nasıl aşık oluruz
imagesnasilasikolunur5ad173bf8c4ac
Aşk, tutku duzeyinde sevme olayı Olağan sevmeden kişinin duygularını yonetememesi durumu ile ayırt edilebilir
Aşkın ve sevginin hormonlarla da ilgili olduğu kanıtlanmıştır Orneğin, annenin cocuğuna duyduğu karşılıksız, sonsuz sevginin kaynağı doğum sonrası salgılanan hormonlardır Bu hormonlar yalnız kadınlarda(ve memeli hayvanların dişilerinde) bulunur ve yalnız doğum sonrası salgılanmaya başlar Ancak aşk olarak tanımlanan ve karşı cinse duyulan tutkulu sevgide farklı hormonlar gorev yapar “Aşk hormonu olarak tanımlanabilen tek bir hormon henuz bulunamasa da yapılan calışmalarda bir deneğe aşık olduğu kişi gosterilince kanında mutluluk hormonu, cinsel istek hormonu, stres hormonu ve adrenalinin arttığı tespit edilmiştir Aşk olgusunda birden cok hormonun rol oynadığı ve bu hormonların gorsel, işitsel veya psikolojik etkilerle salgılandığı one surulmuştur
Bazı deneysel calışmalarda PET (Position Emission Tomography) ve MRI (Magnetic Resistant Imaging) yardımıyla beyindeki aktif bolgeler gosterilerek Aşkın beyindeki merkezi gosterilmeye calışılmıştır bulunan bazı verilerin olmasına karşılık hala tam olarak bir fikir butunluğune varılamamıştır
Beynin belli bolumleri, aşkın başlatılması, ilerletilip, doyuma ulaştırılmasında farklı derecelerde rol almaktadır Beyin korteksi ( dış yuzeyi) kişinin duygusal ve cinsel anlamda yaşadıklarından oğrendiklerini daha sonra kullanılmak uzere depolama işlevini gormektedir Beynin frontal korteksi ( beynin on bolgesini orten beyin dış yuzeyi) kişiler arası ilişkiler, duygusal ve cinsel secimlerde ve kişisel eğilimlerde gorev alacak oğrenme işini ustlenmiştir Bazal ganglion olarak adlandırılan “accumbens cekirdeği bir ilişkiyi ya da cinsel işlevi başlatmada ve zevk alma işlevinde uyarıcı gorev ustlenmektedir Gene buraya komşu “striatum bolgesi karşı cinse olan duygusal ya da cinsel cekimi izleyen donemde yapılacak hareketleri kolaylaştırma, ilgiyi aktif eyleme donuşturme konusunda on plandadır Duygusal yaşantılamada en buyuk rolu ustlenen limbik sistem gorerek, işiterek, koklayarak ve dokunarak bir takım hislerin edinilmesinde ve duygusal cekim hissetmede onemlidir Daha once oğrenilen bilgiler ve yeni edinilen izlenimlerin birleştirilmesi gene bu alanda gercekleştirilmektedir Hipotalamus on cekirdeklerinde erkeklerden beklenen duygusal ve cinsel davranışlar yonetilirerkeklik hormonu “testesteron ve dopamin adlı bir başka hormon bu sistemi aktive etmektedir Hipotalamusun arka cekirdeklerinden kadına ozgu cinsel ve duygusal yaşantılar yonlendirilmektedirbu sistem de kadınlık hormonu olan “ostrojen ve serotonin dediğimiz başka bir hormonca aktive edilir Son olarak hipofiz bezi de beyinden cıkan yapılması uygun bulunan davranışların, hissedişlerin vucudun gerekli organlarına iletilmesini sağlar
Testesteron, ostrojen, melatonini uyaran hormon, tiroid bezi hormonları, progesteron ve prolaktin duzeylerinin artışı cinsel cekim ve eylemleri kuvvetlendirirken; serotonin, dopamin ve GABA denilen hormonların duzeylerindeki artışlar bu durumu azaltmaktadır
