Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Muhammed Ubeydullah Serhendi Kimdir
Hindistan'da yetişen büyük İslâm âlimlerinden ve evliyânın en üstünlerinden İsmi, Muhammed Ubeydullah Serhendî olup, İmâmı Rabbânî hazretlerinin torunu ve İmâmı Muhammed Ma'sûm'un üçüncü oğludur Güzel ahlâkı, değerli vasıfları, üstünlüğü, yazı ile anlatılamaz
1628 (H1038) senesinde dünyâya geldi Rahmetler hazînesi olan amcası Muhammed Saîd, Muhammed Ubeydullah'ın doğumuyla ilgili olarak şöyle buyurdu Muhammed Ubeydullah'ın doğum zamânına yakın, bir meleğin; Doğduğu gün, öldüğü gün ve bitmiş diriltildiği gün, Allahü teâlânın selâmı onun üzerine olsun
İmâmı Muhammed Ma'sûm hazretleri gibi, zamânın en büyük velîsinin kıymetli cevher misâli olan bu oğlu, yüksek babasının teveccüh ve himmetleriyle çok hoş edeb ve terbiye ile yetişti Aklı, zekâsı, yazınsal ve anlayışının fevkalâde olması, asâlet ve yaradılışının yüksekliği sebebiyle kısa zamanda zâhirî ve bâtınî olarak yükseldi
Rivâyet edilir ki; Bir gün o zamânın âlimlerinden Mevlânâ Abdülhakîm, hazreti İmâmı Ma'sûm'un huzûruna gelerek; Efendim, kalb, bir parça ettir Nasıl zikredebilir?diye suâl etti O sırada Muhammed Ubeydüllah da orada bulunuyordu ve o zamanlar daha yedisekiz yaşlarındaydı Bu suâli işitince, hiç paldır küldür; Dil de bir tutam ettir Allahü teâlânın kudreti ile nasıl konuşuyor ve zikr ediyor? Kalb ne için zikretmesin? dedi Orada bulunanlar bu tatminkâr yanıt aleyhinde bu çocuğun ilmine, idrâkinin kuvvetine şaşkınlık ettiler
Muhammed Ubeydüllah Serhendî hazretleri, ayrı bir keşf sâhibi idi Öyle fakat, dünyâda olmuş bütün işleri keşf ederdi Hattâ bu keşflerinin çokluğundan sıkılmaya başlayıp, bunlardan kurtulması için yüksek babasına yalvardı Onun bütün vücûdu göz hükmünde idi Yâni Allahü teâlâ ona bütün vücûdu ile bakmak nîmeti ihsân etmişti Hayâtının sonuna kadar böyle devâm etti *
Hindistan'da yetişen büyük İslâm âlimlerinden ve evliyânın en üstünlerinden İsmi, Muhammed Ubeydullah Serhendî olup, İmâmı Rabbânî hazretlerinin torunu ve İmâmı Muhammed Ma'sûm'un üçüncü oğludur Güzel ahlâkı, değerli vasıfları, üstünlüğü, yazı ile anlatılamaz
1628 (H1038) senesinde dünyâya geldi Rahmetler hazînesi olan amcası Muhammed Saîd, Muhammed Ubeydullah'ın doğumuyla ilgili olarak şöyle buyurdu Muhammed Ubeydullah'ın doğum zamânına yakın, bir meleğin; Doğduğu gün, öldüğü gün ve bitmiş diriltildiği gün, Allahü teâlânın selâmı onun üzerine olsun
İmâmı Muhammed Ma'sûm hazretleri gibi, zamânın en büyük velîsinin kıymetli cevher misâli olan bu oğlu, yüksek babasının teveccüh ve himmetleriyle çok hoş edeb ve terbiye ile yetişti Aklı, zekâsı, yazınsal ve anlayışının fevkalâde olması, asâlet ve yaradılışının yüksekliği sebebiyle kısa zamanda zâhirî ve bâtınî olarak yükseldi
Rivâyet edilir ki; Bir gün o zamânın âlimlerinden Mevlânâ Abdülhakîm, hazreti İmâmı Ma'sûm'un huzûruna gelerek; Efendim, kalb, bir parça ettir Nasıl zikredebilir?diye suâl etti O sırada Muhammed Ubeydüllah da orada bulunuyordu ve o zamanlar daha yedisekiz yaşlarındaydı Bu suâli işitince, hiç paldır küldür; Dil de bir tutam ettir Allahü teâlânın kudreti ile nasıl konuşuyor ve zikr ediyor? Kalb ne için zikretmesin? dedi Orada bulunanlar bu tatminkâr yanıt aleyhinde bu çocuğun ilmine, idrâkinin kuvvetine şaşkınlık ettiler
Muhammed Ubeydüllah Serhendî hazretleri, ayrı bir keşf sâhibi idi Öyle fakat, dünyâda olmuş bütün işleri keşf ederdi Hattâ bu keşflerinin çokluğundan sıkılmaya başlayıp, bunlardan kurtulması için yüksek babasına yalvardı Onun bütün vücûdu göz hükmünde idi Yâni Allahü teâlâ ona bütün vücûdu ile bakmak nîmeti ihsân etmişti Hayâtının sonuna kadar böyle devâm etti *
