iltasyazilim
FD Üye
Nazım Hikmet Ran
Doğum 15 Ocak 1902Selanik
Ölümü 3 Haziran 1964Moskova
Iş Şair, oyun yazarı, romancı, hatıra yazarı
Nâzım Hikmet Ran; Türk, şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı17 Ocak 1902'de Sleanikt'te doğdu ''Güzel Yüzlü Şair, Mavi Gözlü Dev'' mahlaslarıyla da anılır Siyasi düşüncelerinden nedeniyle çoğu kez tutuklanmış ve erişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste veya sürgünde geçirmiştir Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri çoğu ödül almıştır Türkiye'de hür nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en kayda değer isimlerindendir 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi ve vatandaşlığı iade edildi3 Haziran 1963'te vefat etti Mezarı Moskova'da bulunmaktadır
AİLE VE EĞİTİM HAYATI
AİLE YAŞAMSAL
Çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerinden Nazım Hikmet Ran, 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu Dedesi Mevlevi tarikatından Nâzım Paşa, Midhat Paşa'nın yakın arkadaşıdır Babası Hikmet Bey, Mektebi Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunu, Kalemi Ecnebiye'ye tabi bir memur Annesi Celile Hanım, dilci, eğitimci Enver Paşa'nın kızı
EĞİTİM HAYATI
İlkokuldan sonra arkadaşı Vâlâ Nurettin'le birlikte Mektebi Sultani'nin hazırlık sınıfına yazıldı Ailesi finansal sıkıntıya zihin ertesi sene Nişantaşı Sultanisi'ne devam etti Dedesi Nâzım Paşa'nın etkisiyle şiir yazmaya başladı 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girdi 1919'da mezun oldu, Hamidiye Kruvazörü'ne güverte subayı olarak atadı Aynı yıl kış aylarında daha önce yakalandığı zatülcenp hastalığı baştan etti Sağlık kurulu raporuyla 1920'de çürüğe çıkarılarak askerlikten ayrıldı Üniversiteyi, Moskova ’daki “Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde okudu
YAZINSAL HAYATI
Ilk şiirlerini hece vezniyle yazdı Fakat içerik bakımından öteki hececi şairlerden uzaktı Toplumsal bir şiiri içerikli kurdu Nazım Hikmet, hececi şairler aralarında genç bir ses olarak ünlenmeye başladı Bahriye Mektebi'nden öğretmeni olan Yahya Kemal Beyatlı'ya hayrandı Yazdığı şiirleri gösterip eleştirilerini alıyordu 1920'de Alemdar Gazetesi'nin düzenlediği yarışmada birincilik kazandı Bu ödül ününü artırdı İstanbul'un işgal altında olduğu günlerde heyecanlı direniş şiirleri yazdı 1921'de arkadaşı Vâlâ Nurettin ile birlikte Ankara'ya gitti İstanbul gençliğini milli mücadeleye katılmaya çağıran bir şiir yazdılar
Sonrasında arkadaşı ile birlikte Bolu'ya öğretmen olarak atandılar Bolu'da kalpaklı bu iki genç tepki fark etti Peşlerine bakımlı polis takıldı
MOSKOVA YILLARI
Nâzım ile Vâlâ Nurettin Moskova'ya gitmeye karar verdiler ve Batum üzerinden Moskova'ya gittiler Nâzım burada serbest şiirletanıştı Birincil bağımsızlık şiirlerini yazdı Bunlardan bazıları 1923'te Yeni Yaşam, Parlak gibi dergilerde yayınlandı Moskova'daki yıllarında bilhassa fütürizmin önemli isimlerinden Mayakovski'nin etkisiyle hece veznini bırakıp bağımsızlık şiire yöneldi 835 Satırkitabı yayınlandığında büyük şaşkınlık yarattı
lakin Ahmet Haşim, Yakub Kadri gibi şairler ondan övgüyle laf etti Kendisini izleyen genç şairler de özgür şiire yöneldi 1936'ya değin yayınlanan kitaplarıyla Cumhuriyet dönemi şiirinin değerlerini kökünden sarstı
YURDA DÖNÜŞ VE CEZALARLA GEÇEN YILLAR
1924'te sınırdan gizli gizli geçerek Türkiye'ye girdi Parlak dergisinde çalışmaya başladı İzlendiğini anlayınca İzmir'e geçti 1925'te Şeyh Sait isyanı sebebiyle başlatılan soruşturmalar sırasında gıyabında 5 yıla mahkum edildi Her Yerde yurtdışına kaçtı
