Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

mobilya nedir?

mobilya nedir?
0
88

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,763
Etkileşim
88
Puan
48
F-D Coin
0
mobilya nedir? 1549341343 1549341343 mobilyanedir5c5912a4e5e3amobilyanedir5c5912a4e5e3a http:wwwozgurceduslercomimagesnoktaMOBİLYANIN TANIMI ve TARİHÇESİ MOBİLYANIN TANIMI Kasıt olarak mobilya veya mobilye (İtalyanca mobilia; Fransızca mobilier), oturulan yerlerin süslenmesine ve türlü amaçlarla donatılmasına yarayan eşyadır Bu tanımlamadan da anlaşılacağı gibi, mobilya, fonksiyonel değeri ile mekanın kullanışlığını etkileyen, estetik değeri ile de mekanın hoş veya çirkin görünmesini, yaşadığımız veya çalıştığımız mekanların sıcak, şirin ve renkli bir ortam haline gelmesini sağlayan, özet olarak sanat ve tekniği birleştiren bir üründür Mobilya denilince ilk akla gelen ahşap mobilyadır Özellikle, masa, dolap, karyola, komedin, kitaplık gibi ev donatılarında, farklı alanlara yönlendirilmiş büro donatılarında, mektep sıra ve masalarında başlıca ahşap araç gereç kullanılmaktadır Günümüzde mobilya yapımında çelik, alüminyum, cam ve plastik gibi öteki malzemeler kullanılmaya başlanmış ise de halen ahşap araç gereç bu konuda popülaritesini sürdürmektedir Kolayca işlenebilmesi, birbirlerine zahmetsizce birleştirilebilmesi, direncinin yüksek oluşu, eskidiğinde zahmetsizce değiştirilebilmesi, boyanabilmesi gibi özellikler, ağaç malzemenin mobilya yapımında daha artı tercih edilmesinin asıl nedenleridir Mobilya, piyasada kahverengi eşyaolarak anılmakta olup, tüketici talebi sınıflandırmasında dayanıklı tüketim mallarıkategorisine girmektedir MOBİLYANIN YAŞAMIMIZDAKİ YERİ İnsan yaşamı çeşitli mekanlar içinde geçmektedir Bu mekanlar yapılış amaçlarına yerinde olmalı, kullanıcısına zorunlu konfor düzeyini sağlamalıdır Mekan içindeki ısı, ışık, ses, renk, koku gibi bedensel etmenler ve donatı öğeleri, birey ihtiyaç ve eylemlerine kadar dengeli bir biçimde kurulmalıdır Duvar, sütun, kapı, pencere gibi yapısal bileşenler değin donatı, aksesuar gibi mekansal öğeler de mekan oluşturmada fazla etkin rol oynar Donatı renk ve dokusunun seçimi ile birlikte, bunların mekan içindeki yoğunluk ve organizasyonu, o mekanın yaşanabilirliğini, olumlu ya da negatif yönde etkileyebilmektedir Mimar göre oluşturulan mekanın elverişli olabilmesi için tüm yapısal konforların yanı sıra donatımekan ilişkisi iyi kurulmalıdır Mekanlar genelde kullanıcılar tarafından donatıldıklarından, o mekanın yaşanabilirliği bir anlamda kullanıcı kontrolundadır Mekan ne dek iyi düzenlenirse, o derecede kullanışlı olur Donatıların seçimi, yoğunluğu ve mekansal organizasyonu, mekan kullanışlılığını etkileyen manâlı faktörler arasındadır Mekanlar düzenlenirken, mekan içinde yeterli derecede ferahlık sağlanmalıdır Odadaki eşya ne kadar ahenkli olursa pek ferah algılanacaktır Ferahlık ve cömertlik bambaşka kavramlar olduğu ve boş bir odanın ferah olarak değerlendirilemeyeceği göz önüne alınmalı, ferahlığın ancak işlevin gerektirdiği eşya düzeni ile manâ kazanacağına dikkat edilmelidir Eşya düzeni dek renk düzeni de ferahlık üstünde etkilidir Eşyaların hantal, yüksek ve koyu renkli olanlarına kıyasla, minik boyutta, hafif görünüşlü, yere yakın ve açık renkli olanları, kapladıkları hacim ve ışık yansıtıcı özelliklerinden nedeniyle ferah görünmeye muavin olabilirler Renklendirmede mekanın bütünlüğünü bozmamak gerekir Donatıların birbirleriyle ve inşa elemanlarıyla olan uyumu da göz önüne alınmalıdır İnsanların yaşadığı toplumsal kesim, onların beğenilerini de kesin ölçüde etkilemektedir Bilhassa donatı seçimi, davranış, hesaplı şart ve sosyal alışkanlıklara dayanan bir olaydır Hesaplı yanı bir tarafa bırakılırsa, her insanın davranış ve davranışları kendine özgü bir layık taşımakta, kişiden kişiye farklılaşmakta ve alkış gruplarını da etkilemektedir İnsan zevkleri eğitim farklılıklarına ve kültür seviyelerine göre değişmekte, meslek grupları arasındaki farklılıklar bile donatı seçimine yansımaktadır Hedefi Olmadan gözlemler dahi, bir mimar ile bir tüccar veya hoca evlerinin çok bambaşka biçimlerde döşenmiş olduğunu göstermektedir Mekanlar ve teçhizat, yaşayanların düşüncelerini, duygularını, görüşlerini yansıtır ve yaşamlarını biçimlendirir Birey yaşadığı mekanı kendi zevkine tarafından donatır, dolayısıyla kendi kişiliğini donatı seçimine yansıtır Mekanın görsel algılanması üç idrak türünün bütünleşmesiyle ortaya çıkmaktadır Bunlar: *Işık algılaması, *Mekansal organizasyon algılaması, *Renk algılaması Yapılar, mimar kadar tasarlanırken mekan algılamasına etki eden tüm bu etmenler göz önünde bulundurulmalıdır Yapı elemanları ile birlikte değişmez ve hareketli donatılar da düşünülmeli, mekan organizasyonundan renk ve dokusuna kadar her şey belirtilmelidir Mekan oluşturulurken, kullanıcının zevkine tarafından belirtilmiş bir esneklik vardır Değişik bölücüler, duvar, perde, dolap ve diğer donatılar buna olanak sağlayabilir Aralıksız bir koşuşturma ve monotonluğun söz konusu olduğu günümüz yaşantısında, konut içinde monotonluk esnek donatılarla bozulabilmekte ve bu donatılar fazla amaçlı kullanılabilmektedir Bir maddi konumun kolay ve çabuk değiştirilebilmesi, dinamik donatı, basit değişen duvarlar, perdeler vb gibi nesnelerle tasarlanması, kişilere rahatlık sağlar Donatıların mekana yerleştirilmesi, birbirleriyle olan ilişkisi, renk, doku, biçim vb unsurlar mekanın değişik şekillerde algılanmasına neden olur Mekanlar halk müziği için oluşturulduğuna göre bir anlamda refah ve kolaylık ortamı almak durumundadırlar İçinde yaşanılan mekanlar insana sevinç verebilmeli, refah ve