Münevver Karabulut'un Babası: 'İntihara İnanmıyorum, Mezarı Açılsın'

Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, Garipoğlu'nun intihar ettiğine inanmadığını söyledi. Karabulut, bayramdan sonra mezarının açılması için müracaatta bulunacağını duyurdu.

'8 yıldır kabusun içindeyim. O celladın cesedini görseydim tahminen ikna olurdum. Ancak cesedini göstermediler. İntihar ettiğine inanmıyorum. Ya öldürüldü ya kaçırıldı. Mezarının açılmasını talep edeceğim. Yoksa bu kabus bitmeyecek'






Sabah gazetesinden Gül Kireklo'ya konuşan baba Karabulut, '8 yıldır bu benim en vahim kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı üzere bir de bu cellat hakikaten öldü mü kaçtı mı kuşkusu. Uyuyamıyorum. Bayramdan sonra bu celladın mezarının açılmasını talep edeceğim. Sindiremedim. Cesedini bize göstermediler' dedi. 

Fotoğraflarını gören eşi Nagihan Karabulut'un da ikna olmadığını söyleyen baba Karabulut, 'Üzüntüden tansiyon, şeker hastası oldum. Beyne giden damarlarda tıkanıklık var. Gözlerimde yüzde 40 görme kaybı var' diye konuştu.

"Her gece rüyamda"



Münevver'in her gece duşuna girdiğini söyleyen Karabulut, 'Kınalı kuzum karşıma çıkıyor. 'Baba kendine yeterli bak' deyip boynuma sarılıyor. Ben o celladın intihar ettiğine inanamıyorum. Sindiremiyorum kimi şeyleri. Gözümle görmeden de ikna olmayacağım. Öldürüldüyse de bileceğim. Kaçtıysa da bileceğim' dedi.

'Rahat uyayabilmem için bu mezarın açılması lazım' diyen acılı baba, bayramdan sonra mezarın açılmasını talep edeceğini belirtti.

"Bıçağa dokunamıyorum"



Mesleği aşçılığı dahi yapamadığını söyleyen Karabulut, 'Kınalı kuzum öldürüldüğünde ben Fener Rum Patrikhanesi'nin aşçısıydım. Daha sonra birkaç sefer aşçılık yapmaya kalksam da yapamadım. Ben bıçağa dokunamıyorum. Kınalı kuzun aklıma geliyor. Onun cesedinin parçalanması aklıma geliyor. Emekliye ayrıldım artık. Eşim Nagehan MS hastası oldu. Kendini ibadete verdi. Rabbine sığındı. Oğlum Enver, Amerika'da makine mühendisliği eğitimi aldı. Artık Amerika'da çalışıyor. Cenabı Allah kimseye bu türlü bir acı vermesin. Kınalı kuzum gitti, olan ailemize oldu' dedi.

Ne olmuştu?



Türkiye'yi sarsan cinayet 3 Mart 2009'da Cem Garipoğlu tarafından gerçekleştirildi. Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut'un cesedini testereyle modüllere ayırarak bir bavul ve gitar çantası içinde Etiler'deki çöp konteynerine attı. Cinayetten sonra 197 gün kaçmayı başardı.

Teslim olduktan sonra da yargılandığı Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de 18 yaşından küçük olduğu için Cem Garipoğlu'nu en ağır ceza olan 24 yıl mahpusla cezalandırdı. Silivri 5 Nolu Cezaevinde üç kişilik koğuşta tek başına kalıyordu. 10 Ekim sabahı sayıma gelen gardiyanlar Cem Garipoğlu'nun cansız vücudunu buldular. Başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğarak, intihar ettiği kaydedildi.

Bu tarihten itibaren kamuoyunda Garipoğlu'nun intihar etmediği, kaçırıldığı, olayın ' intihar değil cinayet' olduğu hatta ölen kişinin oburu olduğu söylentileri kulaktan kulağa dolaştı. 

8 yıldır da Savcılık ve İsimli Tıp'ın raporlarına karşın hâlâ bu kuşku devam ediyor.