Nietzsche'nin Şiirleri
Friedrich Wilhelm Nietzsche'nin Şiirleri
ŞAİRİN CAĞRISI
Gencken serinletmek icin kendimi,
Oturdum ben bir dumanlı ormanda,
Tik sesi duydum, uzak bir tik sesi,
Zarif, olculu, uygun tak ardında
Cıldıracaktım neydi bu ses neydi,
Aradım hep aradım da vazgectim,
Sonunda karşısında şair gibi,
Tiktaklarla konuşmayı sectim
Ben de ne dizeler duzdum anlayın,
Hece hece dans ettiler az sonra
Bir guldum bir guldum ki sormayın
Gulmem surdu tam on beş dakika
Sen bir şair ha? Şair, boyle sessiz?
Uşuttun mu kafayı yoksa bir an?
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Kimi bekliyorum bu calılıkta?
Soyup ta kacacağım birini mi?
Bir sozu, bir imgeyi karanlıkta,
Sessizce uyağımın yerini mi?
Koşan hoplayan ne varsa secimsiz,
Gonderiliyor şiire doğrudan
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Uyaklar, oklar mı onlar, olduren?
Nasıl da oynatırlar ne de titrek!
Gosterirler tum guclerini girerek!
Ah! Oluyorsun, bil işte caresiz,
Sensin bu sersem sersem yalpalayan!
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip soylendi ağackakan
Carpık soz kırıntısı cok acele,
Şiir sarhoş sozcukler kumkuması!
Satırdan satıra ucuyor hele
Tik taklar zincirinde uyak dansı
Serserilerden misin, merhametsiz?
Kotu mudur bu şairler her zaman?
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Şaka mı bu, kuş? Ettiğin alay mı?
Kafamı beğenmedin, kotuledin
Kalbim daha da fena, kolay mı?
Kopur, coş, ey ofkem şiirle geldin
Şair, uyaklar bul, sen, bitimsiz
Ey sen kızgın, kotu ve haklı olan
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Nietzsche
SOFUCA DİLEKLER
Tum anahtarlar birdenbire
Ucup ortadan kaybolmalı
Ve her anahtar deliğine
Bir maymuncuk uydurulmalı!
Hep boyle duşunur kesinkes
Herkes maymuncuk olan herkes
Nietzsche
İŞARET ATEŞİ
Burada, adanın denizlerin ortasında cıkıverdiği,
bir kurban taşı gibi birdenbire yukseldiği yerde,
burada, kara goklerin altında tutuşturuyor
Zerduşt koca ateşini,
yollarını kaybetmiş gemicilere işaret ateşi,
bir cevap verebileceklere soru işareti
Beyazgri karınlı bu alev
arzulaması yalıyor soğuk uzaklıkları,
hep daha arı yuksekliklere uzatıyor boynunu
sabırsızlıkla dikelmiş bir yılan:
bu işareti takıyorum kendi kendime
Benim ruhumdur bu alev:
Kanmazca susuz hep yeni uzaklıklara,
durgun yalazını fırlatıyor, yukarlara
Ne demeğe kactı Zerduşt hayvandan da insandan da?
Ne demeğe bıraktı sağlam karaları?
altı yalnızlığı tanımıştı bile
ama yetmedi ona denizin yalnızlığı,
ada bıraktı tırmansın, tepe bıraktı yansın, alev olsun,
bir yedinci yalnızlığı, yukarıya,
attı şimdi oltasını arayışla,
Ey yollarını kaybetmiş denizciler! Ey sonmuş yıldızların artıkları!
Siz ey geleceğin denizcileri! Ey keşfedilmemiş gokler!
İşte atıyorum butun yalnızlara oltamı:
bir cevap verin alevin sabırsızlığına,
yakalayın bana, yuksek dağlarda bekleyen balıkcıya
yedinci, sonuncu yalnızlığımı!
Friedrich NİETZSCHE
koprunun ustunde
Koprunun ustunde durmuşum gecende
Karanlık geceye burunmuşum
Bir turku duyulur uzaklardan
Altın damlalar yağardı bir de
Urperen aynasında suyun
Gondollar, ışıklar, bir de muzik
Gecmiş kendinden, yuzduler alaca karanlığa doğru
Ruhum, şu gorunmez parmakların dokunduğu calgı,
Bir venedik turkusu soyledi gizlice,
Boyam boyam mutluluk icinde urpererek
Bir duyan varmı dersin?
Nietzsche
YENİ DENİZLERE DOĞRU
Oraya gitmek istiyorum, oraya
Artık guvenim var koluma, kendime
Onumde uzanan acık deniz
Bir gemi taşıyor beni engine
Her şey pırıl pırıl, daha yeni
Uyur mekanda, zamanda oğle vakti
Yalnız senin gozlerin, ey sonsuz!
Senin bakışın seyreder beni
Friedrich NİETZSCHE
YURTSUZ
Dort nala koşan atlar
Uzaklara goturur beni,
Korkmadan, doludizgin
Goren tanır beni,
Ve tanıyan
Yurtsuz Adam diye seslenir
Haydi, haydi!
Asla bırakma beni,
Yazgım, ey parlak yıldız!
Kimse bana soramaz,
Nerelisin diye
Asla bağlanmadım bir yere
Ve gecip giden zamana
Ozgurum kartallar gibi
Haydi, haydi!
Asla bırakma beni,
Yazgım, ey tatlı Mayıs!
Neden inanayım ki?
Bir gun oleceğime,
Kekre olumu opeceğime
Mezara mı duşeyim,
Bir daha icmeyeyim mi
Yaşamın nazenin kopuğunu?
Haydi, haydi!
Asla bırakma beni,
Yazgım, ey renkli duş!