güzellik ön planda olmalıdır Geleneksel Türk evlerinde dış mekana olduğu dek iç mekana da siklet verilmiştir Odaev içinde geçebilecek her türlü eylemi barındırabilecek niteliktedir Donatıların portatif olması, mekanın çok amaçlı kullanılabilmesine olanak sağlamaktadır Benzer mekanda oturma, yatma, yemek yeme ve temizlik eylemleri gerçekleştirilebilmektedir Özet Olarak, Türk evinde oda kavramı birçok işlevle yüklü olup, değişmez ve hareketli donatılar bu işlevleri yerine getirebilecek şekilde seçilmiş ve kullanılmıştır Günümüz konutlarında mekanlar, içinde geçecek eylemlere kadar bölünmüştür Bir yemek yemek odasında yalnızca yemek yeme eylemi gerçekleştirilmekte, dolayısıyla mekanlar o eylemlere olanak sağlayacak şekilde döşenmektedir Mesela, bir dinlenme mekanında donatıların rahat oturulabilir ve gerektiğinde uzanmaya kullanışlı olması gerekmektedir Oturma düzleminin zemin etkisinden korunacak ve diz bükümünü karşılayacak kadar yükseltilmesi, omurgaya gelen baş ve kol yüklerinin diğer yerlere aktarılması, dinlenmek için şarttır Düz bir zemine oturmak dinlenme konforu açısından yetersizdir Oturulan düzlemin kan dolaşımını kolaylaştıracak bir yumuşaklıkta olması, omurgadaki basıncı eksilmek için sırtın bir yere dayanması kol ağırlıklarının kolçak, yastık gibi bir elemana aktarılması gerekmektedir Bunu karşılayacak elemanlar bağdaş kurulan sedirden başlayarak günümüz teknolojisinde yaratılan fazla dağıtılmış kanepelere dek gelmiştir Bir mekanın fazla pahalı, gösterişli ve abartılı donatılara sahip olması, o mekanın estetik değerini etkilememekte, güzel olmasını sağlamamakta, aksine çirkin olarak değerlendirilmesine neden olmaktadır Örgütlenme de mekanın estetik değerini yükselten bir ebat olarak görülmeyip, çok ferah, kullanışlı, geniş, düzenli, kısaca iyi örgütlenmiş mekanlar çirkin, sıradan, anlayışsız veya boş olarak algılanabilmektedir Ferahlık veya genişlik, mekan içinde bir alımlılık ölçütü değildir Ferah mekan, yerine göre güzel olabilmekle birlikte, defalarca hoş olarak algılanmayabilir Aynı alandaki öbür biçimde döşenmiş yaşama mekanlarının hoş veya çirkin olarak değerlendirilmesi, mekandaki donatıların seçimi ile doğrudan ilgilidir Öteki faktörlerle birlikte, donatının stil, biçim, renk, doku ve malzemesi, o mekanın genel efekti üstünde fazla etkili görülmektedir Donatıda alımlılık ön planda tutulmalı, dolayısıyla donatılar mükemmel bir biçimde ve bilinçli olarak seçilmelidir ERGONOMİ (İŞBİLİM) Ergonomi, çalışmanın metotlu bir şekilde düzenlenmesi ve keza makinaların, keza de donanımın çalışan insanın yatkınlıklarına göre hesaplanması nedeniyle yapılan tahlil ve araştırmaların tümüdür Ergonomide belli bir amacı korumak, hareket, çevreyle etkilenme ve tamlık gibi nitelikler vardır Ergonomi ikinci dünya savaşından daha sonra insanın daha rahat, daha başarılı olabilmesi için yakın çalışma çevresinin standartlarını yükseltmeye yönelik araştırmaların yapıldığı, psikoloji, fizyoloji ve sosyal bilimlerin ara kesitine oturan disipIinlerarası bir uğraş alanı olarak ortaya çıkmıştır Bu dalın öncüleri olan İngiltere ve ABD'de, bilhassa 1960’lar sonrasında fazla kayda değer gelişmelere neden olacak sonuçlar elde edilmiştir Birincil uygulamaları 1940'lara dayanan ergonominin (işbilim) başlangıcından günümüze kadar üç değişik felsefesi olmuştur Önceleri “insanların makinalara uydurulması düşüncesi savunulmuş, bütün olasılık ve düzenlemeler bu temele dayandırılmıştır Daha sonraki dönemde insan yönlü görüş alanı tartma kazanmış ve makinaların insanlara uydurulmasışeklinde, ilk düşüncenin bütün karşıtı ele alınmıştır Zamanımızda insanbilim anlayışı etken olup, sistem yönlü manzara hakimdir Sistem yönü olan işbilimsel tasarımların konusu, insan cihaz bileşimlerinin bir optimuma ulaştırılması, karşıtlıkların eşsiz yer ve zaman koşullarına tabi biçimde çözümüdür Ergonomi veya dilimizdeki deyimiyle işbilim, ülkemizde epeyce kısa bir geçmişe sahiptir Son yıllarda endüstri tasarımlarında ergonomi epeyce sık kullanılan bir kelime olmasına rağmen ülkemizde, Batıdaki gelişmelerin hızını takipte güçlükler çekilmektedir İnsanın nitelik ve yeteneklerinin araştırılması, ergonominin en ilk önce gelen görevlerindendir Bu araştırmalar meslek ve insanın birbirlerine ahenk sağlaması için zorunlu olan koşulların yerine getirilmesinde yardımcı olur İnsanın sıvı şartlar altında hangi zorlamalara maruz kaldığını ve özel yeteneklerini en iyi nasıl kullanabileceğini bulmak ve tahlil etmek ergonominin görevidir Orman ürünleri endüstrisi de, lüzum ahşap mobilya tasarımı, gerekse yapıların iç düzenlemeleri açısından ergonomiyle yakından ilgili olup, ergonomik ilkelere uymak zorundadır Donatı ya da mobilya insana yerinde tasarlanmamışsa, insan vücudunun hasar görmesi kaçınılmazdır Ergonomi konuları aralarında özellikle donatı tasarımı başlığı aşağı kullanılan malzemenin önemi fazladır Ahşap araç gereç daima tasarımcıların ilgisini çekmiş, beğenisini kazanmıştır Tarih boyunca ahşabın mobilya tasarımındaki önemi ve yeri bellidir Gerek renk, gerekse doku açısından ahşap malzemenin özellikleri, kullanıcıların her zaman tercihlerine neden olmaktadır Millet doğal malzemeye psikolojik olarak daha olumlu bakmaktadırlar Ayrıca, insanla çevresi arasında laf konusu olan ısı alışverişi, ahşap araç gereç göre dengelenmiş bir biçimde yapılmakta, bu da ahşabın kullanıcılar tarafından daha sıcak olarak tanımlanmasına ve ahşabın ergonomi açısından daha fazla ağırlık kazanmasına imkan vermektedir Eski Mısır'a dek gidildiğinde görülür fakat ahşap donatılar lüzum antropometrik ve gerekse estetik açıdan toplumların bugün ulaştığı standardı o zamanlarda