iltasyazilim
FD Üye
Miraç Kandili
Miraç Gecesi
Miraç, Receb ayının 27 Gecesi Cenabı Hakkın daveti üstüne Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescidi Haramdan Mescidi Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir
Mirac gecesi, ulvî bir gecedir O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadetle Allaha aleyhinde şükran borçlarımızı ödemeliyiz; namaz kılmalı, Kuran okumalı ve Allahtan bağışlama ve bağış dilemeliyiz, çoluk çocuğumuza bu gecenin manâ ve önemini öğretmeliyiz Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara takviye ellerimizi uzatmalıyız Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli ve dualarını almalıyız Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şadetmeliyiz Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve hürmet duygularımızı perçinlemeliyiz
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescidi Haramdan (Mekke'den), Mescidi Aksâ'ya (Kudüs'e) soy benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, sonra Mescidi Aksâ'ya geldi Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı Miraçını kutladılar Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu
Bir rivayette Hz İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı Ve bugün Kubbetü'sSahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi
Semanın bütün tabakalarına uğradı Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz Adem, Hz Yahya ve Hz Îsa, Hz Yusuf, Hz İdris, Hz Harun, Hz Musa ve Hz İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine hoş geldin dediler, tebrik ettiler
Bundan Daha Sonra Hz Cebrail ile birlikte imkân ile vücub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'lmüntehâ'ya geldiler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi gizli, ikisi açıktan akıcı (Nil, Fırat) dört nehir fark etti Sonradan hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'lMa'mur'u ziyaret etti
Hz Cebrail'in buradan öteye gitmesi muhtemel değildi Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan daha sonra Refref adında bir araç ile süre ve mekândan münezzeh (uzakta) olan Cenabı Hakkın cemaliyle müşerref oldu
daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, fark etti, Mekke'ye döndü
Sabahleyin olunca Kabe'nin yanına Mekkelilere Miraçı anlattı Onlar Peygamberimizden kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi Kureyşliler derhal kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar Gelenleri tıpkı Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, fakat iman nasip olmadı
Fakat yine de Peygamberimizden defalarca Miraça çıktığına dair kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescidi Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir? diye itiraz ettiler, peşinde da Mescidi Aksâ'yı görmüş olanlar, Mescidi Aksâ'yı bize anlatır mısın? diye Peygamberimize soru yönelttiler
Peygamberimiz niçin miraca çıktı?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır Biri, bir vatandaşla telefon ederek küçük bir meseleyi görüşmesi Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır
Bu örnekte olduğu gibi Cenabı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması Cenabı Hakkın bir takım velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir
Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üzerinde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, tüm varlıkların Yaratıcısı olarak Cenabı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür
Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenabı Hakkın huzuruna çıktı, ilk olarak insanlar elde etmek üzere tüm varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir Diğeri de Cenabı Hakkın biz kullarından istediklerini, dikte ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir İbadetlerin özü ve esası olan beş zaman namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi
Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?
Cenabı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, ama herşey O'na ebedi şekilde uzaktır
Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna yoluyla bizimle konuşabilir
üstelik biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz Ama güneş bize 150 milyon km uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız Güneşe bir derece yakınlaşmak için ancak Ay değin gelişmek lazım Bu da olası değildir
Bu misalde olduğu gibi, reel anlamda Cenabı Adalet herşeye yakındır, lakin herşey ona baki derece uzaktır Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenabı Hakkın lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; tüm manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır
Bir insan nasıl göklere çıkabilir?
Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin yıllık mesafeyi bir senede alır Bu koskocaman hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arşı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini yıldırım gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
Peygamberimiz yalnızca ruhuyla gitse olmaz mıydı?
Cenabı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri uygulamak için, âlem fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara gösteri etmesi gayet makuldür Yalnızca ruhu ve kalbi ile yok, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir
Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini Arşa kadar çıkarması hafıza ve hikmet gereğidir
Zaten Cenabı Adalet Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara vücut kaynaklık etmektedir
Pek ise bu kutsal cisim ruha arkadaşlık edecektir Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'lMüntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının dostluk etmesi hikmetin tâ kendisidir
Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor
Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?
Cenabı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi ayrı farklıdır Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden tam olarak farklıdır Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır Meselâ ışığın hızı 300000 kmsn iken sesin hızı 360 kmsn'dır
Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna bağlı olması, ruh hızında hareketi nasıl akla ters gelebilir?
Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki, bir yıllık meslek görebilir Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, şayet daha artı bir süre gerekir
Çağrıda Bulunmak ama bir vakit dilimi iki kişiye tarafından değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi tüm kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir *
Miraç Gecesi
Miraç, Receb ayının 27 Gecesi Cenabı Hakkın daveti üstüne Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescidi Haramdan Mescidi Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir
Mirac gecesi, ulvî bir gecedir O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadetle Allaha aleyhinde şükran borçlarımızı ödemeliyiz; namaz kılmalı, Kuran okumalı ve Allahtan bağışlama ve bağış dilemeliyiz, çoluk çocuğumuza bu gecenin manâ ve önemini öğretmeliyiz Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara takviye ellerimizi uzatmalıyız Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli ve dualarını almalıyız Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şadetmeliyiz Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve hürmet duygularımızı perçinlemeliyiz
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescidi Haramdan (Mekke'den), Mescidi Aksâ'ya (Kudüs'e) soy benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, sonra Mescidi Aksâ'ya geldi Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı Miraçını kutladılar Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu
Bir rivayette Hz İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı Ve bugün Kubbetü'sSahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi
Semanın bütün tabakalarına uğradı Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz Adem, Hz Yahya ve Hz Îsa, Hz Yusuf, Hz İdris, Hz Harun, Hz Musa ve Hz İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine hoş geldin dediler, tebrik ettiler
Bundan Daha Sonra Hz Cebrail ile birlikte imkân ile vücub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'lmüntehâ'ya geldiler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi gizli, ikisi açıktan akıcı (Nil, Fırat) dört nehir fark etti Sonradan hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'lMa'mur'u ziyaret etti
Hz Cebrail'in buradan öteye gitmesi muhtemel değildi Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan daha sonra Refref adında bir araç ile süre ve mekândan münezzeh (uzakta) olan Cenabı Hakkın cemaliyle müşerref oldu
daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, fark etti, Mekke'ye döndü
Sabahleyin olunca Kabe'nin yanına Mekkelilere Miraçı anlattı Onlar Peygamberimizden kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi Kureyşliler derhal kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar Gelenleri tıpkı Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, fakat iman nasip olmadı
Fakat yine de Peygamberimizden defalarca Miraça çıktığına dair kanıt istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescidi Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir? diye itiraz ettiler, peşinde da Mescidi Aksâ'yı görmüş olanlar, Mescidi Aksâ'yı bize anlatır mısın? diye Peygamberimize soru yönelttiler
Peygamberimiz niçin miraca çıktı?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır Biri, bir vatandaşla telefon ederek küçük bir meseleyi görüşmesi Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır
Bu örnekte olduğu gibi Cenabı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması Cenabı Hakkın bir takım velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir
Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üzerinde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, tüm varlıkların Yaratıcısı olarak Cenabı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür
Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenabı Hakkın huzuruna çıktı, ilk olarak insanlar elde etmek üzere tüm varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir Diğeri de Cenabı Hakkın biz kullarından istediklerini, dikte ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir İbadetlerin özü ve esası olan beş zaman namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi
Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?
Cenabı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, ama herşey O'na ebedi şekilde uzaktır
Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna yoluyla bizimle konuşabilir
üstelik biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz Ama güneş bize 150 milyon km uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız Güneşe bir derece yakınlaşmak için ancak Ay değin gelişmek lazım Bu da olası değildir
Bu misalde olduğu gibi, reel anlamda Cenabı Adalet herşeye yakındır, lakin herşey ona baki derece uzaktır Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenabı Hakkın lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; tüm manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır
Bir insan nasıl göklere çıkabilir?
Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin yıllık mesafeyi bir senede alır Bu koskocaman hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arşı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini yıldırım gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
Peygamberimiz yalnızca ruhuyla gitse olmaz mıydı?
Cenabı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri uygulamak için, âlem fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara gösteri etmesi gayet makuldür Yalnızca ruhu ve kalbi ile yok, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir
Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini Arşa kadar çıkarması hafıza ve hikmet gereğidir
Zaten Cenabı Adalet Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara vücut kaynaklık etmektedir
Pek ise bu kutsal cisim ruha arkadaşlık edecektir Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'lMüntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının dostluk etmesi hikmetin tâ kendisidir
Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor
Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?
Cenabı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi ayrı farklıdır Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden tam olarak farklıdır Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır Meselâ ışığın hızı 300000 kmsn iken sesin hızı 360 kmsn'dır
Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna bağlı olması, ruh hızında hareketi nasıl akla ters gelebilir?
Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki, bir yıllık meslek görebilir Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, şayet daha artı bir süre gerekir
Çağrıda Bulunmak ama bir vakit dilimi iki kişiye tarafından değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi tüm kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir *