iltasyazilim
FD Üye
Nizâmı Cedid hakkında bilgi
Nizâmı Cedid teşkilatı
Nizâmı Cedid anlamı
Nizâmı Cedid
Osmanlı Devletinde 18 yüzyıl sonunda, askerî ve idârî sâhalardaki düzensizliklere çâre bulmak için yapılan teşebbüslerin tamâmı Ayrıca, Avrupa usûlleriyle meydana getirilen tâlimli orduya bahşedilen ad
Bu terim, ilk defâ Fâzıl Mustafa Paşanın sadrâzamlığı esnâsında, mâliyede yapılan bâzı yenilikler için kullanılmıştır sonradan Sultan Üçüncü Selim Han (17891807) devrinde de, şu anda belli ki manâda kullanılmağa başlanmıştır Ama, Nizâmı Cedid, geniş ve dar mânâda almak üzere iki şekilde târif edilmiştir Rahat mânâda; Sultan Üçüncü Selim Han devrinde, Avrupaî tarzda yetiştirilmek istenen askerî kuvvetlerde, geniş mânâda ise; yeniden aynı pâdişah devrinde devlet teşkilâtının bütününde tamamlanmak istenilen yenilikler olarak bilinmektedir Bu tariflerden ikincisi daha içten olarak kabul edilir
On sekizinci yüzyıl baştan başa devam eden askerî başarısızlıklar, bunları tâkip eden günlerde ıslahat lâyihalarının verilmeleriyle neticelenirdi Bunların içinde, Halil Hamid Paşanın askerlik sahasındaki nizamnâmesi en önemlisidir Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışına kadar az çok yüz yıl sürekli ıslahat hareketlerinin bir merhalesini teşkil eden Nizâmı Cedid fikri, tamâmen bu pâdişâhın şahsına bağlanır Fiilen de bu pâdişâh şehzâdeliği ve veliahtlığı esnâsında devletin içinde bulunduğu şart için yapılan ıslâhât teşebbüslerini yakından tâkip etmiştir
Nizâmı Cedid hareketi, Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışıyla berâber muhakkak bir düzen içinde uygulanmaya başlandı Böyle yeni bir sistemin konulması için, ilk önce bâzı yönlerden misal alınacak Avrupalıların ilerlemesinin sebeblerinin incelenmesi ve devlet adamlarıyla âlimlerden teşekkül edilecek bir danışma meclisinin kurulması îcab ediyordu Pâdişâh, meşveret (danışma) meclisi teşkiliyle, yeni fikrin, bir şahsın değil, devletin malı olması gâyesini güdüyordu Islahat için yirmi iki devlet adamından bu konudaki düşüncelerini açıklayan birer rapor hzırlamalarını istedi Yirmi iki kişinin ikisi Avrupalı idi Bunlardan Bertrauf Osmanlı ordusunda çalışan bir subay, diğeri ise İsveç konsolosluğunda çalışan D ’Ohosson idi Türk devlet adamlarının kesin başlıları ise, Sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, Veli Efendizâde Belli, Defterdar Şerif Efendi, Tatarcık Abdullah Efendi, Çavuşbaşı Efendi ve târihçi Enver Efendiydi
Üstelik Ebû Bekr Râtib Efendi, o ödev için Avrupa ’nın zinde devletlerinden olan Avusturya ’nın başşehri Viyana ’ya sefâret vazifesiyle gönderildi Gönderilen bu elçiden, Avusturya ’nın tüm müesseselerini incelemesi ve rapor etmesi istendi Sekiz aylık bir seyahat neticesinde yazılan bu Sefâretnâme ’de, alınması gerektiği bildirilen esas tedbirler şu maddeler içinde özetlenebilir:
1 Hazinenin doymuş ve uyumlu olması,
2 Askerin itâatli olması,
3 Devlet adamlarının içten ve sâdık kimseler olması,
4 Halkın huzur ve himâyesinin temini,
5 Bâzı devletlerle ittifak anlaşmalarının yapılması
Ebû Bekr Râtib Efendiye tarafından, örnek seçilecek bir devletin askerî kânunları ve nizamları iktibas edilerek, kendi bünyemize uydurup, ihtiyacımıza yanıt verecek bir Nizâmı Cedid ordusunun kurulması gerekiyordu Pâdişâhın düşüncelerine tesir eden bu Sefaretnâme, Nizâmı Cedid programının hazırlanmasının bir safhasını teşkil ediyordu