sağlamışlardır Bunun insanoğlunun başarısı kadar, ahşabın verdiği imkanlarda aramak gerekir Ergonomi açısından mobilyadan beklenenlerin hepsi, ahşabın sahip olduğu özellikler tarafından karşılanabilecek niteliktedir MOBİLYANIN TARİHÇESİ Mimarlık sanatından soyutlanması muhtemel olmayan mobilya sanatının zamanımızdan binlerce yıl önce başladığını kanıtlayan örneklere bazı ülkelerdeki müzelerde rastlanmaktadır Insanoğlu tarafından, önceleri dar oturmak için ağaçtan ve taştan yapılan mobilyalar, diğer sanat dallarında olduğu gibi, mimarinin bir iç donatım aracı olarak, antik çağdan günümüze kadar evrim geçirmiş; her ülkede olduğu kadar, aynı ülkenin bambaşka sanatkarları arasında da değişik yapım tarzları ve modeller ortaya çıkmıştır Gereksinimlerin çoğalması, üretim makine ve makinalarının icadıyla da mobilya stil ve modellerinin gelişmesi hızlanmış, sanatkarlar kendilerine özgü bir estetik, hüner ve düşünme kavramlarını mobilyaya aksettirmişler, yaşadıkları çağın yaşayış tarzı ve sanat üslubunu yansıtmışlardır ILK ÇAĞ MOBİLYA (ANTİK DÖNEM) SANATI Ilk çağ sanatı, takriben MÖ 4000 yıllarında başlamakta ve Batı Roma İmparatorluğunun çöküntü tarihi olan MS 476 yılına değin sürmektedir Mısır, Mezopotamya, Anadolu, Yunan ve Roma uygarlıklarının eserlerini simgeleyen bu çağ antik dönem olarak da adlandırılmaktadır 11 Darı Mobilya Sanatı (MÖ 27001075) Günümüze kalabilen birincil mobilya örnekleri Eski Mısır'da görüldüğünden Mısır sanatı çok önemlidir Darı uygarlığından fazla sayıda ahşap mobilya ve aracın kalmasının nedeni, kullanılan ahşap malzemenin kuru çöl ikliminde bozulmamasına bağlanabilir Eski Mısır uygarlığı, Eski Krallık (MÖ 27002200), Orta Krallık (MÖ 20501785) ve Yeni Krallık (MÖ 15571075) dönemlerine ayrılarak incelenmektedir Eski Krallığın başlarında önceleri kolay yapılı, kare ayaklı, kemer destekli, genelde cilt ile kaplı katlanır tabureler, sonraları ve Orta Krallık döneminin başlarında yatak ve anlardan esinlenilmiş, arkası parmaklıklı veya papirüs sapı ile örülmüş, boğa ve aslan ayaklı sandalyeler, işlenmiş ağaç malzemeden lifler ile bağlanmış barbar yapılı yataklar, tuvalet kutuları mobilya olarak kullanılmıştır Yeni krallık (MÖ 15571075) döneminde ise malzemeler dikkatle işlenmeye başlanmış ve ayaklarda aslan, fil, leopar motifleri ile boğa ayağı şekilleriyle süslemeye tartma verilmiştir Yeni krallık döneminin sonlarına doğru sandalye yapımı çok gelişmiş ve günümüzün oturma mobilyalarına benzer sandalye ve koltuklar yapılmıştır Eski Darı’da dolap ve komodin gibi mobilya türleri bilinmemektedir Mobilya konstrüksiyonlarında bağlayıcı ve hareketli aksesuar olarak önceleri basit pimler, daha sonra ise kolay menteşeler ve çiviler kullanılmış; geniş tablalar dar parçalardan kinişli, kavelalı ve tanıdık olmayan çıtalı olarak hazırlanmış, zıvanalı, kırlangıç kuyruğu geçmeli ve gönye burun birleştirmeler yaygın olarak uygulanmıştır Ağaç malzemedeki kusurlar yamanmış, çatlaklar özel macun ile doldurulmuş, yüzeyler boyanmış, kaplama kullanılmış ve lüks mobilyalarda abanoz ağacına altın ve gümüş ile kakmalar yapılmıştır Rendenin bilinmediği, bunun yerine kumtaşından yararlanıldığı bu dönemde marangozluk arabulucu olarak keser, balta, yaylı matkap, keski, tokmak, kutup testere ve ağaçtan üretilmiş tornalar, ahşap malzeme olarak da akasya, akçağaç, ılgın, ardıç, sedir ve servi kullanılmıştır 12 Mezopotamya Mobilya Sanatı (MÖ 4000700) Fırat ve Dicle nehirleri aralarında bulunan bölgede Sümerler, Akadlar, Elamlar, Asurlar büyük uygarlıklar kurmuşlardır Bu uygarlıkların mobilya ve eşyaları fazla süslemeli olmalarına karşın, Mısır sanatındaki dek dengeli ve ahenkli değildir Hem ahşap malzeme pozitif kullanılmamış, metal aksesuarlara daha fazla önem verilmiş olup, bu bölgede yapılan arkeolojik kazılarda çok sayıda heykel ve süsleme eşyası elde edilmiş, insan figürlerine, bronz kelepçelere, helezoni metal süslere, mobilya ayaklarında aslan pençesi ve kozalak şekillerine rastlanmıştır 13 Anadolu Mobilya Sanatı (MÖ 700500) MÖ VIII Yüzyılda İç Anadolu platosunda 200 yıla yakın hüküm sürmüş olan Frigya krallığına ait Gordion Kral mezarında 1300 yıllarından itibaren devam eden kazılarda çıkarılan çok sayıdaki eşya aralarında ağaç mobilyalar da vardır Kral mezarından çıkarılan mobilyalardan masa ve sehpaların tablaları cevizden, ayakları şimşirden (buxus sempervirens L), kakmalar ise güzel kokulu ardıçtandır (juniperus foetidissima wild) yapılmıştır Yatakların platform ve uzantıları sedir (cedrus libani loud), köşe blokları porsuk (taxus baccata l) taşıyıcılar ise porsuk ve şimşirdendir Ağaç mobilyalarda bağlantılar benzer tür ağaçtan yapılan kavelalarla yapılmıştır Mobilyada fonksiyon ve estetik birlikte düşünülerek sarı, sert ve yoğunluğu fazla pozitif olan şimşir ağacının dayanıklığının yanı sıra, onunla fazla güzel kontrast yaratıcı koyu renkli ceviz, ardıç ve porsuk kullanılmıştır Kakmaların hoş kokulu ardıçtan yapılması hem güzel koku saçmakta, hem de böceklenmeyi önlemektedir Üç ayaklı masaların ayakları kavislidir Şimşir üzerine yumuşak ağaç ardıçtan kakma yapılması da dikkat çekicidir Yatakların sedir ağacından yapılmasının nedeni, kokusu ile parazit saldırılarına engel olmasındandır 14 Yunan Mobilya Sanatı (MÖ 450192) dikkat çekmektedir Yapılan kazılara, resimlere ve Homeros'un İlyada ve Odessa destanlarından elde edilen bilgilere tarafından Eski Darı sanatının etkisinde kalan Yunan mobilyaları, tabure, masa, sandalye, yatak gibi oturma, yatma amaçlı genelde basit, basmakalıp eşyalardır Mobilyada ahşap malzemenin yanı sıra metal, bilhassa bronz kullanılmıştır Yunan mobilya sanatında üç ayaklı