Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Nedensellik Hakkında Bilgi

Nedensellik Hakkında Bilgi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Nedensellik Hakkında Veri

Nedenle netice arasındaki ilişki

Doğa olayları arasındaki objektif ve zorunlu bağlantılar birincil insanlarca da sezilmişti Mesela güneş çıkınca toprak ısınıyordu, çağrıda bulunmak ki sıcaklık (netice) ’ın güneş (niçin) ’le ilişkisi vardı Bunun tekrar tekrar ve tekrar de böyle olduğunu ve hiç değişemediğini görüyorlardı, aramak ama bu iki olay arasındaki ilişki zorunluydu İnsanların bu olguda hiçbir etkileri yoktu ve ne yapsalar bunun böyle olmasını engelleyemezlerdi, demek ki bu ilişki nesneldi Sihrin ve büyücülüğün bile insanların bu gözlemlerinden doğduğu ileri sürülmüştür Mesela yağmur yağmadan önce kurbağaların bağrıştıklarını gözlemleyen ilkeller, kuraklık günlerinde kurbağalar gibi bağrışarak yağmur yağdırmak için büyü yaparlardı; çünkü benzer nedenin benzer sonucu doğuracağına inanıyorlardı Nedensellik ilişkisi artan bir şekilde dinsel bir özellik kazanmış ve ilkellerde olduğu gibi uzun bir vakit inanç olarak kalmıştır Doğadaki olayların ahenkli art ardalığından gelecekte olacağın geçmişte olanlara dayandığı düşüncesi biçimlenmiştir Bu düşünceden de ‘kadercilik ’ anlayışı türemiştir halbu ki daha sonra gelen ondan önce gelen tarafından belirlenmektedir, öyleyse önce gelen de kendisinden daha önce gelenle belirlenmiştir ve bu zincir ilk belirleyiciye değin götürülmelidir Bu hatalı uslamlamayı yüzyıllarca sonra ortaçağın skolastikleri ‘ ’bundan sonra, öyleyse bundan ötürü ’ ’ deyimiyle formülleştirip bir mantık ilkesi haline getirecekler ve inanmaya devam edeceklerdir Bu yüzdendir ancak Whitehead ‘ ’antikçağın Yunan kadercileri, çağdaş bilimsel düşüncenin atalarıdır ’ ’ demektedir ne var ki olaylar arasındaki ilişkilerin bu ilkel serüveni ‘bilimsel nedensellik ’ anlayışına dönüşünceye dek daha pek çok evrelerden geçecektir Bu yanlış uslamlama düşlere, fallara, vb inanma gibi birçok abes inançlara da yol açmıştır Antik Devir Yunan düşüncesinde nedenselliği sezen ve olaylar aralarında nedensel bir temas bulunduğunu ileri süren birincil düşünür Demokritos ’tur Daha Sonra Aristoteles ‘ ’meydana gelen her şeyin belirli bir şeyden meydana geldiği ’ ’ni söylemiş ve bu doğal düzenliliği mantıklı düzenliliğe dönüştürerek ‘tümevarım ’ yöntemini oluşturmuştur ‘ ’Benzer nedenler benzer sonucu doğurur ’ ’ (birinci öncül: nedensellik ilkesi)Sıcaklık madenleri genişletmiştir (ikinci öncül: deney) Öyleyse sıcaklık daima madenleri genişletir (vargı: bilimsel yasa) Ancak bu mantıksal vargının kesinliği de uzun bir vakit ağız dalaşı konusu olmuştur

Muhakkak sayıdaki deneyler ama o muhakkak sayıdaki deneylerle sınırlı sonuçları meydana koyabilir, belirlenmiş sayıdaki deneylerden o muhakkak sayıdaki deneylerin sınırını aşan genel sonuçlar çıkarılamaz Güneş şimdiye kadar toprağı ısıttı diye onun yarın da toprağı ısıtacağını bilemeyiz Aksine, güneşin şimdiye dek toprağı ısıtması bir gün gelip toprağı ısıtmayacağının bilinmesini gerektirir yavaş yavaş hangi sonuçların hangi şartlar altında hangi nedenlerden doğduğu bilinmeye başlandıkça dinsel gerekircilik yerini bilimsel gerekirciliğe bıraktı Artık millet, nedenleri etkilemeye ve değiştirmeye ve bana kalırsa meydana getirmeye başlamışlardı Francis Bacon (15611626), nedensellik düşüncesinin bu serüvenini şöyle özetler: Sahiden anlayışlı olmak, nedenleri bilmektir Fransız düşünürü Descartes (1591650) ’la İngiliz düşünürü Hobbes ’a (15881679) kadar de bütün olup bitenler nedenselliğin zorunlu düzeni içindedirler Alman düşünürü Leibniz ’e göre her şeyin bir nedeni vardır (yeter neden ilkesi) Hollandalı düşünür Spinoza ’ya tarafından öz varlıkta serbest bir irade yoktur Özvarlığın bir şeyi ya da diğer bir şeyi istemesi nedenle gerektirilmiştir ve bu ölümsüz olarak böyle gider

