en guzel Necip Fazıl Kısakurek Şiirleri
Necip Fazıl Kısakurek Şiirleri
Beklenen
ne hasta bekler sabahı
ne taze oluyu mezar
ne de şeytan bir gunahı
seni beklediğim kadar
gecti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde golgeni
gelme artık neye yarar
Kaldırımlar 12
1
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
Yuruyorum, arkama bakmadan yuruyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal goruyorum
Kara gokler kul rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık:
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar
İcimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Ustume camlarını, hep simsiyah dikiyor
Gozune mil cekilmiş bir ama gibi evler
Kaldırımlar, cilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar, icimde yaşamış bir insandir
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, icimde kıvrılan bir lisandır
Bana duşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği cocuğum
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum
Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak, tak, ayak sesimi ac kopekler işitsin;
Yolumun zafer takı, golgeden taş kemerler
Ne sabahı goreyim, ne sabah goruneyim;
Gunduzler size kalsın, verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi sımsıkı buruneyim,
Ortun, ustume ortun serin karanlıkları
Uzanıverse govdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya;
Olse, kaldırımların kara sevdalı eşi
2
Başını bir emele satan kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle sokakların malısın!
Kurulup uzerine bir tahtırevan gibi,
Sonsuz mesafelerin ustunden aşmalısın!
Bahtın kaldırımlara duştuğu gunden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında
Senin golgeni icmiş onun gozbebekleri;
Onun taşı erimiş senin kafatasında
İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var,
SukUt gibi kimsesiz, cığlık gibi hursunuz
Dunyada taşınacak bir kuru başınız var
Onu da ne tarafa olsa goturursunuz
Omrunuz taş olsa da gide gide yorulur,
Bir gun olume cıkar bu yolun kıvrımları
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur;
Ne senin anladığın kadar kaldırımları
Allah Derim
Sırtımda, taşınmaz yuku goklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yuruyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez kufen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma kopru, fen,
Allah derim, başka hicbir şey demem!
Necip Fazıl Kısakurek Şiirleri
Beklenen
ne hasta bekler sabahı
ne taze oluyu mezar
ne de şeytan bir gunahı
seni beklediğim kadar
gecti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde golgeni
gelme artık neye yarar
Kaldırımlar 12
1
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
Yuruyorum, arkama bakmadan yuruyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal goruyorum
Kara gokler kul rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık:
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar
İcimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Ustume camlarını, hep simsiyah dikiyor
Gozune mil cekilmiş bir ama gibi evler
Kaldırımlar, cilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar, icimde yaşamış bir insandir
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, icimde kıvrılan bir lisandır
Bana duşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği cocuğum
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum
Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak, tak, ayak sesimi ac kopekler işitsin;
Yolumun zafer takı, golgeden taş kemerler
Ne sabahı goreyim, ne sabah goruneyim;
Gunduzler size kalsın, verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi sımsıkı buruneyim,
Ortun, ustume ortun serin karanlıkları
Uzanıverse govdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya;
Olse, kaldırımların kara sevdalı eşi
2
Başını bir emele satan kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle sokakların malısın!
Kurulup uzerine bir tahtırevan gibi,
Sonsuz mesafelerin ustunden aşmalısın!
Bahtın kaldırımlara duştuğu gunden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında
Senin golgeni icmiş onun gozbebekleri;
Onun taşı erimiş senin kafatasında
İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var,
SukUt gibi kimsesiz, cığlık gibi hursunuz
Dunyada taşınacak bir kuru başınız var
Onu da ne tarafa olsa goturursunuz
Omrunuz taş olsa da gide gide yorulur,
Bir gun olume cıkar bu yolun kıvrımları
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur;
Ne senin anladığın kadar kaldırımları
Allah Derim
Sırtımda, taşınmaz yuku goklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yuruyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez kufen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma kopru, fen,
Allah derim, başka hicbir şey demem!