iltasyazilim
FD Üye
Nisa Suresi Meali
Nisa Suresi Meali Türkçe
Nisâ Suresi Türkçe Meali
1 Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir fazla erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi namına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve akrabalık (bağlarını zarar vermek)tan sakının Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir
2 Öksüzlere mallarını verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle değiştirmeyin Onların mallarını, kendi mallarınıza karıştırıp yemeyin Zira bu, büyük bir günahtır
3 Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara aleyhinde adil davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde dek evlenebilirsiniz Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o vakit bir tane ile ya da elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir
4 Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin
5 Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara hoş söz söyleyin
6 Evlenme çağına gelinceye dek yetimleri gözetip deneyin Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar endişesiyle onları müsriflik ederek, tez elden yemeyin Varlıklı olan, onların malını yemekten çekinsin Yoksul olan ise, meşrû sûrette yesin Mallarını kendilerine verdiğiniz vakit, bunu şahitler karşı yapın Hesap görücü olarak Allah yeter
7 Asıl, baba ve akrabaların servet olarak bıraktıklarında erkeklerin hissesi vardır Kadınların da başlıca, baba ve akrabaların bıraktıklarında hisseleri vardır Bunlar, az olsun fazla olsun, farz kılınmış bir hissedir
8 Paylaşma sırasında akrabalar, öksüzler, yoksullar hazır bulunurlarsa, onlara da bir şey verin ve onlara efendice sözler söyleyerek gönüllerini alın
9 Kendileri, geriye doğru güçsüz çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da benzer) endişeyi duysunlar, Allah'dan sakınsınlar ve içten laf söylesinler
10 Yetimlerin mallarını hileli yere yiyenler, belirli ancak karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar
11 Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı dek, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o süre ona malın yarısı vardır Eğer ölen, belli başlı ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa esas babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, varis olarak başlıca ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonradan adalet sahiplerine verilir Baba ve çocuklardan, hangisinin size menfaat bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır Kuşkusuz Allah alîmdir, hakîmdir
12 Eğer hanımlarınızın çocukları yahut, bıraktıkları mirasın yarısı sizindir Şâyet bir çocukları varsa o süre mirasın dörtte biri sizindir Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten daha sonra verilir Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır Şâyet çocuklarınız varsa o süre bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonradan verilir Eğer ölen bir erkek ya da kadının çocuğu ve babası bulunmadığı halde kelâle olarak (tabi koldan) mirasına konuluyor ve kendisinin bir erkek ya da kızkardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payı terekenin altıda biridir Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha fazla iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşdeğer olarak taksim ederler Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir Bunlar, Allah göre bir emirdir Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına fazla yumuşak davranandır
13 İşte tüm bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır İşte büyük kurtuluş budur
14 Kim de Allah'a ve Peygamberine ayaklanma eder ve Allah'ın koyduğu sınırları aşarsa Allah onu da ebedî kalacağı cehennem ateşine koyar Onun için alçaltıcı bir azab vardır
15 Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya değin evlerde hapsedin
16 Sizlerden zina edenlerin her ikisine de ızdırap edin Eğer onlar tevbe edip kendilerini ıslah ederlerse onlardan vazgeçin Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok acıma edendir
17 Oysa Allah'ın kabul etmesini vaad buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ancak, bilmeyerek günah işleyip anında tevbe edenlerin tevbesidir İşte Allah bunların tevbelerini kabul eder Allah alîmdir hakîmdir (Her şeyi bilendir, hikmet sahibidir)
18 Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: İşte ben acilen tevbe ettimdiyen kimselerin tevbesi kabul edilmez Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır
19 Ey iman edenler! Kadınlara zor kullanarak mirasçı olmanız size helal değildir Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir Fakat açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka Onlarla iyi geçinin Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ama, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur
20 Eğer bir eşi bırakıp da yerine öteki bir benzeşen elde etmek isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, ondan bir şey geri almayın O malı bir kötüleme ve açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız?
21 Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden adaleli bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?
