ödevimizi ne zaman yapacağız

29 Ekim 1914–30 Ekim 1918 Bütün dört yıl
Dört savaş yılı her tarafında patlayan bombalardan ufuklar kararmış, gökyüzünü dumanlar kaplamış, denizlerakarsular kızıla, topraklar ala boyanmış
Dört savaş yılı her tarafında anaların, babaların, eşlerin yüreği yanmış, çocuklar boynu bükük öksüz kalmış

Çocuklar aç, sefil, yoksul; amansız hastalıklara yenik düşmüş
Osmanlı devleti de, 3 kıtada 9 cephede yaptığı savaşlarda yenik düşmüş ve 30 Ekim 1918 de Mondros Mütareke Antlaşmasıyla resmen olmasa da gerçekte tarih sahnesinden silinmiş
Dili ve dişleri kanlı sömürgeciler, kan kokusu almış prinalar gibi Anadolu topraklarına üşüşmüşler, önce İstanbul ’u işgal etmişler, peşinde da Yunanlılara İzmir ’i işgal ettirmişler
Güvey Ferit başı dönen ve çaresiz… Vahdettin de başı dönen ve biçare…
Padişah ve Halife Vahdettin, tahtını bir de kendisini düşünmekte, önce Allah ’a daha sonra İngiliz ’e güvenmekte…

Damat Ferit de, Vahdettin de İngilizlerin bir dediğini iki etmemekte
İngilizlerin isteğiyle Yozgat Boğazlıyan kaymakamı Kemal Bey ’i tutuklatmışlar, düzmece bir suçlama sonunda idam ettirmişler
Anadolu kan ağlamaktadır
Anadolu halkı; devleti gibi, kendilerinin de tarih sahnesinden silinmek istendiğini görmüştür
Anadolu halkı; yalnız sömürgecilerle değil, hastalıklarla, arzu ve yoksullukla da savaşmak zorunda fakat direncini yitirmemiş

Çanakkale Zaferi Anadolu halkına güven ve direnme gücü katmış
Anadolu halkı fakir, aç ama Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal ’e inanıyor, güveniyor
Gazi Mustafa Kemal de halkına güveniyor, inanıyor
Böyle olmasaydı, ilkelerinden biri “Halkçılık olur muydu?
Gazi Mustafa Kemal bu inançla, bu güvenle ve kararlılıkla 16 Mayıs 1919 da İstanbul ’dan Samsun ’a gitmek ve kurtuluşun ateşini orada tutuşmak üzere ayrılır
19 Mayıs 1919 Türkiye Cumhuriyeti ’nin temelinin atıldığı tarihtir
19 Mayıs 1919 Anadolu coğrafyasının reel sahibi halkın, millet olma bilincinin yeşerdiği tarihtir
19 Mayıs 1919; emperyalizmin, kanlı dişleri aralarında parçalayarak imha etmek istediği Türk Ulusu ’nun dirilmeye başladığı tarihtir

19 Mayıs 1919 ezilen, horlanan, aşağılanan, aç ve açıkta bırakılan fakir Türk Ulusu ’nun, emperyalizmi alt etmek için şahlanışının tarihidir
19 Mayıs 1919 dünyanın ezilen bütün uluslarına, emperyalizmin yenilebilirliğini bildiren Çanakkale Zaferi ’nden sonraki ikinci en büyük zaferin başlangıcıdır
Bu nedenledir fakat, her yıl 19 Mayıs ’ta bayram yapıyoruz
19 Mayıs Bayramı ’nın temeli Türk Gençliğidir
Türkiye Cumhuriyeti, Türk Gençliğinin kanı ile elde edilen zaferin tacıdır
Böyle olduğu içindir ama bu bayramın adında “Gençlik yer almaktadır
Gazi Mustafa Kemal Atatürk BURSA NUTKU ’NDA ve GENÇLİĞE SÖYLEV ’SİNDE Cumhuriyetin ve Devrimlerin sahibinin Türk Gençliğinin olduğunu belirterek, korunmasını ve yüceltilmesini Türk Gençliğine görev olarak vermiştir

Peki, bugün Cumhuriyetimiz ve Devrimlerimiz ne durumda?
Hepimiz de görüyoruz ne durumda olduğunu! Anlatmaya lüzum var mı?
1919 koşulları ile bu günkü şartlar biçimsel farklılıklarla az daha benzer değil mi?
O gün toplarıyla işgal ettiler, bu gün şirketleriyle ve silahsız…
Türk Gençliği işsizlik, fakirlik denizinde boğuluyor
AB ve ABD emperyalistleri anında her konuda iç işlerimize karışıyor, düşünce veriyor
Onlar us verdikçe ve onların verdiği aklı uygulayanlar idare eden epeyce, batarız batıyoruz
19 Mayıs 1919, Milli egemenliği almak için atılan adımın tarihidir
19 Mayıs Atatürk ’ü Kutlama, Gençlik ve Spor Bayramı Türk Milleti ’nin bayramıdır
Bu bayram bizim, bizim bayramımız

Haklı olarak coşkuyla kutlayacağız

Kutlarken bir defa daha düşünecek ve önce kendimize sonradan birbirimize soracağız;
Türk Gençliği, Türk Ulusu;

ÖDEVİMİZİ NE SÜRE YAPACAĞIZ?
GEÇ KALIRSAK EĞER, YOK OLACAĞIZ…

Ali ÇEVİKYİĞİT *