Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Nankörlük

Nankörlük
0
199

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Nankörlük

İnsanların karşısındaki insandan gördüğü iyiliğin, kadrini bilmeme, kendisine yapılan iyiliği veya eline geçen nimeti inkar etme, nimeti verene karşı nankörce davranma (küfran-ı nimet) gibi manaları içeren bir İslam ahlakı kavramı.

Nankörlük kelimesi dilimize, Farsça'dan geçerek yerleşmiş bir kelimedir.

Gördüğü iyiliği unutan, tuz ekmek hakkı bilmeyen kimseye de nankör (kafir-i nimet) denir.

Arap dilinde nankörlük; "küfran" ya da "küfranü'n-nimeti" kelimeleriyle ifade edilmekte ve şükrün karşıtı olarak kullanılmaktadır. Nankör kimseye de "kafirü'n-nimeti" denilir.

Nankörlük; bir insanın başka bir insana karşı ya da Rabbine karşı nankörce davranmasına göre iki yönden ele alınabilir. Dilimizdeki yaygın kullanımı; daha ziyade, insanların biri birlerine karşı davranması karşılığıdır ki, bu, nankörlüğün birinci türünü teşkil eder. Bu tür nankörlük, yani bir insanın başka bir insandan gördüğü iyilikleri unutarak nankörce davranması gerçek manada küfür sayılmaz; olsa olsa kadir bilmemezlik olur. Lakin kişinin; iyilik gördüğü kimseye karşı kendini zelil etmesi, yahut nimetin gerçek sahibini unutarak kendisine iyilikte bulunan insanı aşırı derecede yüceltmesi onu küfre götürebilir.

İkinci tür nankörlük, insanın Rabbine karşı olan nankörlüğüdür. Zira bunda, insanın küfre girme ihtimali büyüktür. Her ne kadar küfür ile nankörlük ilk bakışta birbirlerinden tamamen farklıymış gibi görünseler de aralarında çok yakın bir benzerlik vardır. Birincisinde; Allah'ın varlığını, birliğini ya da inanmamızı emrettiği hükümlerini inkar etme söz konusudur ki, bu açıkça küfürdür. Allah'ın verdiği nimetleri inkar etmek, onları unutmaya çalışmak ya da unutmuş görünmek de haddi zatında küfürdür. Zira her iki durumda da, ikrar edilmesi vacib olan hakikatleri inkar etme söz konusudur.

Kur'an-ı Kerim'de, insanların Allah'a karşı nankörlüğünden söz edilirken, "nankör" ve "nankörlük" kelimelerinin, "küfr" kelimesiyle ifade edildiğini görüyoruz: "Sebe'lilerin yurtlarında, Allah'ın kudretine bir delil olarak sağlı sollu iki bahçe bulunuyordu. Onlara: Rabbinizin verdiği rızıktan yiyin ve O'na şükredin, işte hoş bir belde ve bağışlaması bol bir Rab! denmişti. Fakat onlar yüz çevirdiler. Bunun için biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların bahçelerini, buruk yemişli, ılgınlı ve içinde bir kaç sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik. Nankörlük ettikleri için onları işte böyle cezalandırdık. Biz, nankör olandan başkasını cezalandırır mıyız?" (es-Sebe', 34/ 15-17).

"Yanında kitabdan bir ilim olan kişi; sen yerinden kalkmadan önce onu sana getirebilirim, dedi. Süleyman tahtı yanına yerleşivermiş görünce; bu, şükür mü edeceğim yoksa küfür (nankörlük) mü edeceğim diye beni sınayan Rabbimin lütfundandır. Şükreden, ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük eden de bilsin ki Rabbim Gani'dir, Kerim'dir" (en-Neml, 27/40).

"Allah, size güven ve huzur içinde olan bir kasabayı misal verir; her taraftan oraya bolca rızık geliyordu. Ama Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bu yüzden Allah onlara, yaptıklarına karşılık açlık ve korku belasını tattırdı" (en-Nahl, 16/112).

Yukarıdaki ayet meallerinin ilkinde geçen "nankörlük ettikleri için" sözü, Kur'an'daki "bima keferu" kelamının mealidir. "Nankör" kelimesi de "kefur" sözünün mealidir. Aynı şekilde, ikinci ve üçüncü ayetlerde geçen "nankör" ile "nankörlük" kelimelerinin tümü, "küfr" kelimesinin türevleridir.

Kur'an'ın müteaddit ayetlerinden anlaşılan o ki; nankörlük, adeta insanı karakterize eden bir özellik durumundadır. Başına bir musibet geldiğinde Allah'a yalvarır, kendini emniyette hissedince de O'nu unutur. Rabbi kendisine bir nimet verdiğinde ona sevinir, fakat kendi hatası yüzünden başına bir kötülük geldiğinde nankörlük huyu yeniden depreşir. Rabbimiz, insanın bu vaziyetini, Kitab-ı Mübin'inde şöyle ifade buyurur: "Denizde başınıza bir musibet geldiğinde Allah'dan başka tüm yalvardıklarınız kaybolup gider, fakat O, sizi karaya çıkararak kurtarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insanoğlu nankördür" (el-İsra, 17/67):

"...Doğrusu biz katımızdan insana bir nimet tattırırsak. Ona sevinir; ama kendi yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse işte o zaman insan pek nankördür" (eş-Şura, 42/48).

"O canı çıkası insan, ne nankör şeydir!" (Abese; 80/17).

"O insan küfrü sebebiyle bedduaya elbette hak kazanmıştır.Ayet-i Kerime bu ifadesiyle, onun yaptıklarının ne kadar fena olduğunu anlatmaktadır. Bu haliyle bedduayı hakkettiğini ifade etmektedir. Ne nankör şeydir!" Yani yaratılış ve varoluşunun icaplarını ne derece şiddetle red ve inkar etmektedir. Eğer bunların icaplarını yerine getirmeyi gözetmiş olsa yaratıcısına elbette şükretmesi gerekirdi. Dünyada dik başlılık etmez, ahiretini de unutmazdı (Seyyid Kutub, Fi Zilalil-Kur'an, Abese Suresi Tefsiri).

Haşa, Cenab-ı Allah'ın insana karşı nankörlük etmesi düşünülemez. Zira kendisi herşeyden müstağni yüce bir Rab, insan ise her bakımdan O'na muhtaç zayıf bir kulu. İnsanın, Rabbine en ufak bir yarar ya da zarar dokundurması da mümkün değildir. Buna rağmen Yüce Rabbimiz, kulunun kendisine itaatini boşa çıkarmayacağını şöyle ifade buyurur: "Her kim iman etmiş olarak salih amel işlerse, onun bu çabasına karşı nankörlük edilmeyecektir. Biz onu yazmaktayız" (el-Enbiya, 21/94).
 

Similar threads

Adiyat Suresi Kuran-ı Kerim'de yüzüncü sırada olan Adiyat Suresi hakkındaki tüm bilgileri yazımızda bulabilirsiniz. Adiyat Suresinin türkçe okunuşu, meali ve sesli olarak okunuşu ile sureyi ezberleyebilir, aynı zamanda surenin konusunu ve tefsirini öğrenebilirsiniz. Adiyat Suresinin Okunuşu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
130
Şükretmek Ne Demektir Şükretmek, bahşedilen her türlü nimetten ötürü, dille ve kalple Allah'a olan minnet ve teşekkürünü ifade etmek, bu nimetleri Kuran'da belirtildiği şekilde kullanarak hakkını saptamak demektir Kalben ve dille olmasının yanı sıra şükrün doğrusu yapılması da çok önemlidir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
133
Verilen herhangi bir nimetten dolayı, bu nimeti verene karşı söz, fiil veya kalb ile gösterilen saygı ve karşılık, iyiliğin kıymetini bilme ve iyilik yapana bu hissi gösterme, nimet ve iyiliği anıp sahibini övme Hamd ve medih kelimeleri de mana itibarıyla şükür kelimesine yakındır Bazı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
128
Her insan, hayatı boyunca her anı için Allah'a muhtaçtır Soluduğu havadan yediği yemeğe, elini ayağını kullanabilmesinden konuşabilmesine, barınabilmesinden, gülüp neşelenmesine kadar Allah'ın yarattıklarına ve kendisine bağışladıklarına muhtaç olarak yaşar Ancak insanların büyük bir çoğunluğu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
106
Kadının Dini Ve Aklı Konusunda ? önce bu meseleye esas teşkil eden bir hadis-i şerifin mealini okuyalım. Sonra da konuyla ilgili sorulara cevap vermeye çalışalım: Ashab-ı Kiramdan Ebu Said el-Hudri anlatıyor. Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı. Resul-i Ekrem Efendimiz bayram namazlarını...
Cevaplar
0
Görüntüleme
197
858,478Konular
981,314Mesajlar
29,569Kullanıcılar
allytrSon üye
Üst Alt