22 Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz Tereddüd değil ancak o, öyle çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti
23 Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır Ama cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir şüphesiz ki Allah gafur (fazla bağışlayıcı) ve çok acıma edicidir
24 Diğer Taraftan harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir Bunların dışarıda kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir atamak suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ancak, bu farzdır O mehri takdir edip kesinleştirdikten daha sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
25 Sizden her kim özgür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var Allah sizin imanınızı daha iyi bilir Siz birbirinizdensiniz O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe tarafından saptamak suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin Evlendikten daha sonra bir fuhuş yaparlarsa, o süre özgür kadınlar hakkında zorunlu yer alan cezanın yarısı kendilerine gerekli gelir Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır Allah Gafû»rdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, fazla acıma edicidir)
26 Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarını size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor Allah, her şeyi mükemmel bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
27 Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin içten yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar
28 Allah, din hususundaki ağır teklifleri sizden rahatlatmak istiyor Çünkü insan dayanma ve tahammül bakımından kuvvetsiz yaratılmıştır
29 Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin Oysa kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir Birbirinizin canına kıymayın Kuşkusuz Allah, size aleyhinde fazla merhametlidir
30 Kim, cefa ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız Onu ateşe atmak da Allah'a öyle kolaydır
31 Eğer siz, yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız, diğer kusurlarınızı örter, sizi hoş bir makama koyarız
32 Bundan Başka Allah'ın bazınıza, diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin Erkeklere adalet ettiklerinden bir pay vardır Kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır İsteklerinizi Allah'ın fazlından ve kereminden isteyin Aslında Allah her şeyi hakkıyla bilendir
33 Anne, baba ve akrabaların bıraktıkları her şey için bir varis atama ettik Ant akdiyle mirasçı kıldıklarınızın paylarını da verin Kuşkusuz Allah, her şeye şahittir
34 Erkekler, bayan üstüne idareci ve hakimdirler Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır Dahası erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine nasihat verin, yataklarından ayrılın Bunlar da fayda vermezse dövün Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye diğer bir gerekçe aramayın Çünkü Allah çok yücedir, fazla büyüktür
35 Eğer karıkoca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin Bu aracı hakemler fiilen barıştırmak isterlerse, Allah karıkoca arasındaki dargınlık yerine geçimini sağlama verir şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır
36 Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın Daha Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanına bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin Kuşkusuz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez
37 Onlar fakat keza kıskanır, cimrilik ederler, keza de herkese pintilik nasihat ederler ve Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimeti gizlerler Biz kâfirlere küçültücü bir azap hazırladık
38 Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarını, insanlara gösteriş yerine getirmek için harcarlar Iblis kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır!
39 Bunlar, Allah'a ve öbür dünya gününe iman etselerdi ve Allah'ın verdiği rızıktan iddiasız harcasalardı kendilerine ne hasar gelirdi? Allah onların laf ve işlerini mükemmel bilendir
40 hiç kuşkusuz Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez Eğer yapılan iyilik zerre değin da olsa, onun sevabını kat kat artırır Ve kendi katından büyük bir mükafat verir
41 Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üstüne bir tanık yaptığımız zaman bakalım kâfirlerin hali ne olacak!
