iltasyazilim
FD Üye
Nabizade Nazım
Doğum 1863İstanbul
Ölümü 1893İstanbul
Iş Hikaye, şiir, roman, hatıra yazarı
Dönem Tanzimat 2 dönem
Nabizade Nazım; Tanzimat dönemi Türk yazarıdır Şiir, hatıra, öykü, roman türlerinde ve bilimsel konularda eserler verdi Mal Varlığıi Fünun dergisinin ilk yazarlardından birisidir Ilk realist köy romanı olarak kabul edilen ''Karabibik'' ve Türk edebiyatındaki ilk psikolojik roman denemesi olan ''Zehra ’nın '' yazarı olması onun adının daha artı zikredilmesine sebeb oldu Victor Hugo, Alfred de Musset, Chateaubriand, Alexandre Dumas Fils, Ludwig Büchner gibi batılı yazar ve zihin adamlarından yaptığı çevirilerle değişik Batı edebi akım ve düşüncelerinin Türk okuyucusu kadar tanınmasına hizmet etti Çok başarılı olmasa da bir zaman şiirle meşgul oldu Bu başarısızlığı için kendisi heves ettimdemiştir
YAŞAMSAL
AİLE YAŞAMSAL
Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı ’nın en kayda değer temsilcilerinden olan Nabizade Nazım, 1863 yılında İstanbul ’da Nişantaşı ’nda doğdu Belli Başlı adı Ahmed Nâzım, babasının adı Nabi ’dir Annesini hiç tanımadı, babasını da hemen şimdi mahalle mektebine devam ettiği sırada kaybetti Bu sebeple üvey anne ve dadıların elinde büyüdü1891 yılında Ayşe Naciye Hanım ’la evlendi
EĞİTİM YAŞAMSAL
Salıpazarı Feyziye ve Beşiktaş Askeri rüşdiyelerinde okudu Buradan Mühendishanei Berri İdadisi ’ne geçti 1884 yılında topçu mülazımı sanisi olarak girdiği Erkanı Harbiyye sınıfından 1887 ’de yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu
ÇALIŞMA HAYATI
Bir vakit Mektebi Harbiyye ’de matematik, istihkam ve topografya dersleri verdi; umumi müfettiş muavini olarak 1889 ’da kolağası oldu Ekim 1889 – Mart 1890 tarihleri aralarında arazi haritasını tersim için Kaş ’ta bulundu Askerlik mesleğiyle ilgili bir takım keşif ve araştırmalar yapmak üzere bir ara Suriye ’ye gönderildi1891 ’de Manastır ’da Üçüncü Ordu ’ya mensup Redif Fırkası ’nda Goltz Paşa ’nın maiyetinde çalıştı ve dönüşünde dördüncü dereceden Mecidi nişanı ile taltif edildi
YAZIN YAŞAMI VE ROMANCILIĞI
Edebiyatla ilgilenmeye daha birincil mektep sıralarında iken başlayan Nabizade Nazım, ilk edebiyat zevkini Beşiktaş Askeri Rüşdiyesi ’nde Farsça hocası olan Muallim Cudi Efendi ’den aldı ve Mühendishane ’ye geçtikten sonradan da edebi çalışmalarla meşgul oldu Birincil yazısı 1880 ’de “Mühendishane Mektebi Şakirdanı'ndan A Nazım imzasıyla Vakit gazetesinde yayımlanan, ertesi sene Ceridei Havadis ’te “Hoşnişin ya da Cihanda Safa Bu mu? adlı manzum piyesi neşredildi daha sonra Hazinei Belge, Mir ’beygirı Alem, Kılavuzi Fünun, Afak, Maarif, Mirsad, Gösterme, Berk ve Serveti Fünun gibi edebiyat dergileriyle Tercümânı Hakîkat, Servet ve Mürüvvet gibi gazetelerde ilk olarak şiir almak üzere daha fazla fenni konularda makaleler ve hikayeler yayımladı Birincil şiirlerini Menemenlizade Mehmed Tahir, İsmail Safa ve Muallim Naci ’nin etkisi aşağıda kaleme bölge Nabizade, devrinde büyük tartışmalara yol açan Muallim Naci ’nin eski tarz şiirlerini değil onun daha ziyade Batı etkisinde ve yeni tarzda yazdığı şiirleri misal almış, Naci ’nin bu şiirlerinde uyarı çeken sade dil, lirik üslup ve tabii söyleyiş şeklini taklit etmeye çalıştı Özellikle sağlam bir dil anlayışını benimsemesiyle Muallim Naci ’nin tesiri onda daima kendini hissettirdi Bir vakit sonradan Abdülhak Hamid ile Recaizade Mahmud Ekrem ’in şiirleriyle ilgilenince bu kere onların yolundan gitmeye başladı Daha çok mecazlarla süslü gerçekçi şiire alaka duyan Nabizade Nazım ’ın bu tarihten sonra yazdığı şiirlerinde gerek şekil gerekse hafıza bakımından yenilikler görülmektedir