sehpalar, arkalıklı sandalyeler ve altın işlemeler önemli olup, bilhassa sandalyelerdeki ölçü, oran ve biçimler günümüz sandalyelerine benzemektedir 15 Roma Mobilya SanatıKuvvet Çağı (MÖ 500 MS 450) Bu dönemin başlıca mobilya tipleri olan yatakan, sandalye, masa ve ufak sandıklara ek olarak duvar dolapları da gelişmiştir Açılıp kapanabilir tabureler, geniş anlar, geniş ve uzun kolların dayanabildiği koltuklar yük kazanmıştır Karyolanın ayakucu ile baş yastığı kaldırılmış, uyuma dıştan oturma, dinlenme ve yemek yemek amaçları için de kullanılmıştır Örülmüş koltuk kullanılmakta ise de bugüne değin misal kalmamıştır Ayakları tornalanmış ve kakmalar yapılmış masalar yalnızca yemek amacı için kullanılmış, diğer zamanlarda kanepenin altına sürülmüştür Tornalı ayakların Darı mobilyalarından esas ayrıcalığı, yivlerdeki daralmanın kırılma inceliğine yaklaşması, böylece mobilya hantallıktan kurtulmasıdır Biklinium adı verilen iki karakter yemek kanepeleri kalabalık törenlerde, bir tarafı servis için açık bulunmak üzere masanın üç yanına konmuştur Eski Yunan ve Roma’da eşyaların birçok duvarlara asıldığından büfe, vitrin, dolap türünden mobilyaya rastlanmamakta, Orta çağın başlarına doğru raflı, kapaksız büfeler görülmeye başlamaktadır Roma sanatı Yunan sanatının bir uzantısı olup, benzer dekor biçiminden ayrılmamıştır Mobilya kasaları genellikle ahşap, metal ve taş süslemeli, ayaklar gümüş ve fildişi kakmadır Mobilya yapımında tunç ve bronz da kullanılmıştır Roma mobilyası Roma sanatının öbür ülkelerde öbür biçimde uygulanmasından oluştuğu için bir üslup bütünlüğü göstermez Aşırı dekor anlayışı mobilyaya da yansımış ve her mobilya anıtsal bir görünüm almıştır 2 –ORTA ÇAĞ SANATI ROMAN VE GOTİK DÖNEM (MS 4761550) Roma sanatının devamı Roman sanatı ile bunu takip eden dinsel etkilerin ağır bastığı ve çağa daha fazla damgasını vuran Gotik Sanatı olmuştur Bunun yanında Bizans’ta, Arap ülkelerinde, Anadolu’da ve Uzakdoğu ülkelerinde de mobilya ile ilgili örnekler görülmüştür Ortaçağ, Doğu Roma İmparatorluğunun Yıkılışı (1453) ile son bulmasına karşın, Gotik sanatı bir vakit daha etkisini sürdürmüş ve Rönesans ile yeni bir sanat anlayışına yerini bırakmıştır 21 Bizans Mobilya Sanatı (MS 5271025) Bizanslıların mobilya sanatı, Roma sanatının bir devamı olup, sonradan Doğu sanatının etkisi de görülmektedir Mobilya biçimleri oldukça kolay olmakla beraber, Doğu sanatının etkisinde kalması nedeni ile çok süslü bir görünümdedir 22 Türk Mobilya Sanatı (MS 10001400) Antik çağda kurulan Mezopotamya devletlerinde ve Hititlerde olduğu gibi, mobilya örneklerine artı rastlanmamaktadır Türk devletlerinden özellikle Gaznelilerde (XXII yüzyıl) dekoratif sanatlar çeşitlenmiştir Selçuklularda ağaç malzemeden yapılan eserler aralarında titizce bitmiş oyma ve kakmalı mihrap, minber, rahle, kapı ve pencereler görülmektedir İnsan ve hayvan fotoğraf ve şekilleri yerine çiçek ve geometrik motiflere yönelinmiştir En karakteristik motifler birbirini kesen üçgen ve yıldızların oluşturduğu geometrik süslemelerdir Osmanlıların son dönemlerine değin masa, sandalye, büfe, komodin gibi mobilya türlerinin geniş kullanımı görülmemiştir Daha çok alçak sedirlere oturulmuş, yer sofralarında yemek yemek yenmiş ve duvarların üstteki kısımlarına dizilmiş yarı kapalı raflar, ağaç malzemeden yapılmış gömme dolaplar kullanılmıştır 14 Asırda Osmanlılarda Edirnekarı (Edirne işi mobilya) adı bahşedilen öbür karakterde mobilya yapımına başlanmış, , bilhassa sandık, rahle, kavukluk, yüklük kapakları ve tavan gibi ağaç araç gereç üzerine boyalar ile süsler ve değişik motifler yapılmıştır Yeni çağın başında Osmanlı saray ve konaklarında batıdan ithal edilmiş mobilyalar yer almıştır Ortaçağ Arap Sanatında da mobilyaya eksik rastlanmakta, Endülüs'te arabesk süslemeli bir takım kanepeler, hain masalar ve duvar rafları görülmektedir 23 Roman Mobilya Sanatı (MS 10001250) Roman sanatı , Roma sanatının Batılı Hıristiyan Latin ülkelerce benimsenmiş bir aşamasıdır Daha fazla dini etkilerin ağır bastığı bu döneme ait zamanımıza dek kalan mobilya sayısı çok azdır Kalanlar ise genellikle kilise, saray ve şatolardadır bu nedenle konutlarda kullanılan mobilyaya böylece rastlanmamaktadır Ev içindeki mobilyalar dört ayaklı masa, bank, sandalye, açılıp kapanır tabure ve an ile sınırlıdır Ev mobilyaları kolay ve başvuru formu amacına yöneliktir Ağaç malzemenin işlenmesinde balta, testere, keski, matkap, çekiç ve XII yüzyıldan itibaren de rende kullanılmaya başlanmıştır Mobilyalar ağır, büyük ve şatafatlıdır Tahtalar tekrar tekrar konup demir bantlar ve çiviler ile tutturulmuş, son zamanlarında ise çeşitli birleştirme şekilleri kullanılmıştır Fazla süsleme eğilimi sebebiyle mobilyalar fonksiyon amacını aşacak şekilde süslenmiş ve anıtsal bir dış görünüş almıştır Roman mobilya sanatı, farklı ülkelerde değişik biçimlerde uygulandığı için bir üslup bütünlüğü göstermemektedir Bu dönemde ağaç malzeme olarak, Kuzey Avrupa’da meşe odunu, Orta Avrupa’da ibreli odunlar, İtalya, Fransa ve İspanya gibi Akdeniz ülkelerinde ise ceviz ile kayın kullanılmaktadır 24 Gotik Mobilya Sanatı (MS 12501550) Ortaçağın en belirgin stili olan Gotik sanatında yapılan oturaklı ve sağlam masif mobilyalarda, ağaç araç gereç fazla bol kullanılmıştır Kalın torna ayaklar, kızak, arşiv ve masif tabla Gotik stilin taşra mobilyası sembolüdür Bu dönemin mobilyaları, Roman sanatı döneminde kullanılan, sandalye, bank, masa, sandık ve kilise dolapları dışında okuma rahleleri, açılıp kapanır masalar ve dolaplardır Mobilya üretiminde bugün kullanılan marangozluk el aletleri kolay şekilde kullanılmış, 1322 yılında