42 Allah'ı, red edip peygambere ayaklanma edenler, o kıyamet günü yerle bir olmayı isterler Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler
43 Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye dek namaza yaklaşmayın Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye dek namaza yaklaşmayın Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o süre tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün şüphesiz ki Allah fazla affedicidir, çok bağışlayıcıdır
44 Kendilerine kitaptan bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar
45 Allah sizin düşmanlarınızı bilir Reel bir arkadaş olarak Allah yeter Ve muavin olarak da Allah yeter
46 Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri mânâsından kaydırıp; dillerini eğerek ve dine saldırarak, Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez mümkün ve râinâ (bizi gözet)diyorlar Halbuki onlar, İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bakdeselerdi bu, kendileri için daha şanslı ve daha dürüst olurdu Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir Artık onlar, öyle azı müstesna, iman etmezler
47 Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yanınızda bulunan (Tevrat)ı tasdik etmek üzere indirdiğimiz bu kitaba iman edin Biz birtakım yüzleri silip de enselerine çevirmeden yahut cumartesi halkını (yahudileri) lanetlediğimiz gibi onları lanetlemeden önce iman edin Yahut Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir
48 Açık Konuşmak Gerekirse Allah, kendisine iki taraflı koşulmasını asla affetmez Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur Her kim Allah'a şirk koşarsa aslında böylece büyük bir günah ile iftira etmiş olur
49 Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun? Hayır! Ama Allah, dilediğini temize çıkarır Onlara kıl kadar zulmedilmez
50 Bak nasıl da Allah'a yalan uyduruyorlar Açıkça bir günah olarak bu yeter
51 Şu kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun! Onlar puta ve şeytana inanıyorlar Ve Allah'ı tanımayanlara, Bunlar, müminlerden daha doğru yoldadırdiyorlar
52 Onlar, Allah'ın lanet ettiği kimselerdir Allah kime lanet ederse artık ona asla bir tezgâhtar bulamazsın
53 Yahut onların mülkten bir payı mı vardır Eğer öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerdi
54 Yoksa onlar, Allah'ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı? Kuşkusuz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik Ayrıca de onlara büyük bir mal ve saltanat ihsan ettik
55 İşte o yahudilerden bir kısmı ona iman etti Bir kısmı da ondan yüz çevirdi O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter
56 hiç kuşkusuz âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine diğer deriler vereceğiz Çünkü, Allah gerçekte çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir
57 İman edip salih ameller işliyenleri ise, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız Orada ebedî olarak kalacaklar Onlara orada tertemiz eşler vardır Onları, koyu gölgeler aşağıda bulunduracağız
58 Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve ahali aralarında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor Allah, bununla size ne hoş tavsiye veriyor şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir
59 Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan dikte sahibine de itaat edin Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekte inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin Bu, daha iyidir ve netice bakımından da daha güzeldir
60 Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar Iblis da onları yeniden dönemeyecekleri dek tamamen sapıklığa devirmek istiyor
61 Onlara: Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!denince, münafıkların senden tamamen uzaklaştıklarını görürsün
62 Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: Biz yalnızca yardımda bulunmak ve arayı bulmak istedikdiye Allah'a yemin ediyorlar
63 Onlar, Allah'ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara tavsiye ver ve onların içlerine etki edecek güzel laf söyle!
64 Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik Eğer onlar kendilerine zulmettikleri vakit sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, kesinlikle Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı
65 Hayır! Rabbine andolsun ama iş bildikleri gibi değil, onlar arasında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp daha sonra da senin verdiğin hükme karşısında içlerinde hiçbir bıkkınlık duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar
66 Eğer biz onlara: Kendinizi öldürün, ya da yurtlarınızdan çıkındiye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapamazlardı Ama kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, muhakkak haklarında keza daha şanslı, hem de daha sağlam olurdu
67 Ve o vakit kesinlikle kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik
68 Ve onları muhakkak içten yola iletirdik
69 Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, iyilerle birliktedir Bunlar ne güzel arkadaştır!
70 Bu lütuf Allah'tandır Bilen olarak Allah yeter
71 Ey iman edenler! Düşmana aleyhinde her türlü savunma tedbirinizi alınız Onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz
72 Kuşkusuz içinizden bir kısmı vardır ki, böylece ağır davranır Eğer başınıza bir musibet gelirse: Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadımder
73 Ve eğer Allah'tan size bir lütuf ve zafer erişecek olsa, sizinle kendisi aralarında hiç sevgi yokmuş gibi, bu sefer de hiç şüphesiz şöyle diyecek: Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydım da büyük murada ereydim
74 O halde geçici dünya hayatını, ebedî öbür dünya hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya şampiyon gelirse, her iki durumda da biz ona yarın o kadar büyük bir mükafat vereceğiz
75 Ayrıca size ne oluyor oysa, Allah yolunda: Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, göre bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönderdiye yalvarıp duran kuvvetsiz ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
76 İman edenler, Allah yolunda savaşırlar İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar O halde siz şeytanın taraftarlarına aleyhinde savaşın Çünkü şeytanın hilesi zayıftır
77 Kendilerine, Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verindenilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da birazcık daha yaşasaydık?derler Onlara de ancak: Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşısında gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl dek adaletsizlik edilmez
78 Her nerede olursanız olun vefat size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız tekrar kurtulamazsınız Onlara bir iyilik erişirse Bu, Allahtandırderler, bir kötülüğe uğrarlarsa, Bu, senin yüzündendirderler Ey Muhammed! De ancak: Tümü Allah'tandırBu topluma ne oluyor fakat, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar?