İdealistler, bilimsel nedenselliğin karşısına metafizik sebepliliği çıkarırlar Bu savın en açık belirlenmiş biçimini ileri sürmüş olan Alman düşünürü Hegel ’e tarafından evren nedensellikle açıklanamaz, ancak sebeplilik ’le açıklanabilir Çünkü evreni açıklayabilmek için bir ‘ilk prensip ’ devretmek gerekir, bu öyle bir birincil ilkedir ancak âlem ondan çıkmıştır Bu ilk prensip bir birincil neden olamaz, çünkü onun nedenini açıklayamayacağımız için kendisi açıklanamayanın evreni açıklaması olanaksızdır Oysa bu ilk ilke bir ‘ilk sebep ’ olabilir, çünkü onun sebebi esasen kendisinde içkin bulunan ereğidir ve sebep ereğiyle açıklanmaktadır

Neden, bir şeyin ne ’den olduğunu anlatır (Mesela dünyanın aydınlanması güneş ’tendir), sebep ’se bir şeyin ne için olduğunu anlatır (Mesela işçinin çalışması para için ’dir) Nedenin gerçekleştirdiği ‘etki ’ sebebin gerçekleştirdiğiyse ‘erek ’tir Yukarıdaki örnekte para galip gelmek, işçinin çalışmasını açıklar; lakin dünyanın aydınlanması güneşi açıklamaz İşçinin çalışması para galip gelmek içindir; lakin güneş dünyanın aydınlanması için değildir, aksine, dünyanın aydınlanması güneşten ötürüdür, öyleyse güneş neden ötürüdür? Güneş de nasıl olursa olsun bir şeyden ötürüdür, böylelikle birincil nedene dek gelinir ve ilk neden açıklanamaz olarak kalır Hegel ’in bu varsayımı çoğu bakımdan yanlıştır İlkin bir son tesir olmadığı gibi bir birincil tesir de yoktur; âlem ilksiz ve sonsuzdur Kaldı ki metafizik bile dolaylı yoldan bu sonuca varmaktadır Metafizik birincil neden olarak tanrıyı ileri sürer, ne var ama ‘ ’tanrının nedeni nedir? ’ ’ sorusuna ‘ ’onun nedeni yoktur, ilksiz ve sonsuzdur ’ ’ yanıtını atamak zorunda kalır Çağrıda Bulunmak fakat ilksizlik ve ölümsüzlük hangi açıdan ele alınırsa alınsın evrensel oluşmada zorunludur bundan başka doğada elbette bir ‘ereksellik ’, veya daha açıkçası bir ‘amaçlılık ’ vardır, ne var oysa bu amaçlılık tarafsız ve özdeksel nedenlerden ötürüdür Darwin ’in bol deney ve gözlemlerle kanıtladığı gibi hayvanlar ve bitkilerdeki değişmeler, çevreye uymalar vb yaşamlarının değişen koşullarıyla etkileşiminden oluşur Eğer bu değişmeler örgenliklere yaşamlarını sürdürebilmeleri için yararlıysa ‘doğal ayıklanma ’ ile korunur, kalıtımla yerleşir ve kuşaktan kuşağa geçerek örgenliğin amaçlılığını gerçekleştirirler

