OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK ( OKB )
Obsesyonlar tekrarlayan, inatçı, rahatsız eden, mantıksız olduğu kabul edilmesine rağmen
akıldan uzaklaştırmada zorluk yaşanan düşünce, dürtü ve düşlemlerden oluşurken
kompulsiyonlar, obsesyonların yol açtığı kaygıyı azaltmak için ortaya çıkan tekrarlanan, amaçlı,
belli kuralara göre yapılan, davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. Ergen ve erişkinler için
ritüellerin mantıksız veya aşırı olduğunu fark edilebilirken çocuklar için bu geçerli olmayabilir.
Çoğu zamanda çocuklar ritüellerini saklamaya çalışsalar da, yoğun olduğu zaman bu imkânsızdır.
En sık görülen obsesyonlar şunlardır: kirlenme (örn: mikrop, hastalık...), kendisine veya
ailesinden birisinin başına kötü bir şey gelme (örn: kaçırılma...), en doğruyu yapma (örn: titizlik...)
ve cinsel içerikli düşüncelerdir. En sık kompulsiyonlar ise yıkanma, tekrarlama, kontrol etme,
sayma, dokunma ve biriktirmedir .
Çocuk ve ergenlerde yapılan sıklık çalışmalarında OKB’nin toplumda görülme sıklığı % 3
civarındadır. Çocukluk çağı başlangıçlı OKB için erkeklerde başlama yaşı ergenlik öncesi iken
kızlarda ergenlikte başlar. Ergenlik döneminde OKB kızlar ve erkeklerde eşit gözükürken
erişkinlikte kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Erken başlangıçlı OKB’ si olanlarda tik
bozuklukları ve DEHB daha sık görülür .
Beta – hemolitik streptekok enfeksiyonu sonrası ortaya çıkabilen dramatik, akut kötüleşme ve
iyileşme dönemleriyle seyreden OKB veya tik bozukluğu PANDAS (Streptekok Enfeksiyonlarıyla
İlişkili Pediyatrik Otoimmün Nöropsikiyatrik Hastalık ) olarak adlandırılır . PANDAS alt grubunu
tanımlamak değerlendirme ve tedavinin farklı olması nedeniyle önemlidir.
OKB’ ye en sık eşlik eden tanılar Depresif Bozukluklar, diğer Kaygı Bozuklukları, Tik Bozukluğu,
Davranım Bozukluğu ve DEHB dir. OKB’nin etyolojisinde genetik, nörokimyasal, nöroanatomik,
nöroimmunolojik ve psikososyal nedenler rol oynar. OKB’nin tedavisinde bilişsel davranışçı tedavi
ve psikofarmakolojik tedavinin etkilidir. Başlangıç tedavisi olarak bilişsel davranışçı tedavi
önerilirken OKB’ye eş tanının eşlik etmesi ya da OKB’nin ağır olması durumunda
psikofarmakolojik tedavinin eklenmesi yönündedir. Psikofarmakolojik tedaviye rağmen OKB
belirtilerinin devam etmesi, erken başlangıç, seksüel ve dini obsesyonların olması, iç görünün
olmaması, eş tanıların eşlik etmesi, hastaneye yatış öyküsünün olması, şizotipal kişilik
bozukluğunun varlığı, ebeveynlerde birinci eksen bozukluk öyküsünün olması, algı ile ilgili
sorunların varlığı tik bozukluğu öyküsünün olması prognozun kötü olduğunu gösterir