iltasyazilim
FD Üye
Reşat Nuri Güntekin Miskinler Tekkesi Roman özeti
Miskinler Tekkesi Roman özeti Reşat Nuri Güntekin
Kitabın Konusu:
Çalıştığı işte şerefli ve içten davranmasından nedeniyle evine fazla para getiremeyen ve bunun sonucunda da ev halkının isyan ederek ailenin dağılmasını anlatıyor
Kitabın Özeti:
İnterneti daha seri dolaşın Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefox ’u da alın
Ali Rıza Bey, Altın Yaprak AŞ ’de bir mülkiye memurudur Kendisi yoksul olmasına karşın fazla onurlu bir insandır Karısı, onun talihine pek ağır başlı ve temiz bir bayan çıkmıştır Ali Rıza Bey ’in beş çocuğu vardır Dördü kız biri ise erkektir
Bir gün, kasabada ki eski arkadaşının karısıyla karşılaşır Arkadaşı ölüm etmiştir Kızı ise evde işsiz kalmıştır Ali Rıza Bey bu kızı kendi kızlarıyla ayırmamaktadır böylece onu işe götürür, bu sırada patronunun eski bir öğrencisi olduğunu öğrenir Muzaffer Bey bu kızı işe alır Kız birkaç ay çalıştıktan daha sonra Muzaffer Bey ’i yoldan çıkarır Bir gün kızın annesi Ali Rıza Bey ’in yanına gelir ve kızıyla Muzaffer Bey arasındaki olanları anlatır Ali Rıza Bey olanlara dayanamayıp işten ayrılır
Ali Rıza Bey ’in oğlu Şevket çok akıllı bir insandır Üniversiteyi bitirdikten sonra bir bankada işe girer Bundan Böyle babası çalışmadığı için evin tüm yükü Şevket ’in üstüne biner Bankada çalıştığı sıralarda Şevket ’in başından fena bir olay geçer Evli bir kadınla ilişkiye girmiştir Ali Rıza Bey bu olaya önce tepki göstermiş lakin daha sonra evlenmelerine müsade vermiştir Düğün gecesi… Konut baştan başa aydınlık içerisinde… Kapılar pencereler açılmış ikide bir caz bantlar gevşemiş çalıyor O susunca neşelendirici kahkahalar, haykırışlar, çığlıklar…
Ali Rıza Bey ’in kızları Leyla ve Necla bundan böyle evden sıkılmış ve isyan etmektedir Büyük kızı Fikret ve ufak kızı Ayşe ise hiçbir şeye karsı çıkmamaktadır
Eve bu yeni kadının gelmesi Leyla ve Necla ’nın işine çok yaramıştır Bu kadın çeşitli yollarla Şevket ’i borca sokmuştur böylece Şevket hapise girmek zorunda kalmıştır Şevket iki yıl hapis yemiştir
Leyle ve Necla babalarına aleyhinde hiç saygı duymamaktadır Düşündüklerini babalarına söylemekten hiç çekinmemektedirler
Bu sıralarda büyük kızı Fikret ’e bir baht çıkar ve evlenmek istemektedirler Fikret bunun için Adapazarı ’na gider Böylece ağacın yapraklarından biri kopup gitmiş olur Bu sırada Ferhunde de evden ayrılmış olur
Ali Rıza Bey ’in bir tek ümidi kalmıştır
Vakit geçirmeden Leyla ile Necla ’ya bahtı açık birer kısmet bulup başından atmaktır Necla bir zaman Suriyeli biri ile evlenir ve Suriye ’ye gider Bu sırada Leyla fazla kötü hasta olmuştur Hekim onu temiz havada bulundurmalarını istemiştir bu nedenle Ali Rıza Bey Leyla ’yı özgürlük bırakmıştır Bir vakit sonra Ali Rıza Bey kızının bir avukatın metresi olduğunu öğrenir böylece Ali Rıza Bey kızı Leyla ’yı evden atar Avukat Leyla ’ya bir daire kiralamıştır ve ona bakmaktadır Ona aylık muhakkak bir miktar para verir
Bu olaylar sürüp bu arada Ali Rıza Bey ile Hayriye Hanım ’ın araları tamamen bozulmaktadır ve çoğu kez tartışmaktadırlar Leyla gittikten sonra Ali Rıza Bey ile Hayriye hanım arasında büyük bir tartışma kopar Bunun üzerine ali rıza bey Adapazarı ’na kızı Fikret ’in yanında gider Burada pozitif kalamayacağını anlayınca on beş gün sonradan İstanbul ’a yeniden döner fakat eve gitmez Bir süre daha sonra hastalanır ve hastaneye yatar Bunu duyan kızı Leyla ve karısı Hayriye Bayan hastaneye koşarlar Ali Rıza Bey taburcu olduktan daha sonra kızı Leyla ’nın evine gider ve hayatının geri kalanını karısı ve kızı Ayşe ile sürdürür
Kitabın Asıl Fikri:
Şerefli doğru bir babanın pozitif para kazanamaması ve parasızlığa sitem olarak bunu kabullenmeyen aile bireylerinin tek tek aile bağlarını kopararak evden ayrılmaları; bunların farkında olan babanın, oğlunun ve kızının da başlarına gelen fena olayları evdeki kör talih romanın anafikridir
Buradaki, ailedekilerin evden gidişleri de yaprağını döken bir ağca benzetilmiştir
Kitaptaki olaylar ve kişilerin değerlendirilmesi:
ALİ RIZA BEY: Elli yaşın üstünde, saçı sakalı ağarmış yaşlı biri Onurlu namuslu evden böylece çıkmayan bir insan
HAYRİYE HANIM: 40 yaşlarında, gözlüklü, orta güzellikte biri Ağır başlı pak ev işleri ile uğraşan bir insan
MUZAFFER BEY:Genç ve yakışıklı biri Akıllı gayretli mali durumu iyi bir insan
ŞEVKET: 20 yaşlarında babası gibi temiz insancıl derslerinde başarılı birisi
