iltasyazilim
FD Üye
Pek çok ülkeden araştırmacıların desteğiyle dünyadaki en büyük memeli olan Grönland balinasının genom dizilimi tamamlandı Büyüklüklerinin yanında uzun ömürleriyle de dikkat çeken bu balinalardan edinilecek bilgiler, insan ömrünün uzamasından kanser tedavisine kadar pek çok konuya ışık tutabilir
Balinalar ilgi çekici memelilerdir ve her dönem varlıkları insanları etkilemiştir Endüstriyel dünyanın bu hayvanlara duyduğu ilgi saldırgandır; zira endüstri için önemli olan canlı çeşitliliği değil, bu hayvanların barındırdığı dev yağ rezervleridir Biyolojinin ilgisi ise bu kadar büyük ve balıklardan oldukça farklı bir canlının denizler altında böyle geniş bir hakimiyete erişmesini şaşırtıcı bulur, bu konuyu detaylıca araştırmak ister
Balinalar nasıl bu noktaya gelmişlerdir?
Bilimsel bir persfektife sahip değilse, kişinin buna makul bir cevap vermesi elbette mümkün değildir Ancak türün yaşadığı koşula adapte olma zorunluluğu üzerinden düşündüğümüzde şaşkınlık bir derece dizginlenebilir Darwin, Türlerin Kökeni kitabında, bir ayı türünün bile hep suda yaşamak ve ağzıyla suda balık ya da böcek yakalamak zorunda kaldığında ve yeterli zaman verildiğinde, çok farklı bir canlıya dönüşebileceğini söyler Belki bu canlı, atası olan ayıya hiç benzemeyecek, öyle olmasa bile görünümü dev bir balığı andıracaktır Yani bu ayı türü de zamanla “neredeyse bir balinaya benzeyecektir Darwin’in bu önermesi zamanında çok alay konusu olur, ama “neredeyse bir balina benzetmesi gene de zihinlerde yer eder Öyle ki ünlü biyolog Steve Jones, Türlerin Kökeni’ni anlamak üzerine yazdığı kitaba da bu adı verir (Almost Like A Whale)
Bilim dünyası olarak Darwin’den 150 yıl sonar bugün yeniden balinalara objektifi çeviriyoruz ama sadece şaşkınlıkla değil, aynı zamanda öykünerek Zira özellikle dünyanın en büyük memelileri olan Grönland balinaları (Balaena mysticetus), boyutları kadar uzun ve sağlıklı ömürleri ile de biz insanlardan üstün konumdalar Eski araştırmalar bu hayvanların ömürlerini 6080 yıl olarak tahmin ediyordu, yeni veriler ise bu sürenin 200 yılı bile aştığını ileri sürmekte Bir o kadar önemli olan diğer bir bilgi de bu hayvanlarda kanser ya da demans gibi rahatsızlıkların belirtilerine pek rastlanılmaması
Bu kadar uzun ve sağlıklı bir ömrün hangi genetik repertuar ile sağlandığı da doğal olarak bilim insanlarının ilgisini çeken bir konu Yakın zamanda büyük ölçüde tamamlanan Grönland balinası genom projesi, araştırmacılara yaşlılığa ve kansere karşı koruyucu yeni genetik mekanizmalar sunabilecek gibi gözüküyor Cell Dergisi’nde geçtiğimiz günlerde yayınlanan rapor da bu konuda bilgilendirici nitelikte
Genom projesinin gösterdikleri
Kore, Danimarka ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkeden katılımcının bulunduğu projede önce dişi ve erkek balinaların genom dizilimleri çıkarılmış, ardından da bu dizilimler akraba türler ile kıyaslanmış Erkek ve dişi balina genomları 2 bin 870 ve 2 bin 910 milyar nükleotit uzunluğunda bulunmuş (bu sayı biz insanlarda 2 bin 300 milyar civarında) Sonrasında inek, insan ve fare genomlarıyla yapılan karşılaştırmalar sonucunda 15 bin 831 adet gen tahmini yapılmış Yani bu ilk çalışmalar ışığında 16 bin adet balina geninin insan ya da diğer memeli genleriyle akrabalık taşıdığı söylenebilir
Pek çok genin evrimsel süreçte kendini kopyalamış ya da kaybolmuş olabileceğini de gösteren veriler aynı zamanda kanser, yaşlılık, DNA tamir mekanizmaları ve vücut ısısı düzenlenişi (termoregülasyon) ile ilişkili pek çok genin de sinyallerini veriyor Bu genlerin ne kadarına insanların da sahip olduğunu belirlemek çok vakit almayacak bir işlem, ancak bu bilgi tek başına çok şey ifade etmiyor Pek çok şeyi netleştirecek olan asıl ve yoğun iş yükü, genlerin balinalarda nasıl işlediğini çözmek ki bu da araştırmacıların daha uzun yıllar vaktini alacaktır İlk veriler balinalar da uzun bir yaşamın sırrıyla alakalı en az 80 genin incelenmesi gerektiği yönünde
Yapılacak çok iş var; orası kesin ama atılan bu ilk adımlar da umut verici Kim bilir, belki de “neredeyse bir balina benzetmesini çok uzun ömürlü ve oldukça sağlıklı insanları tasvir etmek için kullandığımız bir gelecek bizi bekliyordur
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Balinalar ilgi çekici memelilerdir ve her dönem varlıkları insanları etkilemiştir Endüstriyel dünyanın bu hayvanlara duyduğu ilgi saldırgandır; zira endüstri için önemli olan canlı çeşitliliği değil, bu hayvanların barındırdığı dev yağ rezervleridir Biyolojinin ilgisi ise bu kadar büyük ve balıklardan oldukça farklı bir canlının denizler altında böyle geniş bir hakimiyete erişmesini şaşırtıcı bulur, bu konuyu detaylıca araştırmak ister
Balinalar nasıl bu noktaya gelmişlerdir?
