Kavuğun icinde ben de vardım
Hoca bir gun arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki: – “Ya hocam dun sizin evden bir ses cıktı Neydi o? Hoca: – “Hic sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merenlerden yuvarlandı, demiş Arkadaşı: – “Yahu hocam hic kavuktan bu kadar ses cıkar mı?, demiş Hoca da: – “Ya anlasana icinde ben de vardım, demiş
DUNYA KAC METRE
Arkadaşlarından biri Hocaya sorar:
Hoca, Dunya kac metre?
Tam o sırada bir cenaze geciyormuş yanlarından Hoca onu gostererek:
Ona sor! Bak, olcmuş bicmiş, gidiyor!
SEN DUŞTUN
Nasreddin Hocanın bir gun karısı olmuşBir ay sonra kocası olmuş dul bir kadınla evlenmişEvlendiği kadın Hoca ya surekli eski kocasını anlatıyormuşYine bir gun yatakta kocasını anlatıyorduİşte benim kocam şoyle yapardı, boyle yapardıdiyeHoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış kadın yere duşmuşKadın sormuş:
Aman hoca niye attın beni yataktan? Hocanında cevabı hazır:
Eeee yatakta bi sen yatıyosun bi ben bide eski kocanUcumuz sığamadık sende duştun
SECDEYE VARIRSA
Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler Ev eski ve ahşap, bastıkca tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış :
Evin tahtaları ses veriyor!
Adam ukala ya :
Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder!
Hoca laf altında kalır mı :
Ya aşka gelip secdeye varırsa?
BALIK
Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girerBu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterlerFakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu soyler ve bunu paylaşmalarını onerirBunun uzerine Hoca:
Ben balığın sadece başını yiyeceğim derHancı bunun nedenini sorarHoca da:
Balık başı zekayı artırırBalık başı yiyen insan akıllı olur derBunun uzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya :
Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum derHocada itiraz etmezBalığın koca govdesini Hoca yer ve bir guzel karnını doyururDiğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca'ya seslenir:
Sen koca govdeyi yedin karnını doyurdunBen sadece kafayı yedim ac kaldım derHoca da bunun uzerine şoyleder:
Bak nasıl akıllandın!
MUM ATEŞİYLE PİŞEN YEMEK
Bir gun Nasreddin Hoca ve arkadaşları iddiaya tutuşmuşlar Eğer Hoca karanlık ve soğuk bir gecede, sabaha kadar koy meydanında bekleyebilirse arkadaşları ona guzel bir ziyafet cekecekmiş Şayet bunu beceremezse o, arkadaşlarına ziyafet cekecek Kararlaştırılan gun Hoca meydanın ortasında, sabaha kadar tir, tir titreyerek beklemiş Sonra yanına gelenlere :
Tamam demiş İddiayı kazandım
Ne oldu ne yaptın demişler
Bekledim sabaha kadar demiş
Hayır demişler Sen uzaktaki bir mum ışığı ile ısınmışsın İddiayı kaybettin! Ziyafetimizi hazırla Hoca caresiz kabul etmiş Ziyafet vakti kocaman bir kazanın altına minicik bir mum koymuş Guya yemek pişirecek
Ne yapıyorsun? demişler Kıs, kıs gulerek cevap vermiş :
Bu mum sıcağıyla size yemek pişireceğim arkadaşlar Uzaktaki bir mum ışığıyla ben nasıl ısındıysam, bu kazandaki yemek de oyle pişecek!
NEZLEYİMDE
Timurlenk, Akşehir'de karargah kurulunca şehir halkı adına Nasrettin Hoca ile eşraftan iki zat hatır sormaya gittiler Kahveler icilip sohbet edildikten sonra, Timur sormuş :
Karargahımı nasıl buldunuz?
Beylerden biri cevap vermiş :
Cok guzel ama fena bir koku var!
Timur fena halde kızmış, yanındakilere Alın şu adamı, boynunu vurundemiş ve oteki beye donmuş :
Koku var mı?
Adam korkusundan :
Ne munasebet efendimiz, misku amber kokuyor, deyince Timur gene kızmış :
Neresi misk kokuyor dalkavuk herif! Alın şununda boynunu vurun!
Sonra aynı soruyu Hoca'ya sormuş Hoca bakmış pabuc pahalı yapıştırmış cevabını :
Vallahi hukumdarım ne diyeyim, nezleyim burnum koku almıyor
EŞEĞE YAZIK OLUR
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yukler yukleyip onlara eziyet eden koylulerine iyi bir ders vermek istemiş Bir gun eşeğine binerek koy meydanında dolaşmaya başlamış İşin garibi dolu bir cuvalı da sırtına vurmuş, oyle geziyor Şaşırıp sormuşlar :
Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin uzerindesin, hem cuvalı sırtında taşıyorsun Nasıl bir iş bu ?
Hoca cevabı yetiştirmiş hemen :
Zavallı hayvan, demiş Zaten gece gunduz demeden hizmet ediyor bana Sırtına bindiriyor, yuklerimi taşıyor, değirmeni ceviriyor Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu cuvalı da ona yuklemek istemedim Bu yuzden ben vurdum sırtıma
TAM İKİ ARŞIN
Hoca bir gun Timur'un huzurundaymış Aralarında tam iki arşın uzaklık varmış Timur sormuş birden :
Soyle bakalım Hoca, eşekle senin aranda ne fark var?