Ausburg'da hızarın bulunması ile tahtalar daha kolayca işlenebilmiştir Ağaç malzemenin birleştirme ve konstrüksiyon şekillerinin 15 yüzyıldan itibaren gelişmesi, hızarlarla ince tahtaların elde edilebilmesiyle, Gotik dönemi mobilyası daha hafif, zarif ve zengin duruma gelmiştir Mobilyalarda bugün alışılmış birleştirmek şekilleri uygulanmış olup, Güney Almanya ve Alp bölgesinde masif ve çerçeve konstrüksiyon tarzı, kuzeyde ise ızgara konstrüksiyon daha yaygındır Ağaç malzeme olarak her ülkenin yerli ağaç türleri kullanılmakta ise de, en fazla kullanılan ağaç türü meşe olup, böylece Gotik mobilya çağına Meşe Çağı da denmektedir XIV Yüzyılın sonlarına dürüst Avrupa’daki Rönesans hareketi etkisiyle Gotik tarzı gerilemeye başlamıştır 3 RÖNESANS MOBİLYA SANATI RÖNESANS DÖNEMİ (MS 15001600) Rönesans Mobilya sanatı yaklaşık bin sene süren ortaçağın feodalite düzenine, hesaplı yapısına ve dine dayalı katı kültürel tutuma duyulan tepkiden doğmuştur Bu dönemde bir ölçüde antik sanata dönüş görülürse de, ölçülerde ve süslemede zariflik ve denge bulunmaktadır Rönesans döneminde her ülkede kendi bölgesel özelliklerine tarafından birbirinden epeyce farklı stiller geliştirmiştir Rönesans'ın kaynağı olan İtalya’da mobilyada çabuk bir gelişme görülmüş, daha fazla doğu süslemeciliğine dayanan oyma ve kabartma tartma kazanmış, dolap kapaklarına yağlı boya ile hakiki bir tablo değeri içeren resimler üretilmiş, marangozluk ikinci plana itilmiştir Felemenk Rönesanssında çok ince ve lezzetli oyma işçiliği, İspanya’da Arap motiflerini Rönesans sanatıyla bağdaştırma çabası, Almanya’da ise daha yalın ve sağlam konstrüksiyona dayalı yapıtlara yönelinmiştir İngiltere’de Rönesans sanatı II Henry stili diye adlandırılan ve bol geometrik motiflere önem veren bir nitelik göstermektedir Bu dönemde meyve ağaç türleri kullanılmıştır Yeni ve iyileştirilmiş el aletleri ile özellikle dağıtılmış rendeler ile köşelerde birleştirilen parçalara şekil verilmesi kolaylaşmış, XVI yüzyılın başlarında kaplama kesme makinasının bulunması, kaplama tekniğinin gelişmesini sağlamıştır 100 sene değin süren Rönesans dönemi sonunda bilhassa Avrupa’nın Katolik ülkelerinde dinsel konuları etkileyici bir şekilde yansıtan, bütünüyle eğri çizgilere ve bol figürlü biçim anlayışına dayanan Barok sanatı doğmuştur 4 BAROK VE ROKOKO MOBİLYA SANATI (MS 16001780) 41 Barok Mobilya Sanatı (16001720) Rönesans dönemi sonunda, yani XVI yüzyılın ilk yarısında bilhassa Avrupa’nın Katolik ülkelerinde dinsel konuları etkileyici bir şekilde yansıtan, baştan sona çarpık çizgilere ve bol figürlü biçim anlayışına dayanan Barok sanatı doğmuştur Barok sanatı daha fazla sarayın mutlakıyetçi tutumunun abartmalı bir ürünüdür Rönesans’ın yüzeyde ince süslemeciliğine karşı, Barok'un amacı afallatmak ve göz kamaştırmaktır Barok mobilya sanatının esas özelliği üstteki görünüşlerde genelde yuvarlak dönüşlü köşeler, ön ve ast görünüşlerde iç ve dış bükey yüzeyler, çok süslü ve kıvrımlı oymalar olarak özetlenebilir Barok sanatı Avrupa’nın Katolik ülkelerinde zahmetsizce benimsenmiş, Fransa’da ise sosyal ve kültürel nedenlerle bir süre gecikmeyle, sadeleşerek, sarayın eğilimine dönük, kralların adları ile anılan Louis’ler dönemine geçilmiştir XII Louis stili mobilya, gerçek Louis stillerine bir geçiş dönemidir XIII Louis stili, barok sanatının Fransa'da yeni bir anlayışla şekillenmesidir Bu akım büyük ölçüde İtalyan ve daha sınırlı olarak İspanyol Rönesanssından etkilenmiştir Kapılara arabesk oymalar yapılmış, tavanlar başlıca ceviz ağacı ile kaplanmıştır Mobilya genellikle ağaç malzemedendir Yatak tavanları helezoni ve tespit ayaklı sütunlar üzerine yerleştirilmiştir Dolaplar, motiflerle süslü çekmecelere bölünmüştür Bu dönemde kabine ve konsollar ilgi gören mobilya türlerindendir başlangıçta elbise asılabilen dolaba da bu dönemde rastlanmaktadır Barok mobilya sanatını temsilci ana tarz, XIV Louis (16381715) dir Bu stildeki esas nitelik, oturma mobilyasındaki ayakların eğmeçli, arkalıkların yanlarda düz, üstte başlıca simetrik taçlı, köşelerinin yuvarlak oluşudur Ayakların üstteki kısmı kabartma yaprak oymalıdır Kayıtların oymasında ara sıra simetri görülmemektedir Arkalıkları dairesel okuma koltukları yaygındır Yüksek arkalıklı koltuklar, kolçaksız sandalyeler ve tabureler bu dönemde yaygınlaşmıştır En çok kullanılan ağaç türleri ceviz ve meşedir 42 Rokoko Mobilya Sanatı (17291780) Barok (XIV Louis) ile Rokoko (XV Louis) stili arasında “Regence stili geçiş dönemini oluşturmaktadır Rokoko üslubu başlangıçta Fransa’da XV Louis döneminde benimsenmiştir Rokoko, karmakarışık ve dolaylı çizgiler, kabartmalı yüzeyler, derin oymalar, canlı ve kontrast renkler ile göz kamaştıran bir üslup olarak mobilyaya yansımıştır Duvarlar fazla ince oymalı lambriler ile kaplanmıştır Mobilya yüzeylerine gül ağacından kakma çiçek süsleri, lake üstüne boya ile uzak doğu konuları işlenmiştir Karyolaların yanında komodin, tuvalet masası ve öbür boyda masalar konulmaktadır Kolçakları kumaşla buruşuk anlar, berjer koltuklar, merkiz ve şezlonglar bu dönemde ortaya çıkmıştır 1750 yıllarına doğru Osmanlı denilen sedirler, iki başuçlu hasır örgülü çekyatanlar (turkuvaz) moda olmuştur XV Louis stili mobilyanın bilhassa koltuk ve sandalyeleri günümüzde de çok beğenilen ve uygulanan tiplerdir Ölçü, biçim ve süsleme bakımından son derece dengelenmiş ve ahenkli görünüşü bulunmaktadır Rokoko stili mobilyada oyma, kabartma ve taçlar simetrik olup koltuk, çekyat, sandalyelerde oturma ve arkalık yüzeyleri için özel kumaşlar dokunmuştur Ayaklar eğmeçli ve kenarları fitillidir Ayak sırtları genelde yaprak ve ara sıra de