Obezite cerrahisi sonrası kabızlık ve alınacak önemler

Obezite ameliyatları sonrası kabızlık ( konstipasyon ) şikayetleri yaşanılan en büyük kahırların başında gelmektedir. Kabızlık bir hastalık olmayıp çeşitli belirti-bulgularla seyreden ve sindirim sistemini etkileyen değerli bir meseledir. Kabızlık şikayetleri ameliyat sonrasında hastaların ömür kalitelerini olumsuz cephede etkilemektedir.

Tabipler umumiyetle kabızlığı dışkı sayısında azalma olarak isimlendirirken, hastalar ise dışkılama ve gaz ağrılarıyla ilgili yakınmalarının tamamını kabızlık (konstipasyon) olarak isimlendirmektedirler. Hastaların birçoklarına nazaran kabızlık; sert dışkı, dışkı sayısının seyrekliği (tipik olarak haftada üçten az), ağır ıkınma gerekliliği, tam boşalamama hissi, zayıf dışkılama, anüs yahut vajina muhitine bası, parmakla müdahale ya da tuvalette uzun vakit geçirme semptomlarından biri yahut daha ziyadesinin olmasıdır.

Obezite cerrahisi hastalarında küçülen mide hacmine bağlı olarak besin alımında ki zayıflıklar, yerinde ölçüde su tüketememe kabızlığın en temel sebepleridir. Birebir devranda fizikî aktivitede ki azlık ve kullanılan ilaçların yan tesirleri de (demir ilaçları, ağrı kesiciler ) kabızlığa neden olmaktadır.

Kabızlığın Tedavisinde Neler Yapılabilir?

Medikal tedavi öncesinde, lifli-posalı diyet, yerinde likit alımı ve egzersiz önerilmelidir.

Kesinlikle 30 g dan az olmamak kaydı ile (30-50 g) diyet lifi almaları bildirilerek diyet düzenlenmelidir. Lif açısından güçlü beslenmenin kolon transit vaktini kısaltarak, dışkılama sıklığını arttırdığı, konstipasyon sıklığını azalttığı bilinmektedir.

Ortalama 1.5 – 2 l/gün likit tüketilmelidir. Öbür içecekler su mekanına sayılmamalıdır. Mahsusen kafein içeren çay, kahve üzere içecekler diüretik tesirleriyle vücuttan su kaybına neden olduklarından tüketimleri sonlandırılmalıdır.

Kuru kayısı hoşafı ya da kuru kayısı, kuru erik üzere kuru meyveler tüketilerek bağırsak hareketleri arttırılmalıdır.

Obezite cerrahisinde protein tüketimine verilen öncelik nedeniyle lif açısından güçlü zerzevat ve meyveler geri plana atılmamlıdır. Günlük öğünlerde protein içeren yiyecekler (et, balık, tavuk, yumurta ,kurubaklagiller ) ile birlikte zerzevat, ara öğünlerde ise yoğurt, süt ve kefir ile birlikte meyve tüketimine itina gösterilmelidir.

Probiyotik bakterilerden varlıklı sade activia yoğurt ve kefir üzere besinler tercih edilmelidir.

Çiğ zerzevat tüketimi hür olduğu devir itibariyle öğlen ve akşam yemeklerinin yanında salata tüketilebilir. Salatalar tavuk, ton balığı, peynir, et ile birlikte tüketildiğinde protein açısından da güçlü beslenilmiş olunacaktır.

Nizamlı olarak egzersiz yapıldığında hem kilo kaybı artacak hem de barsak hareketleri hızlanacaktır.

Tüm alınan tedbirlere ve beslenmede ki düzenlemelere karşın kabızlık şikayetleri iki üç günü geçtiği taktirde laksatif tasarrufu önerilebilir. Laksatiflerin dozu ve çeşidi yaşa, vücut tartısına ve dışkı birikiminin şiddetine nazaran belirlenir. Laksatif dozunun günde 1-2 kere dışkılamayı sağlayacak formda ayarlanması gerekmektedir. Tedavide hangi ilacın seçildiğinden çok seçilen ilacın iyi dozda verilmesi ve hastanın tedaviye armonisi değerlidir. Tertipli bir dışkılama alışkanlığı sağlandıktan sonra laksatif dozu günde birkaç kere dışkılamayı sağlayacak, duruma geldiğinde yavaş yavaş azaltılmalıdır. Laksatifler kısa vadede başarılı sonuçlara ulaşımı sağlarken, uzun vadede beslenme ile ilgili kesin tahlil yollarına başvurulmalıdır Uzun vadeli laksatif tasarrufu barsak tembelliği ve bağımlılığa sebep olabilir. Kabızlık şikayetine kısa vadede müdahele edilmeği taktirde gastrointestinal sistem rahatsızlıkları , hemoroid ve fıtık… üzere bir çok mesele ile karşılaşılabilir. Obezite cerrahisi sonrası kabızlıkla ilgili yaşadığınız ezalar arttığında doktorunuz ve beslenme uzmanınıza müşavereyi ihmal etmeyiniz.