Friedrich Wilhelm Nietzsche'nin Şiirleri
ŞAİRİN CAĞRISI
Gencken serinletmek icin kendimi,
Oturdum ben bir dumanlı ormanda,
Tik sesi duydum, uzak bir tik sesi,
Zarif, olculu, uygun tak ardında
Cıldıracaktım neydi bu ses neydi,
Aradım hep aradım da vazgectim,
Sonunda karşısında şair gibi,
Tiktaklarla konuşmayı sectim
Ben de ne dizeler duzdum anlayın,
Hece hece dans ettiler az sonra
Bir guldum bir guldum ki sormayın
Gulmem surdu tam on beş dakika
Sen bir şair ha? Şair, boyle sessiz?
Uşuttun mu kafayı yoksa bir an?
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Kimi bekliyorum bu calılıkta?
Soyup ta kacacağım birini mi?
Bir sozu, bir imgeyi karanlıkta,
Sessizce uyağımın yerini mi?
Koşan hoplayan ne varsa secimsiz,
Gonderiliyor şiire doğrudan
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Uyaklar, oklar mı onlar, olduren?
Nasıl da oynatırlar ne de titrek!
Gosterirler tum guclerini girerek!
Ah! Oluyorsun, bil işte caresiz,
Sensin bu sersem sersem yalpalayan!
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip soylendi ağackakan
Carpık soz kırıntısı cok acele,
Şiir sarhoş sozcukler kumkuması!
Satırdan satıra ucuyor hele
Tik taklar zincirinde uyak dansı
Serserilerden misin, merhametsiz?
Kotu mudur bu şairler her zaman?
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Şaka mı bu, kuş? Ettiğin alay mı?
Kafamı beğenmedin, kotuledin
Kalbim daha da fena, kolay mı?
Kopur, coş, ey ofkem şiirle geldin
Şair, uyaklar bul, sen, bitimsiz
Ey sen kızgın, kotu ve haklı olan
Evet efendim, bir şairsiniz siz
Omuz silkip, soylendi ağackakan
Nietzsche
SOFUCA DİLEKLER
Tum anahtarlar birdenbire
Ucup ortadan kaybolmalı
Ve her anahtar deliğine
Bir maymuncuk uydurulmalı!
Hep boyle duşunur kesinkes
Herkes maymuncuk olan herkes
Nietzsche
İŞARET ATEŞİ
Burada, adanın denizlerin ortasında cıkıverdiği,
bir kurban taşı gibi birdenbire yukseldiği yerde,
burada, kara goklerin altında tutuşturuyor
Zerduşt koca ateşini,
yollarını kaybetmiş gemicilere işaret ateşi,
bir cevap verebileceklere soru işareti
Beyazgri karınlı bu alev
arzulaması yalıyor soğuk uzaklıkları,
hep daha arı yuksekliklere uzatıyor boynunu
sabırsızlıkla dikelmiş bir yılan:
bu işareti takıyorum kendi kendime
Benim ruhumdur bu alev:
Kanmazca susuz hep yeni uzaklıklara,
durgun yalazını fırlatıyor, yukarlara
Ne demeğe kactı Zerduşt hayvandan da insandan da?
Ne demeğe bıraktı sağlam karaları?
altı yalnızlığı tanımıştı bile
ama yetmedi ona denizin yalnızlığı,
ada bıraktı tırmansın, tepe bıraktı yansın, alev olsun,
bir yedinci yalnızlığı, yukarıya,
attı şimdi oltasını arayışla,
Ey yollarını kaybetmiş denizciler! Ey sonmuş yıldızların artıkları!
Siz ey geleceğin denizcileri! Ey keşfedilmemiş gokler!
İşte atıyorum butun yalnızlara oltamı:
bir cevap verin alevin sabırsızlığına,
yakalayın bana, yuksek dağlarda bekleyen balıkcıya
yedinci, sonuncu yalnızlığımı!
Friedrich NİETZSCHE
koprunun ustunde
Koprunun ustunde durmuşum gecende
Karanlık geceye burunmuşum
Bir turku duyulur uzaklardan
Altın damlalar yağardı bir de
Urperen aynasında suyun
Gondollar, ışıklar, bir de muzik
Gecmiş kendinden, yuzduler alaca karanlığa doğru
Ruhum, şu gorunmez parmakların dokunduğu calgı,
Bir venedik turkusu soyledi gizlice,
Boyam boyam mutluluk icinde urpererek
Bir duyan varmı dersin?
Nietzsche
YENİ DENİZLERE DOĞRU
Oraya gitmek istiyorum, oraya
Artık guvenim var koluma, kendime
Onumde uzanan acık deniz
Bir gemi taşıyor beni engine
Her şey pırıl pırıl, daha yeni
Uyur mekanda, zamanda oğle vakti
Yalnız senin gozlerin, ey sonsuz!
Senin bakışın seyreder beni
Friedrich NİETZSCHE
YURTSUZ
Dort nala koşan atlar
Uzaklara goturur beni,
Korkmadan, doludizgin
Goren tanır beni,
Ve tanıyan
Yurtsuz Adam diye seslenir
Haydi, haydi!
Asla bırakma beni,
Yazgım, ey parlak yıldız!
Kimse bana soramaz,
Nerelisin diye
Asla bağlanmadım bir yere
Ve gecip giden zamana
Ozgurum kartallar gibi
Haydi, haydi!
Asla bırakma beni,
Yazgım, ey tatlı Mayıs!
Neden inanayım ki?
Bir gun oleceğime,
Kekre olumu opeceğime
Mezara mı duşeyim,
Bir daha icmeyeyim mi
Yaşamın nazenin kopuğunu?
Haydi, haydi!
Asla bırakma beni,
Yazgım, ey renkli duş!