Nabizade Nazım, dil ve edebiyatın çeşitli meselelerini çözümleme eden makaleler de kaleme aldı, bilhassa 1891 yılından sonra Mal Varlığıi Fünun dergisinin “Tahlilatı Edebiyye sütununda Fuzuli ve Nedim gibi an şairleri hakkındaki incelemeleriyle dikkat çekti Yine bu sütunda daha sonraki yıllarda Mal Varlığıi Fünun topluluğunun geliştirdiği fotoğraf altı şiir faaliyetinin de birincil örneklerini verdi Şiir çalışmaları Nabizade ’nin yazınsal hayatının kesin bir devresiyle sınırlı kaldı, bilhassa 1890 ’dan itibaren sade ve tabii bir üslupla kaleme aldığı hikayelerini müstakil kitaplar halinde yayımlamaya başladı 18901891 yıllarında sipariş üzerine bir kitapçı için bir dizi uzun öykü kaleme alan Nabizade ’nin o yıllarda eğilim eden bir takım edebi tartışmalara da “Ravi takma adıyla katıldığı görülmektedir Yazı hayatının bir döneminde tercümeleriyle de dikkati çeken Nabizade Nazım; Victor Hugo, Alfred de Musset, Chateaubriand, Alexandre Dumas Fils, Ludwig Büchner gibi batılı yazar ve zihin adamlarından yaptığı çevirilerle çeşitli Batı edebi akım ve düşüncelerinin Türk okuyucusu tarafından tanınmasına hizmet etti Türk edebiyatı tarihinde Nabizade Nazım ’a belli başlı şöhretini kazandıran, ''Karabibik'' adlı uzun hikayesi ve ''Zehra'' romanıdır Mukaddimesiyle beraber ''Karabibik'' Türk edebiyatında gerçekçilik ve natüralizmin ilk müjdecisi kabul edilir O yıllarda bu edebî akımları yeni yeni tanımaya başlayan ve daha ziyade romantizm cereyanıyla beslenen Türk okuyucusunun durumunu göz önünde bulunduran Nabizade Nazım, kendi eserlerinde yer yer romantik unsurlara da yer verdi ancak Seyyiei Tesamüh adlı hikayesi ve özellikle ''Zehra'' romanında doğrudan doğruya realizmi dilekçe yoluna gitti Özellikle ''Zehra'' romanını yazarken İstanbul tulumbacılarının o günkü hayatı, Şehzadebaşı tiyatroları, cinayet kovuşturması gibi konularda bazı incelemeler da yapan yazan, romandaki esas vak‘anın kıskançlık üstüne kurulmasından nedeniyle birtakım psikolojik çözümleme ve gözlemlerde de bulundu Ayrıca Türk edebiyatında psikolojik muhtevalı ilk roman kabul edilen, ama yazarın ölümünden daha sonra yayımlanabilen Zehra, Namık Kemal ’in İntibah ’ı ile Serveti Fünun devri romanı arasında dikkate değer bir merhale teşkil eder Devrin yaygın temayülü dolayısıyla komplo unsuruna aşırı bir şekilde yer verilmesi ve trajik biçimde son bulması ''Zehra'' hakkındaki eleştirilerin başlıca kaynağı olmasına rağmen eser devrine göre çağdaş bir roman görünümündedir Çağdaşı olan diğer yazarlara göre nisbeten sade bir dili yakalamaya çalışan Nabizade Nazım, üslup itibariyle de Namık Kemal ’in izinden gitti
ÖLÜMÜ
Nabizade Nazım, Türk Edebiyatı ’na çok kısa bir sürede fazla hizmet etti ve hemen şimdi Ayşe Naciye Bayan ile yeni evli iken yakalandığı kemik vereminden kurtulamayarak 5 Ağustos 1893 ’te öldü Mezarı, Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı ’nda Miskinler Tekkesi ’nden Saraçlar Çeşmesi ’ne inen yol üzerindedir *