İcinde buyuduğumuz ailenin bize etkileri ve oluşan alışkanlıklarımız yanında toplum icinde karşılaştığımız bazı olumsuz, orseleyici durumlar da aşkın hissedilişi ve yaşantılanmasına yon vermektedir Bunlar arasında ailenin aşırı baskıcı ve kısıtlayıcı yapısı, ailede kişinin kendi cinsiyetinden olan ebeveyni ile ilişkileri, onu ornek alabilme durumu, karşıt cinsiyetteki ebeveynin kişiye ve aynı cinsiyetteki ebeveyne olan yaklaşımı, daha onceleri yaşanılan ceşitli boyutlardaki fiziksel, duygusal ve en cok cinsel tacizler sayılabilir Bu durumlarda kişilerde travma sonrası stres bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar, depresyonlar ve kaygı bozuklukları oluşturup, sinir sistemimize ait hormonel dengeleri bozarak insanlarla etkileşimi dolayısı ile aşkın kimyasını olumsuz etkilemektedirler
Yaşanılan bazı vucutsal sorunlar ve hastalıklar da kişilerle ilişkileri ve karşı cinsle ilişkileri olumsuz etkilemektedir Kişide yaşın ilerlemesi eğer yetersizlik, pişmanlık ve değersizlik duygularını oluşturursa, kişi zamanında sağlam dostluklar, doyum sağlayıcı işler yapmışsa, kendisiyle barışık olduğundan ileri yaşlarda bile aşkı genclik yıllarındaki kadar kuvvetli yaşayabilir
Mevsimlerin etkisi de aşkın yaşanmasında onemlidir Ozellikle bahar ve yaz aylarında guneş ışınlarının insan hormonel sistemine etkileri aşkın daha yoğun hissedilmesine yol acar Bahar ve yaz ayları tum doğanın canlanıp, uyanmasına yol actığı gibi duygusal bakış acımızı da zenginleştirip, cesaretlendirir Melanosit denen vucuda renk veren hucreler, bu aylarda artar, bu da daha cok bu aylarda gercekleşmektedir1
ABD’li doktorların son araştırmaları gosteriyor ki aşk kimyasal bir durum ve dopamin, feniletilamin, oxytosin ve norepinephrine iceren bir hapla aşk hali yaratılması mumkun 1999′dan beri aşkın kimyasını cozmek icin uğraşan Emory Universitesi, aşkın kimyasını şoyle acıklıyor: “Dopamin, amfetaminin kimyasal bir kuzeni ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor
Norepinephrine, adrenalin uretimini arttırarak ayaklarımızı yerden kesip kalp carpıntısına neden oluyor Beynin hipotalamus bolgesinde uretilen oxytosin ise bir insana şefkat duymamızı, onunla ilgilenmemizi sağlıyor Butun bunların sonunda da aşk hali ortaya cıkıyor
Monash Universitesi uzmanları ise aşk ilacını ilk kez ortaya atanlardan İstanbul Universitesi Tıp Fakultesi Farmakoloji Bolumu’nden Dr Ali Yağız Uresin ise, “Dopamin coşku durumunda artar ama en cok da şizofrenide yukselir Aşk ilacı yaratırken şizofreniye de neden olabilirsiniz diyor
Dopamin, vucutta doğal olarak uretilen bir kimyasaldır Beyinde, dopamin reseptorlerini aktive ederek norotransmiter olarak gorev yapar Dopamin, ayrıca, hipotalamustan da salgılanır ve kana karışarak norohormon gorevi yapar Norohormon olarak gorevi hipofizin on lobundan prolaktin salgılanmasını baskılamaktır
Sempatik sinir sistemindeki etkileri dolayısıyla ilac olarak; kalp atışlarını hızlandırmak ve kan basıncını yukseltmek icin kullanılır Kanbeyin omurilik sıvısı bariyerini gecemediği icin merkezi sinir sitemini doğrudan etkileyemez Parkinson hastalarında ve DopaDuyarlı distoni hastalarında, beyindeki dopamin miktarını artırmak icin, dopamin sentezinde oncu molekul gorevi ustlenebilen LDOPA molekulu kullanılır, zira LDOPA kanbeyin bariyerini aşabililir