Kendisinden önceki pâdişâhların, ıslahat hareketlerindeki düşüncelerinden faydalanmasını haberdar olan Sultan Üçüncü Selim Han, Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinde yapılmak istenilen ıslahatın devlet adamlarından gizli olmasının zararlarını gördüğünden, devlet adamları ile âlimleri yanında çağırarak, onların düşüncelerinden faydalanma ve memleketlerin durumunu daha iyi tahlil etme imkânını ele geçirmek istedi Fakat layihaları kaleme alan kimselerin askerlik sâhasında tecrübeli olmaması, köklü tekliflerin gelmesine mâni oldu
Bahşedilen layihalar, başlıca üç görünüm üzerinde toplanıyordu:
1 Ordunun, Kânûnî Sultan Süleyman Kânunları ’na kadar ıslah edilmesi
2 Sultan Süleyman Kânunları ’na, Avrupa nizamlarını dilekçe ederek tekrar ordu teşkili,
3 Yeniçeri Ocağı tamâmen kaldırılarak, Avrupa usûllerine tarafından yeni bir ordunun kurulması
Üçüncü düşüncede olanlara kadar, devletin eski kânunları ihtiyaca yanıt veremez hâle gelmiş, Yeniçeri Ocağına fesad karışmış bu da ordunun bozulmasına sebep olmuştu Bu sebeplerden dolayıYeniçeri Ocağını bir tarafa bırakarak, adamakıllı Avrupa usûlleriyle yeni bir ordu kurulmalıydı
Sultan Üçüncü Selim Han, bu fikirlerden üçüncüyü seçti Programın uygulanması için düzen edilen heyetin başına, İbrâhim İsmet Bey gibi dirayetli bir şahsı getirdi Bu zat, işin başlangıcında olabilecek tehlikeleri dile getirmişti Islahat heyetinin hazırladığı program, yetmiş iki maddeden meydana geliyordu Ilk Kez askerlikle ilgili maddelerin tatbikatına geçildi
Yeniçeri Ocağının birdenbire kaldırılmasının devlete vereceği hasar ortada olduğundan, bu ocağın ıslah edilmesi sırasında yeni ordunun kurulması çalışmalarına başlandı Yeniçeri Ocağına haftada birkaç gün mecbûrî tâlim konuldu Humbaracı, Topçu, Lağımcı ve Toparabacı ocaklarının yeni kanunnâmeleri hazırlandı Bunlar ordunun teknik sınıflarını teşkil edeceklerdi
Yeni ordunun teşkili ise, Sadrâzam Koca Yusuf Paşanın Ziştovi ve Yaş anlaşmalarından daha sonra cepheden İstanbul ’a dönmesiyle başladı Sadrâzamın Avrupa ’dan subay da getirmesi, tâlimli piyâde askerinin teşkilini hızlandırdı Pâdişâh bu ordunun yeniçerilerden bağımsız olmasını ve genç yeniçerilerin buraya alınmasını istiyordu Ancak bunun mahzurları düşünüldüğünden, yeni ordunun Bostancı Ocağına tabi, on iki bin mevcutlu ve örnek bir ordu gibi teşkili yoluna gidildi Levend Çiftliği Kânunnâmesi ile yeni ordunun kadroları ve diğer meseleleri belirtilmiş oluyordu
Nizâmı Cedid ordusunun kuruluşunda ortaya çıkan diğer bir problemse yeniçeri taraftarlarının çıkaracağı taşkınlıktı Bunun için halk arasında mûteber olan devlet adamlarından faydalanma yoluna gidildi Yapılan propagandada, yeni ordunun İstanbul ’da Rus tehlikesine karşı muhâfaza için kurulduğunu, İstanbul ’a aleyhinde bir tehlike esnâsında Anadolu ve Rumeli ’ne dağılmış olan, çiftçilikle uğraşan askerin geç gelmesinin doğuracağı tehlikeler anlatıldı O Kadar tesirli olmamakla berâber yapılan propaganda neticesi, ilk andaki tepkiler önlenmiş oldu Sessizlikten istifâde etmek isteyen devlet, Anadolu ’da asker yetiştirme hareketine girişti Bu harekette, Karaman Vâlisi Kâdı Abdurrahman Paşa ile Amasya Sancakbeyi Cabbarzâde Süleyman Beyin gayretleri semeresini verdi Fakat Yeniçeri Ocağına tâlim mecburiyeti konması, hâriçten esamî satın alarak ulûfeye kaydolanların işine gelmedi Ocak içinde usûlsüz âidât toplayanların, kânunnâme ile engellenmesi, çıkarcıları zor duruma soktu Yapılan karşı propaganda neticesi önce Yeniçeriler tâlime çıkmamaya başladı, sonra da Nizâmı Cedide kaydolanların dağılmaları, devlet adamlarına Nizâmı Cedidin asker kaynağının sâdece ordu olduğunu anlatmış oldu Bu esnâda Levend ’den diğer Üsküdar ’da Kâdı Abdurrahman Paşanın askerlerinden teşekkül eden yeni bir ordu tesis edildi