çiçek kabartmalıdır Arşiv, üçgenin taban olmayan kenarı eğmeci ile köşe yapmadan geniş bir plato birleşir Ön ve emrindeki kayıtların ortasında simetrik taçlar bulunur Kolçaklar üç yönden de eğmeçlidir Kolçak üstleri hafif dolgulu olarak kumaşla kaplanmıştır Arkalıklar yanlarda ve üstte düzenli eğmeçlerle şekillenir Arkalık ortasında başlıca simetrik bir taç bulunur Ağaç araç gereç olarak Barok dönemde kullanılanların haricen gül ağacı ve palisander de kullanılmıştır Günümüz mobilya yapımında, Barok ve Rokoko stillerinin yukarıda belirtilmiş fazla abartmalı ve yüksek maliyetli biçimlerinin uygulanması ekonomik nedenlerle şiddet olduğu için, daha fazla XV ve XVILouis stillerinin sadeleştirilmiş biçimleri “Alışılmış Mobilya olarak adlandırılmaktadır XVIII yüzyılın sonlarına dürüst Avrupa ülkelerinde, ekonomik nedenlerden ötürü, daha yalın mobilya tipleri aranmaya başlamış, bunun sonucunda başta Fransa ve İngiltere'de elde etmek üzere “Neoklasizm diye adlandırılan yeni çağa ait stiller gelişme göstermiştir 5 –YENİ DEVIR (NEOKLASİK) MOBİLYA SANATI (MS 17701850) Yeniçağda Barok ve Rokokonun gösterişli görünüşüne tepki olarak doğan mobilya tiplerinin yapılmasında Fransa'da XVILouis, Directoire, Empire, Louis Philippe; İngiltere'de Queen Anne, Dört büyükler denilen Chippendale, Adam Hepplewhite, Sheraton, Georgian I, II ve III ile Almanya'da Biedemeier stilleri görülmüştür 51 XVI Louis Stili (Zopf Stili) (17741793) Bu stilde XV Louis stilinin fazla kıvrımlı, süslü ve asimetrik biçimleri terk edilerek, düz kaplı, dikey açılı biçimler getirilmiştir Köşeler keskin olmayıp, hafif ve yalındır İncelen ölçüler, uyumlu süslemelerle kibar bir tamlık sağlamaktadır Mobilya ayakları genel olarak aşağı içten daralan silindir şeklinde olup, boylu boyunca oluklara sahiptir Etap üstleri kare kesitli olarak bitmektedir Sandalye ve koltukların arkalıkları dolu veya yürek, kupa biçimindedir Batmış arkalıkların üstünde başlıca simetrik taç bulunmaktadır Oymalar derin değildir Ağaç kakmacılığı yapılmakta, ölçüler dayanım limitine kadar indirilmektedir Süsleme motifleri olarak çiçekler, ana kapı ve defne yaprakları, oluk, ok, yay, meşale, başak ve koçanlar kullanılmaktadır XVI Louis stili, diğer Louis stilleri gibi günümüzde alışılmış mobilya olarak geniş başvuru alanı bulmaktadır 52 Directoire (Messidor) Stili (17501830) Directoire stili mobilyanın başlıca özellikleri, kare görüntülerin ağır basması, sandalye ve koltuk arkalıklarının çok yalın ve az eğmeçli yapılmasıdır Kolçak uçları kare şeklinde bitmekte, eksik miktarda dekor motifleri bulunmaktadır Fransa'da, XVI Louis stilinden Empire stiline dönüşümde bir ara dönemi oluşturmuş olan Directoire stili, aynı yıllarda İngiltere’de büyüyen Adam Stili ile bağdaşıktır 53 Queen Anne Stili (16651714) Fransa'da XVI Louis döneminde, klasik mobilyadan neoklasik akıma geçilirken İngiltere'de Queen Anne stili gelişmiş, daha sonra “Dört Büyükler diye adlandırılan İngiliz neoklasik mobilyasının aslını yaratıcı stillere geçiş dönemi olmuştur Queen Anne stilinde ayaklar XV Louis stili ayakların bir benzeridir Yalnız üstlerindeki kabartma ve oymalara birincil yıllarda bir ölçüde yer verilmişse de, sonradan bu süslemeler tümüyle kaldırılmıştır Kayıtlardaki dekupe biçimlendirmeler fazla sadedir Yalnız but eğmecine yerinde form verilmiş, bazı işlerde kayıt altları düz olarak hazırlanmış, eğmeçli ayağa geçişte köşelere bir odun parçası konulmak suretiyle uyum sağlanmıştır Sandalye ve koltuklarda arkalıklar, arkadaki ayağın uzantısı olarak hafif bir iç bükey eğmeçle yükselmiş, üstte çeyrek yuvarlak arkadaki kayıtla birleşmiştir Arkalık ortası çoğunluk kupa güya tek bir düşey parça ile ayrılmış, parçanın ortasına ara sıra dekupe oyma yapılmıştır 54 Georgian Stili (17141820) Yaklaşık yüzyıl sürmüş olan bu stil, sadeliği, zarafeti, kesintisiz üretime yatkınlığı ile günümüzde de uygulanan esas dört mobilya stilinin (Chippendale, Adam, Hepplewhite ve Sheraton) ortaya çıkmasına niçin olmuştur Bu döneme İngiltere'de “Altın Dönemi, maun ağacı çok kullanıldığı için “Maun Dönemi veya “Dört büyükler Dönemi gibi adlar verilmektedir 55 Dört Büyükler Dönemi (17181806) 551 Thomas Chippendale (17181779) Chippendale stili, Queen Anne stilinin bir uzantısıdır Mobilya çeşitleri artmış, büfelerin yerine uzun konsollar ortaya çıkmış, kabineler vitrinli, raflı ve çekmeceli olarak kombine bir yapıya kavuşmuştur Ayaklar önceleri eğmeçli (kıvrık) ve süslü, sonradan düz ve yalın bir biçim almış, ufak alıcı masalar çoğalmıştır Chippendale stili önceleri etkilendiği İngilizFransız ve Çin üsluplarına tarafından İngiliz Chippendale, Fransız Chippendale ve Çin motiflerinin İngiliz ölçülerine tarafından düzenlendiği Çin Chippendale diye üçe ayrılmış, daha sonra gerçek formunu bulunca bu durum da ortadan kalkmıştır Chippendale stili sandalyelerde ön ayaklar düşey konumlu, düz ve kare kesitlidir Daha Aşağı yardım kayıtları sık sık yanlara konulmuş, ortadan bir ara kayıtla bağlanmıştır Bu stilde konstrüksiyon sağlamlığına biçim kadar önem verilmiştir 552 George Hepplewhite ( 1786) Hepplewhite mobilya, Chippendale mobilyadan daha yalın ve kolay, ölçüleri daha dar ve ince, orantıları ve eğmeçleri daha uyumlu, süsleri ölçülü ve zariftir Hepplewhite mobilyada işlev ve estetik aynı derecede yük taşımaktadır Yandan düşer tablalı büyüyen masalar başlangıçta bu stilde görülmektedir Kanepeler altı veya sekiz ayaklı olup, oturma yüzeylerine döşemeden sonra bambaşka bir minder konulmuştur İncelik ve zariflik Hepplewhite stili mobilyanın en bariz özellikleridir Ayaklar katlanma limitine dek varan inceliktedir Genel çizgiler son derece