FİKRET:15 yaşlarında sosyal hayatı sevmeyen sevecen bir kız
Kitap hakkında kişiye özel bakış:
Eser hakiki hayattada olabilecek türden bir eserdir Burada yoksulluğun kötü bir şey olmadığını herşeyin parayla olmayacağını bilmeliyiz Aile büyüklerimizin sözünden çıkmamak herzaman yaşam olumlu bakıp gülümseyen olmak bu parçadan almamız gereken derslerdendir
Yazar hakkında bilgi:
Reşat Nuri Güntekin
25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul ’da doğdu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ’ ni bitirdi (1912) Bursa ’ da başladığı (1913) öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etti Ulusal Eğitim müfettişi (1931), Çanakkale milletvekili (193343), Paris Kültür Ateşesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi için gittiği Londra ’ da öldü İstanbul ’ da Karacaahmet Mezarlığı ’nda gömülü
Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, birincil eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917 ’ de basılan Reşat Nuri, 1918 ’ de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 191819; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu Çalıkuşu ’ nun Süre gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu ’ nda Anadolu, ilk idealist ve açık fikirli kızı Feride ’ ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi Bu roman eksik okumuş ve okumuş, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı Reşat Nuri ’ nin anında tüm romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, müşteri, değişik problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür Romanlarında sosyal ve duygusal konuları işleyen yazan, ufak hikayelerinde bunların yanına mizahı da ekledi
Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş ya da dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış bütün eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesine hikaye kitabı Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar 7 Aralık 1956 ’da İstanbul ’da öldü
ESERLERİ:
Hikaye kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Herzamanki İşler (1930), vbGezi yazıları: Anadolu Notları (birincil cildi 1936; ikinci cildi 1966)Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955) ’ dir Tüm eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı *
Miskinler Tekkesi Roman özeti Reşat Nuri Güntekin
Kitabın Konusu:
Çalıştığı işte şerefli ve içten davranmasından nedeniyle evine fazla para getiremeyen ve bunun sonucunda da ev halkının isyan ederek ailenin dağılmasını anlatıyor
Kitabın Özeti:
İnterneti daha seri dolaşın Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefox ’u da alın
Ali Rıza Bey, Altın Yaprak AŞ ’de bir mülkiye memurudur Kendisi yoksul olmasına karşın fazla onurlu bir insandır Karısı, onun talihine pek ağır başlı ve temiz bir bayan çıkmıştır Ali Rıza Bey ’in beş çocuğu vardır Dördü kız biri ise erkektir
Bir gün, kasabada ki eski arkadaşının karısıyla karşılaşır Arkadaşı ölüm etmiştir Kızı ise evde işsiz kalmıştır Ali Rıza Bey bu kızı kendi kızlarıyla ayırmamaktadır böylece onu işe götürür, bu sırada patronunun eski bir öğrencisi olduğunu öğrenir Muzaffer Bey bu kızı işe alır Kız birkaç ay çalıştıktan daha sonra Muzaffer Bey ’i yoldan çıkarır Bir gün kızın annesi Ali Rıza Bey ’in yanına gelir ve kızıyla Muzaffer Bey arasındaki olanları anlatır Ali Rıza Bey olanlara dayanamayıp işten ayrılır
Ali Rıza Bey ’in oğlu Şevket çok akıllı bir insandır Üniversiteyi bitirdikten sonra bir bankada işe girer Bundan Böyle babası çalışmadığı için evin tüm yükü Şevket ’in üstüne biner Bankada çalıştığı sıralarda Şevket ’in başından fena bir olay geçer Evli bir kadınla ilişkiye girmiştir Ali Rıza Bey bu olaya önce tepki göstermiş lakin daha sonra evlenmelerine müsade vermiştir Düğün gecesi… Konut baştan başa aydınlık içerisinde… Kapılar pencereler açılmış ikide bir caz bantlar gevşemiş çalıyor O susunca neşelendirici kahkahalar, haykırışlar, çığlıklar…
Ali Rıza Bey ’in kızları Leyla ve Necla bundan böyle evden sıkılmış ve isyan etmektedir Büyük kızı Fikret ve ufak kızı Ayşe ise hiçbir şeye karsı çıkmamaktadır
Eve bu yeni kadının gelmesi Leyla ve Necla ’nın işine çok yaramıştır Bu kadın çeşitli yollarla Şevket ’i borca sokmuştur böylece Şevket hapise girmek zorunda kalmıştır Şevket iki yıl hapis yemiştir
Leyle ve Necla babalarına aleyhinde hiç saygı duymamaktadır Düşündüklerini babalarına söylemekten hiç çekinmemektedirler
