iltasyazilim
FD Üye
Muharrem ayının İslam tarihinde başlıca üç kayda değer üzelliği vardır Birincisi oruç, ikincisi Hicrî takvimin başlangıcı olması, diğeri de Hz Hüseyin ve evlatlarının Kerbela'da şehit edilmesidir
Muharrem ayında tutulan oruç tarihi seyri yönüyle de bir özellik taşıyor Peygamberimiz Medine'ye hicret ettikten daha sonra Medine'de yaşamış Yahudilerin oruçlu olduğunu öğrendi O gün Muharrem ayının 10 günü Aşura günüydü “Bu ne orucudur? diye sordu Yahudiler, “Bugün, Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun'u boğdurduğu gündür Hz Musa (as), bir şükür olarak bugün oruç tutmuştur dediler
Peygamberimiz onlara, “Biz, Musa'nın sünnetini yaşatmaya sizden daha fazla yakınız ve hak sahibiyiz diyerek kendisi ve Müslümanlar o gün oruç tuttular O yıl az önce Ramazan orucu farz olmamıştı
Fakat ertesi yıl Ramazan orucu farz kılınınca Müslümanların oruç ayı Ramazan oldu Aşura günü orucu konusunda ise Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı, “İsteyen miktar, isteyen tutmayabilir dedi Böylece bu oruç, müstehab bir oruç olarak kaldı Bilgin sahabilerden İbni Abbas'ın rivayet ettiği bir hadiste de açıklama edildiği üzere, bir karışıklığa meydan vermemek ve Yahudilere benzememek için Aşura gününden önceki günle sonraki gün ilave edildi, böylece üç gün oruç tutmak sünnet olarak uygulanır oldu Dolayısıyla ne Peygamberimiz, ne Sahabiler, ne mezhep imamları ve müctehidler, ne de daha sonraki İslam âlimleri Muharrem ayının ilk on günü oruç tutulması konusunda bir beyanda bulunmamışlardır
Bunun dışındaki bir uygulamanın İslam ibadet tarihinde bir yerinin ve kaynağının olmadığını bildirmek gerekir Muharrem ayının İslam tarihinde bir takvim başlangıcı olması, Hz Ömer'in halifeliği döneminde tespit edilmiş, o tarihten bu yana o kadar çok İslam ülkesince kullanılagelmiştir 1 Muharrem'in Hicrî yılbaşı olması, Noel kutlaması gibi bir geleneği olmamakla beraber, yılın birincil günü olması açısından bir önemi de bulunmaktadır Kur'ân'da ise Muharrem'in ayının bambaşka bir özelliğinden laf edilir
Tevbe Sûresinde (âyet:36), “Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah'ın yazdığı şekilde, on ikidir Bunlardan dördü haram aylarıdır, doğruca hesap işte budur biçiminde bildirildiği gibi, bu dört aydan biri de Muharrem ayıdır Haram ayları, değerli, ünemli ve bu yönüyle de farklı özelliği olan aylardır ve o aylara aleyhinde saygılı olunması bildirilmiştir Peygamberimizin ifadesiyle “Şehrullahi'lMuharrem Allah'ın ayı Muharrem olarak tanıdık Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, bollaştığı bir aydır Allah'ın ayı, günü, yılı olmaz, ama Allah'ın rahmetine ermenin manâlı bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz kadar bu şekilde bildirilmiştir Muharrem ayının peygamberler tarihinde de öbür bir yeri vardır
Başta Hz Adem almak üzere, Hz Nuh, HZ İBRAHİM, Hz Musa, Hz Davud, Hz Yakub, Hz Yusuf, Hz Eyyub, Hz Yunus ve Hz İsa gibi peygamberler Aşura günü, özel olarak bir takım nimetlere ermişler, bazı sıkıntılardan kurtulmuşlardır
Bu yünüyle bir yıl dünümü kabul edilmektedir Hz Hüseyin (ra) ve evlatlarının hunharca şehit edilmesi meselesine gelince, esas itibariyle şehitler mükâfatını almış, en yüce mertebelere ulaşmıştır, Ulu Allah'ın da zalimlere adalet ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur Kaderî hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ama itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez Duyguları onu birtakım taşkınlıklara götürmez Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür Bu açıdan bunu bir “ağlama merasimi haline dönüştürmek sünnetin ruhuna uygun düşmemektedir *