kibar ve ölçülüdür Hepplewhite mobilya daha fazla sandalyeleri ile öteki stiller aralarında ün yapmıştır Günümüzde de bu stilin yemek odası takımları ve sandalyeleri yaygındır Sandalyelerde arkalıklar oturma bölümünden farklı olup, şilt, kalkan, yürek ve org şeklindedir Arkalık içleri kupa, fiyonk, defne dalı, buğday başağı, devekuşu biçimli dekupe parçalar ile süslüdür Arka ayaklar hafifçe geriye doğru eğik, ön ayaklar ise başlıca düşey konumlu, kare veya daire kesitli olup, tabanda trampet sopası biçiminde topuzludur Kolçaklar geniş eğmeçli ve arkalık köşesi gibi dirseklidir 553 Robert Adam (17281792) Robert Adam stili mobilya hafif ve zarif, ayakları düz ya da eğmeçli olup antik motiflerle süslü, herzamanki detayları özenlidir Adam stilinde ölçülerdeki incelik değin motiflerde de ince nakışlar geçerlidir Üçgenin Taban Olmayan Kenarı tabanları blok topuzlu veya dışa dürüst az eğmeçlidir Kanepelerdeki elips arkalıklar, nakışlı düşey çubuklar, eğmeçli kolçaklar ve silindirikkonik ayaklar bu stili karakterize etmektedir Kitap dolabındaki camlar vitraya benzetilerek ağaç veya pirinçten yapılmış çubuklar vasıtasıyla cama üstten konulmuş çerçeve kafesler ile bölümlere ayrılmıştır 554 Thomas Sheraton (17511806) İngiliz mobilya tarihinde XVIII asır sonuna ismini veren Sheraton’un birincil mobilyaları Adam ve XVI Louis'den izler taşımasına rağmen genel ölçüleri daha küçük ve düz çizgileri daha çoktur Bu mobilya tipinin özellikleri yaylarla doğruların köşe yaparak birleşmesi, ayakların daha incelmiş olması, kolçakların S biçiminde bükülmesi, oturma bölümlerinin ve diğer mobilya tablalarının dairesel yapılması, arkalık üstteki kayıtlarının düz ya da köşelerde konkav olmasıdır Sheraton stilinde sandalye ve koltuk arkalıklar az veya fazla oturma bölümünden yukarıdadır Arkalıkların dolgularında çoğunlukla lir, marul yaprağı, çok boğumlu dikey silindirik çubuklar ve öbür geometrik süslemelere yer verilmiştir 56 Empire Stili (18011814) I Napolyon döneminde Fransa’da başlayıp gelişmiş ve Avrupa’ya yayılmış olan Empire sanatı, bir anlamda antik sanatın, çağın anlayışına tarafından yenileştirilmiş şeklidir Empire sandalye ve koltuklarda ön ayaklar daire ya da kare kesitli olarak genel olarak düzdür Ayak yüzeyleri dışa doğru hafif eğmeç almaktadır Tabanda pabuçlar top ya da aslan pençesi biçiminde şekillenmektedir Arkalıklar sırta uygun eğimdedir Üstteki kayıt Yunan sanatı tipindedir Kolçak destekleri başlıca sfenks, kuğu kuşu ya da kartal kanadı biçiminde olup, aynı şekillere masa ve dolap ayaklarında da rastlanmaktadır Bu stilin en belirgin özelliklerinden birisi de çoğunluk kolçakların silindirik olması ve ön ayakla çok uyumlu bir şekilde birleşmesidir Ağır, kübik ve masif olan Empire mobilyada oymalar yüzeysel ve kabacadır Kısa ayaklar üzerine oturtulmuş an ve tabureler, yunan feneri taşıyan sehpalar, yeşil misket tablalı ağır konsollar ve yuvarlak masalar, kayıt ve abide biçimli yataklar, bu stilin en yaygın özelliklerindendir Empire Stili döneminde ilk kez maun ve gül ağacı birlikte kullanılmıştır Empire stili çok kısa devam etmiş olup, Napolyon’un iktidardan düşmesinden daha sonra anında kaybolmuştur 57 Louis Philippe Stili Mobilya sanatında başlı başına bir üslup bütünlüğü göstermeyen Louis Philippe stilinde önceleri gotik sanatının bir tür sadeleştirmesi olan yeni gotik denilen bir akıntı başlamış, incelemeler daha çok sarkaçlı ağaç mobilya duvar saatleri gibi ev eşyalarına karşın kalmıştır 58 Biedemeier Stili (18151850) 19 yüzyılın başlarında Almanya'da doğmuş, Yunan ve Roma sanatından etkilenmiş bu tarz, Empire stilinin bir uzantısı sayılabilir Biedemeier mobilyada birincil kez tamamlayıcı mobilyaya ve bütün oturma odası takımına rastlanmaktadır Konstrüktif bakımından çerçeve konstrüksiyon dominant olup, cam da sık sık kullanılmaktadır Dolapların içi ve camların arkası renkli kağıt ve kumaşlar ile kaplanmaktadır Mobilyaların rengi açık olup, kiraz, maun, dişbudak ve huş en sevilen ağaçlardır Sandalyeler Yunan sanatı etkisinde olup refah, ahenk ve denge gibi nitelikleri nedeni ile günümüzde de uygulanan tiplerdendir 6 YAKIN ÇAĞ MOBİLYA SANATI, YENİLEŞME DÖNEMİ (MS 17891900) 1789 Fransız devriminden itibaren Yakınçağın birincil yüzyılında mobilya alanında yeni bir üslubun yaratılmasından çok eski üslupların yenileştirilmesine ve konstrüksiyon tekniklerine ağırlık verilmiştir böylece XIX asır mobilya çalışmaları modern stile geçiş veya yenileşme dönemi olarak nitelendirilmektedir XIX Yüzyılın ortalarına içten ağaç işleme makinalarının bulunuşu ile, o döneme değin yalnız saray ve çevresine dönük mobilya gereksinimi, sosyal değişimler ve hesaplı gelişmeler sebebiyle geniş millet kitlelerine yayılmaya başlamıştır genelde “Taşra Mobilyası diye adlandırılan bu mobilyalar Almanya'da “Bauer, Fransa'da “Provincial gibi adlar almıştır Bu tip mobilyalar geçmiş stillerden izler taşırsa da sadeleşme eğilimi ağır basmaktadır Genelde oyma ve kabartmalar tamamen kalkmış, ayaklar düz veya eğmeçlidir Süslemede birkaç aplik çıtası yeter bulunmuştur Yakınçağda yenileşme döneminin en geniş çalışmaları Almanya'da gerçekleştirilmiştir Bu çalışmalar çağımızın mobilyasını lüzum şekil ve gerekse konstrüksiyon yönünden etkilemiştir Bu herif rustik mobilyalar günümüzde de özellikle dağ otellerinde, av köşklerinde, turistik amaçla dekoratif tarihi yapılarda ve şatolarda kullanılmaktadır XIX yüzyılın ortalarına içten cihaz sanayiinin gelişmeye başlaması, bilhassa Avusturya, Fransa ve İtalya'da aralıksız imal mobilyası olarak “Hezaren sandalyelerin yapımına başlanmıştır Hezaren bir tür bambu ve Hint kamışının adı olup, yerlilerce