79 (Ey ademoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir Ey Muhammed! Biz seni tüm insanlara bir elçi olarak gönderdik Buna şahit olarak da Allah yeter
80 Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik
81 Sana Pekiderler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin (gündüz) söylemiş olduklarının tersini kurarlar Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor Sen onlara aldırma Allah'a güven Vekil olarak Allah yeter
82 Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirimli olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı
83 Kendilerine güven ya da dehşet hususunda bir haber geldiğinde onu anında yayıverirler Halbuki onu peygambere ve arasında yetkili kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çıkarmaya gücü yetenler, onu anlarlardı Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız
84 (Ey Muhammed) Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun Müminleri de savaşa teşvik et Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar Hiç şüphesiz ki Allah zorlama ve kudretçe fazla daha enerjik, ve cezası daha çetindir
85 Kim hoş bir işte arabuluculuk ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır Kim de fena bir şeyde arabuluculuk yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardır Allah her şeyi gözetip karşılığını verir
86 Siz bir selamlama ile selamlandığınız süre, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin Kuşkusuz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır
87 Kendinden başka ilâh olmayan Allah, sizi kıyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktır Bunda asla şüphe yoktur Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
88 O halde, siz neden münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları günah yüzünden terslerine döndürdüğü halde Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için bir çıkış yolu bulamazsın
89 Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı özlem ettiler Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye dek içlerinden dost edinmeyin Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir arkadaş, ne de bir tezgâhtar edinmeyin
90 Fakat o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında uzlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp nesnel olarak size gelmişlerdir Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı, onlar da sizinle savaşırlardı Eğer onlar sizden uzakta dururlar, sizinle savaşmayıp size barıştırma teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemiştir
91 Öteki birtakım kimseleri de bulacaksınız oysa; ayrıca sizden belli almak, ayrıca de kavimlerinden belirli edinmek isterler Fitne için her ziyafet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün İşte bunlar karşı size açık bir ferman verdik
92 Kusur dıştan bir mümin, öteki bir mümini öldüremez Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir perhiz vermesi gerekir Fakat ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o süre, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir Eğer öldürülen sizinle aralarında mukavele olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir Bunlara gücü yetmeyenin de Allah göre tevbesinin kabulü için sırt sırta iki ay oruç tutması gerekir Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir)
93 Kim bir mümini bilerek öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır
94 Ey İman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız süre, mümini kâfirden karışıklığa itmek için ayrıntılarıyla araştırın Size selamlama veren kimseye, dünya hayatının menfaatini gözeterek, Sen mümin değilsindemeyin Allah katında fazla ganimetler var İslâm'a ilk önce girdiğiniz süre siz de pek idiniz Sonra Allah size lutufta bulundu Onun için ayrıntılarıyla araştırın şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır
95 Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kıldı Allah onların hepsine de cenneti vaad etmiştir bununla birlikte Allah mücahitlere, oturanların üstünde büyük bir ecir vermiştir
96 Kendi katından aşamalı rütbeler, bir mağfiret ve rahmet vermiştir Öyle ya, O fazla bağışlayıcı, çok acıma edicidir
97 , kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, Ne işte idiniz?derler Onlar da: Biz yer yüzünde cılız kimselerdikderler : Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?derler İşte bunların varacakları yer cehennemdir O ne fena gidiş yeridir
98 Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan, biçare kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç
99 Umulur oysa, Allah bu kimseleri affeder Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır
100 Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek fazla yer de bulur, genişlik de bulur Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadıyla evinden çıkar da daha sonra kendisine vefat yetişirse, kuşkusuz onun mükafatı Allah'a düşer Allah çok bağışlayıcıdır, çok acıma edicidir *
Nisa Suresi Meali Türkçe
Nisâ Suresi Türkçe Meali
