Pankreas bezindeki beta hücrelerden salgılanan bir hormondur. Kandaki şekerin hücrelere girmesi pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur yani insülin hormonu kan şekerini düzenleyen bir hormondur. İnsülin ayrıca hücrelerin ihtiyacından fazla olan kan şekerini ise yağ olarak depolayan bir hormondur.
İnsulin Direnci
İnsülinin görevini yerine getirememesidir; kanda serbest halde gezinen şeker vardır ancak insülin şekeri kas, yağ, karaciğer hücrelerine taşıyıp hücrenin kullanmasını sağlayamaz bu yüzden de hücre hep kendini aç ve enerjisiz hisseder kişilerin doygunluk hissetmemesi, yeme atakları yaşamalarının nedeni budur; normalde anahtar görevi gören insülinin bu özeliğinin bozulmasıdır . Sağlıklı kişilerin yüzde 25’i, kan şekeri bozukluğu yaşayanların yüzde 60’ı, diyabeti olanların ise yüzde 75’inde insülin direnci gelişebilir. İnsülin direnci yüksek kişilerin diyabet hastalığına yakalanma riski de oldukça yüksektir. İnsülin direnci, tansiyon, damar sertliği, kan yağları bozukluğu, karaciğer yağlanması arasında sıkı bir ilişki vardır.
Hızlı Kılo Alma Ve Verememe Nedeni: İnsülin Direnci
İnsülin seviyesi yüksek kişiler çok hızlı kilo alır ve zor kilo verirler. Kilo arttıkça insülin direnci artar, kilo verdikçe azalır.
İnsülin Direnci Testi (HOMA testi) Nedir?
Insüline karşı çevre dokuların verdiği cevabı değerlendirmek için kullanılan; vücutta bir insülin direnci olup olmadığını anlamaya yarayan testtir. Ortalama 10-12 saatlik bir açlıktan sonra kandan alınan örnek ile yapılmaktadır.
Homa Testi değerinin 2,5 ve üstü olması insülin direncinin göstergesidir.
Diğer bir yöntem ise basit matematik işlemlere dayalı olan (açlık kan şekeri x açlık insülin : 405 = >2,5) olması durumudur ve insülin direncinin göstergesi olarak tanımlanır.
İnsülin Direncinde Tatlı Krizleri
Kanda şeker vardır ancak hücrelere giremediği için kişi kendini hep aç hisseder ve özellikle şekerli/karbonhidartlı besinlere ihtiyarç duyar. Bu besinlerin tüketimiyle kan şekeri daha da yükselir, yükseldikçe insülin üretimi artar ve kanda zaten yüksek olan şeker daha da artar ve bu durum zamanla kısır döngü halini alır. Sonuç olarak bu krizler; karın çevresinde yağlanma, kan yağlarında, kan şekerinde ve tansiyonda yükselme ile karşımıza çıkar.
İnsülin Direncinin Belirtileri
-
Yorgunluk, halsizlik, yemeklerden sonra uyku basması -
Konsantrasyon bozukluğu -
Unutkanlık -
Hızlı Kilo alma, zor kilo verme, kilo verememe -
Doymama, sık acıkma -
Acıkma atakları olması -
Tatlıya düşkünlük -
Terleme -
Erkeklerde göbeklenme -
Kadınlarda kalçalarda ve göbekte yağlanma -
Tansiyonda yükselmelerin başlaması
-
Ailesinde şeker hastalığı olanlar -
Kilosu fazla olanlar -
Önceki gebeliğinde kan şekeri yükselenler -
Bel çevresinin erkekte 94 cm’den kadında 80 cm den fazla olması -
Vücut kitle indeksinin 25 Kg/m2 den fazla olması -
Tansiyon yüksekse (130/85 mmHg den fazla) -
Ürik asit yüksekse -
LDL ve Trigliserit yüksek, HDL düşükse -
Açlık kan şekeri 100 mg/dl den fazla olanlar
-
Kişinin toplam vücut ağırlığının % 7-10 kadarını vermesi insülin direnci tedavisini kolaylaştırmaktadır. -
