iltasyazilim
FD Üye
Nizâmı Cedid
Osmanlı Devletinde 18 yüzyıl sonunda, askerî ve idârî sâhalardaki düzensizliklere çâre bulmak için yapılan teşebbüslerin tamâmı Keza, Avrupa usûlleriyle meydana getirilen tâlimli orduya verilen ad
Bu terim, ilk defâ Fâzıl Mustafa Paşanın sadrâzamlığı esnâsında, mâliyede yapılan bâzı yenilikler için kullanılmıştır daha sonra Sultan Üçüncü Selim Han (17891807) devrinde de, şimdi görünürde manâda kullanılmağa başlanmıştır Oysa, Nizâmı Cedid, geniş ve gizli mânâda edinmek üzere iki şekilde târif edilmiştir Sıcacık mânâda; Sultan Üçüncü Selim Han devrinde, Avrupaî tarzda yetiştirilmek istenen askerî kuvvetlerde, geniş mânâda ise; tekrar aynı pâdişah devrinde devlet teşkilâtının bütününde tamamlanmak istenilen yenilikler olarak bilinmektedir Bu tariflerden ikincisi daha içten olarak kabul edilir
On sekizinci yüzyıl boyunca aralıksız askerî başarısızlıklar, bunları tâkip eden günlerde ıslahat lâyihalarının verilmeleriyle neticelenirdi Bunların içinde, Halil Hamid Paşanın askerlik sahasındaki nizamnâmesi en önemlisidir Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışına kadar öyle ya da böyle yüz sene devamlı ıslahat hareketlerinin bir merhalesini teşkil eden Nizâmı Cedid fikri, tamâmen bu pâdişâhın şahsına bağlanır Fiilen de bu pâdişâh şehzâdeliği ve veliahtlığı esnâsında devletin içinde bulunduğu koşul için yapılan ıslâhât teşebbüslerini yakından tâkip etmiştir
Nizâmı Cedid hareketi, Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışıyla berâber muhakkak bir tertip içinde uygulanmaya başlandı Böyle yeni bir sistemin konulması için, öncelikle bâzı yönlerden örnek alınacak Avrupalıların ilerlemesinin sebeblerinin incelenmesi ve devlet adamlarıyla âlimlerden teşekkül edilecek bir danışma meclisinin kurulması îcab ediyordu Pâdişâh, meşveret (danışma) meclisi teşkiliyle, yeni fikrin, bir şahsın değil, devletin malı olması gâyesini güdüyordu Islahat için yirmi iki devlet adamından bu konudaki düşüncelerini açıklayan birer rapor hzırlamalarını istedi Yirmi iki kişinin ikisi Avrupalı idi Bunlardan Bertrauf Osmanlı ordusunda çalışan bir subay, diğeri ise İsveç konsolosluğunda çalışan D ’Ohosson idi Türk devlet adamlarının emin başlıları ise, Sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, Veli Efendizâde Muhakkak, Defterdar Şerif Efendi, Tatarcık Abdullah Efendi, Çavuşbaşı Efendi ve târihçi Enver Efendiydi
Üstelik Ebû Bekr Râtib Efendi, o tayin için Avrupa ’nın güçlü devletlerinden olan Avusturya ’nın başşehri Viyana ’ya sefâret vazifesiyle gönderildi Gönderilen bu elçiden, Avusturya ’nın bütün müesseselerini incelemesi ve rapor etmesi istendi Sekiz aylık bir yolculuk neticesinde yazılan bu Sefâretnâme ’de, alınması gerektiği bildirilen başlıca tedbirler şu maddeler içinde özetlenebilir:
1 Hazinenin doymuş ve uyumlu olması,
2 Askerin itâatli olması,
3 Devlet adamlarının doğru ve sâdık kimseler olması,
4 Halkın refah ve himâyesinin temini,
5 Bâzı devletlerle ittifak anlaşmalarının yapılması
Ebû Bekr Râtib Efendiye kadar, misal seçilecek bir devletin askerî kânunları ve nizamları iktibas edilerek, kendi bünyemize uydurup, ihtiyacımıza cevap verecek bir Nizâmı Cedid ordusunun kurulması gerekiyordu Pâdişâhın düşüncelerine tesir eden bu Sefaretnâme, Nizâmı Cedid programının hazırlanmasının bir safhasını teşkil ediyordu
Kendisinden önceki pâdişâhların, ıslahat hareketlerindeki düşüncelerinden faydalanmasını bilen Sultan Üçüncü Selim Han, Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinde tamamlanmak istenilen ıslahatın devlet adamlarından sıcacık olmasının zararlarını gördüğünden, devlet adamları ile âlimleri yanında çağırarak, onların düşüncelerinden yararlanma ve memleketlerin durumunu daha iyi inceleme etme imkânını fethetmek istedi Fakat layihaları kaleme alan kimselerin askerlik sâhasında tecrübeli olmaması, köklü tekliflerin gelmesine mâni oldu
Verilen layihalar, üç görüş üzerinde toplanıyordu:
1 Ordunun, Kânûnî Sultan Süleyman Kânunları ’na tarafından ıslah edilmesi
2 Sultan Süleyman Kânunları ’na, Avrupa nizamlarını başvuru ederek her tarafta ordu teşkili,
3 Yeniçeri Ocağı tamâmen kaldırılarak, Avrupa usûllerine tarafından yeni bir ordunun kurulması
Üçüncü düşüncede olanlara kadar, devletin eski kânunları ihtiyaca cevap veremez hâle gelmiş, Yeniçeri Ocağına fesad karışmış bu da ordunun bozulmasına sebep olmuştu Bu sebeplerden dolayıYeniçeri Ocağını bir tarafa bırakarak, ayrıntılarıyla Avrupa usûlleriyle yeni bir ordu kurulmalıydı
Sultan Üçüncü Selim Han, bu fikirlerden üçüncüyü seçti Programın uygulanması için tertip edilen heyetin başına, İbrâhim İsmet Bey gibi dirayetli bir şahsı getirdi Bu zat, işin başlangıcında olabilecek tehlikeleri dile getirmişti Islahat heyetinin hazırladığı program, yetmiş iki maddeden meydana geliyordu Öncelikle askerlikle ilgili maddelerin tatbikatına geçildi
Yeniçeri Ocağının birden kaldırılmasının devlete vereceği zarar apaçık olduğundan, bu ocağın ıslah edilmesi esnasında yeni ordunun kurulması çalışmalarına başlandı Yeniçeri Ocağına haftada birkaç gün mecbûrî tâlim konuldu Humbaracı, Topçu, Lağımcı ve Toparabacı ocaklarının yeni kanunnâmeleri hazırlandı Bunlar ordunun teknik sınıflarını teşkil edeceklerdi
Yeni ordunun teşkili ise, Sadrâzam Koca Yusuf Paşanın Ziştovi ve Yaş anlaşmalarından daha sonra cepheden İstanbul ’a dönmesiyle başladı Sadrâzamın Avrupa ’dan subay da getirmesi, tâlimli piyâde askerinin teşkilini hızlandırdı Pâdişâh bu ordunun yeniçerilerden egemen olmasını ve genç yeniçerilerin buraya alınmasını istiyordu Fakat bunun mahzurları düşünüldüğünden, yeni ordunun Bostancı Ocağına ast, on iki bin mevcutlu ve örnek bir ordu gibi teşkili yoluna gidildi Levend Çiftliği Kânunnâmesi ile yeni ordunun kadroları ve diğer meseleleri belirtilen oluyordu
