Murşide verilen yetkiler neler?
Velayet mertebesi
Tarikat liderlerine tasarrufu
Velayet mertebesinin zirvesinde peygamberler bulunmaktadır Allahu Tealanın izni ve desteği olmadan hic bir peygamber mucize gosteremez, ayet getiremez, istediğini hidayete erdiremez, kalpleri temizleyemez Bu hakikat Kuranı Hakimde acıkca belirtilmiştir907
Ancak ilahi izin ve destek gelince peygamberler oluleri diriltmiş, korlerin gozunu acmış, bir nefesle hastaları iyileştirmiş, hayvanlarla konuşmuş, cinleri emrinde calıştırmış, bulutları istediği yere sevk etmiş, taşın icinden deve cıkarmış, denizi yol gibi kullanmış, kısa bir anda yeri goğu dolaşmış, parmakları arasından su fışkırtmış ve daha nice harikalar gercekleştirmiştir
Butun mucizeler, peygamberlerin insan ve kainat uzerindeki yetkileridir Bunların bir kısmı, derecelerine gore peygamber varisi olan kamil insanlarda da zuhur eder Ancak bunun bir sınırı vardır Onu bilmek gerekir Yoksa, veliler hakkındaki yanlış inanclar yuzunden şirke duşulur
kaynaklarıyla tasavvuf
Dilaver SELVİ
Bazıları, kutub ve gavs olarak bilinen velilerin kainatı idare ettiğini, butun insanlardan ve alemden haberdar olduğunu, istediğini yapma yetkisininin bulunduğunu duşunur ve soyler
Bu fikir yanlıştır; tovbe edilmezse şirke ve kufre girme tehlikesi vardır Butun kainatı yoktan var eden ve varlığını devam ettiren Allahu Tealadır Kainat ve insan onun elinde ve emrindedir O dilediği şekilde yaratır, istediği gibi sevk ve idare eder
Ancak Allahu Teala, bu kainatta bazı muhim vazifeleri meleklerine, bazı işleri de velilerine gordurur Bir takım işleri de başka varlıklara yuklemiştir İrşatla gorevli bir velinin işi, Allahın izniyle olu kalpleri nur ve ilahi sevgi ile diriltmek, kulu Yuce Rabbine sevk etmektir
Velinin butun yetkisi ilahi kadere bağlı olarak gercekleşir ve hepsi ilahi izinle olur Veli sonuc almak icin sebepleri kullanır Her işinde Allahın rızasını arar Nazı, niyazı, dua ve avazı hak icindir
Allahu Tealanın kendisine ikram ettiği feyiz, nur, keşif, keramet, marifet, feraset ve duasının kabul edilir olmasını ilahi irade ve rızaya uygun kullanır Kul olduğunu unutmaz; haddini bilir, yetkisini aşmaz
Yuce Rabbine karşı boynu bukuk, gonlu yanık, kalbi uyanık bir vaziyette hep onun emrini ve desteğini bekler Elinde hangi guzel hal zuhur etse onu kendisinden bilmez, kibir gostermez, ovunmez
Makamı ne olursa olsun veli her şeyi bilmez, bilmesi de gerekmez Her şeyi bilmek ancak Allahu Tealaya aittir Yuce Allah bu konuda peygamber de olsa kimseyi kendisine ortak etmez
Veli, Allahu Tealanın kendisine bildirdiklerini ve hak yolunda lazım olanı iyi bilir O Allahın şahidir Onu tanır Onu tanıtır Kalbin ve nefsin terbiyesinde ustadır
İrşat kutbu olan veli, butun gucunu dinin yayılması ve insanların ıslahı icin kullanır Eşyayı ıslah etmek, dunya işlerini duzene sokmak, guzel gecim yolları aramak, teknik gelişmeleri takip etmek velinin birinci işi değildir O bunları ehline havale eder
Bazı insanlar, baş ve bel ağrısına varana kadar her turlu derdini velinin himmet ve tasarrufu ile dindirmek ister; doktor yerine veliye gider Kimileri, insanların cehalet, zulum, tembellik ve ihanetleri yuzunden bozulan cemiyet hayatının murşitlerin tasarrufu ile duzelmesini ve zalimlerin başının ezilmesini bekler, durur
Halbuki veliler, Allahu Tealanın koyduğu fıtrat kanunlarına uymayı takvanın bir gereği gorurler Yuce Allahın hikmetine bakarlar, tecellisine tabi olurlar, her halukarda Hakkın muradını gozetirler İlahi rızaya uymayan talepleri de reddederler
