iltasyazilim
FD Üye
Mutezile mezhebi hakkında bilgi, Mutezile mezhebi nasıl oluşmuştur, Mutezile mezhebinin özellikleri
Islâm'da ilk zuhur eden ve akideleri aklin isiginda izah edip temellendirmeye çalisan büyük kelam ekolünün sıradan Lügatta, uzaklasmak, ayrilmak, birakip bir tarafa çekilmekgibi anlamlara gelen i'tizalkelimesinin ismi fail sigasindan meydana gelen çogul bir isimdir Müfredi, mu'tezilîdir Sözcük, az kalsın ayni anlamlarda Kur'âni Kerim'de de geçmektedir: Eger bana iman etmezseniz benden ayrilin, çekilin(edDuhân, 4421); Ben sizden ve Allah'tan baska taptiklarinizdan ayrildim(Meryem, 1948; ayrica bk elKehf 1816, enNisâ, 490)
Mu'tezile mezhebini siyâsî ve itikadî almak üzere ikiye ayiran ve ikincisini birincisinin devami sayan bazi ilim adamlarina kadar bu ad, fazla daha önceleri mevcuttu Bunlara kadar, Hz Osman'in sehit edilmesinden sonradan meydana gelen Cemel ve Siffin savaslarinda tarafsiz kalip, savaslara katilmayanlar, Mu'tezile'nin birincil mümessilleridir Sa'd b Ebî Vakkas, Abdullah b Ömer, Muhammed b Mesleme ve Usame b Zeyd gibi bazi kimseler meydana gelen savaslarda her hangi bir tarafi desteklemeyip, olaylardan uzaktan durmayi (itizali) seçim etmislerdi böylece bunlara, ayrilanlar bir kenara çekilenleranlaminda Mu'tezile denmistir
Mezhebin Dogusunu Hazirlayan Faktörler ve Tarihî Seyir:
Islâm'da itikadî meselelerin gündeme gelip tartisilmasina sebep olan ve sonuç olarak itikadi mezheplerin dogusunu hazirlayan çesitli faktörler vardir Bunlar ayni zamanda, bir itikadî mezhep ve yeni bir düsünme biçimi olan Mu'tezile mezhebinin dogmasina da zemin hazirlamistir
Bu faktörlerin basinda, müslümanlar arasinda zuhur eden ihtilaf ve çekismeler yer almaktadir Çok önemli boyutlara ulasan bu ihtilaflar neticesinde bir takim yeni meseleler ortaya çikmis ve tartisilmaya baslanmisti Bu meseleler için öneri edilen çözümler, itikadi firkalarin dogmasina niçin olmustur Müslümanlar arasinda hararetle tartisilan meselelerden birisi de mürtekibi kebîre'nin durumu idi Haricîler, mürtekibi kebîre'nin kâfir oldugunu iddia ederken, Mürciîler, mü'min oldugunu bahis ediyorlardi Vâsil b Cet ve taraftarlari ise, meseleye elmenzile beyne'lmenzileteyn* (iki yer arasinda bir yer)prensibiyle yeni bir çözüm sekli teklif ediyordu Yaygin olan rivayete kadar, bu çözüm önerisi ile Mu'tezile mezhebi ortaya çikmis oldu Bu durumda Mu'tezile, müslümanlar arasinda zuhur eden yeni meselelere yeni bir bakis açisini açıklama etmektedir
Mu'tezile'nin dogusuna zemin hazirlayan amillerden birisi de, Islâm dininin fetih politikasiyla ilgilidir Müslümanlar fazla kisa bir vakit zarfinda Arap Yarimadasini asarak bir fazla ülkeyi kendi topraklarina kattilar Degisik kültür ve dinlere mensup olan bu ülkelerin ilhaki ile, bir takim yeni problemler ortaya çikti Bu ülke halklarindan Islam'i kabul edenler yaninda etmeyenler de vardi Kabul etmeyenler mensup olduklari dinlerin savunmasini yaparken, kabul edenler de, eski kültürlerinin etkisinden adamakıllı kurtulamiyorlardi Köklü bir geçmise sahip olan Yahudilik, Hristiyanlik, Seneviye, Zerdüstlük gibi din ve görüsler, süre içerisinde müesseselesmis ve belirlenmiş bir savunma mekanizmasi da gelistirmislerdi Islâm dini için henüz böyle bir mekanizma mevcut degildi Fazla geçmeden müslümanlarla tartismaya dalan yabanci unsurlarla basedebilmek için zinde bir mantıkla ilgili (cedel) yönteme gereksinim vardi Iste bunu hisseden ve bu dogrultuda usul gelistirmeye çalisan ilk alimler Mu'tezilîler olmustur Mu'tezile, yabanci kültürlerden de istifade ederek Islâm düsüncesine Kelâm metodunu getirmistir Gayri müslimlere karsi Islam'i savunma ve akideleri aklî bir platformda degerlendirme yolundaki takdire sayan Mu'tezilî çaba Islam düsüncesine yeni bir renk katmistir
Mu'tezilî düsüncenin esas esprisi; Islâm akaidini aklî tefekkür zeminine oturtmak ve akilla çatistigi anda nassi aklin istekleri dogrultusunda tevil etmektir Naklî düsüncenin yaninda, vakit içerisinde aklî düsüncenin de tesekkül etmesi; zihinsel olarak kılavuz kilan bir zümrenin ortaya çikmasi tabii bir durumdur Bu durum, dinlerin bayağı seyri içerisinde natürel ve gerekli bir merhalenin ifadesidir Islam düsüncesinin bu merhalesinde faal rol oynayan ve dolayisiyla felsefi düsünceye ve yeni ilimlere ragbet gösteren ilk kisiler Mu'tezilîler olmustur (Irfan Abdülhamit, age, s121 vd; Bekir Topaloglu, age, s 171; Kemal Isik, age, s 28; Muhammed Ebu Zehra, Islam'da Siyasi ve Itikadi Mezhepler Tarihi, Çev ERuhi Figlali, Osman Eskicioglu, Istanbul 1970, s180 vd)
Iste bu ve yarı sartlar altinda Mu'tezile cereyani Hicri birinci asrin sonlariyla ikinci asrin baslarinda Vâsil b Soy ve Amr b Ubeyd'in önderliginde Basra'da ortaya çikti Genelde kabul gören görüse tarafından, Mu'tezile akimi Vâsil b Soy ile Hasan elBasrî arasinda geçen tartisma neticesinde ortaya çikmistir
Mu'tezilî düsüncenin Basra'da ortaya çikisindan yaklasik bir asir sonradan Bisr b elMu'temir (öl 210825) baskanliginda Bagdat Mu'tezile ekolü de tesekkül etti Temel prensipler itibariyle ayni görüsleri paylasan bu iki ekol mensuplari arasinda teferruatla ilgili bir çok görüs farkliligi da vardir Vâsil b Soy, Ebu'lHuzeyl elAllâf (öl 235850), Ibrahim enNazzâm (öl 231845), Ebu Ali elCübbâî (öl 303916), elCâhiz (öl 225869) gibi Mu'tezilîler Basra ekolüne; Bisr b elMu'temir, Sümame b elEsras (öl 213828), elHayyat (öl 298910) gibi Mu'tezilîler de Bagdat ekolüne mensuptur
Terceme faaliyetleri çerçevesinde Islâm kültür dünyasina kazandirilan yeni eserlerle birlikte, siyâsî etkenlerin de tesiriyle artan bir şekilde zor şampiyon Itizal akimi kisa zamanda devlet ricalini de cezbeder duruma geldi ve daha Emevîler döneminde bile halifeler düzeyinde kabul gördü