Günde 3 ana 3 ara öğün tüketilmelidir; kahvaltı uyandıktan sonra olabildiğince erken saatte yapılmalı, gece son öğün uykudan 2-2,5 saat önce bitmiş olmalıdır. Bu düzende 2,5-3 saatte bir öğün yapılması ile kan şekerinin dalgalanmasının önüne geçilip kan şekeri dengede tutulabilmektedir. -
Yapılan araştırmalarda doyurucu, proteinden zengin bir kahvaltı ile güne başlayan bireylerin gün içinde %30 oranında daha az besin tükettikleri tespit edilmiştir ayrıca kan şekeri regülasyonlarının da çok daha iyi olduğu tespit edilmiştir. -
İnsülin direnci olan kişilerin yüksek posalı ve glisemik indeksi düşük besinler tüketmeleri kan şekeri regülasyonu için oldukça önemlidir. Beyaz ekmek yerıne tam buğday veya tam çavdar ekmekleri, pirinç yerine bulgur, kinoa, tam buğday unlu/kepekli makarna veya erişte kullanılmalıdır. -
Kaliteli posa ve karbonhidrat kaynağı olan kuru bakliyatlara (nohut, kuru fasulye, yeşil mercimek vb ) haftada 3-4 kez yer verilmelidir. -
Su tüketiminize özen gösterin; su ihtiyarcı kişiden kişiye değişken olmakla birlikte kg başına 35 ml formulunden ortalama bir değer elde edebilirsiniz. -
Tatlı ihtiyarcı şeker, çikolata goflet yerine taze ve kuru meyvelerle giderilmelidir. -
Meyve suyu tüketmek yerine meyvenin kendisi tüketilmelidir. Örneğin: 1 su bardağı portakal suyu için ortalama 2-3 adet portakalın suyu sıkılmaktadır ; meyve ne kadar besleyici vitamin ve minarel açısından zengin bir besin olsa da içerisinde früktoz dediğimiz meyve şekerini ihtiva etmektedir. -
Meyvenin suyunun sıkılma işlemiyle birlikte posası atılır ve siz tek seferde 3 adet portakalın şekerini içmiş olursunuz glisemik indeksi oldukça yüksek olan meyve suyu kan şekerinizde dalgalanmalara yol açacaktır. -
Tarçın insülin direnci olan bireylerin doğal ilacıdır. Tarçının kan şekerini dengeleyici ve tatlı ihtiyarcını bastırıcı özelliğinden faydalanılmalıdır. Gerek sütünüze, yoğurdunuza gerekse meyvenize ekleyerek tüketmenizi önermiyorum. -
Meyve yerken yanında bir protein kaynağı olarak süt, yoğurt, kefir, fındık, badem , ceviz vb tüketmeye özen gösterin; proteinin sindirimi ve emilimi uzun sürer ve bu etkisi kan şekerinizin regüle olmasında oldukça etkilidir. -
Şeker, şekerli tüm pastane ürünleri, çikolata ve bisküvi vb besinler beslenmeden tamamen uzaklaştırılmalıdır. -
Kalorisi olmadığı için masum sanılan tatlandırıcıların kan şekerinde dalgalanmalara yol açtığı unutulmamalıdır. -
Taze sebze ve meyve tüketimine içeriğinde posa, mineral, vitamin ve antioksidan yoğunluğundan dolayı önem verilmelidir. (meyvelerin kabukları ile birlikte tüketimi günlük posa tüketimini artırmaktadır) -
Günde en az 5-6 porsiyon taze sebze&meyve tüketilmelidir.
Sert margarin, krema, kaymak, kuyruk yağı gibi trans ve doymuş yağ içeriği yüksek gıdalar beslenmeden uzak tutulmalıdır. -
Yağlı tohumlar dediğimiz protein ve yağın iyi birer kaynağı olan ceviz, fındık, badem , kaju , fıstık vb’ni beslenmenizden eksik etmeyiniz ; 1 kapalı avuç kadar yağlı tohum iyi bir ara öğün alternatifidir. -
Süt ve süt ürünlerini yarım yağlı veya light tercih ediniz. -
Fiziksel aktivite, insülin ve kan şekeri dengesini koruyan ilaçlar kadar etkili tedavi edici doğal etmendir. Bu nedenle her gün 30-45 dakika egzersiz yapmaya özen gösterin.