Velayet mertebesi
Tarikat liderlerine tasarrufu
Velayet mertebesinin zirvesinde peygamberler bulunmaktadır Allahu Tealanın izni ve desteği olmadan hic bir peygamber mucize gosteremez, ayet getiremez, istediğini hidayete erdiremez, kalpleri temizleyemez Bu hakikat Kuranı Hakimde acıkca belirtilmiştir907
Ancak ilahi izin ve destek gelince peygamberler oluleri diriltmiş, korlerin gozunu acmış, bir nefesle hastaları iyileştirmiş, hayvanlarla konuşmuş, cinleri emrinde calıştırmış, bulutları istediği yere sevk etmiş, taşın icinden deve cıkarmış, denizi yol gibi kullanmış, kısa bir anda yeri goğu dolaşmış, parmakları arasından su fışkırtmış ve daha nice harikalar gercekleştirmiştir
Butun mucizeler, peygamberlerin insan ve kainat uzerindeki yetkileridir Bunların bir kısmı, derecelerine gore peygamber varisi olan kamil insanlarda da zuhur eder Ancak bunun bir sınırı vardır Onu bilmek gerekir Yoksa, veliler hakkındaki yanlış inanclar yuzunden şirke duşulur
kaynaklarıyla tasavvuf
Dilaver SELVİ
Bazıları, kutub ve gavs olarak bilinen velilerin kainatı idare ettiğini, butun insanlardan ve alemden haberdar olduğunu, istediğini yapma yetkisininin bulunduğunu duşunur ve soyler
Bu fikir yanlıştır; tovbe edilmezse şirke ve kufre girme tehlikesi vardır Butun kainatı yoktan var eden ve varlığını devam ettiren Allahu Tealadır Kainat ve insan onun elinde ve emrindedir O dilediği şekilde yaratır, istediği gibi sevk ve idare eder
Ancak Allahu Teala, bu kainatta bazı muhim vazifeleri meleklerine, bazı işleri de velilerine gordurur Bir takım işleri de başka varlıklara yuklemiştir İrşatla gorevli bir velinin işi, Allahın izniyle olu kalpleri nur ve ilahi sevgi ile diriltmek, kulu Yuce Rabbine sevk etmektir
Velinin butun yetkisi ilahi kadere bağlı olarak gercekleşir ve hepsi ilahi izinle olur Veli sonuc almak icin sebepleri kullanır Her işinde Allahın rızasını arar Nazı, niyazı, dua ve avazı hak icindir
Allahu Tealanın kendisine ikram ettiği feyiz, nur, keşif, keramet, marifet, feraset ve duasının kabul edilir olmasını ilahi irade ve rızaya uygun kullanır Kul olduğunu unutmaz; haddini bilir, yetkisini aşmaz
Yuce Rabbine karşı boynu bukuk, gonlu yanık, kalbi uyanık bir vaziyette hep onun emrini ve desteğini bekler Elinde hangi guzel hal zuhur etse onu kendisinden bilmez, kibir gostermez, ovunmez
Makamı ne olursa olsun veli her şeyi bilmez, bilmesi de gerekmez Her şeyi bilmek ancak Allahu Tealaya aittir Yuce Allah bu konuda peygamber de olsa kimseyi kendisine ortak etmez
Veli, Allahu Tealanın kendisine bildirdiklerini ve hak yolunda lazım olanı iyi bilir O Allahın şahidir Onu tanır Onu tanıtır Kalbin ve nefsin terbiyesinde ustadır
İrşat kutbu olan veli, butun gucunu dinin yayılması ve insanların ıslahı icin kullanır Eşyayı ıslah etmek, dunya işlerini duzene sokmak, guzel gecim yolları aramak, teknik gelişmeleri takip etmek velinin birinci işi değildir O bunları ehline havale eder
Bazı insanlar, baş ve bel ağrısına varana kadar her turlu derdini velinin himmet ve tasarrufu ile dindirmek ister; doktor yerine veliye gider Kimileri, insanların cehalet, zulum, tembellik ve ihanetleri yuzunden bozulan cemiyet hayatının murşitlerin tasarrufu ile duzelmesini ve zalimlerin başının ezilmesini bekler, durur
Halbuki veliler, Allahu Tealanın koyduğu fıtrat kanunlarına uymayı takvanın bir gereği gorurler Yuce Allahın hikmetine bakarlar, tecellisine tabi olurlar, her halukarda Hakkın muradını gozetirler İlahi rızaya uymayan talepleri de reddederler