Hoca lafı yapıştırmış :
Tam iki arşın efendimiz
Hoca bir gun arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki: – “Ya hocam dun sizin evden bir ses cıktı Neydi o? Hoca: – “Hic sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merenlerden yuvarlandı, demiş Arkadaşı: – “Yahu hocam hic kavuktan bu kadar ses cıkar mı?, demiş Hoca da: – “Ya anlasana icinde ben de vardım, demiş
DUNYA KAC METRE
Arkadaşlarından biri Hocaya sorar:
Hoca, Dunya kac metre?
Tam o sırada bir cenaze geciyormuş yanlarından Hoca onu gostererek:
Ona sor! Bak, olcmuş bicmiş, gidiyor!
SEN DUŞTUN
Nasreddin Hocanın bir gun karısı olmuşBir ay sonra kocası olmuş dul bir kadınla evlenmişEvlendiği kadın Hoca ya surekli eski kocasını anlatıyormuşYine bir gun yatakta kocasını anlatıyorduİşte benim kocam şoyle yapardı, boyle yapardıdiyeHoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış kadın yere duşmuşKadın sormuş:
Aman hoca niye attın beni yataktan? Hocanında cevabı hazır:
Eeee yatakta bi sen yatıyosun bi ben bide eski kocanUcumuz sığamadık sende duştun
SECDEYE VARIRSA
Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler Ev eski ve ahşap, bastıkca tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış :
Evin tahtaları ses veriyor!
Adam ukala ya :
Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder!
Hoca laf altında kalır mı :
Ya aşka gelip secdeye varırsa?
BALIK
Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girerBu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterlerFakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu soyler ve bunu paylaşmalarını onerirBunun uzerine Hoca:
Ben balığın sadece başını yiyeceğim derHancı bunun nedenini sorarHoca da:
Balık başı zekayı artırırBalık başı yiyen insan akıllı olur derBunun uzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya :
Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum derHocada itiraz etmezBalığın koca govdesini Hoca yer ve bir guzel karnını doyururDiğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca'ya seslenir:
Sen koca govdeyi yedin karnını doyurdunBen sadece kafayı yedim ac kaldım derHoca da bunun uzerine şoyleder:
Bak nasıl akıllandın!
MUM ATEŞİYLE PİŞEN YEMEK
Bir gun Nasreddin Hoca ve arkadaşları iddiaya tutuşmuşlar Eğer Hoca karanlık ve soğuk bir gecede, sabaha kadar koy meydanında bekleyebilirse arkadaşları ona guzel bir ziyafet cekecekmiş Şayet bunu beceremezse o, arkadaşlarına ziyafet cekecek Kararlaştırılan gun Hoca meydanın ortasında, sabaha kadar tir, tir titreyerek beklemiş Sonra yanına gelenlere :
Tamam demiş İddiayı kazandım
Ne oldu ne yaptın demişler
Bekledim sabaha kadar demiş
Hayır demişler Sen uzaktaki bir mum ışığı ile ısınmışsın İddiayı kaybettin! Ziyafetimizi hazırla Hoca caresiz kabul etmiş Ziyafet vakti kocaman bir kazanın altına minicik bir mum koymuş Guya yemek pişirecek
Ne yapıyorsun? demişler Kıs, kıs gulerek cevap vermiş :
Bu mum sıcağıyla size yemek pişireceğim arkadaşlar Uzaktaki bir mum ışığıyla ben nasıl ısındıysam, bu kazandaki yemek de oyle pişecek!
NEZLEYİMDE
Timurlenk, Akşehir'de karargah kurulunca şehir halkı adına Nasrettin Hoca ile eşraftan iki zat hatır sormaya gittiler Kahveler icilip sohbet edildikten sonra, Timur sormuş :
Karargahımı nasıl buldunuz?
Beylerden biri cevap vermiş :
Cok guzel ama fena bir koku var!
Timur fena halde kızmış, yanındakilere Alın şu adamı, boynunu vurundemiş ve oteki beye donmuş :
Koku var mı?
Adam korkusundan :
Ne munasebet efendimiz, misku amber kokuyor, deyince Timur gene kızmış :
Neresi misk kokuyor dalkavuk herif! Alın şununda boynunu vurun!
Sonra aynı soruyu Hoca'ya sormuş Hoca bakmış pabuc pahalı yapıştırmış cevabını :
Vallahi hukumdarım ne diyeyim, nezleyim burnum koku almıyor
EŞEĞE YAZIK OLUR
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yukler yukleyip onlara eziyet eden koylulerine iyi bir ders vermek istemiş Bir gun eşeğine binerek koy meydanında dolaşmaya başlamış İşin garibi dolu bir cuvalı da sırtına vurmuş, oyle geziyor Şaşırıp sormuşlar :
Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin uzerindesin, hem cuvalı sırtında taşıyorsun Nasıl bir iş bu ?
Hoca cevabı yetiştirmiş hemen :
Zavallı hayvan, demiş Zaten gece gunduz demeden hizmet ediyor bana Sırtına bindiriyor, yuklerimi taşıyor, değirmeni ceviriyor Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu cuvalı da ona yuklemek istemedim Bu yuzden ben vurdum sırtıma
TAM İKİ ARŞIN
Hoca bir gun Timur'un huzurundaymış Aralarında tam iki arşın uzaklık varmış Timur sormuş birden :
Soyle bakalım Hoca, eşekle senin aranda ne fark var?
Hoca lafı yapıştırmış :
Tam iki arşın efendimiz