Nevroz Bayramı İle İlgili Kısa Hoş Sözler baharla ilgili hoş sözler Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı “ana olarak vasıflandıran Türk’ün düşünce sisteminde “baharın gelişi kesinlikle önemli bir yere sahip olacaktı Nevruz, Türk dünyasının kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kadar uzanan engin coğrafyada yaşamış toplulukların öyle birçok göre yaygın olarak kutlanan bahar bayramıdır Tüm bayramların dinî ve millî bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren müşterek bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiatın insanlara etki eden bir olayından doğduğuna inanılır 1549102184 1549102184 nevrozbayramiileilgilikisaguzelsozler5c556c6de2545nevrozbayramiileilgilikisaguzelsozler5c556c6de2545 nevrozbayramiileilgilikisaguzelsozler5c556c6de2545 Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı “başlıca olarak vasıflandıran Türk’ün düşünce sisteminde “baharın gelişi şüphesiz kayda değer bir yere sahip olacaktı Çünkü insan vücudu, baharda uyarıldığı değin kışta uyarılmaz kasvetli, yeknesak günlerin ardındaki doğan hareketli, pırıl pırıl güneşli, kuş ve hayvan sesleriyle sabit ilâhî orkestranın musikisi insan hayatını canlandırır Keza ortaya meydana çıkan rengârenk tablo kıştan bahara geçişi ne de hoş tanım eder: “Bir yanda her tarafı kaplayan solgun, mat ve daha çok beyazın egemen olduğu renkler, diğer yanda yeşilin değişik tonları arasında baş veren bin bir renk cümbüşü… Birisi atıl, biçimsiz; diğeri tez canlı, şekil şekil, çiçek çiçek… Kış, sağır ve dilsiz; ilkyaz duygulu, hevesli, kulaklara fısıldadığı nağmelerle albenili… Birinde tabiat capcanlı, diğerinde donmuş, bitmiş doğmak üzere hissiz kalmış… Genelde Nevruz, yani Farsça “Yeni Gün adını içeren bahar bayramı, insan ruhunun tabiattaki uyanışıyla birlikte kutladığı bir bayramdır Böyle bir bayramın, yani mevsimlerin değişikliğinden doğan özel günlerin, diğer başka adlar altında birçok milletin sosyal hayatında yer aldığı da bilinmektedir Mesela, Hıristiyan âleminin dinî muhteva ile şekillendirerek ve Noel Baba sembolü ile karlar ülkesinden geyiklerin çektiği kızaklarla neşe ve ümitleri taşıdığı “Noel Bayramı bunun öbür bir örneğini teşkil eder Bu kutlamalarda tekrar bahara duyulan açlık “çam ağacı motifi civarda şekillendiriliyor aynı zamanda bir takvim değişikliğini de açıklayan bu kutlamalara baktığımızda Türk’ ün kutladığı “bahar bayramının da bir yıllık değişikliğini yansıttığı görülüyor Burada dikkati çeken husus “baharın başladığı vakitdır Türk, bu takvim değişikliğini “toprağın uyandığı gün ile özdeşleştirmiştir Kışın ortasında baharı kutlamaz Türklerde bir tabiat, varoluş, diriliş bayramı niteliğinde olan Nevruz’un ruhî atmosferini ve eskiliğini anlayabilmek için kültürümüzün yıpranmış, tozlu ve öyle okunmayan eski sayfalarına bir göz atmamız gerekiyor Bu coşkuyu Türk kamları dualarında, niyazlarında şöyle ifade ediyorlar: “… Yüce Göktanrı’nın ilk defa gürlediği, yağız yer, altmış türlü çiçeklerle ilk kere bezendiği, altmış türlü hayvan sürülerinin ilk defa kişnediği ve melediği zaman sen (Türk’ün Atası) yaradıldın! Bu sözler Türk’ün yaratılış felsefesinin, inancının, hayat tarzının ifadesidir Bütün bayramların dinî ve millî bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren müşterek bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiattan doğduğundan bahsetmiştik İşte millî bir bayram olan Nevruz da Müslüman olan veya olmayan dağıtılmış Türk toplulukları arasında kamların dua ettikleri asırlar öncesinden günümüze kadar ayrı öbür