nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
“Muahat (kardeşleştirme) ne demektir?
Muahat yani kardeşleştirme Hicret sonrasında Hz Peygamber (sas) ’in göç eden Muhacirler ile Ensarı yani yerli Müslümanları birbiriyle kardeş ilan etmesidir Kaynaklarda belirtildiğine göre Hz Peygamber (sas), Enes b Malik ’in evinde ya da diğer bir rivayete kadar Mescidi Nebevi ’de Hicretin birinci yılının ortalarında onları topladı ve ikişer ikişer kardeşleştirdi Bu sistemin yüklediği sorumlulukları taraflara açıkladı Kardeşleştirilen kimselerin sayısının kırkbeşer kişiden doksan veya ellişer kişiden yüz olduğu söylendiği gibi, Ensardan biriyle kardeşleştirilmeyen hiçbir muhacirin kalmadığı da rivayet edilmektedir Kardeşleştirilen kimselerle ilgili listeler kaynaklarda geniş olarak kaydedilmektedir Kardeşleştirmenin, tesadüfen seçilen iki kişinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmadığını; bilakis Hicretten itibaren altı ayı aşkın bir zaman dahilinde Hz Peygamber (sas) ’in Müslümanları tamamen tanıyarak, durumlarını inceleyerek ve her çift arasında ortak vasıflar bularak bunu gerçekleştirdiğini maddeler halinde sıralamak gerekir Hz Peygamber (sas) ’in, eşsiz bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneği olan kardeşleştirmeyi gerçekleştirmesinin gayesi, işzorlama ve mal varlığı sahibi oldukları Mekke ’de herşeylerini bırakan ve dinleri uğruna doğup büyüdükleri yeri terkeden muhacirleri fiziki ve manevi olarak desteklemek, mali sıkıntılarını bir ölçüde de olsa hafifletmeye kastetmek ve öz yurtlarından ayrılmış olmanın vermiş olduğu garipliği ve mahzunluğu gidermekti Böyle bir faaliyet aynı zamanda muhacirlerle Ensarı birbirine ısındırma, yekvücut olarak kenetlenmelerini sağlama, data ve tecrübelerini birleştirmek, müşterek meslek yapma ve üretme anlayışını kazandırma amacına yönelikti Ensar bu konuda büyük bir fedakarlık gerçekleştirdi Kardeşlerin beraber kastetmek suretiyle mahsule karşılıklı olmaları kararlaştırıldı Kardeşleştirilenler birbirlerine mirasçı bile olabileceklerdi Bu müessesenin mirasa ait hükmü Bedir Savaşı ’nden sonra nazil olan Kur ’lahza ayeti ile neshedilmiştir Kardeşlik anlaşması ile, Cahiliye dönemindeki hilfin yerini İslam kardeşliği almıştır Fakat Hz Peygamber (sas) cahiliye döneminde haksızlığı önlemek ve birlikte çalışmak nedeniyle gerçekleştirilen hilfleri de dürüst kabul etmiştir Şu dek var oysa, İslam döneminde ve özellikle Hicretten daha sonra Müslümanlar aralarında dayanışma tedarik edildiği ve kardeşlik kurulduğu için hilfe lüzum kalmadığını açıklamıştır Muahat sayesinde muhacirlerin Medine ’nin yaşayışına daha basit ve kısa sürede intibakı sağlanmıştır Finansal yardım ve varis olma, işin maddesel yönüydü Mesele yalnızca fiziki destekten ibaret değildi; böylece olsaydı, Hz Peygamber (sas) muhacirlere zorunlu yardımın yapılmasını Ensara emreder, onlar da bu emri gönül rahatlığıyla yerine getirirlerdi Ama bu sistemle işin somut yönü manevi bir kardeşlikle desteklenmiş oluyordu Ensar ile muhacirler aralarında karşılıklı kimlik oluşturuluyor, zihniyet birliği sağlanıyordu İçte Yahudi ve münafıklara, dışta ise müşrik Arap kabilelerine aleyhinde anlaşmış ve kaynaşmış bir toplum oluşturuluyordu Bu sonra genişleyerek bütün mü ’minleri içine alan genel İslam kardeşliğine dönüşmüştür *
