iltasyazilim
FD Üye
SEShttp:wwwdiyanetgovtrturkishsessuremp3nasmp3SES
Anlamıe oysa: Sığınırım Rabb'ına nâsın Melikine nâsın İlâhına nâsın; şerrinden o sinsi vesvâsın Ki, fiskos eder sinelerinde (1) nâsın; lüzum cinden (olsun o sinsi) gerekse insden
Tefsir Bundan evvelki, sûre her şeyin, gece ve gündüz, defalarca insana ârız olabilecek açık şerlerinden Allâh'a sığınmak lâzım olduğunu bildiriyordu Bu sûrede ise, gözle görülmeyen, elle tutulmayan sıcacık şerlerden ve bakımlı kuvvetlerden de korunmak ve Allâh'a sığınmak lüzumû bildiriliyor İzah edelim:
Nâs, insan demektir Rabb, duygusu olmayan maddedin canlı ırk yaratıp onları birçok nimetleriyle nezaket eden, halden ışık halkası geçirip yetiştiren, besleyip büyüterek kemâle erdiren ulu becerikli (Allah) demektir
Melik; kemâle eren insanların hepsini hükmü aşağıda tutan, hayatî işlerini kudreti ile önlem eden, onların üzerinde hükümlerini, iradelerini dilediği gibi yürüten yaratan, rızk veren ve öldüren hâkim demektir
İlâh, ebedi kudreti ve büyüklüğü ile insanın kalbinde yaşayan ve kendisinden başkasına tapmak câiz olmayan yargı Ma'bud, Allâhu Teâlâ Hazretleridir Binaenaleyh Rabb, Melik, İlâh her üçünden hedef Allâhu Teâlâ'dır Her Biri insanın muhtelif hâline nazaran öbür mânâlara işârettir
Allah yalnız insanların yok, her şeyin Rabbi, Meliki ve İlâhıdır Lakin bunun böyle olduğunda hayran eden ve sapıtan yalnız halk müziği olduğu için, nâsın Rabbi, nâsın Meliki, nâsın İlâhı denilmiştir Binaenaleyh nâsın tekrar olunmasında yüksek bir hikmet ve belâgat vardır
Vesvâs; vesvese veren, insanın içine fena şeyler getiren, bağrında yavaş yavaş musibet fısıldayan, fiskos eden demektir
Hannâs; geri geri çekilip sinen, aldatmak ve adalet yolundan geriletip fenalığa sürüklemek için sinsi sinsi çalışan, sinerek fırsat kollayan kaygı kaynağı demektir
Cin; rahat olan ve göze soyut mahlûktur İns de bildiğimiz ırk demektir Bunların her ikisinin kaygı ve fiskosundan Allâh'a sığınmak lâzım geldiği bize talim olunmuştur
Derhal sûrenin mânâsını şöyle genişletebiliriz:
Habîbim de ama: İster göze soyut varlıklardan, ister insanlardan olup da aldatmak, adalet yolundan geriletip fenalığa çekmek için insana gizlice endişe veren; insanın içinde fiskos eden, hep fenaya çağıran sinsi, geriletici ve kötülük kaynağının şerrinden insanları yaratıp terbiye eden; halden ayla geçirip kemâle erdiren; onların hepsi üstünde mutlak hâkim olan, ebedi kudret sahibi yargı İlâh, Allâhu Teâlâ'ya sığınırım Rabbım! Senin iraden açık havada hiçbir şey yoktur ve olamaz Beni bunların şerrinden, bunların dediklerine uymaktan, çağırdıkları kötü yollara gitmekten koru!