1 Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir fazla erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi namına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve akrabalık (bağlarını zarar vermek)tan sakının Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir
2 Öksüzlere mallarını verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle değiştirmeyin Onların mallarını, kendi mallarınıza karıştırıp yemeyin Zira bu, büyük bir günahtır
3 Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara aleyhinde adil davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde dek evlenebilirsiniz Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o vakit bir tane ile ya da elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir
4 Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin
5 Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara hoş söz söyleyin
6 Evlenme çağına gelinceye dek yetimleri gözetip deneyin Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar endişesiyle onları müsriflik ederek, tez elden yemeyin Varlıklı olan, onların malını yemekten çekinsin Yoksul olan ise, meşrû sûrette yesin Mallarını kendilerine verdiğiniz vakit, bunu şahitler karşı yapın Hesap görücü olarak Allah yeter
7 Asıl, baba ve akrabaların servet olarak bıraktıklarında erkeklerin hissesi vardır Kadınların da başlıca, baba ve akrabaların bıraktıklarında hisseleri vardır Bunlar, az olsun fazla olsun, farz kılınmış bir hissedir
8 Paylaşma sırasında akrabalar, öksüzler, yoksullar hazır bulunurlarsa, onlara da bir şey verin ve onlara efendice sözler söyleyerek gönüllerini alın
9 Kendileri, geriye doğru güçsüz çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da benzer) endişeyi duysunlar, Allah'dan sakınsınlar ve içten laf söylesinler
10 Yetimlerin mallarını hileli yere yiyenler, belirli ancak karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar
11 Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı dek, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o süre ona malın yarısı vardır Eğer ölen, belli başlı ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa esas babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, varis olarak başlıca ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonradan adalet sahiplerine verilir Baba ve çocuklardan, hangisinin size menfaat bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır Kuşkusuz Allah alîmdir, hakîmdir
12 Eğer hanımlarınızın çocukları yahut, bıraktıkları mirasın yarısı sizindir Şâyet bir çocukları varsa o süre mirasın dörtte biri sizindir Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten daha sonra verilir Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır Şâyet çocuklarınız varsa o süre bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonradan verilir Eğer ölen bir erkek ya da kadının çocuğu ve babası bulunmadığı halde kelâle olarak (tabi koldan) mirasına konuluyor ve kendisinin bir erkek ya da kızkardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payı terekenin altıda biridir Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha fazla iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşdeğer olarak taksim ederler Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir Bunlar, Allah göre bir emirdir Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına fazla yumuşak davranandır
13 İşte tüm bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır İşte büyük kurtuluş budur
14 Kim de Allah'a ve Peygamberine ayaklanma eder ve Allah'ın koyduğu sınırları aşarsa Allah onu da ebedî kalacağı cehennem ateşine koyar Onun için alçaltıcı bir azab vardır
15 Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya değin evlerde hapsedin
16 Sizlerden zina edenlerin her ikisine de ızdırap edin Eğer onlar tevbe edip kendilerini ıslah ederlerse onlardan vazgeçin Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok acıma edendir
17 Oysa Allah'ın kabul etmesini vaad buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ancak, bilmeyerek günah işleyip anında tevbe edenlerin tevbesidir İşte Allah bunların tevbelerini kabul eder Allah alîmdir hakîmdir (Her şeyi bilendir, hikmet sahibidir)
18 Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: İşte ben acilen tevbe ettimdiyen kimselerin tevbesi kabul edilmez Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır
19 Ey iman edenler! Kadınlara zor kullanarak mirasçı olmanız size helal değildir Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir Fakat açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka Onlarla iyi geçinin Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ama, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur
20 Eğer bir eşi bırakıp da yerine öteki bir benzeşen elde etmek isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, ondan bir şey geri almayın O malı bir kötüleme ve açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız?
21 Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden adaleli bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?