Doğum 1863İstanbul
Ölümü 1893İstanbul
Iş Hikaye, şiir, roman, hatıra yazarı
Dönem Tanzimat 2 dönem
Nabizade Nazım; Tanzimat dönemi Türk yazarıdır Şiir, hatıra, öykü, roman türlerinde ve bilimsel konularda eserler verdi Mal Varlığıi Fünun dergisinin ilk yazarlardından birisidir Ilk realist köy romanı olarak kabul edilen ''Karabibik'' ve Türk edebiyatındaki ilk psikolojik roman denemesi olan ''Zehra ’nın '' yazarı olması onun adının daha artı zikredilmesine sebeb oldu Victor Hugo, Alfred de Musset, Chateaubriand, Alexandre Dumas Fils, Ludwig Büchner gibi batılı yazar ve zihin adamlarından yaptığı çevirilerle değişik Batı edebi akım ve düşüncelerinin Türk okuyucusu kadar tanınmasına hizmet etti Çok başarılı olmasa da bir zaman şiirle meşgul oldu Bu başarısızlığı için kendisi heves ettimdemiştir
YAŞAMSAL
AİLE YAŞAMSAL
Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı ’nın en kayda değer temsilcilerinden olan Nabizade Nazım, 1863 yılında İstanbul ’da Nişantaşı ’nda doğdu Belli Başlı adı Ahmed Nâzım, babasının adı Nabi ’dir Annesini hiç tanımadı, babasını da hemen şimdi mahalle mektebine devam ettiği sırada kaybetti Bu sebeple üvey anne ve dadıların elinde büyüdü1891 yılında Ayşe Naciye Hanım ’la evlendi
EĞİTİM YAŞAMSAL
Salıpazarı Feyziye ve Beşiktaş Askeri rüşdiyelerinde okudu Buradan Mühendishanei Berri İdadisi ’ne geçti 1884 yılında topçu mülazımı sanisi olarak girdiği Erkanı Harbiyye sınıfından 1887 ’de yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu
ÇALIŞMA HAYATI
Bir vakit Mektebi Harbiyye ’de matematik, istihkam ve topografya dersleri verdi; umumi müfettiş muavini olarak 1889 ’da kolağası oldu Ekim 1889 – Mart 1890 tarihleri aralarında arazi haritasını tersim için Kaş ’ta bulundu Askerlik mesleğiyle ilgili bir takım keşif ve araştırmalar yapmak üzere bir ara Suriye ’ye gönderildi1891 ’de Manastır ’da Üçüncü Ordu ’ya mensup Redif Fırkası ’nda Goltz Paşa ’nın maiyetinde çalıştı ve dönüşünde dördüncü dereceden Mecidi nişanı ile taltif edildi
YAZIN YAŞAMI VE ROMANCILIĞI
Edebiyatla ilgilenmeye daha birincil mektep sıralarında iken başlayan Nabizade Nazım, ilk edebiyat zevkini Beşiktaş Askeri Rüşdiyesi ’nde Farsça hocası olan Muallim Cudi Efendi ’den aldı ve Mühendishane ’ye geçtikten sonradan da edebi çalışmalarla meşgul oldu Birincil yazısı 1880 ’de “Mühendishane Mektebi Şakirdanı'ndan A Nazım imzasıyla Vakit gazetesinde yayımlanan, ertesi sene Ceridei Havadis ’te “Hoşnişin ya da Cihanda Safa Bu mu? adlı manzum piyesi neşredildi daha sonra Hazinei Belge, Mir ’beygirı Alem, Kılavuzi Fünun, Afak, Maarif, Mirsad, Gösterme, Berk ve Serveti Fünun gibi edebiyat dergileriyle Tercümânı Hakîkat, Servet ve Mürüvvet gibi gazetelerde ilk olarak şiir almak üzere daha fazla fenni konularda makaleler ve hikayeler yayımladı Birincil şiirlerini Menemenlizade Mehmed Tahir, İsmail Safa ve Muallim Naci ’nin etkisi aşağıda kaleme bölge Nabizade, devrinde büyük tartışmalara yol açan Muallim Naci ’nin eski tarz şiirlerini değil onun daha ziyade Batı etkisinde ve yeni tarzda yazdığı şiirleri misal almış, Naci ’nin bu şiirlerinde uyarı çeken sade dil, lirik üslup ve tabii söyleyiş şeklini taklit etmeye çalıştı Özellikle sağlam bir dil anlayışını benimsemesiyle Muallim Naci ’nin tesiri onda daima kendini hissettirdi Bir vakit sonradan Abdülhak Hamid ile Recaizade Mahmud Ekrem ’in şiirleriyle ilgilenince bu kere onların yolundan gitmeye başladı Daha çok mecazlarla süslü gerçekçi şiire alaka duyan Nabizade Nazım ’ın bu tarihten sonra yazdığı şiirlerinde gerek şekil gerekse hafıza bakımından yenilikler görülmektedir