Nizâmı Cedid ordusunun kuruluşunda ortaya meydana çıkan öteki bir problemse yeniçeri taraftarlarının çıkaracağı taşkınlıktı Bunun için halk aralarında mûteber olan devlet adamlarından yararlanma yoluna gidildi Yapılan propagandada, yeni ordunun İstanbul ’da Rus tehlikesine aleyhinde muhâfaza için kurulduğunu, İstanbul ’a karşısında bir risk esnâsında Anadolu ve Rumeli ’ne dağılmış olan, çiftçilikle uğraşan askerin geç gelmesinin doğuracağı tehlikeler anlatıldı O Kadar tesirli olmamakla berâber yapılan propaganda neticesi, ilk andaki tepkiler önlenmiş oldu Sessizlikten istifâde etmek isteyen devlet, Anadolu ’da asker yetiştirme hareketine girişti Bu harekette, Karaman Vâlisi Kâdı Abdurrahman Paşa ile Amasya Sancakbeyi Cabbarzâde Süleyman Beyin gayretleri semeresini verdi Oysa Yeniçeri Ocağına tâlim mecburiyeti konması, hâriçten esamî satın alarak ulûfeye kaydolanların işine gelmedi Ocak içinde usûlsüz âidât toplayanların, kânunnâme ile engellenmesi, çıkarcıları güç duruma soktu Yapılan karşı propaganda neticesi önce Yeniçeriler tâlime çıkmamaya başladı, sonradan da Nizâmı Cedide kaydolanların dağılmaları, devlet adamlarına Nizâmı Cedidin asker kaynağının sâdece ordu olduğunu anlatmış oldu Bu esnâda Levend ’den başka Üsküdar ’da Kâdı Abdurrahman Paşanın askerlerinden teşekkül eden yeni bir ordu tesis edildi
Nizâmı Cedid ordusunun kurulmasının yanı sıra tophâne, tersâne ve mühendishânenin de her tarafta organizasyonuna başlandı Tophâne mensupları elenerek yenilendi, Avrupa ’dan top döküm ustaları getirilerek yeni ve kuvvetli top îmâlâtına başlanıldı Fazla ihmâl edilmiş olan deniz filosu ile tersânenin ıslahatına girişildi ve bu konu, Minik Hüseyin Paşaya verildi Alınan tedbirler neticesinde deniz filosu her yönden güçlendi Fennî eğitimde tahsil ve terbiyenin ilerlemesi için, 1773 ’te açılan Mühendishânei Bahrii Hümâyûn genişletildi Bu okullarda, geniş ölçüde tanıdık olmayan öğretmenlerden faydalanıldı Okulların kitap ihtiyacını karşılamak için de Üsküdar Matbaası her tarafta tesis edildi
Yapılan şansın dönmesi, devlet bütçesine ağır siklet getiriyordu Yükün kaldırılması için, sâdece Nizâmı Cedidin giderlerini karşılayacak İradı Cedid denilen yeni bir hazine kuruldu Ayrıca İradı Cedid, ileride meydana gelebilecek harplerin giderlerini de karşılayacaktı İki yüz bin kese layık olacak bu hazinenin gelir kaynaklarını, rüsûmı zecriye denilen tütün, içki ve kahveden alınan vergilerle, mahlûl mukataalardan alınan vergi ve her sene yenilenen beratlardan alınan vergiler teşkil ediyordu Hazinenin hesaplarını görmek için de tâlimli asker nâzırı, İrâdı Cedid defterdarı tâyin edildi
Nizâmı Cedid hareketi, askerî sâhadaki yeniliklerin yanısıra idârî, siyâsî ve ticârî sâhalarda benzer istikâmette bazı teşebbüsleri beraberinde getirdi İdârî sâhada, Anadolu ve Rumeli, yirmi sekiz vilâyete bölündü ve vezir sayısı buna yerinde hâle getirildi İdâreciliği menfî olan ehliyetsiz kişilere vezirlik verilmemesine dâir kânunnâme çıkarıldı ve tâyinlerin yapılması hakkı, pâdişâh ve sadrâzama verildi Vezirlerin memuriyet süresi, en düşük üç, en çok beş sene arasında sınırlandırıldı Kadıların durumu, timar nizamnâmesi düzenlenerek, yapılacak muâmelelerin kânunnâmeye uygun olmasına dikkat edildi