Bu mezhep bir zihin hareketi olarak Abbâsîler döneminde gelisip yayginlik kazandi Abbasî halifelerinin Mu'tezile'ye karsi tutumlari çoğunlukla müspet olmustur Harun erResîd döneminde (170193786808) saraya dek nüfuz etmis olan Mu'tezilî düsünce, altin çagini elMe'mun (öl 218833), elMu'tasim ve özellikle elVâsik'in hilafetleri esnasinda yasamistir Bu halifeler döneminde Mu'tezilî görüs devletin devlete ait mezhebi durumuna gelmis, Mu'tezile âlimleri de devlet ricâli nezdinde en muteber kisiler olarak saygi ve haysiyet görmüslerdir Mu'tezile âlimleri, bu dönemlerde, halifeleri kendi düsünce ve kanaatleri dogrultusunda yönlendirdikleri gibi, kendileri de devletin yüksek kademelerinde mevki sahibi olmuslardir
Mu'tezile'nin devlet otoritesi ve devlete ait mezhebi haline geldigi, yaklasik 198232813846 yilllarini kapsayan bu dönem, Ehli sünnet âlimleri ve müslüman insanlar açisindan ve izdirabin hüküm sürdügü bir dönem olmustur Mu'tezile doktrinini devletin devlete ait görüsü olarak benimseyen, devrin hükümdarlari elMe'mun, elMu'tasim ve elVâsik, bununla yetinmeyip resmi organlar vasitasiyla halki da bu görüsleri kabullenmeye zorladilar Bilhassa, Kurani Kerim'in yaratildigini varsayan (Halku'lKur'ân'i* Mu'tezîli görüsün devlet eliyle zor kullanarak kabul ettirilmeye çalisildigi bu dönem, Islâm mezhepleri tarihinde mihneolarak bilinmektedir Basta Ahmed b Hanbel (öl 241855) almak üzere, resmi düsünceye karsi çikan öyle fazla Islâm âlimi, bu tutumlarindan dolayi mahkûm edilip iskenceye maruz kaldilar *
Islâm'da ilk zuhur eden ve akideleri aklin isiginda izah edip temellendirmeye çalisan büyük kelam ekolünün sıradan Lügatta, uzaklasmak, ayrilmak, birakip bir tarafa çekilmekgibi anlamlara gelen i'tizalkelimesinin ismi fail sigasindan meydana gelen çogul bir isimdir Müfredi, mu'tezilîdir Sözcük, az kalsın ayni anlamlarda Kur'âni Kerim'de de geçmektedir: Eger bana iman etmezseniz benden ayrilin, çekilin(edDuhân, 4421); Ben sizden ve Allah'tan baska taptiklarinizdan ayrildim(Meryem, 1948; ayrica bk elKehf 1816, enNisâ, 490)
Mu'tezile mezhebini siyâsî ve itikadî almak üzere ikiye ayiran ve ikincisini birincisinin devami sayan bazi ilim adamlarina kadar bu ad, fazla daha önceleri mevcuttu Bunlara kadar, Hz Osman'in sehit edilmesinden sonradan meydana gelen Cemel ve Siffin savaslarinda tarafsiz kalip, savaslara katilmayanlar, Mu'tezile'nin birincil mümessilleridir Sa'd b Ebî Vakkas, Abdullah b Ömer, Muhammed b Mesleme ve Usame b Zeyd gibi bazi kimseler meydana gelen savaslarda her hangi bir tarafi desteklemeyip, olaylardan uzaktan durmayi (itizali) seçim etmislerdi böylece bunlara, ayrilanlar bir kenara çekilenleranlaminda Mu'tezile denmistir
Mezhebin Dogusunu Hazirlayan Faktörler ve Tarihî Seyir:
Islâm'da itikadî meselelerin gündeme gelip tartisilmasina sebep olan ve sonuç olarak itikadi mezheplerin dogusunu hazirlayan çesitli faktörler vardir Bunlar ayni zamanda, bir itikadî mezhep ve yeni bir düsünme biçimi olan Mu'tezile mezhebinin dogmasina da zemin hazirlamistir
Bu faktörlerin basinda, müslümanlar arasinda zuhur eden ihtilaf ve çekismeler yer almaktadir Çok önemli boyutlara ulasan bu ihtilaflar neticesinde bir takim yeni meseleler ortaya çikmis ve tartisilmaya baslanmisti Bu meseleler için öneri edilen çözümler, itikadi firkalarin dogmasina niçin olmustur Müslümanlar arasinda hararetle tartisilan meselelerden birisi de mürtekibi kebîre'nin durumu idi Haricîler, mürtekibi kebîre'nin kâfir oldugunu iddia ederken, Mürciîler, mü'min oldugunu bahis ediyorlardi Vâsil b Cet ve taraftarlari ise, meseleye elmenzile beyne'lmenzileteyn* (iki yer arasinda bir yer)prensibiyle yeni bir çözüm sekli teklif ediyordu Yaygin olan rivayete kadar, bu çözüm önerisi ile Mu'tezile mezhebi ortaya çikmis oldu Bu durumda Mu'tezile, müslümanlar arasinda zuhur eden yeni meselelere yeni bir bakis açisini açıklama etmektedir
Mu'tezile'nin dogusuna zemin hazirlayan amillerden birisi de, Islâm dininin fetih politikasiyla ilgilidir Müslümanlar fazla kisa bir vakit zarfinda Arap Yarimadasini asarak bir fazla ülkeyi kendi topraklarina kattilar Degisik kültür ve dinlere mensup olan bu ülkelerin ilhaki ile, bir takim yeni problemler ortaya çikti Bu ülke halklarindan Islam'i kabul edenler yaninda etmeyenler de vardi Kabul etmeyenler mensup olduklari dinlerin savunmasini yaparken, kabul edenler de, eski kültürlerinin etkisinden adamakıllı kurtulamiyorlardi Köklü bir geçmise sahip olan Yahudilik, Hristiyanlik, Seneviye, Zerdüstlük gibi din ve görüsler, süre içerisinde müesseselesmis ve belirlenmiş bir savunma mekanizmasi da gelistirmislerdi Islâm dini için henüz böyle bir mekanizma mevcut degildi Fazla geçmeden müslümanlarla tartismaya dalan yabanci unsurlarla basedebilmek için zinde bir mantıkla ilgili (cedel) yönteme gereksinim vardi Iste bunu hisseden ve bu dogrultuda usul gelistirmeye çalisan ilk alimler Mu'tezilîler olmustur Mu'tezile, yabanci kültürlerden de istifade ederek Islâm düsüncesine Kelâm metodunu getirmistir Gayri müslimlere karsi Islam'i savunma ve akideleri aklî bir platformda degerlendirme yolundaki takdire sayan Mu'tezilî çaba Islam düsüncesine yeni bir renk katmistir
Mu'tezilî düsüncenin esas esprisi; Islâm akaidini aklî tefekkür zeminine oturtmak ve akilla çatistigi anda nassi aklin istekleri dogrultusunda tevil etmektir Naklî düsüncenin yaninda, vakit içerisinde aklî düsüncenin de tesekkül etmesi; zihinsel olarak kılavuz kilan bir zümrenin ortaya çikmasi tabii bir durumdur Bu durum, dinlerin bayağı seyri içerisinde natürel ve gerekli bir merhalenin ifadesidir Islam düsüncesinin bu merhalesinde faal rol oynayan ve dolayisiyla felsefi düsünceye ve yeni ilimlere ragbet gösteren ilk kisiler Mu'tezilîler olmustur (Irfan Abdülhamit, age, s121 vd; Bekir Topaloglu, age, s 171; Kemal Isik, age, s 28; Muhammed Ebu Zehra, Islam'da Siyasi ve Itikadi Mezhepler Tarihi, Çev ERuhi Figlali, Osman Eskicioglu, Istanbul 1970, s180 vd)
