iltasyazilim
FD Üye
Doğru sözlü ve güvenilirmânâsına Peygamber efendimizin lakabı
Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğu kendisine bildirilmeden önce ve sonra hiç yalan söylemediği, bunun için de düşmanları arasında bile Muhammedülemîn adıyla meşhûr olduğu güneş gibi meydandadır İslâm düşmanlarının taşkınlıkları gözlerini kör etmiş ve o kadar karartmıştır ki, bu açık hakîkati saklayacak kadar alçalmışlardır (İmâmı Gazâlî)
Mükemmel bir insan olduğunu bütün dünyânın tasdîk ettiği Muhammed aleyhisselâma son derece dürüstlüğü ve sadâkati (doğruluğu) sebebi ile en büyük düşmanları dahi Muhammedülemîn derlerdi (Kürschner)
Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem otuz beş yaşındayken yağan yağmur ve seller Kâbe'nin duvarlarını yıpratmıştı Mekkeliler, binâyı yeniden inşâ etmeye başladılar Hacerülesved taşını yerine koyma sırası gelince; her kabîle onu koyma şerefine kendisi kavuşmak istediğinden aralarında tartışmalar büyüdü Dört beş gün süren bu anlaşmazlık sebebiyle neredeyse kan dökülecekti Sonunda orada bulunanlar, Benî Şeybe kapısı tarafından ilk gelen kimsenin hakemliğini kabûl etmeye karar verd iler O kapıdan girecek kimseyi beklemeye başladılar O sırada Muhammedülemîn lakabıyla bilinen ve hep kendisine güvenilir dedikleri Muhammed aleyhisselâm kapıdan girdi İşte Muhammedülemîn O'nun hükmüne râzıyız dediler Peygamber efendimiz bir örtü üzerine Hacerülesvedi koyup her kabîleden bir kişiye tutturarak taşı yerine yerleştirdi Böylece büyük bir anlaşmazlık Muhammedülemînin hakemliğiyle son buldu (Molla Miskîn, İbni Hişâm, Abdülhak Dehlevî)
Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğu kendisine bildirilmeden önce ve sonra hiç yalan söylemediği, bunun için de düşmanları arasında bile Muhammedülemîn adıyla meşhûr olduğu güneş gibi meydandadır İslâm düşmanlarının taşkınlıkları gözlerini kör etmiş ve o kadar karartmıştır ki, bu açık hakîkati saklayacak kadar alçalmışlardır (İmâmı Gazâlî)
Mükemmel bir insan olduğunu bütün dünyânın tasdîk ettiği Muhammed aleyhisselâma son derece dürüstlüğü ve sadâkati (doğruluğu) sebebi ile en büyük düşmanları dahi Muhammedülemîn derlerdi (Kürschner)
Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem otuz beş yaşındayken yağan yağmur ve seller Kâbe'nin duvarlarını yıpratmıştı Mekkeliler, binâyı yeniden inşâ etmeye başladılar Hacerülesved taşını yerine koyma sırası gelince; her kabîle onu koyma şerefine kendisi kavuşmak istediğinden aralarında tartışmalar büyüdü Dört beş gün süren bu anlaşmazlık sebebiyle neredeyse kan dökülecekti Sonunda orada bulunanlar, Benî Şeybe kapısı tarafından ilk gelen kimsenin hakemliğini kabûl etmeye karar verd iler O kapıdan girecek kimseyi beklemeye başladılar O sırada Muhammedülemîn lakabıyla bilinen ve hep kendisine güvenilir dedikleri Muhammed aleyhisselâm kapıdan girdi İşte Muhammedülemîn O'nun hükmüne râzıyız dediler Peygamber efendimiz bir örtü üzerine Hacerülesvedi koyup her kabîleden bir kişiye tutturarak taşı yerine yerleştirdi Böylece büyük bir anlaşmazlık Muhammedülemînin hakemliğiyle son buldu (Molla Miskîn, İbni Hişâm, Abdülhak Dehlevî)