1926'da çıkan aftan yararlandırılmadı Bakımlı örgüt üyesi edinmek suçlamasıyla 3 ay daha hapse mahkum edildi
SIKINTILAR İÇİNDE YAYINLANAN ESERLERİ
1928'de Bakü'de birincil şiir kitabı Güneşi İçenlerin Türküsübasıldı Aynı yıl tekrar çaktırmadan Türkiye'ye döndü Yakalanıp Ankara'ya götürüldü Kısa bir tutukluluğun ardındaki serbest kaldı İstanbul'da Zekeriya Sertel'in yayınladığı Resimli Aydergisinin yazarları arasına katıldı 1929'da Putları Yıkıyoruzbaşlığıyla bir yazı hazırlayıp Abdülhak Hamid Tarhan, Mehmet Kesin Yurdakul gibi dönemin etkili şairlerine yönettiği saldırılar büyük ilgi gördü 1929'da 835 Satır, Jokond ile SİYAU, ertesi sene Varan 3+1+1 1kitapları yayınlandı 1930'da Salkımsöğütile Bahri Hazerşiirlerini Columbia firmasının girişimiyle plağa okudu Plak halktan büyük alaka görünce hakkında şiir kitapları nedeniyle dava açıldı 1932'de Benerci Kendini Neden Öldürdüile Gece Gelen Telgrafkitapları basıldı 1932'de Kafatası, 1933'te Bir Ölü Eviadlı oyunları İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi 1932'de bir ilan nedeniyle başlatılan tutuklamalar sırasında gözaltına alındı 1933'te Bursa Cezaevi'ne gönderildi 5 sene hapse hükümlü oldu Kısa bir zaman esir kalıp salıverildi 1935'de Piraye Altınoğlu ile evlendi Akşam gazetesinde Orhan Selimtakma ismiyle fıkralar yazmaya başladı Yeniden ayrı isimlerle romanlar, oyunlar, operetler yazdı 1935'te Taranta Babu'ya Mektuplarkitabı yayınlandı Unutulan Adamoyunu büyük kasaba tiyatrolarında sahneye kondu Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanıkitabı 1936'da yayınlandı 1938'de Harp Okulu öğrencilerini isyana özendirme suçlamasıyla bir kere daha tutuklandı Ankara Cezaevi'ne kondu 15 sene hapse hükümlü edildi İstanbul Cezaevi'ne getirildi Askeri Mahkeme'de de ayrıca yargılanıp 20 yıl hapse daha hükümlü oldu 1940'ta önce Çankırı ve sonradan Bursa Cezaevi'de kondu 10 yılı aşkın cezaevlerinde kaldı Yayınlatamamasına karşın aralıksız yazdı
En manâlı eserlerinden Memleketimden İnsan Manzaralarını 1941'de cezaevinde yazmaya başladı 2'nci Meşruriyet'ten 2'nci Dünya Savaşı'na değin uzanan geniş bir zaman diliminin öyküsünü bu eserinde dile getirdi Düzyazı, şiir, akıcılık tekniklerinin iç içe kullanıldığı bu eser, yeni bir türün habercisi oldu Hür bırakılması için başlatılan çabalar netice vermedi 1950'de arzu grevine başladı sağlık iyi olmadığı için İstanbul'da Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırıldı 1950'de yürürlüğe giren af yasasıyla yeniden özgürlüğüne kavuştu Piraye Bayan'dan ayrılıp cezaevinde aralıksız ziyaretine gelen dayısının kızı Münevver Andaç ile evlendi Doğan oğullarına Mehmed adını verdiler Sürekli izlendiğini anlayınca öldürülmekten korktuğu için her yerde yurtdışına kaçmaya karar verdi 1951'de Karadeniz yoluyla Bulgaristan ve Romanya üzerinden Moskova'ya kaçtı
Şiir kitapları 1938'den 1965'e kadar Türkiye'de basılamadı Ancak, ölümünden iki yıl sonra 1965'ten itibaren yayınlanabildi 25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı Yurtdışında çoğu uluslararası kongreye katıldı Kitapları birçok dile çevrildi 1959'da kendisinden 30 yaş ufak olan Rus Vera Tulyakova ile evlendi 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi Moskova'da Novodeviçiy Mezarlığı'nda toprağa verildi
VATANDAŞLIĞININ İADE EDİLMESİ
’da Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 1951 yılında vatandaşlıktan çıkartılan Ran'ın tekrar Türk vatandaşı olmasına ilişkin önerinin Bakanlar Kurulu'nca oylanarak kabul edildiğini söyledi Bakanlar Kurulu'nun 0501 tarihinde aldığı bu karar, 1001 tarihinde Devlete Ait Gazete'de yayınlandı ve Nâzım Hikmet Ran, 58 sene daha sonra baştan Türk vatandaşı oldu *