Osmanlı Devletinin iktisâdî, idârî, siyâsî sâhalarında yapılan icat ve ıslahatlar, yapılan menfî propaganda, içteki ve dıştaki başarısızlıklar sebebiyle istenilen neticeyi veremedi Islahatları kullanım edenler arasında, pâdişâha tam olarak itaat edenlerin sayısının az olması da bu başarısızlıklarda rol oynadı Hâricî düşmanlarla yapılan savaşlar, Arabistan ’da Vehhabî, Mora ’da Rum, Balkanlar ’da Sırp isyanları ile öteki ufak çaptaki isyânları bastırmakta güçlükle karşılanılmasının suçu, aralıksız Nizâmı Cedid askerine yüklendi Yeniçeri Ocağı mensuplarının da Nizâmı Cedid askerinin çoğalmasıyla kendi maaşlarının ellerinden gideceği korkusu, yeniliklere cephe almalarına yol açtı Fransa ’nın Osmanlı Devleti aleyhine cephe alıp, İstanbul ’daki Fransız sefirinin gizli gizli Yeniçerileri, “Maaşlarınız alınıp, devlet ileri gelenlerine dağıtılacaktır şeklindeki tahrikleri de etkili oldu Bu hareketin başarısızlığında korkak ve tutumsuz devlet adamlarının mühim tesiri oldu Devlet bütçesinden yapılan masrafların artması, hileli sikke kesilmesi veya yeni yeni vergilerin konulmasına alt olarak, eşyâ fiyatları arttı Taşrada vergi tahsildarlarının yolsuzlukları halka büyük can sıkıntısı getirdi Bu sebeplerden, yeniliğe karşı olan unsurlar, Nizhamı Cedid ’in yıkılması için fırsat aramaya başladılar *
Osmanlı Devletinde 18 yüzyıl sonunda, askerî ve idârî sâhalardaki düzensizliklere çâre bulmak için yapılan teşebbüslerin tamâmı Keza, Avrupa usûlleriyle meydana getirilen tâlimli orduya verilen ad
Bu terim, ilk defâ Fâzıl Mustafa Paşanın sadrâzamlığı esnâsında, mâliyede yapılan bâzı yenilikler için kullanılmıştır daha sonra Sultan Üçüncü Selim Han (17891807) devrinde de, şimdi görünürde manâda kullanılmağa başlanmıştır Oysa, Nizâmı Cedid, geniş ve gizli mânâda edinmek üzere iki şekilde târif edilmiştir Sıcacık mânâda; Sultan Üçüncü Selim Han devrinde, Avrupaî tarzda yetiştirilmek istenen askerî kuvvetlerde, geniş mânâda ise; tekrar aynı pâdişah devrinde devlet teşkilâtının bütününde tamamlanmak istenilen yenilikler olarak bilinmektedir Bu tariflerden ikincisi daha içten olarak kabul edilir
On sekizinci yüzyıl boyunca aralıksız askerî başarısızlıklar, bunları tâkip eden günlerde ıslahat lâyihalarının verilmeleriyle neticelenirdi Bunların içinde, Halil Hamid Paşanın askerlik sahasındaki nizamnâmesi en önemlisidir Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışına kadar öyle ya da böyle yüz sene devamlı ıslahat hareketlerinin bir merhalesini teşkil eden Nizâmı Cedid fikri, tamâmen bu pâdişâhın şahsına bağlanır Fiilen de bu pâdişâh şehzâdeliği ve veliahtlığı esnâsında devletin içinde bulunduğu koşul için yapılan ıslâhât teşebbüslerini yakından tâkip etmiştir
Nizâmı Cedid hareketi, Sultan Üçüncü Selim ’in tahta çıkışıyla berâber muhakkak bir tertip içinde uygulanmaya başlandı Böyle yeni bir sistemin konulması için, öncelikle bâzı yönlerden örnek alınacak Avrupalıların ilerlemesinin sebeblerinin incelenmesi ve devlet adamlarıyla âlimlerden teşekkül edilecek bir danışma meclisinin kurulması îcab ediyordu Pâdişâh, meşveret (danışma) meclisi teşkiliyle, yeni fikrin, bir şahsın değil, devletin malı olması gâyesini güdüyordu Islahat için yirmi iki devlet adamından bu konudaki düşüncelerini açıklayan birer rapor hzırlamalarını istedi Yirmi iki kişinin ikisi Avrupalı idi Bunlardan Bertrauf Osmanlı ordusunda çalışan bir subay, diğeri ise İsveç konsolosluğunda çalışan D ’Ohosson idi Türk devlet adamlarının emin başlıları ise, Sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, Veli Efendizâde Muhakkak, Defterdar Şerif Efendi, Tatarcık Abdullah Efendi, Çavuşbaşı Efendi ve târihçi Enver Efendiydi
Üstelik Ebû Bekr Râtib Efendi, o tayin için Avrupa ’nın güçlü devletlerinden olan Avusturya ’nın başşehri Viyana ’ya sefâret vazifesiyle gönderildi Gönderilen bu elçiden, Avusturya ’nın bütün müesseselerini incelemesi ve rapor etmesi istendi Sekiz aylık bir yolculuk neticesinde yazılan bu Sefâretnâme ’de, alınması gerektiği bildirilen başlıca tedbirler şu maddeler içinde özetlenebilir:
1 Hazinenin doymuş ve uyumlu olması,
2 Askerin itâatli olması,
3 Devlet adamlarının doğru ve sâdık kimseler olması,
4 Halkın refah ve himâyesinin temini,
5 Bâzı devletlerle ittifak anlaşmalarının yapılması
Ebû Bekr Râtib Efendiye kadar, misal seçilecek bir devletin askerî kânunları ve nizamları iktibas edilerek, kendi bünyemize uydurup, ihtiyacımıza cevap verecek bir Nizâmı Cedid ordusunun kurulması gerekiyordu Pâdişâhın düşüncelerine tesir eden bu Sefaretnâme, Nizâmı Cedid programının hazırlanmasının bir safhasını teşkil ediyordu
Kendisinden önceki pâdişâhların, ıslahat hareketlerindeki düşüncelerinden faydalanmasını bilen Sultan Üçüncü Selim Han, Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinde tamamlanmak istenilen ıslahatın devlet adamlarından sıcacık olmasının zararlarını gördüğünden, devlet adamları ile âlimleri yanında çağırarak, onların düşüncelerinden yararlanma ve memleketlerin durumunu daha iyi inceleme etme imkânını fethetmek istedi Fakat layihaları kaleme alan kimselerin askerlik sâhasında tecrübeli olmaması, köklü tekliflerin gelmesine mâni oldu
Verilen layihalar, üç görüş üzerinde toplanıyordu:
1 Ordunun, Kânûnî Sultan Süleyman Kânunları ’na tarafından ıslah edilmesi
2 Sultan Süleyman Kânunları ’na, Avrupa nizamlarını başvuru ederek her tarafta ordu teşkili,
3 Yeniçeri Ocağı tamâmen kaldırılarak, Avrupa usûllerine tarafından yeni bir ordunun kurulması
Üçüncü düşüncede olanlara kadar, devletin eski kânunları ihtiyaca cevap veremez hâle gelmiş, Yeniçeri Ocağına fesad karışmış bu da ordunun bozulmasına sebep olmuştu Bu sebeplerden dolayıYeniçeri Ocağını bir tarafa bırakarak, ayrıntılarıyla Avrupa usûlleriyle yeni bir ordu kurulmalıydı
