Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Nefsimize Nasıl Hakim Olabiliriz?

Nefsimize Nasıl Hakim Olabiliriz?
0
169

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Nefsimize Nasıl Hakim Olabiliriz?

Allah’ı sevmek ve onun razı olduğunu bilmek soyut bir durum olduğu için anlamak zordur.

Bir insan ben Allah’ı seviyorum diyebilir. Fakat bu durum içimizdeki bir duyguyu anlattığından dolayı, dışımızda bunu göstermemiz gerekir.

Diğer taraftan, Allah bizden razı mı? Biz onun yanında nasıl bir kuluz? Bu sorular da aynı şekilde anlaşılması zor konulardır. Bunu anlamanın da bir yolu olmalı.

İşte hem bizim Allah’ı sevdiğimizin anlaşılması, hem de Allah’ın bizden razı olduğunu anlamanın yolunu şu ayeti kerime de Allah’ımız bildiriyor. “Ey Muhammed deki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun, ta ki Allah ta sizi sevsin.”

Dikkat edilirse Allah’ı sevmemizin göstergesi Hz. Peygamber Efendimize uyarak islamı yaşamaktır. Biz Peygamberimize uyarak hayatımızı yaşarsak, netice de Allah’ın da bizi sevdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Mesela, babanızı ve annenizi sevdiğiniz nasıl anlaşılır. Onların isteklerini yapar, memnun olmadığı şeyleri de terk ederseniz, o zaman sevdiğiniz ortaya çıkmış olur. Onlar bize demeseler bile biz bundan anlarız ki onlar da bizi seviyorlardır. Tam tersi olsa dediklerinin hiç birini yapmam ama, kalbime bak onları çok seviyorum dese kime inandıra bilirsiniz.

Demek ki Allah Peygamberimizi bir model olarak yaratmış ve en güzel örnekleri onda göstermiş. Bize de, eğer beni seviyorsanız, size Peygamber gönderdiğim Hz. Muhammed’e uyunuz. O takdirde anlayın ki ben de sizi seviyorum. Sözün özü: Allah’ın bizi sevdiğinin göstergesi, bizim ne kadar Hz. Muhammed’e benzediğimizdir. Ona göre sonuca varabiliriz.

Size, bize ve tüm insanlara yol haritası kur’an ve Sünnettir. Bundan başkasını size tavsiye edemeyiz. Yani kur’anı ve sünneti rasulullahı ( a.s.m ) kendimize rehber edinmek, kendimizi onlara endekslemek ve imani bahis ve kitapları tefekkür ile okumaktır. Yani imanın ve kur’anın anlattığı ve bahsettiği kurani ve imani kitaplar bulabilseniz veya bu konuları tefekkür ve mütalaa eden şahsiyetlerle beraber olmakla onlardan istifade edebilseniz sizin hem dünyanıza hem de ahiretinize faydalı olacaktır.

Namazları vaktinde kılmak, büyük günahlara dikkat etmek ve namazın arkasındaki tesbihatı yapmak ayrıca sizi tekamül ettirecektir.

Bu konuda size bazı tavsiyelerimiz olabilir:

1- Çevrenizde güven ve itimat duyduğunuz bazı kimselerle istişare ederek islami çizgiyi koruyan ve sorularınıza cevap verebilecek cemaat mensuplarıyla görüşmenizi
2- Zafer, Nesil, Cihan ve Nil yayınlarında çıkan kitaplardan bazılarını seçerek okumanızı
3- Bizim tavsiye edeceğimiz şu kitapları okumanızı öneririz:

(zafer yayınlarında çıkanlar, Yerebatan cd. 45/2 Cağaloğlu, İst. Tlf. 212 5270207)
- Gerçeğe Doğru Serisi 6 cilt
- Nurdan kelimeler 4 cilt
- Nurdan Cümleler 2 cilt
- Bir Kader Sohbeti
- Ölüm son Değildir 3 cilt
- Risale Okumaları 2 cilt

(Nesil Yayınlarında çıkanlar, Sanayi Cd. Bilge Sk. No: 2 Yeni Bosna İst. Tlf. 212 5513225)
- Dört Halife
- Sahabe Modeli
- Peygamberimizin Hayatı 2 cilt
- İslam Nasıl Anlamalı
- Gençliğe Sesleniş
- Vesvese sebepleri ve kurtuluş yolları
- Kendini Arayan Adam
- Müslüman Nasıl Yaşamalı
- Peygamberimizin Tebliğ Metodu 2 cilt
- Kuranda Cihad ve Savaş

Ayette geçen Nefis ve Malın Allah’a satılması ne demektir?