Nizâmı Cedid ordusunun kurulmasının yanı sıra tophâne, tersâne ve mühendishânenin de yeniden organizasyonuna başlandı Tophâne mensupları elenerek yenilendi, Avrupa ’dan top döküm ustaları getirilerek yeni ve adaleli top îmâlâtına başlanıldı Fazla ihmâl edilmiş olan deniz filosu ile tersânenin ıslahatına girişildi ve bu konu, Küçük Hüseyin Paşaya verildi Alınan tedbirler neticesinde donanma her yönden güçlendi Fennî eğitimde tahsil ve terbiyenin ilerlemesi için, 1773 ’te açılan Mühendishânei Bahrii Hümâyûn genişletildi Bu okullarda, geniş ölçüde yabancı öğretmenlerden faydalanıldı Okulların kitap ihtiyacını karşılamak için de Üsküdar Matbaası her tarafta tesis edildi
Yapılan değişiklikler, devlet bütçesine ağır önem getiriyordu Yükün kaldırılması için, sâdece Nizâmı Cedidin giderlerini karşılayacak İradı Cedid denilen yeni bir hazine kuruldu Ayrıca İradı Cedid, ileride meydana gelebilecek harplerin giderlerini de karşılayacaktı İki yüz bin kese bedel olacak bu hazinenin kazanç kaynaklarını, rüsûmı zecriye denilen tütün, alkol ve kahveden alınan vergilerle, mahlûl mukataalardan alınan ödenti ve her sene yenilenen beratlardan alınan vergiler teşkil ediyordu Hazinenin hesaplarını bakmak için de tâlimli asker nâzırı, İrâdı Cedid defterdarı tâyin edildi
Nizâmı Cedid hareketi, askerî sâhadaki yeniliklerin yanısıra idârî, siyâsî ve ticârî sâhalarda aynı istikâmette bazı teşebbüsleri beraberinde getirdi İdârî sâhada, Anadolu ve Rumeli, yirmi sekiz vilâyete bölündü ve vezir sayısı buna uygun hâle getirildi İdâreciliği menfî olan ehliyetsiz kişilere vezirlik verilmemesine dâir kânunnâme çıkarıldı ve tâyinlerin yapılması hakkı, pâdişâh ve sadrâzama verildi Vezirlerin memuriyet süresi, en az üç, en çok beş yıl arasında sınırlandırıldı Kadıların durumu, timar nizamnâmesi düzenlenerek, yapılacak muâmelelerin kânunnâmeye uygun olmasına dikkat edildi
Osmanlı Devletinin iktisâdî, idârî, siyâsî sâhalarında yapılan icat ve ıslahatlar, yapılan menfî propaganda, içteki ve dıştaki başarısızlıklar nedeniyle istenilen neticeyi veremedi Islahatları uygulama edenler arasında, pâdişâha bütünüyle itaat edenlerin sayısının eksik olması da bu başarısızlıklarda rol oynadı Hâricî düşmanlarla yapılan savaşlar, Arabistan ’da Vehhabî, Mora ’da Rum, Balkanlar ’da Sırp isyanları ile diğer minik çaptaki isyânları bastırmakta güçlükle karşılanılmasının suçu, devamlı Nizâmı Cedid askerine yüklendi Yeniçeri Ocağı mensuplarının da Nizâmı Cedid askerinin çoğalmasıyla kendi maaşlarının ellerinden gideceği korkusu, yeniliklere cephe almalarına yol açtı Fransa ’nın Osmanlı Devleti aleyhine cephe alıp, İstanbul ’daki Fransız sefirinin çaktırmadan Yeniçerileri, “Maaşlarınız alınıp, devlet ileri gelenlerine dağıtılacaktır şeklindeki tahrikleri de etkili oldu Bu hareketin başarısızlığında korkak ve tutumsuz devlet adamlarının önemli tesiri oldu Devlet bütçesinden yapılan masrafların artması, haksız sikke kesilmesi ya da yeni yeni vergilerin konulmasına emrindeki olarak, eşyâ fiyatları arttı Taşrada vergi tahsildarlarının yolsuzlukları halka büyük bezginlik getirdi Bu sebeplerden, yeniliğe karşı olan unsurlar, Nizhamı Cedid ’in yıkılması için fırsat aramaya başladılar
Napolyon ’un Mısır Seferi esnasında Akka Kalesinin önündeki savaşta galibiyet şampiyon Nizâmı Cedid ordusundan, Sırp isyanlarına ve Rusya ile savaş tehlikesine aleyhinde faydalanılmak istendi ve ordu Rumeline geçirildi Ancak bu durumdan şüphelenen Rumeli âyânına, ordunun Sırp İsyânını bastırmakla vazifeli olduğu îlân edildi Fakat, Sadrâzam İsmail Paşanın ve yeniliğe muhâlif olanların Rumeli âyânı ve Yeniçerileri tahriki, olayların başlangıcı oldu Ilk hâdise Tekirdağ ’da meydana geldi Burada, kurulacak Nizâmı Cedid ordusuna dâir fermanı okuyan kişiyi Yeniçeriler öldürdüler Askeri Edirne ’ye götüren Kâdı Abdurrahman Paşaya mukâvemet edilmesi, iç harp tehlikesi derecesine ulaştı İngiliz donanmasının İstanbul ’u yakmakla korkutma ettiği ve düşmanın sınırlara asker yığdığı sırada böyle bir isyânın başlaması, devletin selâmeti açısından fena neticeler verecekti Bu sebeple Üçüncü Sultan Selim Han, Abdurrahman Paşayı geri çağırdı Fakat bu tedbir arzu edilen neticenin aksine, muhâliflerin taşkınlıklarını arttırmaktan başka bir işe yaramadı Zîra yenilik düşmanlarının şımarmalarına sebebiyet verildi İstanbul ’da Boğaz yamakları ayaklanma etti
Edirne ’deki hâdiseden sonra merkezde yapılan değişiklikler, avantaj yerine hasar getirdi Yeni tâyinlerle, görünüşte Nizâmı Cedid taraftarı olanlar, makam sahibi oldular Ordunun da İstanbul ’da bulunmayışını fırsat bilen Yeniçeri ve buluş muhalifleri, Nizâmı Cedidi ortadan kaldırmaya karar verdiler Bu karardan habersiz olan Pâdişâh, Boğaz yamaklarını Nizâmı Cedid ’e dâhil etmeye çalışıyordu Köse Mûsâ Paşa ise çaktırmadan haber göndererek, bu askerleri; “Eğer, Nizâmı Cedid elbisesi giyerseniz dinden çıkarsınız, giymezseniz ocaktan atılırsınız Olur Ya de Nizâmı Cedid sizi öldürecek diye tahrik ediyordu Tahrikler sonucu 26 Mayıs 1807 târihinde Büyükdere Çayırında toplanan yeniçeriler isyânı başlattılar Başlarına reis olarak seçtikleri, Kabakçı Mustafa denilen serkeş de İstanbul halkına, yaptıkları işin mukaddes bir hareket olduğu yolunda propaganda yaptı
Bu esnâda Kaymakam Köse Murâd Paşa, bir taraftan Pâdişâha isyânı değersiz gibi gösterirken, üstelik, isyancıları bastırmaya hazırlanan Topçu Ocağına, karşısında gelmemelerini emreden haberi gönderiyordu Bu Vesile Ile ayaklanma programı uyumlu olarak tatbik edilmeğe başlandı İsyancılar Et Meydanında (Aksaray ’da) toplandıktan sonradan, devlet adamlarının içinde bulunan Nizâmı Cedid muhâlifleriyle anlaştılar Pâdişâh durumdan haberdâr olduğunda iş işten geçmişti İsyânın bastırılması için Nizâmı Cedidin kaldırıldığına dâir bir ferman yayınladıysa da, âsiler bu defâ da, Pâdişâhtan on bir kişinin kendilerine teslimini istediler
Kendisine on bir kişinin isimlerinin listesi verildiğinde çok üzülen Pâdişâh, tüm bunlara sebep, kendi yumuşak huyluluğu olduğunu söyledi Kan dökülmemesi için âsilerin istekleri kabul edildi Âsiler verdikleri listede olan kişileri birer yolunu bulup katlettikten sonra şahsen Nizâmı Cedidin mîmârı olan Sultan Üçüncü Selim ’e aleyhinde hareketlere başladılar Nihâyet Üçüncü Selim Han da iyi huyluluğu, şefkati ve pak ahlâkı yüzünden şehit edildi İsyânın neticesinde de memleket, Avrupa ’ya yakalamak yolunda uzun bir zaman geri bırakılmış oldu *
Nizâmı Cedid teşkilatı
Nizâmı Cedid anlamı
Nizâmı Cedid
Osmanlı Devletinde 18 yüzyıl sonunda, askerî ve idârî sâhalardaki düzensizliklere çâre bulmak için yapılan teşebbüslerin tamâmı Ayrıca, Avrupa usûlleriyle meydana getirilen tâlimli orduya bahşedilen ad
Bu terim, ilk defâ Fâzıl Mustafa Paşanın sadrâzamlığı esnâsında, mâliyede yapılan bâzı yenilikler için kullanılmıştır sonradan Sultan Üçüncü Selim Han (17891807) devrinde de, şu anda belli ki manâda kullanılmağa başlanmıştır Ama, Nizâmı Cedid, geniş ve dar mânâda almak üzere iki şekilde târif edilmiştir Rahat mânâda; Sultan Üçüncü Selim Han devrinde, Avrupaî tarzda yetiştirilmek istenen askerî kuvvetlerde, geniş mânâda ise; yeniden aynı pâdişah devrinde devlet teşkilâtının bütününde tamamlanmak istenilen yenilikler olarak bilinmektedir Bu tariflerden ikincisi daha içten olarak kabul edilir
On sekizinci yüzyıl baştan başa devam eden askerî başarısızlıklar, bunları tâkip eden günlerde ıslahat lâyihalarının verilmeleriyle neticelenirdi Bunların içinde, Halil Hamid Paşanın askerlik sahasındaki nizamnâmesi en önemlisidir Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışına kadar az çok yüz yıl sürekli ıslahat hareketlerinin bir merhalesini teşkil eden Nizâmı Cedid fikri, tamâmen bu pâdişâhın şahsına bağlanır Fiilen de bu pâdişâh şehzâdeliği ve veliahtlığı esnâsında devletin içinde bulunduğu şart için yapılan ıslâhât teşebbüslerini yakından tâkip etmiştir
Nizâmı Cedid hareketi, Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışıyla berâber muhakkak bir düzen içinde uygulanmaya başlandı Böyle yeni bir sistemin konulması için, ilk önce bâzı yönlerden misal alınacak Avrupalıların ilerlemesinin sebeblerinin incelenmesi ve devlet adamlarıyla âlimlerden teşekkül edilecek bir danışma meclisinin kurulması îcab ediyordu Pâdişâh, meşveret (danışma) meclisi teşkiliyle, yeni fikrin, bir şahsın değil, devletin malı olması gâyesini güdüyordu Islahat için yirmi iki devlet adamından bu konudaki düşüncelerini açıklayan birer rapor hzırlamalarını istedi Yirmi iki kişinin ikisi Avrupalı idi Bunlardan Bertrauf Osmanlı ordusunda çalışan bir subay, diğeri ise İsveç konsolosluğunda çalışan D ’Ohosson idi Türk devlet adamlarının kesin başlıları ise, Sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, Veli Efendizâde Belli, Defterdar Şerif Efendi, Tatarcık Abdullah Efendi, Çavuşbaşı Efendi ve târihçi Enver Efendiydi
Üstelik Ebû Bekr Râtib Efendi, o ödev için Avrupa ’nın zinde devletlerinden olan Avusturya ’nın başşehri Viyana ’ya sefâret vazifesiyle gönderildi Gönderilen bu elçiden, Avusturya ’nın tüm müesseselerini incelemesi ve rapor etmesi istendi Sekiz aylık bir seyahat neticesinde yazılan bu Sefâretnâme ’de, alınması gerektiği bildirilen esas tedbirler şu maddeler içinde özetlenebilir:
1 Hazinenin doymuş ve uyumlu olması,
2 Askerin itâatli olması,
3 Devlet adamlarının içten ve sâdık kimseler olması,
4 Halkın huzur ve himâyesinin temini,
5 Bâzı devletlerle ittifak anlaşmalarının yapılması
Ebû Bekr Râtib Efendiye tarafından, örnek seçilecek bir devletin askerî kânunları ve nizamları iktibas edilerek, kendi bünyemize uydurup, ihtiyacımıza yanıt verecek bir Nizâmı Cedid ordusunun kurulması gerekiyordu Pâdişâhın düşüncelerine tesir eden bu Sefaretnâme, Nizâmı Cedid programının hazırlanmasının bir safhasını teşkil ediyordu