Muharrem ayında tutulan oruç tarihi seyri yönüyle de bir özellik taşıyor Peygamberimiz Medine'ye hicret ettikten daha sonra Medine'de yaşamış Yahudilerin oruçlu olduğunu öğrendi O gün Muharrem ayının 10 günü Aşura günüydü “Bu ne orucudur? diye sordu Yahudiler, “Bugün, Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun'u boğdurduğu gündür Hz Musa (as), bir şükür olarak bugün oruç tutmuştur dediler
Peygamberimiz onlara, “Biz, Musa'nın sünnetini yaşatmaya sizden daha fazla yakınız ve hak sahibiyiz diyerek kendisi ve Müslümanlar o gün oruç tuttular O yıl az önce Ramazan orucu farz olmamıştı
Fakat ertesi yıl Ramazan orucu farz kılınınca Müslümanların oruç ayı Ramazan oldu Aşura günü orucu konusunda ise Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı, “İsteyen miktar, isteyen tutmayabilir dedi Böylece bu oruç, müstehab bir oruç olarak kaldı Bilgin sahabilerden İbni Abbas'ın rivayet ettiği bir hadiste de açıklama edildiği üzere, bir karışıklığa meydan vermemek ve Yahudilere benzememek için Aşura gününden önceki günle sonraki gün ilave edildi, böylece üç gün oruç tutmak sünnet olarak uygulanır oldu Dolayısıyla ne Peygamberimiz, ne Sahabiler, ne mezhep imamları ve müctehidler, ne de daha sonraki İslam âlimleri Muharrem ayının ilk on günü oruç tutulması konusunda bir beyanda bulunmamışlardır
Bunun dışındaki bir uygulamanın İslam ibadet tarihinde bir yerinin ve kaynağının olmadığını bildirmek gerekir Muharrem ayının İslam tarihinde bir takvim başlangıcı olması, Hz Ömer'in halifeliği döneminde tespit edilmiş, o tarihten bu yana o kadar çok İslam ülkesince kullanılagelmiştir 1 Muharrem'in Hicrî yılbaşı olması, Noel kutlaması gibi bir geleneği olmamakla beraber, yılın birincil günü olması açısından bir önemi de bulunmaktadır Kur'ân'da ise Muharrem'in ayının bambaşka bir özelliğinden laf edilir
Tevbe Sûresinde (âyet:36), “Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah'ın yazdığı şekilde, on ikidir Bunlardan dördü haram aylarıdır, doğruca hesap işte budur biçiminde bildirildiği gibi, bu dört aydan biri de Muharrem ayıdır Haram ayları, değerli, ünemli ve bu yönüyle de farklı özelliği olan aylardır ve o aylara aleyhinde saygılı olunması bildirilmiştir Peygamberimizin ifadesiyle “Şehrullahi'lMuharrem Allah'ın ayı Muharrem olarak tanıdık Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, bollaştığı bir aydır Allah'ın ayı, günü, yılı olmaz, ama Allah'ın rahmetine ermenin manâlı bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz kadar bu şekilde bildirilmiştir Muharrem ayının peygamberler tarihinde de öbür bir yeri vardır
Başta Hz Adem almak üzere, Hz Nuh, HZ İBRAHİM, Hz Musa, Hz Davud, Hz Yakub, Hz Yusuf, Hz Eyyub, Hz Yunus ve Hz İsa gibi peygamberler Aşura günü, özel olarak bir takım nimetlere ermişler, bazı sıkıntılardan kurtulmuşlardır
Bu yünüyle bir yıl dünümü kabul edilmektedir Hz Hüseyin (ra) ve evlatlarının hunharca şehit edilmesi meselesine gelince, esas itibariyle şehitler mükâfatını almış, en yüce mertebelere ulaşmıştır, Ulu Allah'ın da zalimlere adalet ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur Kaderî hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ama itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez Duyguları onu birtakım taşkınlıklara götürmez Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür Bu açıdan bunu bir “ağlama merasimi haline dönüştürmek sünnetin ruhuna uygun düşmemektedir *