Nur Külliyatında, “Muhakkak, Allah müminlerden nefislerini ve mallarını cennet mukabili satın almış bulunuyor” mealindeki ayet-i kerimenin tefsiri yapılırken bir temsil getirilir ve temsilin bir yerine de şu mesaj yüklenir. “Hem o fabrikadaki aletler benim namımla ve benim tezgahımda işlettirilecek. Hem fiyatı, hem ücretleri birden bine yükselecek.” Sözler

Bir sohbette arkadaşlarıma, toprağın ve suyun fiyatlarını sormuş ve bir cevap alamamıştım. Muzun fiyatını sorduğumda ise yüksek bir rakamla karşıma çıkmışlardı. İşte toprak ve su Allah’ın bir fabrikası olan ağaca girdiklerinde, öteden muz olarak çıkıyor ve büyük bir kıymet kazanıyorlar. Aynı şekilde, otu inek denilen bir canlı fabrikaya veriyoruz, et ve süt elde ediyoruz. Şeker pancarı, fabrikadan şeker olarak çıkarken, çiçek tozları kovanda bal oluyorlar.

İnsan, etrafını saran böyle sonsuz ibret tablolarından ders alarak nefis ve malını, Rabbinin emir tezgahına soksa, ala-yı illiyyin denilen o üstün makama erecek ve cennet ehli olma şerefine kavuşacak.

Nefis denilince insanın zatını anlıyoruz, mal denilince de zatın tasarrufuna verilen emanetleri. Bir başka ifadeyle, “nefis” insana ihsan edilen dahili nimetleri; “mal” ise harici nimetleri temsil etmekte. Her ikisi de insanı ya ala-ı İlliyyine çıkaran yahut esfel-i safiline düşüren imtihan aletleri.

Ayet-i kerimede nefisten başlandığını dikkate alarak nefsimiz üzerinde biraz duralım.
İnsan aklı, fizik ve kimyadan, ticaret ve ziraattan, kumar ve soyguna kadar her şeyde istimal edilmeye müsait. Bunların bir kısmı insanı yükseltirken, diğerleri alçaltır.

İnsan kalbi bir umman. İman ve küfürden, adalet ve zulme, tevazu ve kibre, itaat ve isyana, muhabbet ve nefrete, af ve intikama ve daha nice müspet ve menfi manalara açık. İnsanın ala-yı illiyyine yükselmesinde yahut esfel-i safiline yuvarlanmasında en büyük pay onun.

Kalbe bağlı latifeler, hisler bedenin organlarından çok. Bunlar da insanı ya yücelere çıkarır yahut çukurlara düşürür. Sevgiden başlayalım. İnsan bu his ile, ya Rabbini ve Mevlasını sever, yahut nefsini ve menfaatini. İşte birinci hal yükseliş, ikincisi çöküştür.
Bir diğeri, “endişe duygusu.” İnsan, ya maddi ve dünyevi problemleri kendisine dert edinir, bunların endişesiyle ruhunu perişan eder. Yahut, bu dünya yolculuğunun cehennemle son bulma endişesi onu durmadan çalışmaya, gayrete ve duaya sevk eder. Birincisi, aşağıların aşağısı, ikincisi yüceler yücesidir.

Beş duyumuz da bu ölçüye vurulmalı. İnsan bunlarla salih amel de işleyebilir, isyan ve günah da. Birinciler, insanı en ileri makamlara, ikinciler ise en derin azaplara hazırlar. Yine Nur Külliyatında, “küfür, mahiyet-i insaniyyeyi yıkar, elmastan kömüre kalbeder” denilerek, büyük bir hakikat dersi verilir. Demek ki, insan ahsen-i takvim ile ifade buyrulan bir elmas mahiyetinde yaratılmış. Kendisini rıza çizgisinden, istikamet hattından dışarı çıkarırsa, ceza alarak aşağıların aşağısına atılıyor. Bu çöküş “kömür” olmakla sembolize edilmiş. Bilim adamlarımızın ifadelerine göre, elmasla kömürün temel taşları aynı. Sadece kristalleşme şekilleri farklı. İşte bu farklılıktan birbirine zıt iki mahiyet doğuyor. Aynı harflerle farklı kelimelerin yazılabilmesi gibi, aynı insan mahiyetinden de, birbirine zıt meyveler çıkabiliyor: Mümin -kafir, salih-fasık, adil-zalim, mütevazı- mağrur gibi.

