"Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmaktır." -Paulo Coelho
Çocuk dünyaya geldiği andan itibaren toplumun en küçük birimi olan aile içinde yaşamaya başlar. Böylece çocuğun ilk sosyal etkileşimi anne-babası ile başlar ve daha sonra aile çevresindeki diğer yakın kişilerle devam eder. Çocuk fiziksel, duygusal, zihinsel ve dil yönünden geliştikçe çevresi de genişler. Aile içinde başlayan bu sosyal etkileşim, arkadaş ilişkileri ve okuldaki yaşantılarla devam eder. Yetişkinlik döneminde ise iş yaşantısı ile daha farklı bir boyut kazanır.
Çocuklar duygusal gelişiminde anne yakınlığı, zeka gelişiminde ise baba yakınlığının önemi çok büyüktür. Sevgi ve güven, çocuğun gelişmesinde oksijenden, gıdadan daha önemlidir. Mutlu, sevgi dolu ve kabul edildiğini hissettiği aile ortamında büyüyen çocuklar gelişim dönemlerini de sağlıklı bir şekilde ilerleyecektir.
Çocukların küçük yaşlarda ihtiyacı olan yalnızca sizsiniz. Birçok şeyin bilincinde ama sadece mutlu bir çocuk yetiştirmek için önerilere ihtiyacınız varsa yazım sizler için. İşte mutlu çocuk yetiştirmek için size klavuz niteliğinde öneriler..
• Bebeklik döneminden itibaren anne-babalarından çok ilgi gören ve kabul edildiğini hisseden çocuklar daha olumlu bir benlik saygısına sahip olurlar. Bu yüzden anne-baba ve okul hayatından sonra da öğretmenler, çocuğun olumlu bir davranışta bulunduğu ve bir işi başardığı zaman ona gülümseyerek, başını okşayarak ve beğenisini ifade ederek çocuğun benlik gelişimini desteklemelidir.
• Mutluluk paylaştıkça artar. Mutlu bir çocuk istiyorsanız öncelikle anne-baba olarak sizlerin mutlu olması gerekir. Çocuklar ailelerinin aynasıdır. Stresli ve kaygılı durumları yönetebilmek, iş hayatında yaşanan olumsuzlukları eve gelince dışarıda bırakabilmek gibi stres yönetebilme becerisini geliştirmelidir. Çocuklar kaygılı olduğunuzu, onlarla gönüllü ve isteyerek oyun oynayıp oynamadığınızı anlarlar.
• Çocuğunuz büyüdüğünde annem ve babam benim çok iyi okullara gidebilmem için çok fazla çalıştılar öyle ki ben uyuduktan sonra eve gelirlerdi ne kadar güzel günlerdi diye hatırlamazlar. Hatırlayacakları kısım sizin ne kadar yoğun ve stresli olduğunuz olacaktır. Asıl hatırlamalarını istediğimiz güzel vakit ve anılar biriktirdiğiniz zamanlar olacaktır. Elbette ki bir yetişkinin sorumluluğu sürekli oyun oynamaya imkan vermeyecektir. Burada önemli olan geçirilen zamanın
niteliği ve kalitesidir. Kendinizi o anda hissetmeniz ve keyif alarak vakit geçirmenizdir.
• Çocuğunuzla bol bol sohbet edin ve onları can kulağıyla dinleyin. Gün içinde neler yaptığınızı, sizi nelerin heyecanlandırdığını, nelerin sinirlendirdiğini, kimlerle neler yaptığınızı anlatın. Çocuğunuza anlattığınızda artık ona birey olarak değer verdiğinizi ve önemsediğinizi göstermiş olursunuz. Onunla konuşun, anlatın bir süre sonra göreceksiniz ki o da size içtenlikle her şeyini anlatacaktır. Ancak çocuğunuz size bir şey anlatacaksa lütfen işinizi gücünüzü bırakın ve çocuğunuzun göz hizasına gelerek onu dinleyin. Sonuna kadar dinleyin. Yargılamadan, eleştirmeden içtenlikle dinleyin.
• Çocuğunuzu olduğu gibi kabullenin. Kendi beklentilerinizi ona dayatmamaya özen gösterin Sizin isteklerinizi yapınca ödül yapmayınca ceza vermeyin. Gerekli gereksiz ödüllendirmeyin. Çocuğunuzun da birey olduğunun bilincinde olarak davranın.
• Çocuğunuzun yaşına uygun sorumluluk almasına izin verin. Ev için de belirli görevler ve sorumlulukları vererek özgüven duygusunu pekiştirmelisinizdir.
•Sürekli destek vermek yerine çocuğunuza fırsat tanıyın. Neler yapabildiğini hem kendi görsün hem de siz görün. Örneğin kendi giyinebilir, ellerini yıkayabilir, yemeğini yiyebilir, ödevlerini yapabilir. Bu örnekler yaş ve gelişim düzeyine göre değişkenlik gösterdiğini unutmayarak çocuğunuza fırsat verin.
• Sürekli hediyeler almayın. Çocuğun doyumsuz olmasını istemiyorsanız eğer. Her zaman oyuncak alınamayacağını ve belki de para biriktirmesini destekleyerek ayın belli döneminde oyuncak alabileceğini benimsetin. Sabır ve beklemeyi öğrenerek oyuncağının da kıymetini bilerek oynamayı öğrenecektir.
• Başka çocuklarla kıyaslamayın. Her çocuk özel ve biriciktir. Çocuğunuzun kendi gelişimi ile ilgilenin.
• Çocuğunuza sevdiğinizi söylemekten çekinmeyin ve bunu davranışlarınızla gösterin. Sevildiğini hisseden çocuk şımarmaz.
• Kendine güvenen, kendini değerli hisseden ve öz farkındalığı olan çocuk, hayat ne getirirse getirsin, mutlaka bir çıkış yolu bulur. Özgüvenli çocuklar, hata yapmanın da doğal bir süreç olduğunu bildikleri için bunlardan ders alırlar. Böylece geriye değil her zaman ileriye bakarlar.
Mutlu çocuk yetiştirmek için bir ebeveyn olarak davranışlarımızı gözden geçirmekte yarar var. Kendine yetmeyi bilen, öz farkındalığı olan bir çocuk yetiştirmek sanıldığı kadar zor değil.