Obezite cerrahisinin tarihçesi sanılandan daha eskidir. Obezite cerrahisi 1960’lardan beri uygulanan, son 10-15 yılda laparoskopik cerrahinin konforu ve güvenliği sayesinde de giderek yaygınlaşmıştır.
Bu evrimsel süreçte farklı tekniklerin (Slevee Gastrektomi- Gastrik Band- Gastrik By Pass- BPD) uzun dönem sonuçları, hastaların hayat kalitesinin değişim ve gözlemle bu süreçte bazı yöntemleri öne çıkarmış, kimi yöntemleri de geride bırakmıştır.
10 yıl önce teknik kolaylığı ve cerrahi risklerinin düşük olması nedeniyle Gastrik Band popüler olmuş. Ancak uzun dönemde hastalardaki dispeptik şikayetler; geri kilo alma, hasta tarafından yöntemin suistimali ve bandı çıkarma gerekliliğin oluşması ile popüleritesini yitirmiştir.
Avrupa’da bariatrik cerrahinin amiral gemisinin gastrik band olduğu 2000’li yıllarda ABD’ de Gastrik By Pass prosedürü hızla yayıldı ve en sık uygulanan prosedür haline geldi.
Tam da bu sırada cerrahi teknik ve riskler açısından Gastrik By Pass’ tan daha kolay ve sonuçları ile de Gastrik By Pass ile Gastrik Band arasında yer alan Slevee Gastrektomi tekniği obezite cerrahisiyle ilgisi olmayan cerrahları bile bu alana yöneltti.
Slevee Gastrektomi’ den sonra demir ve kalsiyum eksikliklerinin görülmemesi, takip kolaylığı, günümüzde en popüler yöntem olarak yerini almasını sağladı.
Dezavantajlarına gelince restriktif bir yöntem olan Slevee Gastrektomiden sonra 1 yıl içerisinde kalıcı beslenme alışkanlık değişimi sağlanmaz ise geriye kilo alımı ciddi bir sorundur.
Obezite ve özellikle Tip II diyabetli obezlere daha güzel sonuçlar vadeden SADİ-S bize göre gün geçtikçe popüler hale gelecek. Slevee Gastrektominin yerini alacaktır.
Obezite cerrahisi uygulamalarında en popüler ya da cerrahın uygulamak istediği yöntem değil, hastanın konu ile ilgili yeterli bilgilendirmesi yapıldıktan sonra hasta ve cerrahın birlikte karar vereceği yöntem uygulanmalıdır.
Bu evrimsel süreçte farklı tekniklerin (Slevee Gastrektomi- Gastrik Band- Gastrik By Pass- BPD) uzun dönem sonuçları, hastaların hayat kalitesinin değişim ve gözlemle bu süreçte bazı yöntemleri öne çıkarmış, kimi yöntemleri de geride bırakmıştır.
10 yıl önce teknik kolaylığı ve cerrahi risklerinin düşük olması nedeniyle Gastrik Band popüler olmuş. Ancak uzun dönemde hastalardaki dispeptik şikayetler; geri kilo alma, hasta tarafından yöntemin suistimali ve bandı çıkarma gerekliliğin oluşması ile popüleritesini yitirmiştir.
Avrupa’da bariatrik cerrahinin amiral gemisinin gastrik band olduğu 2000’li yıllarda ABD’ de Gastrik By Pass prosedürü hızla yayıldı ve en sık uygulanan prosedür haline geldi.
Tam da bu sırada cerrahi teknik ve riskler açısından Gastrik By Pass’ tan daha kolay ve sonuçları ile de Gastrik By Pass ile Gastrik Band arasında yer alan Slevee Gastrektomi tekniği obezite cerrahisiyle ilgisi olmayan cerrahları bile bu alana yöneltti.
Slevee Gastrektomi’ den sonra demir ve kalsiyum eksikliklerinin görülmemesi, takip kolaylığı, günümüzde en popüler yöntem olarak yerini almasını sağladı.
Dezavantajlarına gelince restriktif bir yöntem olan Slevee Gastrektomiden sonra 1 yıl içerisinde kalıcı beslenme alışkanlık değişimi sağlanmaz ise geriye kilo alımı ciddi bir sorundur.
Obezite ve özellikle Tip II diyabetli obezlere daha güzel sonuçlar vadeden SADİ-S bize göre gün geçtikçe popüler hale gelecek. Slevee Gastrektominin yerini alacaktır.
Obezite cerrahisi uygulamalarında en popüler ya da cerrahın uygulamak istediği yöntem değil, hastanın konu ile ilgili yeterli bilgilendirmesi yapıldıktan sonra hasta ve cerrahın birlikte karar vereceği yöntem uygulanmalıdır.