Bu misale göre:
•Ahsen-i takvim, “en güzeli yazabilecek kıvamda, kabiliyette yaratılmış olma.”
•Ala-yı illiyyin, “bunu başarabilenlerin yüksek makamı.”
•Esfel-i safilin, ise “yanlış yazanların büyük düşüş ve çöküşü.”

Allah Resulü (a.s.m.), “Dünya ahiretin tarlasıdır” buyurur. O halde insan bu dünyada, çekirdek kabilinden de olsa, “ala-yı illiyyin” şerefine erecektir ki, bu mazhariyet ahirette o yüce makam olarak kendini göstersin. Ve yine insan, işlediği isyanlarla, “esfele-i safiline” layık olacaktır ki, bu liyakat o dehşetli azabı meyve versin.

Sözün özü: Yüksek insanlar da, alçak insanlar da bu dünyada yetişiyorlar. Ve ahirette her nefis kendi ameline uygun saadete eriyor yahut azaba düşüyor.

CİNSEL BASKIDAN KURTULMA ÇARESİ NEDİR?

Müstehcenliğinden dolayı cevap vermekte zorlandığım konulardan biri de, cinsel duyguların baskısından kurtulmak isteyenlerin başvurduğu kendini tatmin konusu.

Bu konu ısrarla sorulduğundan zorluğuna rağmen cevap vermeye gayret edeceğim. Önce meseleye genel bir bakışla bakalım izin verirseniz.

Rabbimiz aile hayatını kolaylıkla yürütmesi için insanlara cinsi his vermiştir. Bu hissin getirdiği derin bir ilgi ile karşı cinsler birbirlerini sevmiş, bu sevgi sebebiyle birbirlerine hoşgörü ile bakacak hale gelmişlerdir.

Ancak bazen bu cinsi his bilhassa gençlerde baskılar da meydana getirmiş, onları gayri meşruluklara itecek bir etkiyi de göstermiştir.

İşte bu durumda Rabbimiz rüyada ihtilam olma halini yaratmış, had safhada cinsel his baskısına maruz kalan kimseler rüyadaki bu ihtilam olma yoluyla cinsel his baskısından kurtulmuşlar, gayri meşruluklara yönelme duygusuna girmemişlerdir.

Ne var ki bazen ortamın aşırı tahrikinden dolayı rüyadaki teskin olma hali yetmeyip uyanıkken de kendini teskin etme ihtiyacı duyanlar olmuş; bunun dini hükmünü merak ederek öğrenmek istemişlerdir.

Cinsellik duygusunun aşırı baskısından kurtulmak için baş vurulan bu kendini teskin etme olayına (istimna=masturbasyon) kitaplarda (haram, mekruh, caiz) diyenlerin olduğunu görüyoruz.

Şahısların özel durumlarından dolayı böyle farklı hükümlerin verildiği anlaşılmaktadır. Bu mevzuda en başta cinselliği ateşleyen, sahibini günaha zorlayacak derecede tahrik eden görüntü ve teşhirleri seyretmeme ve öyle müstehcen ortamlardan uzak durma kararı çok mühim.

Böylesine tahrikçi görüntülerden insan, büyük bir dikkatle kaçınmalı, sahibini dayanması güç his ayaklanmasına iten zeminlerden mutlaka uzak kalmalı ki; ihtilam olmakla cinsel his baskısından kurtulabilecekken, ayrıca bir de kendini teskin etme zorlamasına maruz kalmasın, kendi kendini böyle sağlıklı olmayan bir durumla karşı karşıya bırakmasın.

Bundan dolayı İsra suresindeki ayet: (zina yapmayın!) demeyip (zinaya yaklaşmayın!) diyor. Yani zina teşhir ve teşviklerine yaklaşmayın. Çünkü teşhire yaklaşanlar tahrik o!urlar, tahrik olanlar cinsel his baskısına maruz kalırlar. Maruz kalanlar da günahı göze alacak hale gelirler.

