Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Modern Aşklar ve Sevgi İsrafı

Modern Aşklar ve Sevgi İsrafı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Modern Aşklar ve Sevgi İsrafı


Arkadaşlık vazgeçilmezi olmuş günümüz gençlerinin Adeta olmazsa olmaz(!)…Karşı cinsle arkadaşlık ciddi bir eksiklik olarak telakkî edilirken, asıl eksikliklerin tespiti arka sıralara sarkmış


Evlilik öncesi kız ve erkeğin Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün sunduğu imkânlardan ortaklaşa faydalanarak, beraberce deniz kenarında dolaştıkları, erkeğin denizde taş sektirirken kızında ona bakarak “Hayatımın erkeği hülyalarına daldığı zaman içerisindeki süreç ve bu süreçte irtikâb ettikleri çeşitli haram fillerin bütünü olarak adlandırdığımız bu flörte; genç beyinler iyiden iyiye âşina olmuş ve flörtsüz evliliğin hüsran şubelerinden birinin adresi olduğu gibi bir düşüncenin etrafında pervane…
Evliliğin ancak “flört temeline dayanarak kuvvet kazanabileceği tezinde ve tesellisinde…

Sorsanız sizinle bu konuda sabaha kadar tartışabilecek gözü karalığa sahip “Efendim tanımak şart, tanımadan olmaz…



“Tanımak derken bile bu üstü kapalı kara kutunun muhteviyatına, kıstas ve kriterlerine hâiz olmaktan çok uzak…
Gençlik hevaü heveslerinin ve nefsin vermiş olduğu telkinler gayrisinde; yaşça ileri ama fikir yönünden körpecik sayılabilecek bu gencin kıstaslarının ne olmasını bekleyebilirsiniz? Her şeyi genç yaşındaki mantık tabağının ölçüsüyle değerlendiren, dünyadaki yiyecek çeşidini “soğanın cücüğünden ibaret zanneden bu fikir manzumesinin tuğlalarıyla sağlam bir “tanımayı nasıl beklersiniz? Ama onlara göre öyle değildir, onlar tanımışlardır(!)…

***

Radyo programında telefonun ucundaki kız, dostu olarak tanıdığı erkeğin kız arkadaşına tecavüz etmesinden dolayı içinde bulunduğu acınası halini anlatmaya çalışıyor “Flört vasıtasıyla çok tanıdığını zannettiği şahıs ve içinde bulunduğu durumun vehâmeti…


Program yapımcısı psikologun “Çok şaşırdınız mı? şeklinde, acı durumun tuzu biberi mesabesindeki sorusuna, içinde bulunduğu şoku ifade edemeyişinin acziyetini bildirmekle yetiniyor


Bu durumumda akıllara gelen ve sorulması gereken soru: “Siz ‘tecavükar mütecaviz’ olarak nitelendirebileceğimiz o şahsın değer yargılarını biliyor muydunuz?


Evet, değer yargılarını bilemeden tanımak fiilini icrâ ettiğini zanneden sayın kardeşim, nereye gittiğini bilmediği karanlık ve sisli yola körü körüne dalan üniversiteli arkadaşım, sen nesin? Amacıninancın ne? Ve kıymet verdiğin değerler karşındaki için ne ifade ediyor?

Türlü türlü saçmasapan olaylar halkasında, belki de gerçek muhtevasından bihaber olarak ve zerrece nasibi olmadan, ismi “aşk olarak koyulan; şehvet ve kör olası nefsi tatminden öte geçmeyen bu basit olaylar hengâmesinin hayatınızda açacağı ve muhtemelen de telafisi mümkün olmayan zararları üzerinde düşündünüz mü? Bu tehlikenin ayak seslerine kulak tıkamak vicdanınızı şimdilik rahatlatıyordur eminim

***

Gençlerin fıtratında ziyadesiyle olanolması gereken bu aşkı; EğitimciYazar Sait Çamlıca’nın deyimiyle “öldürmek değil “eğitmek amaç olmalıdır Aşksız genç, pozitif enerjilerini yitirmiş beyin gibidir Ne var ki bu aşkın sık sık ve zamansız olarak karşı cins birine isabet etmesi bir talihsizliktir

Yapılan araştırmalar 17 yaşına kadar aynı cinsle olan dostlukların bu süreçten sonra karşı cinse yöneldiğini söylüyor Ziyadesiyle bu yaştan sonra başlayan flört mefhumu, gizli buluşmalar vs şeylerle sürüyor Bu buluşmalarda ve buluşmalardan sonra “sinirsel tansiyon artar Ruhi bir huzursuzluk ve cinsel öfke… Flört yapan kızlardan ve erkeklerden bazıları bu “sinirsel tansiyona dayanamaz ve içgüdüsel (nefsî) arzularına uymak suretiyle ahlak kurallarını unuturlar ve iş işten geçtikten sonra hayatları boyunca etkisinden kurtulamayacakları pişmanlık duygusunun pençesinde kıvranırlar İşte bu durum Kur’anı Kerîm’in “Şeytanın zehirli oklarından bir oktur… buyurduğu okun, zehirlerinin bir neticesidir İçtiği zehirden adeta şifâ umarcasına kâseyi tepesine dikerek, tekrar tekrar buluşan kız ve erkek; bu ölçü doğrultusunda ilişkilerini kuvvetlendirip rahata kavuşabileceklerini sanırlar Tek kelimeyle aldanırlar! İrtikâb ettikleri bu gayri meşru fiilin sonunu getiremez ve batmaya yüz tutmuş olan evlilik bağından yoksun bu gemi, ara ara patlak vermek suretiyle mahkum olduğu nihayete doğru yol alır


Yahya Kemâl’in tabiriyle Artık demir alma vakti gelmiştir bu limandan ama bir farkla… Şiirde meçhûle giden geminin gittiği doğrultu artık “meçhullükten kurtulmuştur

Çok geçmez aşka susamış (!) beyinler yeni bir arayışın içinde bulur kendini Sonra bir diğeri, bir diğeri vs…
Peki tüm bunlar olurken, konuda da esas vurgulamak istediğimiz nokta olan ve acımasızca heder edip kullandığımız “sevgi kavramının sisteminde bir işleyiş bozukluğu yapabileceğini hiç düşündünüz mü? Kendimizce “aşk olarak nitelendirdiğimiz ama esas olarak gereken kişiye karşı olan aşkın kuvvetini emip sömüren tüm bunların bir “sevgi israfı niteliğinde olabileceğini aklınıza getirdiniz mi?

“Sevginin de israfı mı olur? demeyin! Akıp giden sudan fazlaca kullanılan suyu “israf vasfında gören kutsal dinin bu ince düşüncesi böyle düşünmeye sevk etti beni Bu tür olaylar silsilesinden geçmiş evliliklerdeki sevgi ve güven potansiyelinin az olmasının neticelerinden biri olan “huzursuzluk cereyanının sebeplerinden birini buna bağlıyorum

Selam ve sevgiler…

Adem YAKUT

alıntı

 
858,505Konular
982,779Mesajlar
33,072Kullanıcılar
Doutam35Son üye
Üst Alt