şekillerde, lakin benzer ruhla hâlâ kutlanmakta Bu bayram İslâmiyet’i kabul etmiş olan ilk Müslüman konargöçer Türk topluluklarında; sürgün avı, toy, şölen, yuğ vb gibi İslâmiyet’le çatışmayan âdetlerden biri olarak devam edegelmiştir Bu Nedenle bu ananeler günümüz Türk dünyasına karşılıklı kültür mirası olarak intikal etmişlerdir Gelenekler, tarihini kuşkusuz tespit edemediğimiz dönemlerden kalmadır Niçin, neden, nasıl gibi sorular sorulmadan atadan oğula kalmıştır Gelenekler bu özelliğiyle halk müziği bağını güçlendiren en kayda değer unsurlardan biridir Baharın gelişinin kutlandığı bugün de böyle bir gelenektir Nevruz, dağıtılmış kültür çevrelerinde, ayrı ırksa gruplarda ayrı bir muhtevaya ve anlama sahip olmuştur Kültürler arasındaki iletişim sonucunda farklı alanlara yönlendirilmiş kültürlere girmiş ve benimsenmiştir Eldeki tarihi kaynaklardan hareketle en eski Türk adetlerinden, bayramlarından biri olduğu kesinleşmiştir Yeni yılın başlangıcı, buluş, heyecan, canlanma gibi nitelikler hiç değişmeden günümüze kadar yaşadığı uçsuz bucaksız coğrafyalarda görülmektedir Çin kaynaklarından Kutadgu Bilig’e, Kaşgarlı Mahmud’dan Bîrûnî’ye, Nizâmü’ı Mal’ün Siyasetname’sinden Melikşah’ın takvimine değin, Akkoyunlu Uzun Hasan Bey’in kanunlarına dek gelen bir çizgide Nevruz ile ilgili evraklar eldedir üstelik Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin Ahmed, Safevi Türkmen Devletinin kurucusu Şah İsmail (Hataî), Osmanlılarda Sultan I Ahmed ve Sultan Dördüncü Murad gibi hükümdarların, Mustafa Kemal Atatürk’ün; din adamlarımızdan Kazasker Bâki Efendi ve Şeyhülislam Yahya Efendilerin, şairlerimizden Kuloğlu, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Şükrü Baba, Hüsnü Baba, Fuzulî, Nev’î Efendi, Nef’î, Nedim, Hüseyin Suad ve Namık Kemal gibi şairlerimizin Fatih devri vezirlerinden Ahmed Paşa’nın; büyük Azeri şairi Şehriyar’ın ve büyük Türkmen şairi Mahdumkulu’nun uzun bir tarih baştan başa Nevruz bayramının gelişini “Nevruziye ya da “Bahariye denilen şiirlerle kutladıklarını da biliyoruz Ayrıca Nevruz’un Türk musikisinin en eski mürekkep makamlarından biri olarak da kültürümüzde yedi yüzyıldan pozitif bir maziye sahip olduğunu da biliyoruz Bu makam birincil kere Urmiyeli Safıyûddîn Abdulmü’mîn Urmevî (1224–1294) kadar kullanılmıştır Bu şekilde elimizde yirminin üzerinde makam bulunmaktadır Nevruz geleneği ne Sünnilikle, ne Alevilikle, ne Bektaşilikle doğrudan doğuş bağlantısı olmayan, İslâmiyetten fazla öncelere giden bir gelenektir Yani bir dinin veya mezhebin bayramı değildir Bu yüzden de herhangi bir şekilde bir mezhep adına, bir din namına, bir etnik menşe namına ast gösterilmesi, istismar edilmesi bir ayrılık unsuru olarak ibraz edilmeye çalışılması yanlıştır Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır 1990 yılında bağımsızlıklarını bildiri eden Türk Cumhuriyetleri’nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan 21 Mart ErgenekonNevruz Bayramı’nı “Milli Bayram olarak ilan etmişlerdir Bu günün coşkuyla kutlanmasına büyük siklet vermektedirler Türk kültüründen kaynaklanan ErgenekonNevruz bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayalı ulusal bir bayramdır Türkiye’de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon’dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir Bu alev, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak “ortak kültür ocağında binlerce ruhu ısıtacaktır Avrasya’nın, Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun, Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın