iltasyazilim
FD Üye
O Zat (sav)
O Zat (sas), kirk yil kavmi icinde Muhammedu’lEmîn olarak yasadi Getirdigi dini teblige baslayinca da butun Arabistan hayretle ayaga kalkti Sozleri oylesine cekici ve etkileyiciydi ki, dusmanlari tesir altinda kalmamak ve eski dinlerinden kopmamak icin O’nu dinlemek istemezlerdi Butun Arap sair ve hatipleri, O’nun getirdigi Kitab’in tek bir satirina bile nazire yapma meydan okuyusuyla karsilastiklarinda, acizliklerini ortaya koydular
O Zat (sas), karsilastigi butun eziyet ve iskencelere dudaklarinda bir gulumsemeyle cevap verdi “Eger zengin olmak istiyorsan sana istedigin kadar mal verelim; seref ve sevket istiyorsan, seni basimiza hukumdar yapalim; guzellige tutkunsan, istedigin en guzel kizla seni everelim Yeter ki su davandan vazgec! gibi, her olumluyu bastan cikaracak tekliflere cevabi cok acikti: “Gunes’i sag elime, Ay’i da sol elime verseler, yine de tebligimden vazgecmem Davasinin hakkaniyeti konusunda kalbinde en ufak bir suphe ve guvensizlik olmus olsaydi, elbette boyle davranmazdi
O Zat (sas), esini daha once kimsenin duymadigi ve daha sonra da duymayacagi bir ilim ve hikmetle konusuyordu Metafizik ve ilâhiyatin en karmasIk meselelerini acikliyor, devletlerin ve imparatorluklarin yukselis ve yikilislarinin sebeplerini tarihî delilleriyle ortaya koyuyor ve ahlâk kânunlariyla saglikli bir kulturun esaslarini vaz’ ediyordu Ictimaî kultur, iktisadî teskilâtlanma, kamu yonetimi ve milletlerarasi munasebetler sahasinda en guclu dusunurlerin ve âlimlerin hikmetini omur boyu arastirma ve tecrubelerden sonra ancak kavrayabildikleri duzenlemelerde bulunuyordu
Kendisine savas izni verilene kadar eline hic kilic almamis bulunan O Zat (sas), birden en cetin savaslarda bile bir defa olsun geri cekilmeyecek bir komutan, ama kilicini merhamet, hikmet, hukuk ve basirete baglamis bir komutan haline geliverdi Kendilerine mustesna bir askerlik egitim ve rûhu asiladigi insanlarin zihinlerini ve kalblerini de oylesine egitti ki, bu insanlar, birkac yil icinde devrin en saglam iki askerî gucunu dize getirirken, fethettikleri ulke insanlarini da Tabiûn ve Tebei Tabiîn denilen, kendilerinden sonra en kutlu iki ilim ve maneviyat nesli haline getirdiler
Peygamberligi ile birlikte en buyuk bir devlet adami olarak da arzi endam eden O Zât (sas), elinde bugunku haberlesme imkânlarinin hicbiri olmadigi halde, 3 milyon km2lik bir cole yayilmis cahil, kaba, kultursuz ve kabile savaslarina dalmis insanlari cok kisa bir zamanda bir bayrak, bir anayasa, bir din, bir kultur, bir medeniyet ve bir hukumet altinda toplamayi basardi
O, halkin dusunce tarzini, aliskanliklarini ve ahlâkini degistirdi Cehaleti ilme, bedeviyeti medeniyete, kaba, acimasiz ve kotu kisileri de dindar, Allah korkusuyla dopdolu ve durust insanlara kalbetti Bu insanlarin inatci ve bukulmez vahsî tavirlari, hukuka teslimiyete donustu Asirlardir iclerinden adi anilmaya deger tek bir buyuk insan cikaramamis olan bir kavim, O’nun rehberliginde dunyanin her tarafina din, ilim, ahlâk ve medeniyet tasimaya kosan on binlerce yuce ruha kaynaklik etti
Ulkesinin hakimi, kalblerin sevgilisi, akillarin muallimi olmasina ragmen o kadar bensiz ve mutevazi idi ki, hep sade kaldi ve sade bir omur surdu Kerpicten orme haneciginde ummetinin en fakiri olarak yasiyordu Hasir uzerinde uyur, sade giyinir, cok az yer, cok zaman da ac kalirdi Gecelerini Rabb’inin huzurunda ibadet ve dua ile gecirirdi Fakirlerin, kimsesizlerin yardimina kosardi Bir isci gibi calismaktan asla haya etmezdi Hayatinin hicbir ânina luks, debdebe ve satafat girmedi Insanlardan bir insan olarak herkesle oturur, konusur ve gorusurdu Herkesin derdine ortak olur, sevincleriyle sevinir, uzuntuleriyle uzulurdu Halkin o kadar icindeydi ki, bir yabanci geldiginde ashabi icinde O’nu ayirt edemezdi Olanca buyuklugune ragmen, davranislariyla insanlardan bir insandi Omru boyunca ummeti adina, butun insanlik adina katlandigi onca mesakkatlerin karsiliginda kimseden en ufak bir talepte bulunmak soyle dursun, bunu aklindan bile gecirmedi Ve, vefatinda maddî miras birakmadi
O Zat (sas), kirk yil kavmi icinde Muhammedu’lEmîn olarak yasadi Getirdigi dini teblige baslayinca da butun Arabistan hayretle ayaga kalkti Sozleri oylesine cekici ve etkileyiciydi ki, dusmanlari tesir altinda kalmamak ve eski dinlerinden kopmamak icin O’nu dinlemek istemezlerdi Butun Arap sair ve hatipleri, O’nun getirdigi Kitab’in tek bir satirina bile nazire yapma meydan okuyusuyla karsilastiklarinda, acizliklerini ortaya koydular
O Zat (sas), karsilastigi butun eziyet ve iskencelere dudaklarinda bir gulumsemeyle cevap verdi “Eger zengin olmak istiyorsan sana istedigin kadar mal verelim; seref ve sevket istiyorsan, seni basimiza hukumdar yapalim; guzellige tutkunsan, istedigin en guzel kizla seni everelim Yeter ki su davandan vazgec! gibi, her olumluyu bastan cikaracak tekliflere cevabi cok acikti: “Gunes’i sag elime, Ay’i da sol elime verseler, yine de tebligimden vazgecmem Davasinin hakkaniyeti konusunda kalbinde en ufak bir suphe ve guvensizlik olmus olsaydi, elbette boyle davranmazdi
O Zat (sas), esini daha once kimsenin duymadigi ve daha sonra da duymayacagi bir ilim ve hikmetle konusuyordu Metafizik ve ilâhiyatin en karmasIk meselelerini acikliyor, devletlerin ve imparatorluklarin yukselis ve yikilislarinin sebeplerini tarihî delilleriyle ortaya koyuyor ve ahlâk kânunlariyla saglikli bir kulturun esaslarini vaz’ ediyordu Ictimaî kultur, iktisadî teskilâtlanma, kamu yonetimi ve milletlerarasi munasebetler sahasinda en guclu dusunurlerin ve âlimlerin hikmetini omur boyu arastirma ve tecrubelerden sonra ancak kavrayabildikleri duzenlemelerde bulunuyordu
Kendisine savas izni verilene kadar eline hic kilic almamis bulunan O Zat (sas), birden en cetin savaslarda bile bir defa olsun geri cekilmeyecek bir komutan, ama kilicini merhamet, hikmet, hukuk ve basirete baglamis bir komutan haline geliverdi Kendilerine mustesna bir askerlik egitim ve rûhu asiladigi insanlarin zihinlerini ve kalblerini de oylesine egitti ki, bu insanlar, birkac yil icinde devrin en saglam iki askerî gucunu dize getirirken, fethettikleri ulke insanlarini da Tabiûn ve Tebei Tabiîn denilen, kendilerinden sonra en kutlu iki ilim ve maneviyat nesli haline getirdiler
Peygamberligi ile birlikte en buyuk bir devlet adami olarak da arzi endam eden O Zât (sas), elinde bugunku haberlesme imkânlarinin hicbiri olmadigi halde, 3 milyon km2lik bir cole yayilmis cahil, kaba, kultursuz ve kabile savaslarina dalmis insanlari cok kisa bir zamanda bir bayrak, bir anayasa, bir din, bir kultur, bir medeniyet ve bir hukumet altinda toplamayi basardi
O, halkin dusunce tarzini, aliskanliklarini ve ahlâkini degistirdi Cehaleti ilme, bedeviyeti medeniyete, kaba, acimasiz ve kotu kisileri de dindar, Allah korkusuyla dopdolu ve durust insanlara kalbetti Bu insanlarin inatci ve bukulmez vahsî tavirlari, hukuka teslimiyete donustu Asirlardir iclerinden adi anilmaya deger tek bir buyuk insan cikaramamis olan bir kavim, O’nun rehberliginde dunyanin her tarafina din, ilim, ahlâk ve medeniyet tasimaya kosan on binlerce yuce ruha kaynaklik etti
Ulkesinin hakimi, kalblerin sevgilisi, akillarin muallimi olmasina ragmen o kadar bensiz ve mutevazi idi ki, hep sade kaldi ve sade bir omur surdu Kerpicten orme haneciginde ummetinin en fakiri olarak yasiyordu Hasir uzerinde uyur, sade giyinir, cok az yer, cok zaman da ac kalirdi Gecelerini Rabb’inin huzurunda ibadet ve dua ile gecirirdi Fakirlerin, kimsesizlerin yardimina kosardi Bir isci gibi calismaktan asla haya etmezdi Hayatinin hicbir ânina luks, debdebe ve satafat girmedi Insanlardan bir insan olarak herkesle oturur, konusur ve gorusurdu Herkesin derdine ortak olur, sevincleriyle sevinir, uzuntuleriyle uzulurdu Halkin o kadar icindeydi ki, bir yabanci geldiginde ashabi icinde O’nu ayirt edemezdi Olanca buyuklugune ragmen, davranislariyla insanlardan bir insandi Omru boyunca ummeti adina, butun insanlik adina katlandigi onca mesakkatlerin karsiliginda kimseden en ufak bir talepte bulunmak soyle dursun, bunu aklindan bile gecirmedi Ve, vefatinda maddî miras birakmadi