Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Miteolojide Kadın Tanrıcalar

Miteolojide Kadın Tanrıcalar
0
51

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
86
Puan
48
F-D Coin
0
Miteolojide Kadın Tanrıcalar göğsünden süt çıkaran kadın kadın tanrıcalar KADIN TANRIÇALAR NASIL OLUŞTU ? Bugün erkek bilicilerin ağız birliği ettikleri gerçek şudur: Önce dişil yaratıcılar vardı Eril tanrı kavramı, ilk kez simgesel anlamda da olsa onların oğullarından çıktı Adlarını analarından aldılar, ed tanrıanalardan Ama sonradan kadının erkekten yaratıldığı düşüncesine uygun olarak kadın adlarına son ekler eklendi Bu Nedenle bu cinsin daha sonra yaratıldığını sözcüklerle onaylamak istediler Bayan bebeğini kucağına aldı, kendi bebeğini, bir eliyle bebeğini tutup, bir eliyle de göğsüne vurup duruyordu Ne yazık ancak kimse onun ne çağrıda bulunmak istediğini anlamıyorduGarip sesler çıkarıyodu, hem de karmaşıkAnlamak için fazla mücadele harcıyorlardı, acz içinde bakıyorlardıKadın yılmıyor, bu kere başkasının bebeğini alıp oyununu sürdürüyordu O bebek onun yok ! Izah Etmek istediği de bu zaten, onu annesine veriyor tekrar kendi bebeğini alıyor, eliyle kendi karnını dikkat çekici ediyor,onun kendinin olduğunu anlatmaya çalışıyor; ağzından peşi peşine meydana çıkan MEE sesiyle Bir koyun gibi meliyor (Keçi de olabilir, yavrusunu çağıran inek gibi Muuu da yapabilir) BENİM, BANA AİT, BEN!!! Söz ilizyondur, hangi varlığın adı söylenirse o varlığın imgesini ve ona alt başka imgeleri zihnimizde canlandırır Topluluğun da zihninde ,koyun, keçi, inek, manda canlandı O çağda bayan olması, esas olması büyük kazanç Çamuru çömleğe, elyafı dokumaya,ağacı meyvaya dönüştüren; daha sonra da elinde biçim bulan nesnelere isim veren, yaptıklarını sözcüklerle seslendiren kadınlardan biriydi o Önce BELLI BAŞLI olduğu için, daha sonra doğada örneği bulunmayan nesneler ürettiği için birincil BEN YAPTIM,BANA AİT , BENİMdiyen ( bu sözcüklerin o çağdaki karşılıklarını söyleyen) kişi ILK KIŞI Bayan neden bu hayvanların seslenişlerini seçiyor kendine isim olarak veya kendisiyle o sesi özdeş kılıyor ? Esas neden bu hayvanlardan kaynaklanıyor Munis kişilikleri ve başta süt edinmek üzere sayısız yararları İnsanları en fazla rahatlatan ses , özellikle doğada yaşayanların anneleri ile ilişkilerinde çıkardıkları ses, anaların yavrularına cevap verişi Doğada mee sesi çınlıyor, ve halk binlerce yıl bu sesten etkileniyorlar O çağdaki insanın zihinsel dizgesi böyle açıklar Birincil marifetli, neyin ne olduğunu, ne süre ,nerede, nasıl yaratıldığını bilir Adları ilk ortaya çıkaran, adları bilen olduğuna göre, tüm bunları bilen de odur Çocuk yapmasını bildiği için ilk marifetli dişildir Canlılar hatta cansız varlıklar, seslemler, sözcükler ,adlar, ezgiler onun karnından çıkmışlardır Dolu olan mahsul veren odur Sözdeki gizil zorlama de onun soluğuyla gövdesinin içinden gelmektedir Bitik, can, rüzgar bunlar birbiriyle ve tanrı anayla özdeş sayılırlar Sözcükler önderin içinden geliyor ve sözü edilen varlığın yerine geçiyorlar Isim koymayla başlayan serüvenin onu nereye götüreceğini bilmiyor Tanrıana, minik topluluğun sorunlarını, cihan ve doğa boyutlarında ele alıyor Önderin ve topluluğun başları üzerindeki gökyüzü, ayaklarının altındaki toprak, dağlar, akarsular göller, deniz, güneş, ay, yağmur, gece ve gündüzTanrıbelli başlı onlara isim koyuyor,onlarla adları arasında, onların adlarıyla kendi adı aralarında ilişki kurarak ad koyuyor Çünkü o dilin sahibi