Bundan evvelki sûrede korunulması lâzım gelen ve şerlerinden Allâh'a sığınılması emir olunan dört şey, görünür şeylerdendi Bu sûrede korunulması emir olunan şey göze soyut ve insanın içine atılan bir vesvesedir İnsanın içine sokulan rahat bir fiskostur Fakat, bunun tehlikesi daha büyüktür İnsan, hayatının her dakikasında bundan korunmak zorundadır
Dışardan gelecek olan bir şer, bir fenalık ne kadar büyük hasar doğursa, insana ne dek acı, ızdırap ve ıztırap verse yine sebebiyet vermedikçe, onun ruhunu kirletemez Allâh yanında sorumluluğu icap ettiremez Çünkü istiyerek yaptığı bir şey değildir İmanına, îtikadına, ibâdetine bir eksiklik vermez; Allah yolundan geriletemez
Fakat fena arkadaşlar, şeytanlar ve nefsanî arzular yüzünden uğrayacağımız zararlar böyle değildir Lüzum insan şeytanı, lüzum göze görünmeyen şeytanlar ve nefsanî meyiller yavaş yavaş, sinsi sinsi kalbe soktukları fena hâtıralarla, kaygı ve fiskoslarıyla insanın ruhunu kirletir, insanı yargı yolunda ilerlemekten alıkor Aklını ve fikrini çelerek îman ve îtikadını bozar, sırf hayvânî ve geçici zevklerle oyalar Bunlar, fertlerin gönüllerinde, insan cemiyetlerinin aralarında, yoksa Allâh'ı unutanların göğüslerinde, sezilir sezilmez, fiskos eder gibi, yavaşcadan gıcıklıyarak kötü telkinler yapar, kötü fena temayüller uyandırır ve bu nedenle akıl ve fikrini çeler, türlü türlü fenalıklara düşürür Allah yoluna gitmekten, insanlık gayesine ermekten alıkor, nihayet din ve îmandan çıkarır, ebedî helâke sürükler Gerek görünerek ve gerek hiç görünmeden insanların kalbine vesveseler atan, kötülükler öneri eden bu şeylerin şerrinden Allâh'a sığınmak ve içimize böyle fena bir anı ne taraftan gelirse gelsin ona uymamak, o sesin çağırdığı tarafa gitmemek ve o aldatıcı fiskoskalara uymaktan kendisini koruması için her zaman Allâh'a yakarmak gerekir
İşte bu sûrenin bize talim eylediği reel budur
*
Anlamıe oysa: Sığınırım Rabb'ına nâsın Melikine nâsın İlâhına nâsın; şerrinden o sinsi vesvâsın Ki, fiskos eder sinelerinde (1) nâsın; lüzum cinden (olsun o sinsi) gerekse insden
Tefsir Bundan evvelki, sûre her şeyin, gece ve gündüz, defalarca insana ârız olabilecek açık şerlerinden Allâh'a sığınmak lâzım olduğunu bildiriyordu Bu sûrede ise, gözle görülmeyen, elle tutulmayan sıcacık şerlerden ve bakımlı kuvvetlerden de korunmak ve Allâh'a sığınmak lüzumû bildiriliyor İzah edelim:
Nâs, insan demektir Rabb, duygusu olmayan maddedin canlı ırk yaratıp onları birçok nimetleriyle nezaket eden, halden ışık halkası geçirip yetiştiren, besleyip büyüterek kemâle erdiren ulu becerikli (Allah) demektir
Melik; kemâle eren insanların hepsini hükmü aşağıda tutan, hayatî işlerini kudreti ile önlem eden, onların üzerinde hükümlerini, iradelerini dilediği gibi yürüten yaratan, rızk veren ve öldüren hâkim demektir
İlâh, ebedi kudreti ve büyüklüğü ile insanın kalbinde yaşayan ve kendisinden başkasına tapmak câiz olmayan yargı Ma'bud, Allâhu Teâlâ Hazretleridir Binaenaleyh Rabb, Melik, İlâh her üçünden hedef Allâhu Teâlâ'dır Her Biri insanın muhtelif hâline nazaran öbür mânâlara işârettir