Muahat yani kardeşleştirme Hicret sonrasında Hz Peygamber (sas) ’in göç eden Muhacirler ile Ensarı yani yerli Müslümanları birbiriyle kardeş ilan etmesidir Kaynaklarda belirtildiğine göre Hz Peygamber (sas), Enes b Malik ’in evinde ya da diğer bir rivayete kadar Mescidi Nebevi ’de Hicretin birinci yılının ortalarında onları topladı ve ikişer ikişer kardeşleştirdi Bu sistemin yüklediği sorumlulukları taraflara açıkladı Kardeşleştirilen kimselerin sayısının kırkbeşer kişiden doksan veya ellişer kişiden yüz olduğu söylendiği gibi, Ensardan biriyle kardeşleştirilmeyen hiçbir muhacirin kalmadığı da rivayet edilmektedir Kardeşleştirilen kimselerle ilgili listeler kaynaklarda geniş olarak kaydedilmektedir Kardeşleştirmenin, tesadüfen seçilen iki kişinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmadığını; bilakis Hicretten itibaren altı ayı aşkın bir zaman dahilinde Hz Peygamber (sas) ’in Müslümanları tamamen tanıyarak, durumlarını inceleyerek ve her çift arasında ortak vasıflar bularak bunu gerçekleştirdiğini maddeler halinde sıralamak gerekir Hz Peygamber (sas) ’in, eşsiz bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneği olan kardeşleştirmeyi gerçekleştirmesinin gayesi, işzorlama ve mal varlığı sahibi oldukları Mekke ’de herşeylerini bırakan ve dinleri uğruna doğup büyüdükleri yeri terkeden muhacirleri fiziki ve manevi olarak desteklemek, mali sıkıntılarını bir ölçüde de olsa hafifletmeye kastetmek ve öz yurtlarından ayrılmış olmanın vermiş olduğu garipliği ve mahzunluğu gidermekti Böyle bir faaliyet aynı zamanda muhacirlerle Ensarı birbirine ısındırma, yekvücut olarak kenetlenmelerini sağlama, data ve tecrübelerini birleştirmek, müşterek meslek yapma ve üretme anlayışını kazandırma amacına yönelikti Ensar bu konuda büyük bir fedakarlık gerçekleştirdi Kardeşlerin beraber kastetmek suretiyle mahsule karşılıklı olmaları kararlaştırıldı Kardeşleştirilenler birbirlerine mirasçı bile olabileceklerdi Bu müessesenin mirasa ait hükmü Bedir Savaşı ’nden sonra nazil olan Kur ’lahza ayeti ile neshedilmiştir Kardeşlik anlaşması ile, Cahiliye dönemindeki hilfin yerini İslam kardeşliği almıştır Fakat Hz Peygamber (sas) cahiliye döneminde haksızlığı önlemek ve birlikte çalışmak nedeniyle gerçekleştirilen hilfleri de dürüst kabul etmiştir Şu dek var oysa, İslam döneminde ve özellikle Hicretten daha sonra Müslümanlar aralarında dayanışma tedarik edildiği ve kardeşlik kurulduğu için hilfe lüzum kalmadığını açıklamıştır Muahat sayesinde muhacirlerin Medine ’nin yaşayışına daha basit ve kısa sürede intibakı sağlanmıştır Finansal yardım ve varis olma, işin maddesel yönüydü Mesele yalnızca fiziki destekten ibaret değildi; böylece olsaydı, Hz Peygamber (sas) muhacirlere zorunlu yardımın yapılmasını Ensara emreder, onlar da bu emri gönül rahatlığıyla yerine getirirlerdi Ama bu sistemle işin somut yönü manevi bir kardeşlikle desteklenmiş oluyordu Ensar ile muhacirler aralarında karşılıklı kimlik oluşturuluyor, zihniyet birliği sağlanıyordu İçte Yahudi ve münafıklara, dışta ise müşrik Arap kabilelerine aleyhinde anlaşmış ve kaynaşmış bir toplum oluşturuluyordu Bu sonra genişleyerek bütün mü ’minleri içine alan genel İslam kardeşliğine dönüşmüştür *