Kendisinden önceki pâdişâhların, ıslahat hareketlerindeki düşüncelerinden faydalanmasını haberdar olan Sultan Üçüncü Selim Han, Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinde yapılmak istenilen ıslahatın devlet adamlarından gizli olmasının zararlarını gördüğünden, devlet adamları ile âlimleri yanında çağırarak, onların düşüncelerinden faydalanma ve memleketlerin durumunu daha iyi tahlil etme imkânını ele geçirmek istedi Fakat layihaları kaleme alan kimselerin askerlik sâhasında tecrübeli olmaması, köklü tekliflerin gelmesine mâni oldu
Bahşedilen layihalar, başlıca üç görünüm üzerinde toplanıyordu:
1 Ordunun, Kânûnî Sultan Süleyman Kânunları ’na kadar ıslah edilmesi
2 Sultan Süleyman Kânunları ’na, Avrupa nizamlarını dilekçe ederek tekrar ordu teşkili,
3 Yeniçeri Ocağı tamâmen kaldırılarak, Avrupa usûllerine tarafından yeni bir ordunun kurulması
Üçüncü düşüncede olanlara kadar, devletin eski kânunları ihtiyaca yanıt veremez hâle gelmiş, Yeniçeri Ocağına fesad karışmış bu da ordunun bozulmasına sebep olmuştu Bu sebeplerden dolayıYeniçeri Ocağını bir tarafa bırakarak, adamakıllı Avrupa usûlleriyle yeni bir ordu kurulmalıydı
Sultan Üçüncü Selim Han, bu fikirlerden üçüncüyü seçti Programın uygulanması için düzen edilen heyetin başına, İbrâhim İsmet Bey gibi dirayetli bir şahsı getirdi Bu zat, işin başlangıcında olabilecek tehlikeleri dile getirmişti Islahat heyetinin hazırladığı program, yetmiş iki maddeden meydana geliyordu Ilk Kez askerlikle ilgili maddelerin tatbikatına geçildi
Yeniçeri Ocağının birdenbire kaldırılmasının devlete vereceği hasar ortada olduğundan, bu ocağın ıslah edilmesi sırasında yeni ordunun kurulması çalışmalarına başlandı Yeniçeri Ocağına haftada birkaç gün mecbûrî tâlim konuldu Humbaracı, Topçu, Lağımcı ve Toparabacı ocaklarının yeni kanunnâmeleri hazırlandı Bunlar ordunun teknik sınıflarını teşkil edeceklerdi
Yeni ordunun teşkili ise, Sadrâzam Koca Yusuf Paşanın Ziştovi ve Yaş anlaşmalarından daha sonra cepheden İstanbul ’a dönmesiyle başladı Sadrâzamın Avrupa ’dan subay da getirmesi, tâlimli piyâde askerinin teşkilini hızlandırdı Pâdişâh bu ordunun yeniçerilerden bağımsız olmasını ve genç yeniçerilerin buraya alınmasını istiyordu Ancak bunun mahzurları düşünüldüğünden, yeni ordunun Bostancı Ocağına tabi, on iki bin mevcutlu ve örnek bir ordu gibi teşkili yoluna gidildi Levend Çiftliği Kânunnâmesi ile yeni ordunun kadroları ve diğer meseleleri belirtilmiş oluyordu
Nizâmı Cedid ordusunun kuruluşunda ortaya çıkan diğer bir problemse yeniçeri taraftarlarının çıkaracağı taşkınlıktı Bunun için halk arasında mûteber olan devlet adamlarından faydalanma yoluna gidildi Yapılan propagandada, yeni ordunun İstanbul ’da Rus tehlikesine karşı muhâfaza için kurulduğunu, İstanbul ’a aleyhinde bir tehlike esnâsında Anadolu ve Rumeli ’ne dağılmış olan, çiftçilikle uğraşan askerin geç gelmesinin doğuracağı tehlikeler anlatıldı O Kadar tesirli olmamakla berâber yapılan propaganda neticesi, ilk andaki tepkiler önlenmiş oldu Sessizlikten istifâde etmek isteyen devlet, Anadolu ’da asker yetiştirme hareketine girişti Bu harekette, Karaman Vâlisi Kâdı Abdurrahman Paşa ile Amasya Sancakbeyi Cabbarzâde Süleyman Beyin gayretleri semeresini verdi Fakat Yeniçeri Ocağına tâlim mecburiyeti konması, hâriçten esamî satın alarak ulûfeye kaydolanların işine gelmedi Ocak içinde usûlsüz âidât toplayanların, kânunnâme ile engellenmesi, çıkarcıları zor duruma soktu Yapılan karşı propaganda neticesi önce Yeniçeriler tâlime çıkmamaya başladı, sonra da Nizâmı Cedide kaydolanların dağılmaları, devlet adamlarına Nizâmı Cedidin asker kaynağının sâdece ordu olduğunu anlatmış oldu Bu esnâda Levend ’den diğer Üsküdar ’da Kâdı Abdurrahman Paşanın askerlerinden teşekkül eden yeni bir ordu tesis edildi