22 Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz Tereddüd değil ancak o, öyle çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti
23 Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır Ama cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir şüphesiz ki Allah gafur (fazla bağışlayıcı) ve çok acıma edicidir
24 Diğer Taraftan harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir Bunların dışarıda kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir atamak suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ancak, bu farzdır O mehri takdir edip kesinleştirdikten daha sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
25 Sizden her kim özgür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var Allah sizin imanınızı daha iyi bilir Siz birbirinizdensiniz O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe tarafından saptamak suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin Evlendikten daha sonra bir fuhuş yaparlarsa, o süre özgür kadınlar hakkında zorunlu yer alan cezanın yarısı kendilerine gerekli gelir Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır Allah Gafû»rdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, fazla acıma edicidir)
26 Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarını size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor Allah, her şeyi mükemmel bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
27 Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin içten yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar
28 Allah, din hususundaki ağır teklifleri sizden rahatlatmak istiyor Çünkü insan dayanma ve tahammül bakımından kuvvetsiz yaratılmıştır
29 Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin Oysa kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir Birbirinizin canına kıymayın Kuşkusuz Allah, size aleyhinde fazla merhametlidir
30 Kim, cefa ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız Onu ateşe atmak da Allah'a öyle kolaydır
31 Eğer siz, yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız, diğer kusurlarınızı örter, sizi hoş bir makama koyarız
32 Bundan Başka Allah'ın bazınıza, diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin Erkeklere adalet ettiklerinden bir pay vardır Kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır İsteklerinizi Allah'ın fazlından ve kereminden isteyin Aslında Allah her şeyi hakkıyla bilendir
33 Anne, baba ve akrabaların bıraktıkları her şey için bir varis atama ettik Ant akdiyle mirasçı kıldıklarınızın paylarını da verin Kuşkusuz Allah, her şeye şahittir
34 Erkekler, bayan üstüne idareci ve hakimdirler Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır Dahası erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine nasihat verin, yataklarından ayrılın Bunlar da fayda vermezse dövün Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye diğer bir gerekçe aramayın Çünkü Allah çok yücedir, fazla büyüktür
35 Eğer karıkoca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin Bu aracı hakemler fiilen barıştırmak isterlerse, Allah karıkoca arasındaki dargınlık yerine geçimini sağlama verir şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır
36 Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın Daha Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanına bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin Kuşkusuz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez
37 Onlar fakat keza kıskanır, cimrilik ederler, keza de herkese pintilik nasihat ederler ve Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimeti gizlerler Biz kâfirlere küçültücü bir azap hazırladık
38 Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarını, insanlara gösteriş yerine getirmek için harcarlar Iblis kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır!
39 Bunlar, Allah'a ve öbür dünya gününe iman etselerdi ve Allah'ın verdiği rızıktan iddiasız harcasalardı kendilerine ne hasar gelirdi? Allah onların laf ve işlerini mükemmel bilendir
40 hiç kuşkusuz Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez Eğer yapılan iyilik zerre değin da olsa, onun sevabını kat kat artırır Ve kendi katından büyük bir mükafat verir
41 Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üstüne bir tanık yaptığımız zaman bakalım kâfirlerin hali ne olacak!