Nabizade Nazım, dil ve edebiyatın çeşitli meselelerini çözümleme eden makaleler de kaleme aldı, bilhassa 1891 yılından sonra Mal Varlığıi Fünun dergisinin “Tahlilatı Edebiyye sütununda Fuzuli ve Nedim gibi an şairleri hakkındaki incelemeleriyle dikkat çekti Yine bu sütunda daha sonraki yıllarda Mal Varlığıi Fünun topluluğunun geliştirdiği fotoğraf altı şiir faaliyetinin de birincil örneklerini verdi Şiir çalışmaları Nabizade ’nin yazınsal hayatının kesin bir devresiyle sınırlı kaldı, bilhassa 1890 ’dan itibaren sade ve tabii bir üslupla kaleme aldığı hikayelerini müstakil kitaplar halinde yayımlamaya başladı 18901891 yıllarında sipariş üzerine bir kitapçı için bir dizi uzun öykü kaleme alan Nabizade ’nin o yıllarda eğilim eden bir takım edebi tartışmalara da “Ravi takma adıyla katıldığı görülmektedir Yazı hayatının bir döneminde tercümeleriyle de dikkati çeken Nabizade Nazım; Victor Hugo, Alfred de Musset, Chateaubriand, Alexandre Dumas Fils, Ludwig Büchner gibi batılı yazar ve zihin adamlarından yaptığı çevirilerle çeşitli Batı edebi akım ve düşüncelerinin Türk okuyucusu tarafından tanınmasına hizmet etti Türk edebiyatı tarihinde Nabizade Nazım ’a belli başlı şöhretini kazandıran, ''Karabibik'' adlı uzun hikayesi ve ''Zehra'' romanıdır Mukaddimesiyle beraber ''Karabibik'' Türk edebiyatında gerçekçilik ve natüralizmin ilk müjdecisi kabul edilir O yıllarda bu edebî akımları yeni yeni tanımaya başlayan ve daha ziyade romantizm cereyanıyla beslenen Türk okuyucusunun durumunu göz önünde bulunduran Nabizade Nazım, kendi eserlerinde yer yer romantik unsurlara da yer verdi ancak Seyyiei Tesamüh adlı hikayesi ve özellikle ''Zehra'' romanında doğrudan doğruya realizmi dilekçe yoluna gitti Özellikle ''Zehra'' romanını yazarken İstanbul tulumbacılarının o günkü hayatı, Şehzadebaşı tiyatroları, cinayet kovuşturması gibi konularda bazı incelemeler da yapan yazan, romandaki esas vak‘anın kıskançlık üstüne kurulmasından nedeniyle birtakım psikolojik çözümleme ve gözlemlerde de bulundu Ayrıca Türk edebiyatında psikolojik muhtevalı ilk roman kabul edilen, ama yazarın ölümünden daha sonra yayımlanabilen Zehra, Namık Kemal ’in İntibah ’ı ile Serveti Fünun devri romanı arasında dikkate değer bir merhale teşkil eder Devrin yaygın temayülü dolayısıyla komplo unsuruna aşırı bir şekilde yer verilmesi ve trajik biçimde son bulması ''Zehra'' hakkındaki eleştirilerin başlıca kaynağı olmasına rağmen eser devrine göre çağdaş bir roman görünümündedir Çağdaşı olan diğer yazarlara göre nisbeten sade bir dili yakalamaya çalışan Nabizade Nazım, üslup itibariyle de Namık Kemal ’in izinden gitti
ÖLÜMÜ
Nabizade Nazım, Türk Edebiyatı ’na çok kısa bir sürede fazla hizmet etti ve hemen şimdi Ayşe Naciye Bayan ile yeni evli iken yakalandığı kemik vereminden kurtulamayarak 5 Ağustos 1893 ’te öldü Mezarı, Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı ’nda Miskinler Tekkesi ’nden Saraçlar Çeşmesi ’ne inen yol üzerindedir *