Allah yalnız insanların yok, her şeyin Rabbi, Meliki ve İlâhıdır Lakin bunun böyle olduğunda hayran eden ve sapıtan yalnız halk müziği olduğu için, nâsın Rabbi, nâsın Meliki, nâsın İlâhı denilmiştir Binaenaleyh nâsın tekrar olunmasında yüksek bir hikmet ve belâgat vardır
Vesvâs; vesvese veren, insanın içine fena şeyler getiren, bağrında yavaş yavaş musibet fısıldayan, fiskos eden demektir
Hannâs; geri geri çekilip sinen, aldatmak ve adalet yolundan geriletip fenalığa sürüklemek için sinsi sinsi çalışan, sinerek fırsat kollayan kaygı kaynağı demektir
Cin; rahat olan ve göze soyut mahlûktur İns de bildiğimiz ırk demektir Bunların her ikisinin kaygı ve fiskosundan Allâh'a sığınmak lâzım geldiği bize talim olunmuştur
Derhal sûrenin mânâsını şöyle genişletebiliriz:
Habîbim de ama: İster göze soyut varlıklardan, ister insanlardan olup da aldatmak, adalet yolundan geriletip fenalığa çekmek için insana gizlice endişe veren; insanın içinde fiskos eden, hep fenaya çağıran sinsi, geriletici ve kötülük kaynağının şerrinden insanları yaratıp terbiye eden; halden ayla geçirip kemâle erdiren; onların hepsi üstünde mutlak hâkim olan, ebedi kudret sahibi yargı İlâh, Allâhu Teâlâ'ya sığınırım Rabbım! Senin iraden açık havada hiçbir şey yoktur ve olamaz Beni bunların şerrinden, bunların dediklerine uymaktan, çağırdıkları kötü yollara gitmekten koru!
Bundan evvelki sûrede korunulması lâzım gelen ve şerlerinden Allâh'a sığınılması emir olunan dört şey, görünür şeylerdendi Bu sûrede korunulması emir olunan şey göze soyut ve insanın içine atılan bir vesvesedir İnsanın içine sokulan rahat bir fiskostur Fakat, bunun tehlikesi daha büyüktür İnsan, hayatının her dakikasında bundan korunmak zorundadır
Dışardan gelecek olan bir şer, bir fenalık ne kadar büyük hasar doğursa, insana ne dek acı, ızdırap ve ıztırap verse yine sebebiyet vermedikçe, onun ruhunu kirletemez Allâh yanında sorumluluğu icap ettiremez Çünkü istiyerek yaptığı bir şey değildir İmanına, îtikadına, ibâdetine bir eksiklik vermez; Allah yolundan geriletemez
Fakat fena arkadaşlar, şeytanlar ve nefsanî arzular yüzünden uğrayacağımız zararlar böyle değildir Lüzum insan şeytanı, lüzum göze görünmeyen şeytanlar ve nefsanî meyiller yavaş yavaş, sinsi sinsi kalbe soktukları fena hâtıralarla, kaygı ve fiskoslarıyla insanın ruhunu kirletir, insanı yargı yolunda ilerlemekten alıkor Aklını ve fikrini çelerek îman ve îtikadını bozar, sırf hayvânî ve geçici zevklerle oyalar Bunlar, fertlerin gönüllerinde, insan cemiyetlerinin aralarında, yoksa Allâh'ı unutanların göğüslerinde, sezilir sezilmez, fiskos eder gibi, yavaşcadan gıcıklıyarak kötü telkinler yapar, kötü fena temayüller uyandırır ve bu nedenle akıl ve fikrini çeler, türlü türlü fenalıklara düşürür Allah yoluna gitmekten, insanlık gayesine ermekten alıkor, nihayet din ve îmandan çıkarır, ebedî helâke sürükler Gerek görünerek ve gerek hiç görünmeden insanların kalbine vesveseler atan, kötülükler öneri eden bu şeylerin şerrinden Allâh'a sığınmak ve içimize böyle fena bir anı ne taraftan gelirse gelsin ona uymamak, o sesin çağırdığı tarafa gitmemek ve o aldatıcı fiskoskalara uymaktan kendisini koruması için her zaman Allâh'a yakarmak gerekir
İşte bu sûrenin bize talim eylediği reel budur
*