42 Allah'ı, red edip peygambere ayaklanma edenler, o kıyamet günü yerle bir olmayı isterler Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler
43 Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye dek namaza yaklaşmayın Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye dek namaza yaklaşmayın Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o süre tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün şüphesiz ki Allah fazla affedicidir, çok bağışlayıcıdır
44 Kendilerine kitaptan bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar
45 Allah sizin düşmanlarınızı bilir Reel bir arkadaş olarak Allah yeter Ve muavin olarak da Allah yeter
46 Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri mânâsından kaydırıp; dillerini eğerek ve dine saldırarak, Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez mümkün ve râinâ (bizi gözet)diyorlar Halbuki onlar, İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bakdeselerdi bu, kendileri için daha şanslı ve daha dürüst olurdu Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir Artık onlar, öyle azı müstesna, iman etmezler
47 Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yanınızda bulunan (Tevrat)ı tasdik etmek üzere indirdiğimiz bu kitaba iman edin Biz birtakım yüzleri silip de enselerine çevirmeden yahut cumartesi halkını (yahudileri) lanetlediğimiz gibi onları lanetlemeden önce iman edin Yahut Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir
48 Açık Konuşmak Gerekirse Allah, kendisine iki taraflı koşulmasını asla affetmez Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur Her kim Allah'a şirk koşarsa aslında böylece büyük bir günah ile iftira etmiş olur
49 Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun? Hayır! Ama Allah, dilediğini temize çıkarır Onlara kıl kadar zulmedilmez
50 Bak nasıl da Allah'a yalan uyduruyorlar Açıkça bir günah olarak bu yeter
51 Şu kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun! Onlar puta ve şeytana inanıyorlar Ve Allah'ı tanımayanlara, Bunlar, müminlerden daha doğru yoldadırdiyorlar
52 Onlar, Allah'ın lanet ettiği kimselerdir Allah kime lanet ederse artık ona asla bir tezgâhtar bulamazsın
53 Yahut onların mülkten bir payı mı vardır Eğer öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerdi
54 Yoksa onlar, Allah'ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı? Kuşkusuz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik Ayrıca de onlara büyük bir mal ve saltanat ihsan ettik
55 İşte o yahudilerden bir kısmı ona iman etti Bir kısmı da ondan yüz çevirdi O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter
56 hiç kuşkusuz âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine diğer deriler vereceğiz Çünkü, Allah gerçekte çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir
57 İman edip salih ameller işliyenleri ise, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız Orada ebedî olarak kalacaklar Onlara orada tertemiz eşler vardır Onları, koyu gölgeler aşağıda bulunduracağız
58 Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve ahali aralarında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor Allah, bununla size ne hoş tavsiye veriyor şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir
59 Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan dikte sahibine de itaat edin Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekte inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin Bu, daha iyidir ve netice bakımından da daha güzeldir
60 Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar Iblis da onları yeniden dönemeyecekleri dek tamamen sapıklığa devirmek istiyor
61 Onlara: Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!denince, münafıkların senden tamamen uzaklaştıklarını görürsün
62 Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: Biz yalnızca yardımda bulunmak ve arayı bulmak istedikdiye Allah'a yemin ediyorlar
63 Onlar, Allah'ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara tavsiye ver ve onların içlerine etki edecek güzel laf söyle!
64 Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik Eğer onlar kendilerine zulmettikleri vakit sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, kesinlikle Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı
65 Hayır! Rabbine andolsun ama iş bildikleri gibi değil, onlar arasında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp daha sonra da senin verdiğin hükme karşısında içlerinde hiçbir bıkkınlık duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar
66 Eğer biz onlara: Kendinizi öldürün, ya da yurtlarınızdan çıkındiye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapamazlardı Ama kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, muhakkak haklarında keza daha şanslı, hem de daha sağlam olurdu
67 Ve o vakit kesinlikle kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik
68 Ve onları muhakkak içten yola iletirdik
69 Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, iyilerle birliktedir Bunlar ne güzel arkadaştır!
70 Bu lütuf Allah'tandır Bilen olarak Allah yeter
71 Ey iman edenler! Düşmana aleyhinde her türlü savunma tedbirinizi alınız Onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz
72 Kuşkusuz içinizden bir kısmı vardır ki, böylece ağır davranır Eğer başınıza bir musibet gelirse: Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadımder
73 Ve eğer Allah'tan size bir lütuf ve zafer erişecek olsa, sizinle kendisi aralarında hiç sevgi yokmuş gibi, bu sefer de hiç şüphesiz şöyle diyecek: Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydım da büyük murada ereydim
74 O halde geçici dünya hayatını, ebedî öbür dünya hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya şampiyon gelirse, her iki durumda da biz ona yarın o kadar büyük bir mükafat vereceğiz
75 Ayrıca size ne oluyor oysa, Allah yolunda: Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, göre bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönderdiye yalvarıp duran kuvvetsiz ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
76 İman edenler, Allah yolunda savaşırlar İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar O halde siz şeytanın taraftarlarına aleyhinde savaşın Çünkü şeytanın hilesi zayıftır
77 Kendilerine, Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verindenilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da birazcık daha yaşasaydık?derler Onlara de ancak: Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşısında gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl dek adaletsizlik edilmez
78 Her nerede olursanız olun vefat size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız tekrar kurtulamazsınız Onlara bir iyilik erişirse Bu, Allahtandırderler, bir kötülüğe uğrarlarsa, Bu, senin yüzündendirderler Ey Muhammed! De ancak: Tümü Allah'tandırBu topluma ne oluyor fakat, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar?