Bu sıralarda büyük kızı Fikret ’e bir baht çıkar ve evlenmek istemektedirler Fikret bunun için Adapazarı ’na gider Böylece ağacın yapraklarından biri kopup gitmiş olur Bu sırada Ferhunde de evden ayrılmış olur
Ali Rıza Bey ’in bir tek ümidi kalmıştır
Vakit geçirmeden Leyla ile Necla ’ya bahtı açık birer kısmet bulup başından atmaktır Necla bir zaman Suriyeli biri ile evlenir ve Suriye ’ye gider Bu sırada Leyla fazla kötü hasta olmuştur Hekim onu temiz havada bulundurmalarını istemiştir bu nedenle Ali Rıza Bey Leyla ’yı özgürlük bırakmıştır Bir vakit sonra Ali Rıza Bey kızının bir avukatın metresi olduğunu öğrenir böylece Ali Rıza Bey kızı Leyla ’yı evden atar Avukat Leyla ’ya bir daire kiralamıştır ve ona bakmaktadır Ona aylık muhakkak bir miktar para verir
Bu olaylar sürüp bu arada Ali Rıza Bey ile Hayriye Hanım ’ın araları tamamen bozulmaktadır ve çoğu kez tartışmaktadırlar Leyla gittikten sonra Ali Rıza Bey ile Hayriye hanım arasında büyük bir tartışma kopar Bunun üzerine ali rıza bey Adapazarı ’na kızı Fikret ’in yanında gider Burada pozitif kalamayacağını anlayınca on beş gün sonradan İstanbul ’a yeniden döner fakat eve gitmez Bir süre daha sonra hastalanır ve hastaneye yatar Bunu duyan kızı Leyla ve karısı Hayriye Bayan hastaneye koşarlar Ali Rıza Bey taburcu olduktan daha sonra kızı Leyla ’nın evine gider ve hayatının geri kalanını karısı ve kızı Ayşe ile sürdürür
Kitabın Asıl Fikri:
Şerefli doğru bir babanın pozitif para kazanamaması ve parasızlığa sitem olarak bunu kabullenmeyen aile bireylerinin tek tek aile bağlarını kopararak evden ayrılmaları; bunların farkında olan babanın, oğlunun ve kızının da başlarına gelen fena olayları evdeki kör talih romanın anafikridir
Buradaki, ailedekilerin evden gidişleri de yaprağını döken bir ağca benzetilmiştir
Kitaptaki olaylar ve kişilerin değerlendirilmesi:
ALİ RIZA BEY: Elli yaşın üstünde, saçı sakalı ağarmış yaşlı biri Onurlu namuslu evden böylece çıkmayan bir insan
HAYRİYE HANIM: 40 yaşlarında, gözlüklü, orta güzellikte biri Ağır başlı pak ev işleri ile uğraşan bir insan
MUZAFFER BEY:Genç ve yakışıklı biri Akıllı gayretli mali durumu iyi bir insan
ŞEVKET: 20 yaşlarında babası gibi temiz insancıl derslerinde başarılı birisi
FİKRET:15 yaşlarında sosyal hayatı sevmeyen sevecen bir kız
Kitap hakkında kişiye özel bakış:
Eser hakiki hayattada olabilecek türden bir eserdir Burada yoksulluğun kötü bir şey olmadığını herşeyin parayla olmayacağını bilmeliyiz Aile büyüklerimizin sözünden çıkmamak herzaman yaşam olumlu bakıp gülümseyen olmak bu parçadan almamız gereken derslerdendir
Yazar hakkında bilgi:
Reşat Nuri Güntekin
25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul ’da doğdu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ’ ni bitirdi (1912) Bursa ’ da başladığı (1913) öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etti Ulusal Eğitim müfettişi (1931), Çanakkale milletvekili (193343), Paris Kültür Ateşesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi için gittiği Londra ’ da öldü İstanbul ’ da Karacaahmet Mezarlığı ’nda gömülü
Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, birincil eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917 ’ de basılan Reşat Nuri, 1918 ’ de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 191819; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu Çalıkuşu ’ nun Süre gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu ’ nda Anadolu, ilk idealist ve açık fikirli kızı Feride ’ ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi Bu roman eksik okumuş ve okumuş, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı Reşat Nuri ’ nin anında tüm romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, müşteri, değişik problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür Romanlarında sosyal ve duygusal konuları işleyen yazan, ufak hikayelerinde bunların yanına mizahı da ekledi
Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş ya da dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış bütün eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesine hikaye kitabı Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar 7 Aralık 1956 ’da İstanbul ’da öldü
ESERLERİ:
Hikaye kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Herzamanki İşler (1930), vbGezi yazıları: Anadolu Notları (birincil cildi 1936; ikinci cildi 1966)Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955) ’ dir Tüm eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı *