iltasyazilim
FD Üye
NOKTALAMA İŞARETLERİ (NOKTA, VİRGÜL, NOKTALI VİRGÜL)
Duygu ve düşünceleri daha açık tasvir etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını tahsis etmek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün şive ve ton gibi özelliklerini ayrıntıları ile belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır
Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden daha sonra bir harf boşluğu ara verilir
Nokta ( )
1 Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur
Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir tenhalık çöküyordu
(Reşat Nuri Güntekin)
2 Bir Takım kısaltmaların sonuna konur: Alb (albay), Dr (hekim), Yrd Doç (asistan doçent), Prof (profesör), Cad (sokak), Sok (cadde), s (sayfa), sf (önad), vb (ve başka biri, ve sanki, ve bunun gibi), Alm (Almanca), Ar (Arapça), İng (İngilizce)
3 Sayılardan daha sonra sıra bildirmek için konur: 3 (üçüncü), 15 (on beşinci); II Mehmet, XIV Louis, XV asır; 2 Sokak, 20 Cadde, 4 Levent
UYARI: Sırt Sırta sıralandıkları için virgülle ya da çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7 maddeler; XII – XIV yüzyıllar arasında
4 Bir yazının maddelerini bildiren sayı ya da harflerden daha sonra konur:
I 1 A a
II 2 B b
5 Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı bildiren sayıları birbirinden bozmak için konur: 2951453, 29X1923
Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir Bu durumda ay adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923
6 Saat ve dakika belirten sayıları birbirinden bozmak için konur: Tren 0915'te kalktı Toplantı 1300 ’te başladı
Tören 1730'da, hükûmet daireleri kapandıktan yarım saat sonradan başlayacaktır (Tarık Buğra)
7 Bibliyografik künyelerin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960
8 Beş ve beşten fazla rakamlı sayılar sondan addedilmek üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326197, 49750812, 28434250310500
9 Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 45 20
Virgül ( , )
1 Birbiri ardınca sıralanan benzeşen görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve azıcık da korkudan sonra bu sıcak, parlak ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum
(Halide Edip Adıvar)
Sessiz dereler, kansız ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk
(Hüseyin Rahmi Gürpınar)
2 Birbirini Izleyen cümleleri birbirinden dağıtmak için konur: Bir varmış, bir yokmuş
Umduk, bekledik, düşündük (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
Lakin yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez
(Falih Rıfkı Atay)
3 Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonradan konur:
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ama, bir noktainazardan istifade ederiz
(Mustafa Kemal Atatürk)
4 Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirlemek için konur:
Saniye Bayan, merenlerde oğlunun but seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç bayan gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
5 Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri bozmak için konur:
Şu Anda, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım
(Mustafa Kemal Atatürk)
6 Kavrayış zor kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
Akşam, yine akşam, tekrar akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)
Kopar güz tellerinden
Derinden, içten, içten
Biten yazla başlar hüzün musikisi (Yahya Kemal Beyatlı)
7 Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden daha sonra konur: Datça'ya yarın gideceğim, dedi
Şehirde başta hükûmet doktoruyla karşılaştım
– Bugünlerde başımı kaşımaya zaman bulamıyorum, dedi
(Reşat Nuri Güntekin)
8 Söylev çizgisinden önce konur:
Bahçe kapısını açtı Sermet Bey ’e,
– Bu anahtar köşkü de açar, dedi (Ömer Seyfettin)
9 Kendisinden sonraki cümleye tabi olarak ret, kabul ve teşvik belirten hayır, değil, evet, peki, pekâlâ, bitmiş, olur, hayhay, başüstüne, pek, haydi, elbette gibi kelimelerden daha sonra konur: Peki, gideriz Olur, ben de size katılırım Hayhay, memnun oluruz Haydi, geç kalıyoruz
Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor
(Yahya Kemal Beyatlı)
10 Bir kelimenin kendisinden sonra gelen sözcük ya da sözcük gruplarıyla yapı ve kasıt bakımından bağlantısı olmadığını kullanmak ve manâ karışıklığını önlemek için kullanılır:
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır
(Halit Ziya Uşaklıgil)
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi
(Reşat Nuri Güntekin)
11 Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Baylar, bilirsiniz fakat hayat çağırmak, uğraş, müsademe demektir
(Mustafa Kemal Atatürk)
Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Kıymetli Arkadaşım,
12 Sayıların yazılışında, kesirleri bozmak için konur: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş bütün, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır bütün, yüzde kırk beş)
13 Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb maddelerden daha sonra konur:
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitapçı, İstanbul, 1938
Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:
Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958
UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de daha sonra da virgül konmaz:
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşekkürlerle doymuş bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı (Peyami Safa)
Ben Atatürk'le üç ya da iki kere karşılaştım
(Burhan Alın Yazısı)
Ya şevk içinde yıkılmış ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yoksa gül!
(Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonradan virgül konmaz:
Keza gider ayrıca ağlar
Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli (Özdeyiş)
Lüzum nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır
Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam
Ne kız verir ne dünürü küstürür
UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da de bağlacından sonra virgül konmaz:
İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da oysa onlar kadar bozuktur, fazla değil!
(Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Metin içinde ınca ince anlamında zarffiil görevinde kullanılan mı mi ekinden daha sonra virgül konmaz:
Ben aç yattım mı fena kötü rüyalar görürüm nedense
(Orhan Kemal )
Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın
(Attila İlhan)
UYARI: Şart ekinden daha sonra virgül konmaz:
Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı (Reşat Nuri Güntekin)
Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete
(Tarık Buğra)
UYARI: Metin içinde zarffiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz:
Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin olağan bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu (Halide Edip Adıvar)
Şimdiye değin, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da diğer köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi
(Yaşar Kemal)
Meydanlığa varmadan bir iki kere İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı (Necati Cumalı)
Ama yemekte bir karara varıp arkadaşına itinalı itinalı bakarak konuştu (Samim Kocagöz) *
Duygu ve düşünceleri daha açık tasvir etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını tahsis etmek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün şive ve ton gibi özelliklerini ayrıntıları ile belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır
Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden daha sonra bir harf boşluğu ara verilir
Nokta ( )
1 Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur
Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir tenhalık çöküyordu
(Reşat Nuri Güntekin)
2 Bir Takım kısaltmaların sonuna konur: Alb (albay), Dr (hekim), Yrd Doç (asistan doçent), Prof (profesör), Cad (sokak), Sok (cadde), s (sayfa), sf (önad), vb (ve başka biri, ve sanki, ve bunun gibi), Alm (Almanca), Ar (Arapça), İng (İngilizce)
3 Sayılardan daha sonra sıra bildirmek için konur: 3 (üçüncü), 15 (on beşinci); II Mehmet, XIV Louis, XV asır; 2 Sokak, 20 Cadde, 4 Levent
UYARI: Sırt Sırta sıralandıkları için virgülle ya da çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7 maddeler; XII – XIV yüzyıllar arasında
4 Bir yazının maddelerini bildiren sayı ya da harflerden daha sonra konur:
I 1 A a
II 2 B b
5 Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı bildiren sayıları birbirinden bozmak için konur: 2951453, 29X1923
Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir Bu durumda ay adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923
6 Saat ve dakika belirten sayıları birbirinden bozmak için konur: Tren 0915'te kalktı Toplantı 1300 ’te başladı
Tören 1730'da, hükûmet daireleri kapandıktan yarım saat sonradan başlayacaktır (Tarık Buğra)
7 Bibliyografik künyelerin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960
8 Beş ve beşten fazla rakamlı sayılar sondan addedilmek üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326197, 49750812, 28434250310500
9 Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 45 20
Virgül ( , )
1 Birbiri ardınca sıralanan benzeşen görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve azıcık da korkudan sonra bu sıcak, parlak ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum
(Halide Edip Adıvar)
Sessiz dereler, kansız ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk
(Hüseyin Rahmi Gürpınar)
2 Birbirini Izleyen cümleleri birbirinden dağıtmak için konur: Bir varmış, bir yokmuş
Umduk, bekledik, düşündük (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
Lakin yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez
(Falih Rıfkı Atay)
3 Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonradan konur:
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ama, bir noktainazardan istifade ederiz
(Mustafa Kemal Atatürk)
4 Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirlemek için konur:
Saniye Bayan, merenlerde oğlunun but seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç bayan gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
5 Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri bozmak için konur:
Şu Anda, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım
(Mustafa Kemal Atatürk)
6 Kavrayış zor kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
Akşam, yine akşam, tekrar akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)
Kopar güz tellerinden
Derinden, içten, içten
Biten yazla başlar hüzün musikisi (Yahya Kemal Beyatlı)
7 Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden daha sonra konur: Datça'ya yarın gideceğim, dedi
Şehirde başta hükûmet doktoruyla karşılaştım
– Bugünlerde başımı kaşımaya zaman bulamıyorum, dedi
(Reşat Nuri Güntekin)
8 Söylev çizgisinden önce konur:
Bahçe kapısını açtı Sermet Bey ’e,
– Bu anahtar köşkü de açar, dedi (Ömer Seyfettin)
9 Kendisinden sonraki cümleye tabi olarak ret, kabul ve teşvik belirten hayır, değil, evet, peki, pekâlâ, bitmiş, olur, hayhay, başüstüne, pek, haydi, elbette gibi kelimelerden daha sonra konur: Peki, gideriz Olur, ben de size katılırım Hayhay, memnun oluruz Haydi, geç kalıyoruz
Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor
(Yahya Kemal Beyatlı)
10 Bir kelimenin kendisinden sonra gelen sözcük ya da sözcük gruplarıyla yapı ve kasıt bakımından bağlantısı olmadığını kullanmak ve manâ karışıklığını önlemek için kullanılır:
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır
(Halit Ziya Uşaklıgil)
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi
(Reşat Nuri Güntekin)
11 Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Baylar, bilirsiniz fakat hayat çağırmak, uğraş, müsademe demektir
(Mustafa Kemal Atatürk)
Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Kıymetli Arkadaşım,
12 Sayıların yazılışında, kesirleri bozmak için konur: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş bütün, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır bütün, yüzde kırk beş)
13 Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb maddelerden daha sonra konur:
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitapçı, İstanbul, 1938
Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:
Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958
UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de daha sonra da virgül konmaz:
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşekkürlerle doymuş bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı (Peyami Safa)
Ben Atatürk'le üç ya da iki kere karşılaştım
(Burhan Alın Yazısı)
Ya şevk içinde yıkılmış ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yoksa gül!
(Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonradan virgül konmaz:
Keza gider ayrıca ağlar
Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli (Özdeyiş)
Lüzum nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır
Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam
Ne kız verir ne dünürü küstürür
UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da de bağlacından sonra virgül konmaz:
İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da oysa onlar kadar bozuktur, fazla değil!
(Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Metin içinde ınca ince anlamında zarffiil görevinde kullanılan mı mi ekinden daha sonra virgül konmaz:
Ben aç yattım mı fena kötü rüyalar görürüm nedense
(Orhan Kemal )
Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın
(Attila İlhan)
UYARI: Şart ekinden daha sonra virgül konmaz:
Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı (Reşat Nuri Güntekin)
Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete
(Tarık Buğra)
UYARI: Metin içinde zarffiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz:
Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin olağan bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu (Halide Edip Adıvar)
Şimdiye değin, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da diğer köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi
(Yaşar Kemal)
Meydanlığa varmadan bir iki kere İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı (Necati Cumalı)
Ama yemekte bir karara varıp arkadaşına itinalı itinalı bakarak konuştu (Samim Kocagöz) *