bu kamışlardan bükülerek ve ağaç lifleriyle örülerek yapıldığı için bu adı almış olması düşünülebilir Benzer yöntem günümüzde de fazla tutulan hasır sandalye ve koltuklara uygulanmaktadır Hezaren sandalye önce tornada yuvarlatılan çubukların buharla yumuşatılarak, kalıplarda istenilen ölçü ve formda bükülmesiyle elde edilmektedir Bu parçalar cıvata ile birbirine bağlanmakta, oturma kısmı ve arkalık, kontrplak ya da sırım ile örülerek kapatılmaktadır Birincil fabrikasyon bükme mobilyayı Avusturyalı Michael Thonet (1840) yılında gerçekleştirmiş ve 1841 yılında patentini Fransa, İngiltere ve Belçika’ya da satmıştır 7 ÇAĞIMIZ MOBİLYA SANATI ÇAĞDAŞ DÖNEM (1900) Modern sözcüğü yeni, şimdiki zamana, içinde yer alan veya yakın bir çağa ilişkin anlamına gelmektedir Yüzyılın başlangıcında kolay, tatbik amacına ve materyale yerinde mobilya imal etme akımı başlamıştır Bu eğilim Almanya’da “Jugendstil, Fransa'da “L'art Nouveau, İngiltere'de ise “Çağdaş stil adını almıştır “Jugendstilde (gençlik stili) geçmişin süslü, kompleks ve tumturaklı sanat anlayışına, yaşamın gerçeklerini yadsıyan romantizmin içe dönük, donuk, renksiz yapıtlarına bir tepki görülmektedir Fransa'da “L'art Nouveau (yeni sanat) adıyla anılan, izlenimcilik ekolunu temel bölge akımda düz çizgiler, geometrik biçimler ve renkçilik hakim bulunmakta ve doğanın, bilhassa bitkilerin stilize edilmesi başlıca alınmaktadır Benzer yıllarda İngiltere'de bunlara paralel olarak çağdaş tarz (yeni stil) adını bölge cereyan benimsenmeye başlamıştır Yüzyılımızın başlarına içten, gerek Rönesans, gerekse 1789 devriminin etkileriyle, insanı konu bölge sanatın daha geniş kitlelere götürülme çabası, mobilya sanatını etkileyen bir olgu olmuştur XIX Yüzyılın 2 yarısında buhar makinasının bulunuşu, ağaç ve metal gövdeli makinaların yapılması ve yüzyılın sonunda da elektrik motorunun icadı, cihaz endüstrisinde büyük bir safha olmuş, bu durum mobilya endüstrisine de yansımıştır Makinalaşma sonucu çağımız çağdaş mobilyasında tüketim artışı, rasyonalizasyon, ucuzluk, mimari düzenlemelere basit armoni sağlanmıştır Çağdaş mobilyada karoser bir prizma içine alınabilmekte ve düşüncesiz taşkınlıklar bulunmamakta, bölümlemeler bu prizma ile orantılı olarak yapılmaktadır Modern mobilyada kullanışlılık ve rahatlık ön plandadır Oturma mobilyası alçak, geniş, elastik ve sıcacık, dolaplar kapaklı ve bol çekmecelidir Küçük konutlarda hacmin iyi değerlendirilmesi gerektiğinden, elbise dolapları en çok elbise alabilecek şekilde yapılır, üst boşlukları gerekirse tavana kadar, bavul vb eşya konulması için kapatılır Kitap dolaplarında reşitlik kapak bulunmamaktadır Yemek masaları büyüyebilmekte ve ölçüleri altlarına yeter sayıda sandalye girebilecek şekilde ayarlanmaktadır Kanepe ve anlar genişletilerek gerektiğinde yatak olarak kullanılabilmektedir Modern mobilya sanatı da, diğer stillerde olduğu gibi değişik ülkelerde, o ülkeye özgü farklılıklar göstermektedir Mesela; İskandinav çağdaş stilinin esas karakteristikleri açık yanlı koltukları, doğrudan doğruya gövdeye takılan ayaklar ve bu ayakları pekiştirmek için ortadan konulan ortaları inceltilmiş ara kayıtlardır Sandalyelerde ön ve arka üçgenin taban olmayan kenarı başlıkları kayıtlardan taşırılır Günümüzde mobilya gereksinimi o denli artmıştır fakat, bilhassa büro, mektep, hastane, otel, sinema gibi yerlerde daha dayanıklı mobilya yapımı bir zorunluluk olmaktadır Bu mecburiyet son yıllarda metal iskeletli mobilyaya yönelişi hızlandırmıştır Kare, dikdörtgen ya da daire kesitli, çelik, özel mobilya borusundan dolapların iskeleti, koltuk ve sandalyelerin ayakları hazırlanmakta ve ağaç ceset bu iskelete cıvata ile bağlanmakta, bu nedenle genel başvuru formu yerlerine daha dirençli ve ucuz mobilya sağlanmış olmaktadır xfUid21549341343 1549341343 mobilyanedir5c5912a4e5e3amobilyanedir5c5912a4e5e3a http:wwwozgurceduslercomimagesnokta  
 

Similar threads

Mobilya tasarımında dünden bugüne 1549203202 1549203202 mobilyatasarimindadundenbugune5c56f7072564bmobilyatasarimindadundenbugune5c56f7072564b http:wwwhurriyetailecomuserfilesimages10773420x315 Çağdaş mobilya 21 yüzyılın başlarından itibaren yaygınlaşmaya başladı Mobilyaya çoğalan talebi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
86
Ahşap mobilya bakımı hakkında ahşap mobilya temizliği ahşap mobilya ahsap mobilyalar ağaç İçinizde ahşap mobilya seven ve kullanan melekler her hâlükarda vardır Yalnız kullanıyorsunuz lakin bakımına itina gösteremiyorsunuz Hiç bıkkınlık etmenize gerek değil çünkü burda ahşap mobilya kullanan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
99
Mobilyalar %20 ucuzladı hadi mobilya almaya Kdv indiriminde daha önceden ucuzlayan elektronik eşyalar beyaz eşya gruplarından daha sonra şimdide tekrar kdv orunundaki yüzde onluk indirimden nedeniyle mobilya satmak mağazalarında yüzde 20 lik ucuzlama var meleklerim derhal tam mobilya almanın...
Cevaplar
0
Görüntüleme
92
Mobilya alırken nelere dikkat edilmeli engince mobilya fiyatları Ahşap Mobilyalarınızı Satın Alırken Lütfen aşağıdaki açıklamaları dikkate alın · Dolap kapakları iyi kapanmalı · Çekmeceler basit sürülebilmeli · Çekmece içleri temiz olmalı; (kıymık, budak vb içermemeli) · Uzun olan raflarda...
Cevaplar
0
Görüntüleme
34
Bebeğinize Mobilya Alırken Dikkat! bebeğinize mobilya seçerken, uyarı edilmesi gerekenler, nelerdir, nasıl mobilya edinmek lazım, ile ilgili bilgileri burada bulabilirsiniz 1548725 1548725 bebeginizemobilyaalirkendikkat5c50295564501bebeginizemobilyaalirkendikkat5c50295564501...
Cevaplar
0
Görüntüleme
63
858,510Konular
980,871Mesajlar
30,719Kullanıcılar
wwqdfv0Son üye
Üst Alt