Nizâmı Cedid ordusunun kurulmasının yanı sıra tophâne, tersâne ve mühendishânenin de yeniden organizasyonuna başlandı Tophâne mensupları elenerek yenilendi, Avrupa ’dan top döküm ustaları getirilerek yeni ve adaleli top îmâlâtına başlanıldı Fazla ihmâl edilmiş olan deniz filosu ile tersânenin ıslahatına girişildi ve bu konu, Küçük Hüseyin Paşaya verildi Alınan tedbirler neticesinde donanma her yönden güçlendi Fennî eğitimde tahsil ve terbiyenin ilerlemesi için, 1773 ’te açılan Mühendishânei Bahrii Hümâyûn genişletildi Bu okullarda, geniş ölçüde yabancı öğretmenlerden faydalanıldı Okulların kitap ihtiyacını karşılamak için de Üsküdar Matbaası her tarafta tesis edildi
Yapılan değişiklikler, devlet bütçesine ağır önem getiriyordu Yükün kaldırılması için, sâdece Nizâmı Cedidin giderlerini karşılayacak İradı Cedid denilen yeni bir hazine kuruldu Ayrıca İradı Cedid, ileride meydana gelebilecek harplerin giderlerini de karşılayacaktı İki yüz bin kese bedel olacak bu hazinenin kazanç kaynaklarını, rüsûmı zecriye denilen tütün, alkol ve kahveden alınan vergilerle, mahlûl mukataalardan alınan ödenti ve her sene yenilenen beratlardan alınan vergiler teşkil ediyordu Hazinenin hesaplarını bakmak için de tâlimli asker nâzırı, İrâdı Cedid defterdarı tâyin edildi
Nizâmı Cedid hareketi, askerî sâhadaki yeniliklerin yanısıra idârî, siyâsî ve ticârî sâhalarda aynı istikâmette bazı teşebbüsleri beraberinde getirdi İdârî sâhada, Anadolu ve Rumeli, yirmi sekiz vilâyete bölündü ve vezir sayısı buna uygun hâle getirildi İdâreciliği menfî olan ehliyetsiz kişilere vezirlik verilmemesine dâir kânunnâme çıkarıldı ve tâyinlerin yapılması hakkı, pâdişâh ve sadrâzama verildi Vezirlerin memuriyet süresi, en az üç, en çok beş yıl arasında sınırlandırıldı Kadıların durumu, timar nizamnâmesi düzenlenerek, yapılacak muâmelelerin kânunnâmeye uygun olmasına dikkat edildi
Osmanlı Devletinin iktisâdî, idârî, siyâsî sâhalarında yapılan icat ve ıslahatlar, yapılan menfî propaganda, içteki ve dıştaki başarısızlıklar nedeniyle istenilen neticeyi veremedi Islahatları uygulama edenler arasında, pâdişâha bütünüyle itaat edenlerin sayısının eksik olması da bu başarısızlıklarda rol oynadı Hâricî düşmanlarla yapılan savaşlar, Arabistan ’da Vehhabî, Mora ’da Rum, Balkanlar ’da Sırp isyanları ile diğer minik çaptaki isyânları bastırmakta güçlükle karşılanılmasının suçu, devamlı Nizâmı Cedid askerine yüklendi Yeniçeri Ocağı mensuplarının da Nizâmı Cedid askerinin çoğalmasıyla kendi maaşlarının ellerinden gideceği korkusu, yeniliklere cephe almalarına yol açtı Fransa ’nın Osmanlı Devleti aleyhine cephe alıp, İstanbul ’daki Fransız sefirinin çaktırmadan Yeniçerileri, “Maaşlarınız alınıp, devlet ileri gelenlerine dağıtılacaktır şeklindeki tahrikleri de etkili oldu Bu hareketin başarısızlığında korkak ve tutumsuz devlet adamlarının önemli tesiri oldu Devlet bütçesinden yapılan masrafların artması, haksız sikke kesilmesi ya da yeni yeni vergilerin konulmasına emrindeki olarak, eşyâ fiyatları arttı Taşrada vergi tahsildarlarının yolsuzlukları halka büyük bezginlik getirdi Bu sebeplerden, yeniliğe karşı olan unsurlar, Nizhamı Cedid ’in yıkılması için fırsat aramaya başladılar