Sultan Üçüncü Selim Han, bu fikirlerden üçüncüyü seçti Programın uygulanması için tertip edilen heyetin başına, İbrâhim İsmet Bey gibi dirayetli bir şahsı getirdi Bu zat, işin başlangıcında olabilecek tehlikeleri dile getirmişti Islahat heyetinin hazırladığı program, yetmiş iki maddeden meydana geliyordu Öncelikle askerlikle ilgili maddelerin tatbikatına geçildi
Yeniçeri Ocağının birden kaldırılmasının devlete vereceği zarar apaçık olduğundan, bu ocağın ıslah edilmesi esnasında yeni ordunun kurulması çalışmalarına başlandı Yeniçeri Ocağına haftada birkaç gün mecbûrî tâlim konuldu Humbaracı, Topçu, Lağımcı ve Toparabacı ocaklarının yeni kanunnâmeleri hazırlandı Bunlar ordunun teknik sınıflarını teşkil edeceklerdi
Yeni ordunun teşkili ise, Sadrâzam Koca Yusuf Paşanın Ziştovi ve Yaş anlaşmalarından daha sonra cepheden İstanbul ’a dönmesiyle başladı Sadrâzamın Avrupa ’dan subay da getirmesi, tâlimli piyâde askerinin teşkilini hızlandırdı Pâdişâh bu ordunun yeniçerilerden egemen olmasını ve genç yeniçerilerin buraya alınmasını istiyordu Fakat bunun mahzurları düşünüldüğünden, yeni ordunun Bostancı Ocağına ast, on iki bin mevcutlu ve örnek bir ordu gibi teşkili yoluna gidildi Levend Çiftliği Kânunnâmesi ile yeni ordunun kadroları ve diğer meseleleri belirtilen oluyordu
Nizâmı Cedid ordusunun kuruluşunda ortaya meydana çıkan öteki bir problemse yeniçeri taraftarlarının çıkaracağı taşkınlıktı Bunun için halk aralarında mûteber olan devlet adamlarından yararlanma yoluna gidildi Yapılan propagandada, yeni ordunun İstanbul ’da Rus tehlikesine aleyhinde muhâfaza için kurulduğunu, İstanbul ’a karşısında bir risk esnâsında Anadolu ve Rumeli ’ne dağılmış olan, çiftçilikle uğraşan askerin geç gelmesinin doğuracağı tehlikeler anlatıldı O Kadar tesirli olmamakla berâber yapılan propaganda neticesi, ilk andaki tepkiler önlenmiş oldu Sessizlikten istifâde etmek isteyen devlet, Anadolu ’da asker yetiştirme hareketine girişti Bu harekette, Karaman Vâlisi Kâdı Abdurrahman Paşa ile Amasya Sancakbeyi Cabbarzâde Süleyman Beyin gayretleri semeresini verdi Oysa Yeniçeri Ocağına tâlim mecburiyeti konması, hâriçten esamî satın alarak ulûfeye kaydolanların işine gelmedi Ocak içinde usûlsüz âidât toplayanların, kânunnâme ile engellenmesi, çıkarcıları güç duruma soktu Yapılan karşı propaganda neticesi önce Yeniçeriler tâlime çıkmamaya başladı, sonradan da Nizâmı Cedide kaydolanların dağılmaları, devlet adamlarına Nizâmı Cedidin asker kaynağının sâdece ordu olduğunu anlatmış oldu Bu esnâda Levend ’den başka Üsküdar ’da Kâdı Abdurrahman Paşanın askerlerinden teşekkül eden yeni bir ordu tesis edildi
