Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Mustafa Kemal Atatürk Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk Hayatı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIVXV yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir Annesi Zübeyde Bayan ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına kurulmuş eski bir Türk ailesinin kızıdır Milis subaylığı, evkaf kâtipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına dek yaşadı

Minik Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonradan babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti Bu sırada babasını kaybetti (1888) Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanına kaldıktan sonradan Selânik'e dönüp okulunu bitirdi Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu Kısa bir vakit daha sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey namına Kemali ilave etti 18961899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda öğrenime başladı 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu, Harp Akademisi'ne devam etti 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı 19051907 yılları arasında Şam'da 5 Ordu emrinde tahsis yaptı 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu Manastır'a III Ordu'ya atandı 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı 1910 yılında Fransa'ya gönderildi Picardie Manevraları'na katıldı 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı

1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde atama aldı 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi

Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi Bu sırada I Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı Mustafa Kemal 19 Tümeni düzenlemek üzere Tekirdağ'da görevlendirildi

1914 yılında başlayan I Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir yiğitlik destanı yazıp İtilaf Devletlerine Çanakkale geçilmez! dedirtti 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19 Tümen Conkbayırı'nda durdurdu Mustafa Kemal, bu galibiyet üstüne albaylığa yükseldi İngilizler 67 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda yeniden taarruza geçti Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 910 Ağustos'ta Anafartalar Zaferini kazandı Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II Anafartalar zaferleri peşine düşüp takip etti Çanakkale Savaşlarında takriben 253000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir Mustafa Kemal'in askerlerine Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!emri cephenin kaderini değiştirmiştir

Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan daha sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da devir aldı 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonradan 1917'de İstanbul'a geldi Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya artan bir şekilde cephede incelemelerde bulundu Bu seyehatten daha sonra hastalandı Viyana ve Karisbad'a artan bir şekilde tedavi oldu 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7 Ordu Komutanı olarak döndü Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonradan, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi Bu ordunun kaldırılması üstüne 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı


Mondros Mütarekesi'nden sonradan İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9 Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle Milletin istiklâlini yeniden milletin azim ve kararının kurtaracağını bildiri edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı 23 Temmuz 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Insanlar Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda kayda değer bir adım atılmış oldu Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Türkiye Büyük Halk Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için zorunlu yasaları kabul edip uygulamaya başladı

Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'I işgali esnasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I Dünya Savaşı'nın şampiyon devletlerine karşı önce Kuvâyi Milliye adı bahşedilen milis kuvvetleriyle savaşıldı Türkiye Büyük Irk Meclisi ahenkli orduyu kurdu, Kuvâyi Milliye ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı

Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının kayda değer aşamaları şunlardır:

Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı

Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş Şanlı Urfa savunmaları (1919 1921)

I İnönü Zaferi (6 10 Ocak 1921)

II İnönü Zaferi (23 Mart1 Nisan 1921)

Sakarya Zaferi (23 Ağustos13 Eylül 1921)

Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)

Sakarya Zaferinden sonradan 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı Bu Nedenle Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 56 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üstünde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı

23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü göre Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu Türkiye Cumhuriyeti, Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindirve Yurtta barışma cihanda barışmatemelleri üstünde yükselmeye başladı

Atatürk Türkiye'yi Çağdaş medenilik düzeyine içeri almamaknedeniyle bir dizi ihtilal yaptı Bu devrimleri beş başlık aşağı toplayabiliriz:

1 Siyasal Devrimler:

• Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

• Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)

• Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

2 Toplumsal Devrimler:

Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (19261934)

• Şapka ve giysi devrimi (25 Kasım 1925)

• Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)

• Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)

• Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)

• Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (19251931)

3 Hukuk Devrimi:

• Mecellenin kaldırılması (19241937)

• Türk Medeni Kanunu ve öteki kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (19241937)

4 Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:

• Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)

• Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)

• Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (19311932)

• Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)