Napolyon ’un Mısır Seferi esnasında Akka Kalesinin önündeki savaşta galibiyet şampiyon Nizâmı Cedid ordusundan, Sırp isyanlarına ve Rusya ile savaş tehlikesine aleyhinde faydalanılmak istendi ve ordu Rumeline geçirildi Ancak bu durumdan şüphelenen Rumeli âyânına, ordunun Sırp İsyânını bastırmakla vazifeli olduğu îlân edildi Fakat, Sadrâzam İsmail Paşanın ve yeniliğe muhâlif olanların Rumeli âyânı ve Yeniçerileri tahriki, olayların başlangıcı oldu Ilk hâdise Tekirdağ ’da meydana geldi Burada, kurulacak Nizâmı Cedid ordusuna dâir fermanı okuyan kişiyi Yeniçeriler öldürdüler Askeri Edirne ’ye götüren Kâdı Abdurrahman Paşaya mukâvemet edilmesi, iç harp tehlikesi derecesine ulaştı İngiliz donanmasının İstanbul ’u yakmakla korkutma ettiği ve düşmanın sınırlara asker yığdığı sırada böyle bir isyânın başlaması, devletin selâmeti açısından fena neticeler verecekti Bu sebeple Üçüncü Sultan Selim Han, Abdurrahman Paşayı geri çağırdı Fakat bu tedbir arzu edilen neticenin aksine, muhâliflerin taşkınlıklarını arttırmaktan başka bir işe yaramadı Zîra yenilik düşmanlarının şımarmalarına sebebiyet verildi İstanbul ’da Boğaz yamakları ayaklanma etti
Edirne ’deki hâdiseden sonra merkezde yapılan değişiklikler, avantaj yerine hasar getirdi Yeni tâyinlerle, görünüşte Nizâmı Cedid taraftarı olanlar, makam sahibi oldular Ordunun da İstanbul ’da bulunmayışını fırsat bilen Yeniçeri ve buluş muhalifleri, Nizâmı Cedidi ortadan kaldırmaya karar verdiler Bu karardan habersiz olan Pâdişâh, Boğaz yamaklarını Nizâmı Cedid ’e dâhil etmeye çalışıyordu Köse Mûsâ Paşa ise çaktırmadan haber göndererek, bu askerleri; “Eğer, Nizâmı Cedid elbisesi giyerseniz dinden çıkarsınız, giymezseniz ocaktan atılırsınız Olur Ya de Nizâmı Cedid sizi öldürecek diye tahrik ediyordu Tahrikler sonucu 26 Mayıs 1807 târihinde Büyükdere Çayırında toplanan yeniçeriler isyânı başlattılar Başlarına reis olarak seçtikleri, Kabakçı Mustafa denilen serkeş de İstanbul halkına, yaptıkları işin mukaddes bir hareket olduğu yolunda propaganda yaptı
Bu esnâda Kaymakam Köse Murâd Paşa, bir taraftan Pâdişâha isyânı değersiz gibi gösterirken, üstelik, isyancıları bastırmaya hazırlanan Topçu Ocağına, karşısında gelmemelerini emreden haberi gönderiyordu Bu Vesile Ile ayaklanma programı uyumlu olarak tatbik edilmeğe başlandı İsyancılar Et Meydanında (Aksaray ’da) toplandıktan sonradan, devlet adamlarının içinde bulunan Nizâmı Cedid muhâlifleriyle anlaştılar Pâdişâh durumdan haberdâr olduğunda iş işten geçmişti İsyânın bastırılması için Nizâmı Cedidin kaldırıldığına dâir bir ferman yayınladıysa da, âsiler bu defâ da, Pâdişâhtan on bir kişinin kendilerine teslimini istediler
Kendisine on bir kişinin isimlerinin listesi verildiğinde çok üzülen Pâdişâh, tüm bunlara sebep, kendi yumuşak huyluluğu olduğunu söyledi Kan dökülmemesi için âsilerin istekleri kabul edildi Âsiler verdikleri listede olan kişileri birer yolunu bulup katlettikten sonra şahsen Nizâmı Cedidin mîmârı olan Sultan Üçüncü Selim ’e aleyhinde hareketlere başladılar Nihâyet Üçüncü Selim Han da iyi huyluluğu, şefkati ve pak ahlâkı yüzünden şehit edildi İsyânın neticesinde de memleket, Avrupa ’ya yakalamak yolunda uzun bir zaman geri bırakılmış oldu *