Doğum 15 Ocak 1902Selanik
Ölümü 3 Haziran 1964Moskova
Iş Şair, oyun yazarı, romancı, hatıra yazarı
Nâzım Hikmet Ran; Türk, şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı17 Ocak 1902'de Sleanikt'te doğdu ''Güzel Yüzlü Şair, Mavi Gözlü Dev'' mahlaslarıyla da anılır Siyasi düşüncelerinden nedeniyle çoğu kez tutuklanmış ve erişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste veya sürgünde geçirmiştir Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri çoğu ödül almıştır Türkiye'de hür nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en kayda değer isimlerindendir 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi ve vatandaşlığı iade edildi3 Haziran 1963'te vefat etti Mezarı Moskova'da bulunmaktadır
AİLE VE EĞİTİM HAYATI
AİLE YAŞAMSAL
Çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerinden Nazım Hikmet Ran, 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu Dedesi Mevlevi tarikatından Nâzım Paşa, Midhat Paşa'nın yakın arkadaşıdır Babası Hikmet Bey, Mektebi Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunu, Kalemi Ecnebiye'ye tabi bir memur Annesi Celile Hanım, dilci, eğitimci Enver Paşa'nın kızı
EĞİTİM HAYATI
İlkokuldan sonra arkadaşı Vâlâ Nurettin'le birlikte Mektebi Sultani'nin hazırlık sınıfına yazıldı Ailesi finansal sıkıntıya zihin ertesi sene Nişantaşı Sultanisi'ne devam etti Dedesi Nâzım Paşa'nın etkisiyle şiir yazmaya başladı 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girdi 1919'da mezun oldu, Hamidiye Kruvazörü'ne güverte subayı olarak atadı Aynı yıl kış aylarında daha önce yakalandığı zatülcenp hastalığı baştan etti Sağlık kurulu raporuyla 1920'de çürüğe çıkarılarak askerlikten ayrıldı Üniversiteyi, Moskova ’daki “Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde okudu
YAZINSAL HAYATI
Ilk şiirlerini hece vezniyle yazdı Fakat içerik bakımından öteki hececi şairlerden uzaktı Toplumsal bir şiiri içerikli kurdu Nazım Hikmet, hececi şairler aralarında genç bir ses olarak ünlenmeye başladı Bahriye Mektebi'nden öğretmeni olan Yahya Kemal Beyatlı'ya hayrandı Yazdığı şiirleri gösterip eleştirilerini alıyordu 1920'de Alemdar Gazetesi'nin düzenlediği yarışmada birincilik kazandı Bu ödül ününü artırdı İstanbul'un işgal altında olduğu günlerde heyecanlı direniş şiirleri yazdı 1921'de arkadaşı Vâlâ Nurettin ile birlikte Ankara'ya gitti İstanbul gençliğini milli mücadeleye katılmaya çağıran bir şiir yazdılar
Sonrasında arkadaşı ile birlikte Bolu'ya öğretmen olarak atandılar Bolu'da kalpaklı bu iki genç tepki fark etti Peşlerine bakımlı polis takıldı
MOSKOVA YILLARI
Nâzım ile Vâlâ Nurettin Moskova'ya gitmeye karar verdiler ve Batum üzerinden Moskova'ya gittiler Nâzım burada serbest şiirletanıştı Birincil bağımsızlık şiirlerini yazdı Bunlardan bazıları 1923'te Yeni Yaşam, Parlak gibi dergilerde yayınlandı Moskova'daki yıllarında bilhassa fütürizmin önemli isimlerinden Mayakovski'nin etkisiyle hece veznini bırakıp bağımsızlık şiire yöneldi 835 Satırkitabı yayınlandığında büyük şaşkınlık yarattı
lakin Ahmet Haşim, Yakub Kadri gibi şairler ondan övgüyle laf etti Kendisini izleyen genç şairler de özgür şiire yöneldi 1936'ya değin yayınlanan kitaplarıyla Cumhuriyet dönemi şiirinin değerlerini kökünden sarstı
YURDA DÖNÜŞ VE CEZALARLA GEÇEN YILLAR
1924'te sınırdan gizli gizli geçerek Türkiye'ye girdi Parlak dergisinde çalışmaya başladı İzlendiğini anlayınca İzmir'e geçti 1925'te Şeyh Sait isyanı sebebiyle başlatılan soruşturmalar sırasında gıyabında 5 yıla mahkum edildi Her Yerde yurtdışına kaçtı
1926'da çıkan aftan yararlandırılmadı Bakımlı örgüt üyesi edinmek suçlamasıyla 3 ay daha hapse mahkum edildi
SIKINTILAR İÇİNDE YAYINLANAN ESERLERİ
1928'de Bakü'de birincil şiir kitabı Güneşi İçenlerin Türküsübasıldı Aynı yıl tekrar çaktırmadan Türkiye'ye döndü Yakalanıp Ankara'ya götürüldü Kısa bir tutukluluğun ardındaki serbest kaldı İstanbul'da Zekeriya Sertel'in yayınladığı Resimli Aydergisinin yazarları arasına katıldı 1929'da Putları Yıkıyoruzbaşlığıyla bir yazı hazırlayıp Abdülhak Hamid Tarhan, Mehmet Kesin Yurdakul gibi dönemin etkili şairlerine yönettiği saldırılar büyük ilgi gördü 1929'da 835 Satır, Jokond ile SİYAU, ertesi sene Varan 3+1+1 1kitapları yayınlandı 1930'da Salkımsöğütile Bahri Hazerşiirlerini Columbia firmasının girişimiyle plağa okudu Plak halktan büyük alaka görünce hakkında şiir kitapları nedeniyle dava açıldı 1932'de Benerci Kendini Neden Öldürdüile Gece Gelen Telgrafkitapları basıldı 1932'de Kafatası, 1933'te Bir Ölü Eviadlı oyunları İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi 1932'de bir ilan nedeniyle başlatılan tutuklamalar sırasında gözaltına alındı 1933'te Bursa Cezaevi'ne gönderildi 5 sene hapse hükümlü oldu Kısa bir zaman esir kalıp salıverildi 1935'de Piraye Altınoğlu ile evlendi Akşam gazetesinde Orhan Selimtakma ismiyle fıkralar yazmaya başladı Yeniden ayrı isimlerle romanlar, oyunlar, operetler yazdı 1935'te Taranta Babu'ya Mektuplarkitabı yayınlandı Unutulan Adamoyunu büyük kasaba tiyatrolarında sahneye kondu Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanıkitabı 1936'da yayınlandı 1938'de Harp Okulu öğrencilerini isyana özendirme suçlamasıyla bir kere daha tutuklandı Ankara Cezaevi'ne kondu 15 sene hapse hükümlü edildi İstanbul Cezaevi'ne getirildi Askeri Mahkeme'de de ayrıca yargılanıp 20 yıl hapse daha hükümlü oldu 1940'ta önce Çankırı ve sonradan Bursa Cezaevi'de kondu 10 yılı aşkın cezaevlerinde kaldı Yayınlatamamasına karşın aralıksız yazdı
En manâlı eserlerinden Memleketimden İnsan Manzaralarını 1941'de cezaevinde yazmaya başladı 2'nci Meşruriyet'ten 2'nci Dünya Savaşı'na değin uzanan geniş bir zaman diliminin öyküsünü bu eserinde dile getirdi Düzyazı, şiir, akıcılık tekniklerinin iç içe kullanıldığı bu eser, yeni bir türün habercisi oldu Hür bırakılması için başlatılan çabalar netice vermedi 1950'de arzu grevine başladı sağlık iyi olmadığı için İstanbul'da Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırıldı 1950'de yürürlüğe giren af yasasıyla yeniden özgürlüğüne kavuştu Piraye Bayan'dan ayrılıp cezaevinde aralıksız ziyaretine gelen dayısının kızı Münevver Andaç ile evlendi Doğan oğullarına Mehmed adını verdiler Sürekli izlendiğini anlayınca öldürülmekten korktuğu için her yerde yurtdışına kaçmaya karar verdi 1951'de Karadeniz yoluyla Bulgaristan ve Romanya üzerinden Moskova'ya kaçtı
Şiir kitapları 1938'den 1965'e kadar Türkiye'de basılamadı Ancak, ölümünden iki yıl sonra 1965'ten itibaren yayınlanabildi 25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı Yurtdışında çoğu uluslararası kongreye katıldı Kitapları birçok dile çevrildi 1959'da kendisinden 30 yaş ufak olan Rus Vera Tulyakova ile evlendi 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi Moskova'da Novodeviçiy Mezarlığı'nda toprağa verildi
VATANDAŞLIĞININ İADE EDİLMESİ
’da Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 1951 yılında vatandaşlıktan çıkartılan Ran'ın tekrar Türk vatandaşı olmasına ilişkin önerinin Bakanlar Kurulu'nca oylanarak kabul edildiğini söyledi Bakanlar Kurulu'nun 0501 tarihinde aldığı bu karar, 1001 tarihinde Devlete Ait Gazete'de yayınlandı ve Nâzım Hikmet Ran, 58 sene daha sonra baştan Türk vatandaşı oldu *