Nizâmı Cedid ordusunun kurulmasının yanı sıra tophâne, tersâne ve mühendishânenin de her tarafta organizasyonuna başlandı Tophâne mensupları elenerek yenilendi, Avrupa ’dan top döküm ustaları getirilerek yeni ve kuvvetli top îmâlâtına başlanıldı Fazla ihmâl edilmiş olan deniz filosu ile tersânenin ıslahatına girişildi ve bu konu, Minik Hüseyin Paşaya verildi Alınan tedbirler neticesinde deniz filosu her yönden güçlendi Fennî eğitimde tahsil ve terbiyenin ilerlemesi için, 1773 ’te açılan Mühendishânei Bahrii Hümâyûn genişletildi Bu okullarda, geniş ölçüde tanıdık olmayan öğretmenlerden faydalanıldı Okulların kitap ihtiyacını karşılamak için de Üsküdar Matbaası her tarafta tesis edildi
Yapılan şansın dönmesi, devlet bütçesine ağır siklet getiriyordu Yükün kaldırılması için, sâdece Nizâmı Cedidin giderlerini karşılayacak İradı Cedid denilen yeni bir hazine kuruldu Ayrıca İradı Cedid, ileride meydana gelebilecek harplerin giderlerini de karşılayacaktı İki yüz bin kese layık olacak bu hazinenin gelir kaynaklarını, rüsûmı zecriye denilen tütün, içki ve kahveden alınan vergilerle, mahlûl mukataalardan alınan vergi ve her sene yenilenen beratlardan alınan vergiler teşkil ediyordu Hazinenin hesaplarını görmek için de tâlimli asker nâzırı, İrâdı Cedid defterdarı tâyin edildi
Nizâmı Cedid hareketi, askerî sâhadaki yeniliklerin yanısıra idârî, siyâsî ve ticârî sâhalarda benzer istikâmette bazı teşebbüsleri beraberinde getirdi İdârî sâhada, Anadolu ve Rumeli, yirmi sekiz vilâyete bölündü ve vezir sayısı buna yerinde hâle getirildi İdâreciliği menfî olan ehliyetsiz kişilere vezirlik verilmemesine dâir kânunnâme çıkarıldı ve tâyinlerin yapılması hakkı, pâdişâh ve sadrâzama verildi Vezirlerin memuriyet süresi, en düşük üç, en çok beş sene arasında sınırlandırıldı Kadıların durumu, timar nizamnâmesi düzenlenerek, yapılacak muâmelelerin kânunnâmeye uygun olmasına dikkat edildi
Osmanlı Devletinin iktisâdî, idârî, siyâsî sâhalarında yapılan icat ve ıslahatlar, yapılan menfî propaganda, içteki ve dıştaki başarısızlıklar sebebiyle istenilen neticeyi veremedi Islahatları kullanım edenler arasında, pâdişâha tam olarak itaat edenlerin sayısının az olması da bu başarısızlıklarda rol oynadı Hâricî düşmanlarla yapılan savaşlar, Arabistan ’da Vehhabî, Mora ’da Rum, Balkanlar ’da Sırp isyanları ile öteki ufak çaptaki isyânları bastırmakta güçlükle karşılanılmasının suçu, aralıksız Nizâmı Cedid askerine yüklendi Yeniçeri Ocağı mensuplarının da Nizâmı Cedid askerinin çoğalmasıyla kendi maaşlarının ellerinden gideceği korkusu, yeniliklere cephe almalarına yol açtı Fransa ’nın Osmanlı Devleti aleyhine cephe alıp, İstanbul ’daki Fransız sefirinin gizli gizli Yeniçerileri, “Maaşlarınız alınıp, devlet ileri gelenlerine dağıtılacaktır şeklindeki tahrikleri de etkili oldu Bu hareketin başarısızlığında korkak ve tutumsuz devlet adamlarının mühim tesiri oldu Devlet bütçesinden yapılan masrafların artması, hileli sikke kesilmesi veya yeni yeni vergilerin konulmasına alt olarak, eşyâ fiyatları arttı Taşrada vergi tahsildarlarının yolsuzlukları halka büyük can sıkıntısı getirdi Bu sebeplerden, yeniliğe karşı olan unsurlar, Nizhamı Cedid ’in yıkılması için fırsat aramaya başladılar *