Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Lezzetli terbiyesi nasıl olur ?
Ruhî gelişmenin kendisine göre bir takım yöntem ve prensipleri vardır
Bu prensiplere riayet eden herkeste, o şahsın istidat ve kabiliyeti ölçüsünde bir takım mazhariyetler olur Prensiplerdeki teferruatı bir tarafa bırakacak olursak, ister yogizm'de, ister fakirizmde ve isterse tasavvufta, ruhî melekeleri geliştirmeyi bir usule bağlantı kurmak mümkündür Eskiler bunu şöyle ifade ederlerdi:
*Kılletü'ttaam,
*kılletü'lmenam,
*kılletü'lkelam,
*sükûtu müdâm,
*uzlet ani'lenâm,
*zikrü müdâm,
*teveccühü tam'
Evet, bu yolda az yiyeceksin Özellikle proteini bol olan yağ, et, yumurta gibi gıdalardan kaçınacaksın Eksik meşrubat, eksik uyuyacaksın Zaten Allah Rasulü de bütün bu hususlara işaretle: 'Sizin adınıza en fazla korktuğum, göbek bağlamanız, çok uyumanız, tembelliğiniz ve yakîninizin az olmasıdır' (1) buyurmuyor mu? Sahiden, sırasıyla bunlar birbirini doğuran neticelerdir Çok yiyen bir insan çok uyur, fazla uyuyan bir insanın da yakîni fazla eksik olur Huysuz neticeler de yeniden bunların aksinden doğar Yani, az yiyen eksik uyur ve az uyuyanın da yakîni gün geçtikçe çoğalır Pek ise bu neticeye ulaşmak isteyenler, mutlaka eksik yemeli, az uyumalı, hayrete varmalı ve gözlerinin misal alemine açılmasını tedarik etmelidirler
Neticeye ulaştıran şartlardan biri de eksik konuşmaktır Hz Ömer'in (ra) dediği gibi 'Fazla konuşanın sakatatı çok olur' (2) Onun laflarının çoğu işe haylaz ve bu cins insanlara gayb perdesi aralanmaz
'Sükûtu müdâm' sürekli sessizlik demektir İnsan sesini kesip, gözünü, muttali elde etmek istediği aleme döndürmeli ki, haylaz her şeyi unutarak ruhunu ulvi alemlerle irtibatlandırabilsin
'Uzlet ani'lenâm' ise halktan uzaktan ve farklı durmak manasına gelir İnsan, göz ve kulak vasıtasıyla kalbinin, ruhunun kirlenmesine meydan vermemelidir Halbuki çarşıpazar ve insanlarla ihtilatta, bunların kirlenmesine sebep olacak faktörler sayılamayacak değin çoktur Bu faktörlerin menfi tesirinden kurtulabilmenin en sağlıklı yolu uzlet, yani insanlardan uzakta kalmaktır
'Zikrü müdâm ve teveccühü bütün', neyi kutlamak gerekiyorsa onu anmaktır Kimisi Mesih'i, kimisi de Buda'yı anar Halbuki bizler Allah'ı anar ve O'nun yüce adını virdi zeban ederiz Böylece teveccühü tam hasıl olur ve insanın ufkunda yeni menfezler açılır Bir insanın gayb alemine muttali olmasının yolu, arzettiğimiz hususlar gibi şeylere riayetten geçer Günde üç öğün yemek yiyen, karnını tıka basa doyuran ve kendini gevezeliğe salıp, bilip bilmediği herşeyi konuşan, zikre devam etmeyen ve cemiyet hayatında, başlıca kendisini ilgilendirmeyen mâlâyâniyatla meşgul olan çok uyuyan ve gaflette boğulan bir insanın, bana niçin gayb perdesi açılmıyor, diye itiraza hakkı yoktur Zira o, kendini neticeye ulaştıracak yolun erkanına riayet etmemektedir Menzile varılmaması da gayet normaldir
Her şeyin bir usulü vardır Bu usulle beraber, bu mevzu mürşid ve üstad ister Ben kendi kendime yaptığım riyazat nedeniyle bir takım rahatsızlıklara maruz kalmıştım Bu esnada bana el uzatan bir hak dostu 'riyazat mürşid ister, müsaadesiz yapılamaz' demişti Gerçekten daha sonra ben de benzer kanaate sahip oldum Riyazat gerçekleştirmek isteyenler, bunu mutlaka bir mürşidin nezâreti aşağı yapmalıdır Somurtkan halde altından kalkılamayacak dek ağır rizikolar laf konusu olabilir Burada manâlı bir konuya da sinyâl etmek istiyorum: Bu türlü şeylerle meşgul olan kimseler belki, mânâ alemine gözleri açık değil ve ayağının basacağı yeri bilemiyorlarsa Allah muhafaza buyursun tekrar tekrar bir kısım habis ruhların saldırısına maruz kalmaları muhtemeldir Bunlar cindir, şeytandır ya da habis ruhtur ve bunlar fazla önemli değildir Mühim olan bunların kendilerini o şahsa kabul ettirme keyfiyetleridir Özellikle birey bu işi usulünce yapamıyorsa ve başında kendisine ışık tutan bir rehberi, bir mürşidi de yahut, bu habis ruhlar kendilerini kabul ettirir ve o şahsı oyuncak haline getirebilirler Böyle birşey, ara sıra terğib, teşvik ve okşamakla, bazen de tehdit ve korkutmakla olur ve o kişiyi bütünüyle kendi hesaplarına tarafından konuşturur, kendi hesaplarına tarafından meslek yaptırırlar Günümüzdeki sapıkların çoğunda görüldüğü gibi, kimisine Mehdi, kimisine Mesih, kimisine (haşa) peygamber ve kimisine de (haşa) Allah olduklarını söylettirirler *