Bilimsel bir persfektife sahip değilse, kişinin buna makul bir cevap vermesi elbette mümkün değildir Ancak türün yaşadığı koşula adapte olma zorunluluğu üzerinden düşündüğümüzde şaşkınlık bir derece dizginlenebilir Darwin, Türlerin Kökeni kitabında, bir ayı türünün bile hep suda yaşamak ve ağzıyla suda balık ya da böcek yakalamak zorunda kaldığında ve yeterli zaman verildiğinde, çok farklı bir canlıya dönüşebileceğini söyler Belki bu canlı, atası olan ayıya hiç benzemeyecek, öyle olmasa bile görünümü dev bir balığı andıracaktır Yani bu ayı türü de zamanla “neredeyse bir balinaya benzeyecektir Darwin’in bu önermesi zamanında çok alay konusu olur, ama “neredeyse bir balina benzetmesi gene de zihinlerde yer eder Öyle ki ünlü biyolog Steve Jones, Türlerin Kökeni’ni anlamak üzerine yazdığı kitaba da bu adı verir (Almost Like A Whale)
Bilim dünyası olarak Darwin’den 150 yıl sonar bugün yeniden balinalara objektifi çeviriyoruz ama sadece şaşkınlıkla değil, aynı zamanda öykünerek Zira özellikle dünyanın en büyük memelileri olan Grönland balinaları (Balaena mysticetus), boyutları kadar uzun ve sağlıklı ömürleri ile de biz insanlardan üstün konumdalar Eski araştırmalar bu hayvanların ömürlerini 6080 yıl olarak tahmin ediyordu, yeni veriler ise bu sürenin 200 yılı bile aştığını ileri sürmekte Bir o kadar önemli olan diğer bir bilgi de bu hayvanlarda kanser ya da demans gibi rahatsızlıkların belirtilerine pek rastlanılmaması
Bu kadar uzun ve sağlıklı bir ömrün hangi genetik repertuar ile sağlandığı da doğal olarak bilim insanlarının ilgisini çeken bir konu Yakın zamanda büyük ölçüde tamamlanan Grönland balinası genom projesi, araştırmacılara yaşlılığa ve kansere karşı koruyucu yeni genetik mekanizmalar sunabilecek gibi gözüküyor Cell Dergisi’nde geçtiğimiz günlerde yayınlanan rapor da bu konuda bilgilendirici nitelikte
Genom projesinin gösterdikleri
Kore, Danimarka ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkeden katılımcının bulunduğu projede önce dişi ve erkek balinaların genom dizilimleri çıkarılmış, ardından da bu dizilimler akraba türler ile kıyaslanmış Erkek ve dişi balina genomları 2 bin 870 ve 2 bin 910 milyar nükleotit uzunluğunda bulunmuş (bu sayı biz insanlarda 2 bin 300 milyar civarında) Sonrasında inek, insan ve fare genomlarıyla yapılan karşılaştırmalar sonucunda 15 bin 831 adet gen tahmini yapılmış Yani bu ilk çalışmalar ışığında 16 bin adet balina geninin insan ya da diğer memeli genleriyle akrabalık taşıdığı söylenebilir
Pek çok genin evrimsel süreçte kendini kopyalamış ya da kaybolmuş olabileceğini de gösteren veriler aynı zamanda kanser, yaşlılık, DNA tamir mekanizmaları ve vücut ısısı düzenlenişi (termoregülasyon) ile ilişkili pek çok genin de sinyallerini veriyor Bu genlerin ne kadarına insanların da sahip olduğunu belirlemek çok vakit almayacak bir işlem, ancak bu bilgi tek başına çok şey ifade etmiyor Pek çok şeyi netleştirecek olan asıl ve yoğun iş yükü, genlerin balinalarda nasıl işlediğini çözmek ki bu da araştırmacıların daha uzun yıllar vaktini alacaktır İlk veriler balinalar da uzun bir yaşamın sırrıyla alakalı en az 80 genin incelenmesi gerektiği yönünde
Yapılacak çok iş var; orası kesin ama atılan bu ilk adımlar da umut verici Kim bilir, belki de “neredeyse bir balina benzetmesini çok uzun ömürlü ve oldukça sağlıklı insanları tasvir etmek için kullandığımız bir gelecek bizi bekliyordur
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız