlaşılır biçimde göreceksiniz buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere armağan olarak getirdi
Beşincisi: İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Evren Sahibinin en nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı Kâinata nisbetle minik bir varlık, kuvvetsiz bir canlı olan insan bu meyve ile o kadar bir dereceye çıktı oysa, tüm varlıklar üzerinde bir makam ve mevki kazandı Çünkü rütbesiz bir askere, Sen paşa oldun dense ne kadar sevinir
Pek de âciz, fani, sürekli ayrılık ve zeval tokadını yiyen biçare insana ansızın, Baki ve baki bir Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksindendiğinde o insan ne dek büyük bir mevki ve makama çıkar Cennette hayal hızında, ruh genişliğinde, fikir akıcılığında, kalbin bütün arzularında Cenabı Hakkın baki mülkünde seyir ve seyahate erecektir Cenabı Hakkın nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır Böyle bir insanın kalb ve ruhu ne dek büyük bir sevince kavuşur yok mi? Miraçın bu meyvesi insanın en büyük arzu ve hedefidir (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 31 Söz) *
Miraç nasıl oldu
Miraç, Receb ayının 27 Gecesi Yüce Rabbimizin daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın Mescidi Haramdan Mescidi Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescidi Haramdan (Mekke'den), Mescidi Aksâ'ya (Kudüs'e) soy benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, daha sonra Mescidi Aksâ'ya geldi Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı Miraçını kutladılar Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu
Bir rivayette Hz İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı Ve bugün Kubbetü'sSahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi
Semanın bütün tabakalarına uğradı Sırasıyla yedi sema tabakalarında yer alan Hz Adem, Hz Yahya ve Hz Îsa, Hz Yusuf, Hz İdris, Hz Harun, Hz Musa ve Hz İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine Güzel geldin dediler, tebrik ettiler
Bundan Sonradan Hz Cebrail ile birlikte imkân ile vücub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'lmüntehâ'ya geldiler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi dar, ikisi açıktan akan (Nil, Fırat) dört dere gördü Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'lMa'mur'u ziyaret etti
Hz Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile vakit ve mekândan münezzeh (uzakta) olan Cenabı Hakkın cemaliyle müşerref oldu
Süleyman Çelebi'nin dediği gibi;
Aşikâre fark etti Rabbü'lizzetiÂhirette öyle görür ümmeti İnşaallah
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz Musa ile karşılaştı, Allah ümmetine neyi farz kıldı? diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam 50 zaman namaz buyurdu
Hz Musa'nın, Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez demesi üstüne, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, beş sefer Cenabı Hakka niyazda bulundu, her seferinde 10 zaman indi, sonunda beş vakitte karar kıldı
sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, fark etti, Mekke'ye döndü
Sabahtan olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı Onlar Peygamberimizden kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi Kureyşliler derhal kafileleri yerine getirmek için Mekke dışına çıktılar Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, fakat iman nasip olmadı
Lakin gerçi Peygamberimizden tekrar tekrar Miraça çıktığına dair kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescidi Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, Bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir? diye itiraz ettiler, peşinde da Mescidi Aksâ'yı görmüş olanlar, Mescidi Aksâ'yı bize anlatır mısın? diye Peygamberimize soru yönelttiler
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:
Onların yalanlamalarından ve sorularından fazla sıkıldım Hatta o ana değin böylece bir bıkkınlık hiç çekmemiştim Derken Cenabı Hak ansızın Beytü'lMakdis'i bana gösterdi Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim Hatta bana, Beytü'lMakdis'in kaç kapısı var? diye sordular Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım Beytü'lMakdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım
Bunun üzerine müşrikler:
Vallahi dos doğru betimleme ettin dediler, fakat yine de iman etmediler
O esnada Hz Ebû Bekir çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler Hz Ebû Bekir, Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur diyerek derhal onay etti ve bundan sonradan Hz Ebû Bekir Sıddîk, çekinmeden inanan ünvanını aldı
Peygamberimiz niçin miraca çıktı?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır Biri, bir vatandaşla telefon ederek minik bir meseleyi görüşmesi Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır
Bu örnekte olduğu gibi Cenabı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması Cenabı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir
Lakin Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üstünde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, tüm varlıkların Yaratıcısı olarak Cenabı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür
Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenabı Hakkın huzuruna çıktı, öncelikle halk müziği edinmek üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) talep etti Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir Diğeri de Cenabı Hakkın biz kullarından istediklerini, dikte ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir İbadetlerin özü ve esası olan beş süre namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi
Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?
Soru: Bize herşeyden daha yakın olan Cenabı Hakka binlerce yıllık mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne demektir?
Cenabı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, fakat herşey O na baki şekilde uzaktır
Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna aracılığıyla bizimle konuşabilir
dahası biz bir değişiklik ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz Oysa güneş bize 150 milyon km uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız Güneşe bir derece yakınlaşmak için oysa Ay kadar gelişmek gerekli Bu da olası değildir
Bu misalde olduğu gibi, hakiki anlamda Cenabı Hak herşeye yakındır, ama herşey ona ebedi derece uzaktır Oysa Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenabı Hakkın lütfuyla aniden binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır
Bir insan nasıl göklere çıkabilir?
Soru: Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak oysa 1015 bin metre yukarı çıkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?
Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin yıllık mesafeyi bir senede alır Bu koskocaman hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arşı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır ceset olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini yıldırım gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
Peygamberimiz yalnızca ruhuyla gitse olmaz mıydı?
Soru: Öyleyse ise niçin Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?
Cenabı Hak görünen ve soyut âlemlerdeki güzellikleri uygulamak için, âlem fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini uygulamak için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara gösteri etmesi gayet makuldür Yalnızca ruhu ve kalbi ile değil, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir
Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan kutsal bedenini Arşa dek çıkarması düşünce ve hikmet gereğidir
Zaten Cenabı Adalet Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara gövde kaynaklık etmektedir
O Kadar ise bu kutsal karoser ruha arkadaşlık edecektir Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'lMüntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ kendisidir
Peygamberimiz Miraça yalnızca ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor
Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?
Soru: Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen olası müdür?
Cenabı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi bambaşka farklıdır Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden bütünüyle farklıdır Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır Meselâ ışığın hızı 300000 kmsn iken sesin hızı 360 kmsn'dır
Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna yan olması, ruh hızında hareketi nasıl akla zıt gelebilir?
Tekrar bir insan on dakika uyusa bir takım olur ama, bir yıllık meslek görebilir Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, belki daha fazla bir vakit gerekir
Demek ancak bir süre dilimi iki kişiye göre değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi tüm kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir
Miraçın benzeri bir olay var mıdır?
Soru: Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür Fakat her olası gerçekleşmiyor Bunun bir güya var mı fakat kabul edelim?
Miraçın fazla örnekleri vardır:
Bir insan, gözüyle bir saniyede Neptün gezegenine çıkabilir
Bir bilim adamı, astronomi kanunlarına binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir
İman sahibi her insan, namazın hareketlerine düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî huzura girebilir
Kalb gözü açık bir veli, İlâhî sırlara kırk günde ulaşabilir Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmamı Rabbanî gibi bir takım evliyanın bir dakikada Arşı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor
Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler aniden yerden Arşa, Arştan yeryüzüne gidip geliyorlar
Cennette, Cennet ehli mü'minler, Cennet bahçelerine kısa bir zamanda çıkabiliyorlar
Bu kadar örnekler gösteriyor fakat, tüm evliyanın sultanı, bütün mü'minlerin imamı, tüm Cennet ehlinin reisi ve tüm meleklerin makbulü olan Resuli Ekrem Efendimizin bir anda Miraça çıkması, dönmesi, tüm yüce âlemleri gezip görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir
Miraçla gelen hediyeler
Birincisi: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini gözleriyle fark etti i, Cenneti, âhireti, hattâ Cenabı Hakkın cemâlini gözleriyle müşahede etti Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir hilafı, huysuz beyanı olmayan o ulu insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: Sizin inandığınız, melekleri, âhireti, Rabbinizin Nur cemâlini kişisel olarak gördüm; bu iman esasları vardır, mevcuttur; tereddüt ve değişkenlik etmeyiniz Bu Nedenle mü'minler ebedi bir imana ermenin saadetine kavuştular
İkincisi: İnsan herşeyi merak ediyor Ayda yaşam var mı, değil mu diye araştırıyor Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ama bir sinek dek yer kaplıyor
Mü'minler merak ediyorlar Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da direkt Rabbimizle muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydık derken, İki Kâinat Serveri yetmiş bin perde ardından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti Bu armağan ilk kez namaz almak üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir
Üçüncüsü: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin anahtarını alıp getirmiş, cinlere ve insanlara hediye etmiştir Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş, sonsuz saadetin varlığını müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir Böylece fakat, bir adama idam edileceği anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne değin sevinir
Böylece de tüm cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu sevinç ne kadar kayda değer ve değerlidir
Dördüncüsü: Peygamber Efendimiz Miraçta Cenabı Hakkın cemalini görme nimetini tattı Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı müjdesini verdi Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız, Rabbinizi de o kadar Cennette anlaşılır biçimde göreceksiniz buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere armağan olarak getirdi
Beşincisi: İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Evren Sahibinin en nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı Kâinata nisbetle minik bir varlık, kuvvetsiz bir canlı olan insan bu meyve ile o kadar bir dereceye çıktı oysa, tüm varlıklar üzerinde bir makam ve mevki kazandı Çünkü rütbesiz bir askere, Sen paşa oldun dense ne kadar sevinir
Pek de âciz, fani, sürekli ayrılık ve zeval tokadını yiyen biçare insana ansızın, Baki ve baki bir Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksindendiğinde o insan ne dek büyük bir mevki ve makama çıkar Cennette hayal hızında, ruh genişliğinde, fikir akıcılığında, kalbin bütün arzularında Cenabı Hakkın baki mülkünde seyir ve seyahate erecektir Cenabı Hakkın nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır Böyle bir insanın kalb ve ruhu ne dek büyük bir sevince kavuşur yok mi? Miraçın bu meyvesi insanın en büyük arzu ve hedefidir (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 31 Söz) *