Nicin Hicret Yapılmıştır
Şirkin buyuk zulum olduğu ve muşriklerin de zalimlerin en buyuğu olduğundan, muslumanlar dinlerini rahatlıkla yaşayamıyorlar, İslami tebliği başkalarına rahatlıkla ulaştıramıyorlardı İslam’ın hukumlerini sosyal alanda uygulamak ve muslumanca yaşamak mumkun değildi Cunku duzenin başındakiler putperestti ve onlara her konuda karışıp mudahale ediyorlardı Mekkeli yetkililere gore muslumanlar kendilerinin bir parcasıydı, dolayısıyla onlardan izinsiz başka dine inanıp, başka hayat şekli secemezlerdi
Hicretle mu’minler barınacak bir yurt buldular Orada kendi hakimiyetlerini ve hukuki varlıklarını kurdular Mekkeliler karşısında bir taraf oldular Toplumsal bir guc haline geldikten sonra duşmanlarıyla, daha doğrusu kendilerine saldıranlarla savaşma iznine kavuştular Hicret oncesi varlıkları fiili bir varlık iken, Hicret sonrası hukuki bir varlık oldu Hicretin altıncı yılında Mekkeliler, daha onceden yok etmeye calıştıkları muslumanlarla Hudeybiye anlaşmasını yaptılar, onları hukuki bir tarafvarlık olarak tanıdılar Bu diplomatik zafere Kur’an ‘en buyuk fetih’ demektedir Bu zaferin yolu Hicret’le acılmıştı
Hicretle toplumsal bir guce ve siyasal bir yapıya kavuşan muslumanlar, dinlerini rahatca yaşama imkanına kavuştular İslam Medine’de dirildi, guclendi, genişledi ve zaman icerisinde butun dunyaya ulaşma fırsatını buldu Bu bakımdan hicret, yalnızca zulum ve baskıdan kurtulmak değil, bir mevzi değiştirme, bir siyasi manevra, bir strateji ve var olma yolculuğudur
Şirkin buyuk zulum olduğu ve muşriklerin de zalimlerin en buyuğu olduğundan, muslumanlar dinlerini rahatlıkla yaşayamıyorlar, İslami tebliği başkalarına rahatlıkla ulaştıramıyorlardı İslam’ın hukumlerini sosyal alanda uygulamak ve muslumanca yaşamak mumkun değildi Cunku duzenin başındakiler putperestti ve onlara her konuda karışıp mudahale ediyorlardı Mekkeli yetkililere gore muslumanlar kendilerinin bir parcasıydı, dolayısıyla onlardan izinsiz başka dine inanıp, başka hayat şekli secemezlerdi
Hicretle mu’minler barınacak bir yurt buldular Orada kendi hakimiyetlerini ve hukuki varlıklarını kurdular Mekkeliler karşısında bir taraf oldular Toplumsal bir guc haline geldikten sonra duşmanlarıyla, daha doğrusu kendilerine saldıranlarla savaşma iznine kavuştular Hicret oncesi varlıkları fiili bir varlık iken, Hicret sonrası hukuki bir varlık oldu Hicretin altıncı yılında Mekkeliler, daha onceden yok etmeye calıştıkları muslumanlarla Hudeybiye anlaşmasını yaptılar, onları hukuki bir tarafvarlık olarak tanıdılar Bu diplomatik zafere Kur’an ‘en buyuk fetih’ demektedir Bu zaferin yolu Hicret’le acılmıştı
Hicretle toplumsal bir guce ve siyasal bir yapıya kavuşan muslumanlar, dinlerini rahatca yaşama imkanına kavuştular İslam Medine’de dirildi, guclendi, genişledi ve zaman icerisinde butun dunyaya ulaşma fırsatını buldu Bu bakımdan hicret, yalnızca zulum ve baskıdan kurtulmak değil, bir mevzi değiştirme, bir siyasi manevra, bir strateji ve var olma yolculuğudur