Nalıncı Baba Hazretleri Isimsiz şansız bir Allah dostu Murat Hanhttp:wwwbirizbizpadisahlarp12htm(III Murat) o gün bir hoştur Telaşeli görünür Sözde bir şeyler bildirmek ister, daha sonra vazgeçer Keyifli deseniz yok, karamsar deseniz hiç değil Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: Hayrola efendim canınızı sıkan bir şey mi var? Akşam acayip bir rüya gördüm Hayırdır inşaallah Hayır mı, şer mi öğreneceğiz Nasıl yani? Hazırlan dışarı çıkıyoruz Ve iki molla kılığında çıkarlar yola Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir Seri ve kararlı adımlarla Beyazıd'a çıkar, döner Vefa'ya Zeyrek'ten aşağılara sallanır Unkapanı civarlarında soluklanır Etrafına daha bir özenli bakınır İşte tam o sıra, orta yerde yatan bir cisim gözlerine batar Sorarlar 'Kimdir bu?' Millet 'Aman hocam hiç bulaşma' derler, 'ayyaşın meyhur'un biri işte!' Nerden biliyorsunuz? Müsaade ette bilelim yani Kırk yıllık komşumuz ŞAHLANMIŞ KOMŞULAR Bir başkası tafsilata girer 'Biliyor musunuz?' Fiilen iyi sanatkârdır Azaplar çarşısında çalışır, nalının hasını yapar Oysa kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar Keza şişe şişe şarap taşır evine, keza nerede namlı mimli kadın varsa takar peşine Hele yaşlının biri çok öfkelidir İsterseniz komşulara sorun Sorun bakalım, onu bir defa olsun cemaatte görebilen olmuş mu? Hasılı mahalleli döner ardını gider Bizim tebdili giysi mollalar kalırlar mı ortada Bütün Vezir de toparlanıyordur oysa padişah önünü keser Nereye? Bilmem Bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım Insanlar bu, çeker gider Kimseye bir şey diyemem Lakin biz gidemeyiz Böylece ya da böyle tebamızdır Defnini tamamlasak lüzum İyi ya, saraydan birkaç öğretmen yollar, kurtuluruz vebalden Olmaz Rüyadaki hikmeti çözemedik daha Peki ne yapmamı emir buyurursunuz? Mollalığa devam Naaşı kaldırmalıyız en azından Aman efendim Nasıl kaldırırız? Basbayağı kaldırırız işte Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var Tekfini, telkini Merak etme ben beceririm Fakat önce bir gasılhane bulmalıyız Şurada bir mahalle mescidi var fakat Olmaz Vefat eden sen olaydın nereden kalkmak isterdin? Ne bileyim Ayasofya'dan, Süleymaniye'den En azından Fatih Camii'nden Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkanı çoktur Tanınmak istemem Ama Fatih Camii'ni iyi dedin Haydi yüklenelim Ve gelirler camiye Siyavuş Paşa sağa sola koşturur kefen, tabut bulur Padişah bakır kazanları vurur ocağa Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir yarı Bir nurdur aydınlanır alnında Yüzü şakilere ayrı Ayrıca mânâlı bir gülümseme okunur dudaklarında Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin ona keza Bilinmez nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar Fakat namaz vaktine hayli vardır daha Bir ara vezir tedirgin huzursuz yaklaşır: Sultanım yanlış yapıyoruz galiba Nasıl yani? Heyecana kapıldık, cenazeyi sorup araştırmadan getirdik buraya, Kimbilir hanımı vardı olur ya, ola ki de yetimleri? Içten O Kadar ya Neyse, sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim BİZİM EFENDİ BİR ALEMDİ Vezir cüzüne, tesbihine döner, padişah acayip maceranın başladığı noktaya koşar Nitekim sorar soruşturur, nalıncının evini bulur Kapıyı yaşlı bir kadın açar Hadiseyi netle dinler, güya bu vefatı bekler gibidir Hakkını helal et evladım Belli fakat çok yorulmuşsun Daha Sonra eşiğe çöker ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar Ağlar mı? Hayır Fakat gözleri kısılır, ola ki hatıralara dalar Niçin sonradan silkinip çıkar düş dünyasından Biliyor musun oğlum?' diye acıklı acıklı söylenir, Bizim efendi bir âlemdi vesselâm Akşamlara dek nalın yapar, fakat birinin elinde şarap şişesi görmesin, elindekini avucundakini verir satın alırdı Sonra getirip dökerdi helaya Niye? Ümmeti Muhammed içmesin diye Şaşkınlık BAK ŞU İŞE! Sonradan malum kadınların ücretini öder eve getirirdi Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım Öyleyse şimdi dinleseniz lüzum, der çeker giderdi, ben menkibeler anlatırdım onlara Mızraklı İlmihal, Hüccetül İslâm okurdum Bak sen! Halk ne sanıyor halbuki Milletin ne sandığı umurunda değildi Güzel, o hep uzak mescidlere giderdi 'Böylece bir imamın gerisinde durmalı ki' derdi, 'tekbir alırken Kabe'yi görmeli' O Kadar imam kaç tane kaldı hemen İşte bu yüzden Nişanca'ya, Sofular'a uzanırdı ya Hatta bir gün Bakasın Efendi! Sen böyle böyle yapıyorsun lakin komşular kötü belleyecek İnan cenazen kalacak ortada' dedim, Içten pek ya? Kimseye zahmetim olmasın! deyip mezarını kazdı bahçeye Lakin ben üsteledim Iş mezarla bitiyor mu? Seni kim yıkasın, kim kaldırsın? dedim Peki o ne dedi? Önce uzun uzun güldü, sonra Allah büyüktür hatun, ayrıca padişahın işi ne? dedi İşte Nalıncı Baba o adsız sansız Allah dostlarından biridir Esas adı, Muhammed Mimi Efendidir Bergamalıdır 1592 yılında vefat etti Cenaze hizmetlerini kanımca padişah fark etti ve mübareği evine defnetti Kabri üzerine bir kubbe, önüne bir çeşme koydurdu Üstelik bir tekke ile yaşattı adını Türbesi Unkapanı'nda, Cibali tütün fabrikasının ardından, Haraçzade Camii karşısındadır