• Güzel sanatlarda yenilikler

5 Ekonomi Alanında Devrimler:

• Aşârın kaldırılması

• Çiftçinin özendirilmesi

• Misal çiftliklerin kurulması

• Sanayiyi Özendirme Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması

• I ve II Kalkınma Planları'nın (19331937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması

Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e Atatürksoyadı verildi

Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi Bu başkanlık görevi, DevletHükümet Başkanlığı düzeyindeydi 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk birincil cumhurbaşkanı seçildi Tüzük uyarınca dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü bitmiş cumhurbaşkanlığına seçti

Atatürk çoğu kez yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını uygun denetledi İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden tanıdık olmayan ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı

1520 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10 Sene Nutku'nu okudu

Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi Çoğu yurt gezisine birlikte çıktılar Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine kadar sürdü Çocukları çok seven Atatürk Facia (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Hale, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı




1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, soy binmeyi ve yüzmeyi fazla severdi Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine fazla ilgisi vardı Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a fazla bedel verirdi Zengin bir kitaplık oluşturmuştu Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları gösteri eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı Pak ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi Doğayı çok severdi çoğu kez Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara kişisel olarak katılırdı Fransızca ve Almanca biliyordu

Atatürk'ün Son Yılları ve Ölümü

Atatürk'ün birincil rahatsızlık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı 1938 yılı başlarında Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı Buradaki çare olumlu netice verdi Ama en ince ayrıntısına kadar iyileşmeden Ankara'ya yaptığı sıkıcı seyahat, hastalığının artmasına sebep oldu Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı Hasta olmasına karşın, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı Dargın güneş altında askerî birliklerimizi denetim edip tatbikat yaptıran Atatürk, fazla bitap düştü Hale edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu 26 Mayıs'ta Ankara'ya döndükten daha sonra çare ve istirahat için İstanbul'a gitti Doktorlar kadar, siroz hastalığı teşhisi kondu

Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı'nda bir vakit dinlendi Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti İstanbul'a gelen Romanya kralı ile görüştü Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi Atatürk'ü çok sevindirip moralini düzeltti Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan Atatürk'ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi Fakat hastalığı defalarca ilerliyordu O'nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, tüm kalbiyle iyileşmesini diliyordu Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışladı Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu Fakat çok arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci sene dönümü törenlerine katılamadı

29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, tekrar tekrar zaferlerle beraber uygarlık nurlarını içeren kahraman Türk ordusu!sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmiştir Tekrar benzer mesajda Türk vatanının ve Türk'lük camiasının şöhret ve şerefini, dâhilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her lahza ifaya hazırlanmış ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardırdiyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir

Atatürk 1 Kasım 1938'de Türkiye Büyük Irk Meclisi'nin açılış töreninde de bulunamadı Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu Atatürk bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı dahası eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve çağdaş aydın olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti Atatürk, ölümüne değin memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı

Atatürk'ün hastalığı baştan şiddetlendi 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı Tüm memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı Her Türk'ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu Fakat, kurtarılması için gösterilen çabalar netice vermedi ve korkulan oldu Dolmabahçe Sarayı'nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmeyen kanun, hükmünü uyguladı Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü Büyük, küçük tüm devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşısında duydukları derin saygıyı bildiren mesajlar gönderdiler 16 Kasım günü Atatürk'ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı'nın büyük merasim salonunda katafalka konuldu



Üç gün üç gece, dertli bir insan seli ulu önderine karşısında duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof Şerafettin Yaltkaya göre kıldırıldı On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı'na götürüldü Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi Büyük Ada açıklarına kadar, donanmamız ve törene bulunma için gelmiş olan tanıdık olmayan gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyiİzmit'e getirdi Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi

Atatürk'ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Insanlar Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri göre karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı sonra Atatürk'ün tabutu katafalkta alınarak Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir yaptırdı 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e getirildi Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi *
 
858,497Konular
981,905Mesajlar
29,931Kullanıcılar
yskermjxSon üye
Üst Alt