imagesnasilasikolunur5ad173bf8c4ac
Aşk, tutku duzeyinde sevme olayı Olağan sevmeden kişinin duygularını yonetememesi durumu ile ayırt edilebilir
Aşkın ve sevginin hormonlarla da ilgili olduğu kanıtlanmıştır Orneğin, annenin cocuğuna duyduğu karşılıksız, sonsuz sevginin kaynağı doğum sonrası salgılanan hormonlardır Bu hormonlar yalnız kadınlarda(ve memeli hayvanların dişilerinde) bulunur ve yalnız doğum sonrası salgılanmaya başlar Ancak aşk olarak tanımlanan ve karşı cinse duyulan tutkulu sevgide farklı hormonlar gorev yapar “Aşk hormonu olarak tanımlanabilen tek bir hormon henuz bulunamasa da yapılan calışmalarda bir deneğe aşık olduğu kişi gosterilince kanında mutluluk hormonu, cinsel istek hormonu, stres hormonu ve adrenalinin arttığı tespit edilmiştir Aşk olgusunda birden cok hormonun rol oynadığı ve bu hormonların gorsel, işitsel veya psikolojik etkilerle salgılandığı one surulmuştur
Bazı deneysel calışmalarda PET (Position Emission Tomography) ve MRI (Magnetic Resistant Imaging) yardımıyla beyindeki aktif bolgeler gosterilerek Aşkın beyindeki merkezi gosterilmeye calışılmıştır bulunan bazı verilerin olmasına karşılık hala tam olarak bir fikir butunluğune varılamamıştır
Beynin belli bolumleri, aşkın başlatılması, ilerletilip, doyuma ulaştırılmasında farklı derecelerde rol almaktadır Beyin korteksi ( dış yuzeyi) kişinin duygusal ve cinsel anlamda yaşadıklarından oğrendiklerini daha sonra kullanılmak uzere depolama işlevini gormektedir Beynin frontal korteksi ( beynin on bolgesini orten beyin dış yuzeyi) kişiler arası ilişkiler, duygusal ve cinsel secimlerde ve kişisel eğilimlerde gorev alacak oğrenme işini ustlenmiştir Bazal ganglion olarak adlandırılan “accumbens cekirdeği bir ilişkiyi ya da cinsel işlevi başlatmada ve zevk alma işlevinde uyarıcı gorev ustlenmektedir Gene buraya komşu “striatum bolgesi karşı cinse olan duygusal ya da cinsel cekimi izleyen donemde yapılacak hareketleri kolaylaştırma, ilgiyi aktif eyleme donuşturme konusunda on plandadır Duygusal yaşantılamada en buyuk rolu ustlenen limbik sistem gorerek, işiterek, koklayarak ve dokunarak bir takım hislerin edinilmesinde ve duygusal cekim hissetmede onemlidir Daha once oğrenilen bilgiler ve yeni edinilen izlenimlerin birleştirilmesi gene bu alanda gercekleştirilmektedir Hipotalamus on cekirdeklerinde erkeklerden beklenen duygusal ve cinsel davranışlar yonetilirerkeklik hormonu “testesteron ve dopamin adlı bir başka hormon bu sistemi aktive etmektedir Hipotalamusun arka cekirdeklerinden kadına ozgu cinsel ve duygusal yaşantılar yonlendirilmektedirbu sistem de kadınlık hormonu olan “ostrojen ve serotonin dediğimiz başka bir hormonca aktive edilir Son olarak hipofiz bezi de beyinden cıkan yapılması uygun bulunan davranışların, hissedişlerin vucudun gerekli organlarına iletilmesini sağlar
Testesteron, ostrojen, melatonini uyaran hormon, tiroid bezi hormonları, progesteron ve prolaktin duzeylerinin artışı cinsel cekim ve eylemleri kuvvetlendirirken; serotonin, dopamin ve GABA denilen hormonların duzeylerindeki artışlar bu durumu azaltmaktadır