olunca dilin gösterdiği herşeyin de sahibidir Doğadaki üreme, yaratma yeteneği dilde de vardır, tanrı anada da Tanrıbelli başlı ve doğa bütün mitoslarda berekettir O halde tanrıbelli başlı dilinin niçin bütün coğrafyaların mitolojilerinde cinsellik ve doğumu konu alarak öne çıkardığını anlamak olası Çünkü o en iyi yapıyor BEN YAPTIMdediğinde önce yaptığı cocuk ve daha sonra da ürettiği işe yarar eşyalar var kucağında, elindeBENİMsözcüğü bile onda önce doğumla ilişkili Doğum, cinsellik, büyütme, yükselme, ölüm ve baştan canlandırma Bunların tümü tanrıanadaki sözün gizil gücüyle olmaktadır Tanrısal varlık, bu ulaşılmaz sayılan kâinat varlıklarına, gök cisimlerine ad koyan tanrıasıl onlara ulaşabilir, onlarla konuşabilir, onlarla pazarlık edebilir Düşmanlarına onlarla zararlı, dostlarına onlarla yardımcı olabilir Onlara buyruk veren onları yöneten o Topluluğun ondan istediği insan neslinin hep sürmesi, kısırlığın ve kıtlığın olmaması Doğa düzeni bozulmadan sürsün ki insan nesli de devam etsinAd, tanrıanaların yetki alanlarını, kimliklerini yaşam öykülerini gösteren bir işarettir, bunların özetidir Isim yerleştirme ile tanrıananın yazgı vermesi arasında da ilişki vardır Bütün mitolojilerde yeni doğmuş bebeğe felek verenler tanrıanalar veya doğum tanrıçalarıdır Eski Mısırda sayıları yedi ara sıra de dokuz olarak gösterilen HATOR adlı tanrısal kadınlar yeni doğmuş bebeğe felek verirlerdi Tanrıananın adı da tanrıanalığı belirten bir işarettirTanrıanaların tanrıçaların evrensel adı MA onun niteliğini açıklar MA sözcüğü Sanskritçede, anlayışlı olmak, yapmak, değer biçmek anlamına gelir fakat bu MA adının tanrıanaya doğumunda verildiğini, kendini yardımcı bir buluşla, bir çalışmayla kanıtladıktan sonra verildiğini göstermektedir Ad, tanrıanaların yetki alanlarını, kimliklerini, yaşam öykülerini bildiren bir işarettir Eski Türk toplumlarındaki geleneğe tarafından yiğitlik gösterene değin erkek çocuğa isim verilmezdi Eski göçebe topluluklarda, çocuklara bahşedilen hayvan adlarının, hayvandaki bir takım güçlerin onlara geçeceğine inanılırdı ( Tanrı Musaya adlarına kadar sayder Musa kavmindeki kişileri bir bir sayar ,fakat hepsi erkektir,aralarında birtek bayan yoktur Bu erkeklerin sayımı eski kadın tapımlarındaki bayan kahramanların sayımınabir yanıttırsiz bizi, yani erkekleri hesaba katmıyordunuz Biz de şu anda sizleri saymıyoruzdercesine) Bayan tapınmalarının, tanrıasıl yönetimlerinin yazıdan binlerce yıl önceye kadar gittiği bilimsel araştırmalarla bilinmektedir Anaerkil tapımlar değin eski olan bir dilin fazla kuvvetli bir bayan söylemi geliştirmesi ve söylemleriyle ( kadın tapımlarının vakit boyutu yanına, minicik kalan bir süre diliminde yeralan ) ataerkilliği etkilemesi olağandır Buna rağmen yazıyla birlikte kadınların söylev dilinde bıraktığı çok dinç izler değil edilmeye çalışılmış ve beşbin yılda başarılmıştır da Bayan tapımlarındaki, tanrıbelli başlı yönetimlerindeki hemen her konuda atılan temeller unutturulmuştur( Lakin eski alfabeler çözüldükçe ve metinler okundukca yalan üstüne sabit imgelerde teker teker yıkılmaktadır) Sümerde yazı yazmayı öğreten okullardaki öğrenciler erkekti, saray ve tapınaklarda da kayıt tutanlar erkekti Bu yüzden, daha önce kadın tapımlarında söylenen ve kuşaktan kuşağa ezberlenerek geçirilen şiirler erkek yazıcılar göre tabletlere geçirilirken ataerkil niteliklere bürünmüştür ve Tanrıanalar devri sona ermiştir  
 
858,496Konular
981,804Mesajlar
29,873Kullanıcılar
Üst Alt