Obezite günümüzde en yaygın sağlık sorunudur. Beden kütle indeksinin 25’in üzerinde olması olarak tanımlanır. Çocukluk çağı obezitesi sosyoekonomik durum ,yaş, cinsiyet veya etnik kökene bakılmaksızın tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. Kilolu çocuklar tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıklara yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde daha yatkın olmaktadırlar.
Peki obezitenin temelleri ne zaman atılır ve sadece genetik yolla mı aileden miras olarak alınır? Bu soruyu cevaplamak için gebelik dönemine geri dönüp bakmak gerekir. Gebeliğin 3. trimesterinde yani 6-9.aylar arasında fetüsün (bebeğin) yağ hücrelerinin sayısı artmaya başlar.
Annenin gebeliği süresince çok yüksek kalorili beslenmesi bebeğin yağ hücresi üretimini arttırır. Bu durum daha sonrasında bebeğin iştah ,nöroendokrin fonksiyonları ve enerji metabolizmasında kalıcı değişikliklere neden olur. Hastalıklara olan genetik yatkınlık kişinin de %100 bu hastalığa sahip olacağı anlamına gelmez. Genetik yatkınlık ancak uygun şartlar sağlandığında (kötü beslenme, hareketsizlik vb.) obezitenin meydana gelmesinde etkendir..