Öyle ise günahı göze aldıracak duygu ayaklanmasına sebep olan görüntüleri seyretmekten uzak durmak, konunun ihmal edilmez tedbirlerinin en başta gelenidir.

Bu konuda bir başka ikaz da tesettür ayetlerinden alınmaktadır. Bu ayetlerde de:

– Mümin erkekler, mümine kadınlar gözlerini harama bakmaktan kapasınlar! diyor. Gözleri kapamak mümkün mü?

Yani gözlerini harama bakmaktan o kadar korusunlar ki sanki kapamışlar gibi hayallerini temiz tutsunlar, günaha iteleyecek tahrike maruz kalmasınlar.

Bu ikazdan da anlaşılıyor ki, bozulmuş vasatlarda ilk tedbir, mümkün olduğu kadarıyla tahrikçi görüntüler seyretmekten uzak kalmak; fıtratın gereği olan ihtilam olmayla iktifa edip kendini sinirsel zafiyete de uğratacak suiistimale, gayr-i meşru tatmin yollarına mecbur bırakmamaktır.

Bütün bu dikkat ve korunmaya rağmen maruz kaldığı baskıdan kurtulmak için kendini teskin etmek zorunda kalan kişi; (büyük günaha düşmemek için küçüğüne başvuran) kimse durumundadır. Buna: (büyüğüne yönelmemek için küçüğüyle yetinme hali) demek te mümkündür. (Merakılfelah)

Ancak bunun en mahzurlu tarafı, baskıyı gidermek için arada sırada başvurduğu bu kurtulma çaresini, zevk alma alışkanlığına dönüştürüp devamlı yapma bağımlılığına düşme yanlışıdır.

Alimlerin haram hükmünü verdikleri, yahut ta harama yakın şekilde mekruh saydıkları, bu türlü bir bağımlılık halidir
 

Similar threads

Alışkanlık Haline Gelen Günahlardan Nasıl Kurtuluruz? İnsanın dünya hayatında terkedemiyeceği bir günah yoktur. İlim, zaman, mekan ve çevre ile her günah bırakılabilir. Allah’ı sevmek ve onun razı olduğunu bilmek soyut bir durum olduğu için anlamak zordur. Bir insan ben Allah’ı seviyorum...
Cevaplar
0
Görüntüleme
156
Hayır Hasenat Yapmak iyiliklerin çeşitleri nedir, ahiretim için neler yapabilirim? 1- Allah’ı sevmek ve onun razı olduğunu bilmek soyut bir durum olduğu için anlamak zordur. Bir insan ben Allah’ı seviyorum diyebilir. Fakat bu durum içimizdeki bir duyguyu anlattığından dolayı, dışımızda bunu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
166
Allah’ı sevmek ve onun razı olduğunu bilmek soyut bir durum olduğu için anlamak zordur Bir insan ben Allah’ı seviyorum diyebilir Fakat bu durum içimizdeki bir duyguyu anlattığından dolayı, dışımızda bunu göstermemiz gerekir Diğer taraftan, Allah bizden razı mı? Biz onun yanında nasıl bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
81
Evlenmeyen Kişi Günahlardan Nasıl Korunur? Müstehcenliğinden dolayı cevap vermekte zorlandığımız konulardan biri de, cinsel duyguların baskısından kurtulmak isteyenlerin başvurduğu kendini tatmin konusu. Bu konu ısrarla sorulduğundan zorluğuna rağmen cevap vermeye gayret edeceğiz. Önce...
Cevaplar
0
Görüntüleme
162
Nefsime bir türlü hakim olamıyorum ne yapmalıyım yardımcı olur musunuz? Nefse nasıl hakim olabiliriz? Cevap: Şüphe yok ki nefisle mücadele kolay bir iş değildir. Fakat bu mücadelenin sonu insan için çok hayırlı olacaktır. Yüce Mevla’mız Nefse hakim olma konusunda bir ayeti kerimede şöyle...
Cevaplar
0
Görüntüleme
165
858,478Konular
981,314Mesajlar
29,569Kullanıcılar
allytrSon üye
Üst Alt