79 (Ey ademoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir Ey Muhammed! Biz seni tüm insanlara bir elçi olarak gönderdik Buna şahit olarak da Allah yeter
80 Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik
81 Sana Pekiderler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin (gündüz) söylemiş olduklarının tersini kurarlar Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor Sen onlara aldırma Allah'a güven Vekil olarak Allah yeter
82 Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirimli olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı
83 Kendilerine güven ya da dehşet hususunda bir haber geldiğinde onu anında yayıverirler Halbuki onu peygambere ve arasında yetkili kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çıkarmaya gücü yetenler, onu anlarlardı Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız
84 (Ey Muhammed) Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun Müminleri de savaşa teşvik et Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar Hiç şüphesiz ki Allah zorlama ve kudretçe fazla daha enerjik, ve cezası daha çetindir
85 Kim hoş bir işte arabuluculuk ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır Kim de fena bir şeyde arabuluculuk yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardır Allah her şeyi gözetip karşılığını verir
86 Siz bir selamlama ile selamlandığınız süre, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin Kuşkusuz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır
87 Kendinden başka ilâh olmayan Allah, sizi kıyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktır Bunda asla şüphe yoktur Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
88 O halde, siz neden münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları günah yüzünden terslerine döndürdüğü halde Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için bir çıkış yolu bulamazsın
89 Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı özlem ettiler Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye dek içlerinden dost edinmeyin Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir arkadaş, ne de bir tezgâhtar edinmeyin
90 Fakat o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında uzlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp nesnel olarak size gelmişlerdir Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı, onlar da sizinle savaşırlardı Eğer onlar sizden uzakta dururlar, sizinle savaşmayıp size barıştırma teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemiştir
91 Öteki birtakım kimseleri de bulacaksınız oysa; ayrıca sizden belli almak, ayrıca de kavimlerinden belirli edinmek isterler Fitne için her ziyafet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün İşte bunlar karşı size açık bir ferman verdik
92 Kusur dıştan bir mümin, öteki bir mümini öldüremez Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir perhiz vermesi gerekir Fakat ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o süre, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir Eğer öldürülen sizinle aralarında mukavele olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir Bunlara gücü yetmeyenin de Allah göre tevbesinin kabulü için sırt sırta iki ay oruç tutması gerekir Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir)
93 Kim bir mümini bilerek öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır
94 Ey İman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız süre, mümini kâfirden karışıklığa itmek için ayrıntılarıyla araştırın Size selamlama veren kimseye, dünya hayatının menfaatini gözeterek, Sen mümin değilsindemeyin Allah katında fazla ganimetler var İslâm'a ilk önce girdiğiniz süre siz de pek idiniz Sonra Allah size lutufta bulundu Onun için ayrıntılarıyla araştırın şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır
95 Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kıldı Allah onların hepsine de cenneti vaad etmiştir bununla birlikte Allah mücahitlere, oturanların üstünde büyük bir ecir vermiştir
96 Kendi katından aşamalı rütbeler, bir mağfiret ve rahmet vermiştir Öyle ya, O fazla bağışlayıcı, çok acıma edicidir
97 , kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, Ne işte idiniz?derler Onlar da: Biz yer yüzünde cılız kimselerdikderler : Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?derler İşte bunların varacakları yer cehennemdir O ne fena gidiş yeridir
98 Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan, biçare kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç
99 Umulur oysa, Allah bu kimseleri affeder Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır
100 Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek fazla yer de bulur, genişlik de bulur Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadıyla evinden çıkar da daha sonra kendisine vefat yetişirse, kuşkusuz onun mükafatı Allah'a düşer Allah çok bağışlayıcıdır, çok acıma edicidir *