Bir diyalektikçi şöyle der: ’ ’Kent Soylu ideologları bilimsel nedenselliğe niçin saldırırlar? Çünkü bilimsel nedensellik, bilimsel sonuçlara götürür Eğer evrendeki her şey doğal nedenlerle ortaya çıkıyorsa doğa dizgesi içinde yücelerin yücesi ve özdeksel olmayan bir güce yer değil demektir ’ ’ Buna karşısında nedensellik de, ‘ ’evrensel bağlantıların ancak minik bir parçasıdır Neden ve sonucun insan tarafından kavranması olayların ancak bir yönünü gösterir Doğa ve toplum olaylarının bağlılıkları, nedenetki ilişkisinin gösterdiğinden fazla daha geniş bir ilişki olan ‘müşterek tesir ’nin ancak minik bir parçasıdır ’ ’ Engels de şöyle demiştir: ’ ’Dünyada neden ve etkinin durmadan müşterek yer değiştirmelerinde yansıyan evrensel bir etkileşim vardır: Burada ve şimdi ‘niçin ’ olan, orada veya o vakit ‘sonuç ’ olur ’ ’

Özet Olarak, doğada, nedeni bulunmayan hiçbir vaka yoktur Nedensel ilişkiler tarafsız, genel ve etmen ilişkilerdir Evrendeki tüm olayların nedenleri olmasaydı bilim varolmazdı Bu nedenlerin insanlarca keşfedilip meydana konmasıyladır ancak insansal üretim gerçekleşmiştir Engels şöyle der: ’ ’Nedensellik, bir hareketin ötekinin nedeni olduğunun keşfi, insanların etkinliğiyle gerçekleşmiştir ’ ’ İnsanın, koşullarını meydana getirerek gerçekleştirdiği her durum nedensellik ’i tanıtlar İnsan bu etkinliğiyle (nedensellik olduğu için, nedensellik tamamen N) belli bir devimi, doğadaki gibi, kişisel olarak meydana getirebilir; hatta sanayide olduğu gibi doğada hiç bulunmayan yepyeni devimler ortaya koyabilir, onları dilediği gibi değiştirip dilediği gibi yön verebilir Engels şöyle der: ’ ’İnsan bir tüfekle barutu, patlayıcı maddeyi ve mermiyi bir araya getirebilir, onu ateşleyebilir ve deneyiyle önceden bildiği etkiyi hesaplayabilir Bütün bunlarda gelecek olanın önceki olandan çıkarıldığı söylenemez, çünkü olacak olan şey, olmuş olan şeyle aynı değildir Ateşleme ya da barut iş görmeyebilir, namlu parçalanabilir vb…(koşullar ve rastlantılar nedeniyle N) Tüm bunlar nedensellik ’i çürütmez, tersine tanıtlar Çünkü bu durumda kuraldan sapmanın nedenleri de ortaya çıkarılabilir (aynı sonucun alınmamasının da diğer nedenleri vardır N) ; barutun ıslaklığı, namlunun bozukluğu vb… Bu Vesile Ile nedensellik deneyi iki katlı olarak yapılmaktadır ’ ’ Engels, özet olarak, şunu çağrıda bulunmak ister: Eğer yapabiliyorsak, nedenleri biliyoruz demektir (nedenleri var demektir, yapamıyorsak da bunun da nedenleri vardır N) nedenleri bilip yapmaksa, tek sözle, nedensellik ’tir…

Eytişimsel özdekçiliğe tarafından nedensellik, insan bilincinin dışarıda gerçekleşen nesnel ve evrensel zorunlu bir bağımlılıktır

Metafiziğin bu kavram karşısındaki tutumu keza tek yanlıdır, ayrıca de bu tek yanlılıkta çeşitlenmiştir Tek yanlıdır, çünkü nedenle sonucu birbirinden bambaşka ve birbirine karşıt iki olay olarak görür Çeşitlenmiştir, çünkü öznel düşüncecilik nedenselliği ya yadsır (mesela Machçilik) veya bilincin ürünü sayar (mesela Kantçılık) tarafsız düşüncecilikse onu bilincin dıştan tasarladığı evrensel bir bilinç ya da bir kavram yapısı olarak ele alır (mesela Hegelcilik) Eytişimsel olmayan metafizik özdekçiliğin nedensellik karşısındaki tutumu da dar görüşlü ve mekanikçi bir tutumdur, onu tekbiçimde saltıklaştırır (mesela Laplace gerekirciliği) Bilimsel bulgular, eytişimsel özdekçiliğin nedensellik anlayışını her gün azıcık daha doğrulamaktadır *
 
858,497Konular
981,928Mesajlar
29,944Kullanıcılar
coldsteez2Son üye
Üst Alt