Ruhî gelişmenin kendisine göre bir takım yöntem ve prensipleri vardır
Bu prensiplere riayet eden herkeste, o şahsın istidat ve kabiliyeti ölçüsünde bir takım mazhariyetler olur Prensiplerdeki teferruatı bir tarafa bırakacak olursak, ister yogizm'de, ister fakirizmde ve isterse tasavvufta, ruhî melekeleri geliştirmeyi bir usule bağlantı kurmak mümkündür Eskiler bunu şöyle ifade ederlerdi:
*Kılletü'ttaam,
*kılletü'lmenam,
*kılletü'lkelam,
*sükûtu müdâm,
*uzlet ani'lenâm,
*zikrü müdâm,
*teveccühü tam'
Evet, bu yolda az yiyeceksin Özellikle proteini bol olan yağ, et, yumurta gibi gıdalardan kaçınacaksın Eksik meşrubat, eksik uyuyacaksın Zaten Allah Rasulü de bütün bu hususlara işaretle: 'Sizin adınıza en fazla korktuğum, göbek bağlamanız, çok uyumanız, tembelliğiniz ve yakîninizin az olmasıdır' (1) buyurmuyor mu? Sahiden, sırasıyla bunlar birbirini doğuran neticelerdir Çok yiyen bir insan çok uyur, fazla uyuyan bir insanın da yakîni fazla eksik olur Huysuz neticeler de yeniden bunların aksinden doğar Yani, az yiyen eksik uyur ve az uyuyanın da yakîni gün geçtikçe çoğalır Pek ise bu neticeye ulaşmak isteyenler, mutlaka eksik yemeli, az uyumalı, hayrete varmalı ve gözlerinin misal alemine açılmasını tedarik etmelidirler
Neticeye ulaştıran şartlardan biri de eksik konuşmaktır Hz Ömer'in (ra) dediği gibi 'Fazla konuşanın sakatatı çok olur' (2) Onun laflarının çoğu işe haylaz ve bu cins insanlara gayb perdesi aralanmaz
'Sükûtu müdâm' sürekli sessizlik demektir İnsan sesini kesip, gözünü, muttali elde etmek istediği aleme döndürmeli ki, haylaz her şeyi unutarak ruhunu ulvi alemlerle irtibatlandırabilsin
'Uzlet ani'lenâm' ise halktan uzaktan ve farklı durmak manasına gelir İnsan, göz ve kulak vasıtasıyla kalbinin, ruhunun kirlenmesine meydan vermemelidir Halbuki çarşıpazar ve insanlarla ihtilatta, bunların kirlenmesine sebep olacak faktörler sayılamayacak değin çoktur Bu faktörlerin menfi tesirinden kurtulabilmenin en sağlıklı yolu uzlet, yani insanlardan uzakta kalmaktır
'Zikrü müdâm ve teveccühü bütün', neyi kutlamak gerekiyorsa onu anmaktır Kimisi Mesih'i, kimisi de Buda'yı anar Halbuki bizler Allah'ı anar ve O'nun yüce adını virdi zeban ederiz Böylece teveccühü tam hasıl olur ve insanın ufkunda yeni menfezler açılır Bir insanın gayb alemine muttali olmasının yolu, arzettiğimiz hususlar gibi şeylere riayetten geçer Günde üç öğün yemek yiyen, karnını tıka basa doyuran ve kendini gevezeliğe salıp, bilip bilmediği herşeyi konuşan, zikre devam etmeyen ve cemiyet hayatında, başlıca kendisini ilgilendirmeyen mâlâyâniyatla meşgul olan çok uyuyan ve gaflette boğulan bir insanın, bana niçin gayb perdesi açılmıyor, diye itiraza hakkı yoktur Zira o, kendini neticeye ulaştıracak yolun erkanına riayet etmemektedir Menzile varılmaması da gayet normaldir
Her şeyin bir usulü vardır Bu usulle beraber, bu mevzu mürşid ve üstad ister Ben kendi kendime yaptığım riyazat nedeniyle bir takım rahatsızlıklara maruz kalmıştım Bu esnada bana el uzatan bir hak dostu 'riyazat mürşid ister, müsaadesiz yapılamaz' demişti Gerçekten daha sonra ben de benzer kanaate sahip oldum Riyazat gerçekleştirmek isteyenler, bunu mutlaka bir mürşidin nezâreti aşağı yapmalıdır Somurtkan halde altından kalkılamayacak dek ağır rizikolar laf konusu olabilir Burada manâlı bir konuya da sinyâl etmek istiyorum: Bu türlü şeylerle meşgul olan kimseler belki, mânâ alemine gözleri açık değil ve ayağının basacağı yeri bilemiyorlarsa Allah muhafaza buyursun tekrar tekrar bir kısım habis ruhların saldırısına maruz kalmaları muhtemeldir Bunlar cindir, şeytandır ya da habis ruhtur ve bunlar fazla önemli değildir Mühim olan bunların kendilerini o şahsa kabul ettirme keyfiyetleridir Özellikle birey bu işi usulünce yapamıyorsa ve başında kendisine ışık tutan bir rehberi, bir mürşidi de yahut, bu habis ruhlar kendilerini kabul ettirir ve o şahsı oyuncak haline getirebilirler Böyle birşey, ara sıra terğib, teşvik ve okşamakla, bazen de tehdit ve korkutmakla olur ve o kişiyi bütünüyle kendi hesaplarına tarafından konuşturur, kendi hesaplarına tarafından meslek yaptırırlar Günümüzdeki sapıkların çoğunda görüldüğü gibi, kimisine Mehdi, kimisine Mesih, kimisine (haşa) peygamber ve kimisine de (haşa) Allah olduklarını söylettirirler *