İcinde buyuduğumuz ailenin bize etkileri ve oluşan alışkanlıklarımız yanında toplum icinde karşılaştığımız bazı olumsuz, orseleyici durumlar da aşkın hissedilişi ve yaşantılanmasına yon vermektedir Bunlar arasında ailenin aşırı baskıcı ve kısıtlayıcı yapısı, ailede kişinin kendi cinsiyetinden olan ebeveyni ile ilişkileri, onu ornek alabilme durumu, karşıt cinsiyetteki ebeveynin kişiye ve aynı cinsiyetteki ebeveyne olan yaklaşımı, daha onceleri yaşanılan ceşitli boyutlardaki fiziksel, duygusal ve en cok cinsel tacizler sayılabilir Bu durumlarda kişilerde travma sonrası stres bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar, depresyonlar ve kaygı bozuklukları oluşturup, sinir sistemimize ait hormonel dengeleri bozarak insanlarla etkileşimi dolayısı ile aşkın kimyasını olumsuz etkilemektedirler
Yaşanılan bazı vucutsal sorunlar ve hastalıklar da kişilerle ilişkileri ve karşı cinsle ilişkileri olumsuz etkilemektedir Kişide yaşın ilerlemesi eğer yetersizlik, pişmanlık ve değersizlik duygularını oluşturursa, kişi zamanında sağlam dostluklar, doyum sağlayıcı işler yapmışsa, kendisiyle barışık olduğundan ileri yaşlarda bile aşkı genclik yıllarındaki kadar kuvvetli yaşayabilir
Mevsimlerin etkisi de aşkın yaşanmasında onemlidir Ozellikle bahar ve yaz aylarında guneş ışınlarının insan hormonel sistemine etkileri aşkın daha yoğun hissedilmesine yol acar Bahar ve yaz ayları tum doğanın canlanıp, uyanmasına yol actığı gibi duygusal bakış acımızı da zenginleştirip, cesaretlendirir Melanosit denen vucuda renk veren hucreler, bu aylarda artar, bu da daha cok bu aylarda gercekleşmektedir1
ABD’li doktorların son araştırmaları gosteriyor ki aşk kimyasal bir durum ve dopamin, feniletilamin, oxytosin ve norepinephrine iceren bir hapla aşk hali yaratılması mumkun 1999′dan beri aşkın kimyasını cozmek icin uğraşan Emory Universitesi, aşkın kimyasını şoyle acıklıyor: “Dopamin, amfetaminin kimyasal bir kuzeni ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor
Norepinephrine, adrenalin uretimini arttırarak ayaklarımızı yerden kesip kalp carpıntısına neden oluyor Beynin hipotalamus bolgesinde uretilen oxytosin ise bir insana şefkat duymamızı, onunla ilgilenmemizi sağlıyor Butun bunların sonunda da aşk hali ortaya cıkıyor
Monash Universitesi uzmanları ise aşk ilacını ilk kez ortaya atanlardan İstanbul Universitesi Tıp Fakultesi Farmakoloji Bolumu’nden Dr Ali Yağız Uresin ise, “Dopamin coşku durumunda artar ama en cok da şizofrenide yukselir Aşk ilacı yaratırken şizofreniye de neden olabilirsiniz diyor
Dopamin, vucutta doğal olarak uretilen bir kimyasaldır Beyinde, dopamin reseptorlerini aktive ederek norotransmiter olarak gorev yapar Dopamin, ayrıca, hipotalamustan da salgılanır ve kana karışarak norohormon gorevi yapar Norohormon olarak gorevi hipofizin on lobundan prolaktin salgılanmasını baskılamaktır
Sempatik sinir sistemindeki etkileri dolayısıyla ilac olarak; kalp atışlarını hızlandırmak ve kan basıncını yukseltmek icin kullanılır Kanbeyin omurilik sıvısı bariyerini gecemediği icin merkezi sinir sitemini doğrudan etkileyemez Parkinson hastalarında ve DopaDuyarlı distoni hastalarında, beyindeki dopamin miktarını artırmak icin, dopamin sentezinde oncu molekul gorevi ustlenebilen LDOPA molekulu kullanılır, zira LDOPA kanbeyin bariyerini aşabililir