Iste bu ve yarı sartlar altinda Mu'tezile cereyani Hicri birinci asrin sonlariyla ikinci asrin baslarinda Vâsil b Soy ve Amr b Ubeyd'in önderliginde Basra'da ortaya çikti Genelde kabul gören görüse tarafından, Mu'tezile akimi Vâsil b Soy ile Hasan elBasrî arasinda geçen tartisma neticesinde ortaya çikmistir
Mu'tezilî düsüncenin Basra'da ortaya çikisindan yaklasik bir asir sonradan Bisr b elMu'temir (öl 210825) baskanliginda Bagdat Mu'tezile ekolü de tesekkül etti Temel prensipler itibariyle ayni görüsleri paylasan bu iki ekol mensuplari arasinda teferruatla ilgili bir çok görüs farkliligi da vardir Vâsil b Soy, Ebu'lHuzeyl elAllâf (öl 235850), Ibrahim enNazzâm (öl 231845), Ebu Ali elCübbâî (öl 303916), elCâhiz (öl 225869) gibi Mu'tezilîler Basra ekolüne; Bisr b elMu'temir, Sümame b elEsras (öl 213828), elHayyat (öl 298910) gibi Mu'tezilîler de Bagdat ekolüne mensuptur
Terceme faaliyetleri çerçevesinde Islâm kültür dünyasina kazandirilan yeni eserlerle birlikte, siyâsî etkenlerin de tesiriyle artan bir şekilde zor şampiyon Itizal akimi kisa zamanda devlet ricalini de cezbeder duruma geldi ve daha Emevîler döneminde bile halifeler düzeyinde kabul gördü
Bu mezhep bir zihin hareketi olarak Abbâsîler döneminde gelisip yayginlik kazandi Abbasî halifelerinin Mu'tezile'ye karsi tutumlari çoğunlukla müspet olmustur Harun erResîd döneminde (170193786808) saraya dek nüfuz etmis olan Mu'tezilî düsünce, altin çagini elMe'mun (öl 218833), elMu'tasim ve özellikle elVâsik'in hilafetleri esnasinda yasamistir Bu halifeler döneminde Mu'tezilî görüs devletin devlete ait mezhebi durumuna gelmis, Mu'tezile âlimleri de devlet ricâli nezdinde en muteber kisiler olarak saygi ve haysiyet görmüslerdir Mu'tezile âlimleri, bu dönemlerde, halifeleri kendi düsünce ve kanaatleri dogrultusunda yönlendirdikleri gibi, kendileri de devletin yüksek kademelerinde mevki sahibi olmuslardir
Mu'tezile'nin devlet otoritesi ve devlete ait mezhebi haline geldigi, yaklasik 198232813846 yilllarini kapsayan bu dönem, Ehli sünnet âlimleri ve müslüman insanlar açisindan ve izdirabin hüküm sürdügü bir dönem olmustur Mu'tezile doktrinini devletin devlete ait görüsü olarak benimseyen, devrin hükümdarlari elMe'mun, elMu'tasim ve elVâsik, bununla yetinmeyip resmi organlar vasitasiyla halki da bu görüsleri kabullenmeye zorladilar Bilhassa, Kurani Kerim'in yaratildigini varsayan (Halku'lKur'ân'i* Mu'tezîli görüsün devlet eliyle zor kullanarak kabul ettirilmeye çalisildigi bu dönem, Islâm mezhepleri tarihinde mihneolarak bilinmektedir Basta Ahmed b Hanbel (öl 241855) almak üzere, resmi düsünceye karsi çikan öyle fazla Islâm âlimi, bu tutumlarindan dolayi mahkûm edilip iskenceye maruz kaldilar *